DOLAR

34,5467$% 0.18

EURO

36,0147% -0.62

GRAM ALTIN

3.005,41%1,48

ÇEYREK ALTIN

5.110,00%0,95

TAM ALTIN

20.381,00%1,12

ONS

2.705,79%1,29

BİST100

9.549,89%1,94

İkindi Vakti a 15:27
Bursa HAFİF YAĞMUR
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,5467

EURO 36,0147

ALTIN 3.005,41

BİST 100 9.549,89

İkindi 15:27

Ekohaber’de Bu Hafta: Bursa İş Dünyası 2025’e Temkinli Bakıyor

ad826x90

AYDIN DAĞTEKİN – GÖKSEL BAŞARAN

Finansa erişimin özellikle imalatçı firmalar için kolaylaştırılması, ihracatçılara ayrı kur uygulanması, bölümlere gerekli teşvik ve destek düzeneklerinin acilen devreye alınmasını isteyen OSB, SİAD ve STK liderleri, “Fiyat tutturamayan ihracatçı firmaların tamamına yakını zarar ediyor. Yatırımlar durdu. Rekabetçiliğini kaybeden Türkiye, artık yeni bir hikaye yazmalı. Bu periyotta kamu – özel sektör işbirliği ve dijital dönüşüm şart” şeklinde görüş beyan ettiler.

Bursa iş dünyası yetkilileri, “2025 için beklentilerimiz, öncelikle Türkiye iktisadının istikrara kavuşması. Enflasyonun kontrol altına alınması, maliyetlerin denetlenmesi ve iş gücü maliyetlerinin yapılandırılması gerekiyor. Üretici firmaların ve ihracatçıların desteklenmesi, sektörel siyasetlerin oluşturulması kritik kıymette. Aksi takdirde, orta ölçekli işletmelerin 2025 yılına da kan kaybederek girmesi kaçınılmaz olabilir” uyarısında bulundu.

Erol Gülmez

NOSAB YKB

İhracatçı firmalara ayrı kur uygulansın

2024 yılı çok kötü geçti. Tekstilciler için, otomotivciler için çok kötü bir yıl oldu. Maalesef enflasyondan kaynaklı maliyet artışlarıyla satış fiyatları rekabet edemiyor. Dolayısıyla şirketlerin tamamına yakını zarar ediyor. Bunun yanı sıra yatırımlar durdu, sebebi de faizlerin çok yüksek olması. İhracat yapan firmalar da çok kötü bir yıl geçirdi, çünkü dövizin uzun süredir baskılanıyor olması, hem dış ülkelerdeki rakiplerimizle rekabet edemememize, hem de zarar etmemize neden oldu. O nedenle “İnşallah 2025, 2024 gibi bir yıl olmaz” demekle birlikte, 2025’te de bu sürecin devam edeceğini düşünüyoruz.

Türkiye olarak cari açığı olan bir ülkeyiz. En azından ihracatçıların yaşayabilmesi için ihracatçı firmalara ayrı bir kur uygulansın. Çünkü mevcut kur, gerçek değerinde değil. Böyle olunca, ihracatçılara gerçek değerinde kur uygulansın isteriz. Onların nefes almasını sağlarsınız bu şekilde. Çünkü ihracatta kaybettiğiniz bir müşteriyi bir daha geri alamıyorsunuz. O, hem ülke için, hem de firma için kayıp oluyor. Bu durum istihdamı da, ihracatı da etkiliyor. O nedenle böyle bir talebimiz olabilir. Yurt içine satış yapanlar için ise en azından finansa ulaşmanın kolaylaştırılması ya da finans maliyetinin en azından imalatçı firmalar için düşürülmesini talep ediyoruz.

Bu arada vergiler daima artıyor. Kurumlar Vergisi 5 puan artmıştı. Bunlar yüksek şeyler, eski haline geri dönülebilir, vergi yükleri hafifletilebilir. Ekonomik olarak ihtiyaç var tahminen ama ekonomik olarak hem bizim yatırımlara devam edebilmemiz için, hem de işletme sermayesinde finans maliyetini düşürmek için takviyeler yapılabilir.

Yalçın Toy

Kayapa OSB YKB

2025’in daha iyi olacağını ümit ediyorum

Bursa iş dünyası olarak 2023 yılındaki yüksek enflasyonun tesirlerinin 2024 yılında biraz da olsa azalmaya başladığını hissettik ama yine de 2024 durağan bir yıl. Bunun etkileri hala devam ediyor. 2025 yılının ise, 2024 yılından biraz daha iyi olacağını ümit ediyorum.

Rasim Çağan

BOSİAD YKB

Rekabetçiliğini kaybeden Türkiye, artık yeni bir hikaye yazmalı

2024 yılı, içerideki enflasyonun getirdiği maliyet artışı ve düşük seyreden döviz kurlarının gelirlerdeki artışı sınırlı tutması sonucu, katma değeri az bir yıl olarak geçmekte. 2025 yılında bu tablonun ülkemiz firmaları için çok değişeceğini düşünmüyorum. İhracat pazarlarımızdaki, özellikle Avrupa’da durağan ekonomi, yine talebi düşük tutacak ve talep yönlü büyümeyi baskılayacak.

Türkiye son yıllarda oluşan enflasyon sonucu, emek yoğun işlerde pahalı kaldı ve rekabetçiliğini kaybetti. Artık kurumlar ve şirketler yeni bir hikaye yazmalı.

Pandemi sonrası artan talep, şirketler ve kurumların son yıllarda rehavete kapılmasına sebep oldu. İşlerin daima aynı devam edeceğini varsaydık. Ancak şimdi sorulacak sorular; Otomasyon ve yapay zekada ne durumdayız? İklim değişikliği konusunda ne yapıyoruz? Demokrasi konusunda ilerlemelerimiz neler? Demografik gelişmeler, jeopolitik riskleri ne kadar öngörüp bugünden hazırlık yapıyoruz? Üniversite ve mesleksel eğitimin niteliğini nasıl arttırırız?

Başka türlü orta gelir tuzağından çıkamayız. Bir başka sözle bugün olduğu gibi düşük gelir kümesindeki ülkeler ile ücret bakımından rekabet edemez, yüksek gelir kümesindeki ülkeler karşısında da inovasyonlarımızın yetersiz kalması sonucu düşük büyüme performansı sergilemeye devam ederiz.

Osman Güler

IBIA YKB

2025’in ikinci yarısından itibaren rahatlama bekliyoruz

Pandeminin sona ermesinin ardından dünyada yaşanan bölgesel savaşlar ile küresel iktisattaki sakinliğin devamı nedeniyle sıkıntılı sürecin atlatılamadığı söylenebilir. Enflasyonist baskı, artan maliyetler, kredilere ulaşım zorluğu 2024 yılında reel sektörü etkilemiştir. 2025 yılında alınacak yeni ekonomik önlemler ile yılın ikinci yarısından itibaren belli bir rahatlama beklenmektedir.

Nilüfer Çevikel

DOSABSİAD YKB

Kamu- özel sektör işbirliği ve dijital dönüşüm şart

2024 yılı küresel iktisattaki belirsizlikler, yakın coğrafyamızdaki savaşlar, tedarik zinciri problemleri ve yüksek üretim maliyetleri nedeniyle iş dünyası için hayli zorlu bir dönem oldu. Finansmanın maliyetinin artması, döviz kurlarının ihracatçılar için beklentileri karşılayamaması, AB pazarındaki durgunluk ve Çin başta olmak üzere Uzakdoğu ülkelerinin firmalarımızı rekabette zorlaması da, özel kesimimizin mücadele alanları arasında olmaya devam etti.

2025 yılında ülkemizin ve iş dünyamızın ekonomik olarak daha güçlü bir konuma gelmesi için kamu-özel sektör iş birliğinin güçlenerek devam etmesi ile mümkün olacaktır. İhracat potansiyelimizi artırma, uluslararası alanda rekabetçiliğimizi güçlendirme ve üretimde verimliliği yükseltme amaçları ile birlikte yeni yatırımların teşvik edilmesi için kesinlikle teşvik ve destek düzeneklerinin en hızlı şekilde devreye alınması gerekmektedir.

Özellikle reel dalın finansmana erişiminin kolaylaşması, eşiğinde bulunduğumuz Yeşil Mutabakata uyum süreçlerine adapte olmalarının sağlanması, dijital dönüşüm ve e-ticaret alanında firmalarımıza rehberlik edilmesi DOSABSİAD olarak önceliklerimiz ortasındadır. Geçen devirde olduğu gibi 2025’te de daha fazla istihdam oluşturacak, çalışanlarımızın niteliğini yükseltecek projelerimizin yanı sıra, genç ve kadın girişimcilerimiz için destek düzenekleri geliştirmeye devam etmeyi planlıyoruz.

Bursa’nın sanayi altyapısının gelişimini sürdürebilmesi için teknolojik dönüşüme yatırım yapmak firmalarımız için kaçınılmaz. Verimliliği artıran uygulamalara ve etrafa hassas teknolojilere geçiş, sanayicilerimize maliyet avantajı sağlayarak rekabet gücümüzü artıracaktır. Elde ettiğimiz muvaffakiyetleri çok değerli bulmakla birlikte, iş dünyası olarak Ar-Ge, inovasyon ve tasarım odaklı üretim yapımızla bugünkünden daha rekabetçi ve katma değerli bir ekonomiye kavuşabileceğimize inanıyorum.

Engin Çetiner

GÖRSİAD YKB

Maliyetlerdeki artışlar, en önemli risklerden

2024 yılı bölümümüz için genel olarak biraz sakindi. İhracatımızın ana lokomotifi olan Avrupa pazarındaki ve iç piyasadaki ekonomik durgunluk, 2024 yılının 2023 yılına kıyasla yüzde 20’lik düşüşe sebep oldu. Enflasyondaki artış, maalesef döviz kurunda aynı oranda olmadı. Artan işçilikler ve tedarik ürünleri, üretim maliyetlerini artırmış, en büyük kozumuz olan rekabet gücümüz uluslararası ortamda çok düştü. Küresel olarak yaşanan her bir kriz, aynı zamanda büyük fırsatlar oluşturur. Ülke olarak bunu daha önce yakaladık. Düşük döviz kur siyaseti bu fırsatın kaçmasına sebep olacaktır. İhracat yapan firmalara ihracat kuru belirlenmeli ve uygulanan teşvikler güzelleştirilerek artırılmalıdır.

2025 yılının ilk çeyreğinde belirsizlik ve sakinliğin devam edeceğini öngörmekteyiz. 2025 geri kalan kısmında piyasaların canlanması beklemekteyiz. 2025 yılı için önemli risk faktörlerinden biri, üretim (hammadde, enerji ve iş gücü) maliyetlerindeki artışlardır. Bu durum, rekabetçi gücümüz üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Temennimiz; 2025 yılında kademeli şekilde büyümenin ve istihdamın artmasını, buna karşılık enflasyonun, bütçe açığının ve cari açığın azalmasını bekliyoruz.

Hakan Söğünmez

KSİAD YKB

202’te iktisadın istikrara kavuşmasını bekliyoruz

2024 yılı, ihracat yapan firmalar için zorlu bir dönem oldu. 2023 yılı itibarıyla başlayan yüksek enflasyon ve faiz oranları, daldaki maliyetleri olumsuz yönde etkiledi. Özellikle materyal alımı ve tedarik süreçlerinde yaşanan maliyet artışları, firmaların operasyonel verimliliğini düşürdü. Personellik maliyetleri de döviz kuru artışı ile birlikte neredeyse iki katına çıkarken, bunun sonucunda satış fiyatları da arttı.

İhracat yapan firmalar, yurtdışı ortakları ile yüksek enflasyonu ve maliyet artışlarını açıklama konusunda büyük zorluklar yaşadılar. Avrupalı müşteriler, Türkiye’deki fiyat artışlarını anlamakta zorlanıyor, çünkü kendi ülkelerinde enflasyon oranları daha düşük düzeylerde. Ancak yıl sonuna yaklaşırken, firmalar fiyat güncellemeleri yapmak zorunda kaldı. Bu süreçte, özellikle yüksek teknoloji üretimi yapan firmaların maliyet artışlarıyla başa çıkma stratejileri daha farklı olsa da bu makas da giderek kapanmaya başladı.

Türk üretim sektörü, artan maliyetlerle birlikte istihdam ve döviz girdisi konusunda da sıkıntılar yaşamaya başladı. Bu süreçte, özellikle tekstil sektörü gibi sürümden kazanan dallar, üretimlerini başka ülkelere kaydırmaya başladı. Mısır, Türk firmalarının ihracatında önemli bir pazar haline gelirken, bu durum Türkiye’nin istihdam ve döviz girdisi noktasında endişe verici bir noktaya geldi. Bu gidişat, Türkiye’nin üretim ve ihracat gücünü zayıflatarak, istihdam ve ekonomiye olumsuz etkiler yaratabilir.

2025 yılı için beklentilerimiz, öncelikle Türkiye iktisadının istikrara kavuşması. Enflasyonun kontrol altına alınması, maliyetlerin denetlenmesi ve iş gücü maliyetlerinin yeniden yapılandırılması gerekiyor. Üretim yapan firmaların ve ihracatçılarının desteklenmesi, sektörel bazda siyasetlerin oluşturulması kritik önem taşıyor. Aksi takdirde, orta ölçekli işletmelerin 2025 yılına da kan kaybederek girmesi kaçınılmaz olabilir.

İhracatçı firmaların zorluklarla başa çıkabilmesi ve üretim kapasitelerinin sürdürülebilir olması için Türkiye’nin küresel piyasadaki cazibesinin artırılması gerekiyor. Özellikle yabancı yatırımcılar için ülkemizin güvenilirliğinin tazelenmesi, yeni yatırım siyasetlerinin uygulanması gerektiği düşünülüyor.

2025 yılı itibariyle, üretim konusunda daha verimli ve maliyet etkin tahliller geliştirmek, sektöre yeni teknolojiler kazandırmak gayelerimiz arasında. Ayrıca, bu süreçte çözüme odaklı bir yaklaşım benimseyerek, her zaman taşın altına elimizi koymaya devam edeceğiz. Problemleri aşmak, üretmek ve başarımızı sürdürülebilir kılmak adına hem yurtiçinde hem yurtdışında güçlü adımlar atacağız.

Sonuç olarak, üretimin gücüne inanan bir firma olarak, 2025 yılında üretim kapasitemizi arttırmayı, küresel pazarda daha etkin bir şekilde yer almayı ve ihracatımızı güçlendirmeyi hedefliyoruz. Çünkü inanıyoruz ki, üretim güçtür ve her zaman söylediğimiz gibi, üretimin gerisi aydınlıktır.

Murat Evke

RUMELİSİAD YKB

Finansman takviyesinin etkin şekilde sağlanması gerekir

2024 yılı, küresel ekonomilerdeki sakinliği en çok hissettiğimiz yıllardan biri oldu. Yakın coğrafyamızda yaşanan savaşlarının tesirlerinin yanı sıra döviz kurlarındaki artışlar, mevcut enflasyonist ortam, finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar gibi çeşitli faktörlerin etkisiyle neredeyse sonuna geldiğimiz, 2024 tüm bölümler açısından zorlu geçen bir yıl oldu.

Önümüzdeki periyotta ekonomik tabloya baktığımızda, makro ihtiyati önlemlerin ardından orta ve uzun vadede atılan adımların daha fazla karşılığı olacağına ve bu adımların sürdürülmesi gerektiğine inanıyorum. Yaşanan bu zorlu süreçleri, ülkece ancak ileri teknoloji odağında katma değeri yüksek, kaliteli üretim ve ihracat ile aşabileceğimize inanıyorum. Sürdürülebilir ekonomik kalkınma yolunda doğru ve etkili adımların atılması son derece önem taşımaktadır. Dolayısıyla iş dünyası olarak yeni yıla dair en büyük beklentimiz, ekonomik istikrarın ve güven ortamının sağlanmasıdır. Bu noktada, iş dünyasına yatırımlar açısından gerekli finansman dayanağının etkin şekilde sağlanması çok kıymetlidir.

İş dünyası temsilcileri olarak bizler, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de ülkemizin gelişme ve kalkınma seyahatinde her zaman için sorumluluk almaya ve ülkemizi dünyada hak ettiği noktalara taşımak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.

Tolga Papatya

GESİAD YKB

İstihdam için ilave önlem ve teşvikler açıklanmalı

2024, tüm bölümler için, içinde dönemsel sıkıntılar yaşatan bir yıl oldu. Üretim yapan firmalar için personellik ve üretim maliyetlerindeki artış nedeniyle, üretim firmalarında yurtdışında imalatlar başladı. Gerek döviz kurlarındaki baskı, gerekse elektrik, doğalgaz ve lojistiğin temel girdisi olan akaryakıt fiyatlarındaki yüksek artış, imalatçıyı küstürmüş ve yeni arayışlara itmiştir. Uygulanan programla iktisadın yavaşlatılması planlanıyordu, öyle de oldu. Ancak bu durum, en büyük zararı sanayi sektörüne verdi. Firmalar küçülmeye, üretimlerini düşürmeye, istihdamlarını azaltmaya başladılar.

2025 yılı için kısa vadeli öncelikler yerine, orta ve uzun vadeli gereklilikleri karşılayacak bir programa ihtiyacımız var. Yerli üretim desteklenmeli, istihdamı muhafazaya yönelik ilave önlem ve teşvikler açıklanmalıdır. Kayıt dışı ekonomi ile çok daha sert mücadele edilmeli, finansmana erişim kolaylaştırılmalıdır.

Fatih Şakir

BALKANTÜRKSİAD YKB

2025’in ikinci yarısından sonra yeni bir dönem bekliyoruz

2024 yılı, iş dünyası için 2021, 2022 ve 2023 yıllarının yaralarını sararak geçti. 2025 yılının ikinci yarısından sonra artık yeni bir dönem bekliyoruz. Faiz oranlarının düşmesiyle rahat bir nefes alacağız diye düşünüyoruz. Faiz oranları belimizi büktü, geç kalınmış kararlardı bunlar. Ama dediğimiz gibi, üç yılın faiz oranlarını bu şekilde yapmamız, belimizi biraz büktü, zorlandık. Ama ekonomi toparlanma sürecini girdi, toparlanıyoruz. 2025 yılının ikinci yarısından itibaren rahat bir nefes alabiliriz diye düşünüyorum.

Mustafa Gümüş

BUMİAD YKB

Korkarım 2025 yılı daha acılı günlere gebe

2024 yılı, üretim yaptığımız makina imalat sektörü için amaçları tutturamadığımız, bir önceki yıla göre yüzde 40’lar civarında üretim kaybı yaşadığımız bir yıl oldu. Bunun nedeni, iç tüketim hareketlerinin kısılarak, enflasyonla mücadele edilmesi ve döviz kurunun baskılanmasıydı. Bu durum, aynı zamanda istihdamda da yüzde 20 civarında kayıpla sonuçlandı.

2025 yılı için ise öngörülebilirlik epey zor. Aynı siyasetlerin devamı halinde, birçok üretici firma zora girecek, çok sayıda çalışan işinden olacak. Asıl kıymetlisi, çok uzun süren yavaşlatmaya bağlı siyasetler nedeniyle üretim zincirlerinin kopması, tekrar üretime geçiş müddetlerini de çok uzatacaktır. Korkarım 2025 yılı daha acılı günlere hamile.

Arif Demirören

BARSİAD YKB

Yapısal ıslahatlar büyük önem taşıyor

2023 yılının ikinci yarısından itibaren ekonomi yönetimi tarafından enflasyonla çabayı merkeze alan, para siyasetlerine asli rolün verildiği bir program uygulanıyor. Dolayısıyla talep enflasyonu bastırılırken, maliyet enflasyonunun yükseldiği bir süreç söz konusu. Finansmanın maliyet ve ölçü istikametinden zorlaştığı, döviz kurlarının ihracatçılarımızın beklentilerini karşılayamadığı, özellikle Uzakdoğu ülkelerinin rekabet halinde olduğumuz ihracat pazarlarındaki düşük fiyat stratejilerinin firmalarımızı hem iç hem de dış pazarda zorladığı bir yılı geride bırakıyoruz.

Küresel siyasi ve ekonomik dalgalanmaların yanı sıra, yüksek enflasyon ve üretim maliyetlerindeki artışa rağmen Türkiye, özel bölümümüzün büyük çabası ve üretim inadıyla 2024’te ekonomik büyümesini ve ihracat artışını sürdürmeye devam etti. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının ülkemizin ekonomik görünüm notunu yükseltmeleri de ekonomi siyasetleri adına doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.

Önümüzdeki süreçte ekonomik direncimizi artıracak yapısal ıslahatlarla birlikte, reel dalımızın finansal kaynaklara erişiminin kolaylaşması, yeni yatırımlara ve istihdama yönelik teşvik paketlerinin hayata geçirilmesi ulusal ekonomik kalkınmamız için büyük önem taşıyor.

Bursa olarak yıllık 17 milyar dolar ihracat yapan ve dış ticaret fazlası veren lider kentlerden biriyiz. Kilogram başı ihracat ünite kıymetimiz 3,7 dolar ile Türkiye ortalamasının iki katından fazla. Bursa’mızın gelecekte de güçlü bir şehir olması en önemli hedefimiz. Üretim alanlarımızı güçlü bir plan dahilinde geliştirmek, mevcut üretim yapımızı da teknolojik dönüşüm ve verimlilik ekseninde dönüştürmek zorundayız. Bunun da en önemli şartı hazırlıkları süren 1/100 bin ölçekli master plan çalışması kapsamında ortaya konacak mekânsal planlamadır. Şehir içinde kalmış KOBİ’lerimizi planlı sanayi bölgelerine taşıyarak hem sürdürülebilir büyümelerine imkan sağlamış hem de kent içinde bu firmalardan boşalacak alanlarda uygulanacak rekreasyon çalışmalarıyla çağdaş bir şehircilik modelini ortaya koyabiliriz.

Erdinç Acar

ARSİYAD YKB

2025’in ilk çeyreğinde faiz indirimi gelirse, ekonomi canlanır

2024 yılında Türkiye iktisadının yazılı olarak yüzde 5 büyümesinden bahsedilirken, bu büyüme oranlarına rağmen reel kesimin şikayetlerinin arttığını biliyoruz. Faizlerin yüksek oluşundan dolayı krediye erişim çok büyük oranda azaldı. Diğer yandan maliyetlerin artışı, enflasyonun yüksek oranda seyretmesine neden oldu. Hali hazırda zorlanılan bir tasarruf ekonomi programı içindeyken, kaideler piyasayı daha da zorlaştırdı.

Dünya iktisadı ve ticaretindeki belirsizlikler, ülkemizin kronikleşmiş enflasyon sorunuyla bir arada 2025 yılı için iç açıcı bir senaryo sunmasa da, Türkiye iktisadı dinamiktir. Ve bu zorlu şartları piyasa için avantaja çevirebilecek potansiyele sahiptir. 2025’in ilk çeyreğinde faiz indirimi göreceğimizi düşünürsek, dinamik olan Türkiye iktisadının canlanacağını düşünüyoruz.

İlker Duran

AFSİAD YKB

Enflasyon düşerse, artan alım gücü ticarete de yansır

Koronavirüs pandemi süreciyle birlikte önemli bir ivme yakalayan kimya sanayisinin, sonraki süreçte 2024 yılına kadar kademeli şekilde aşağı yönde bir grafik çizdiğine şahit oluyoruz. Bu durumun öncelikli nedeni, artan maliyetlerdir. Kimya sektörü olarak hammadde tedarikini büyük ölçüde ithalat yoluyla sağlamaktayız. Haliyle küresel ölçekte yaşanan krizlerin en fazla etkilediği dallardan biriyiz. Yaptığımız iş itibariyle satışlarımızda dönemsel artışlar yaşansa da, genel olarak 2024’ün piyasaların da daralmasıyla beklendiği gibi geçmediğini söyleyebilirim.

Öncelikle hem insani hem de ekonomik açıdan Ortadoğu’da akan kan ve gözyaşının dinmesi en büyük temennimizdir. Diğer taraftan ABD seçimlerinden Başkan Trump’ın galip ayrılmasıyla Ukrayna-Rusya Savaşı’nın son bulma ihtimali doğmuştur. Kalıcı barışın sağlanması ve bölgemizde huzur ortamının oluşturulması bizim gibi ihracatçı firmalara yukarı yönlü ivme kazandıracaktır.

İç piyasada ise; enflasyondaki düşüşün devamlılığı sağlanırsa vatandaşımız rahatlayacak, artan alım gücüyle de ticaret canlanacaktır. Firma olarak hedefimiz ürün kalitemizi koruyarak daha ilerilere taşımaktır. Yaptığımız işin insan sağlığı açısından hassasiyeti, bizleri daima kalite konusunda yatırıma teşvik etmektedir. Küresel pazarda farklı ülkelerden rakiplerimizle girdiğimiz rekabette, ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek bizler için çok değerlidir. Bu niyetlerle çalışmalarımıza devam edeceğiz. Genel anlamda; silahların sustuğu, küresel ölçekte ekonomik istikrarın sağlandığı ve ülkemizde enflasyonun tek haneli sayılara doğru yol aldığı yeni bir yıl geçirmemizi dilerim.

Şeref Demir

İMSİAD YKB

Sektörümüzün birinci maddesi kentsel dönüşüm

2024 yılı, Bursa inşaat sektörü açısından zorluklarla dolu ancak umudunu yitirmeyen firmaların mücadele ettiği birçok gelişmenin yaşandığı bir yıl oldu. Bu süreçte, dünya piyasalarındaki ekonomik dalgalanmalar, döviz kurlarındaki hareketlilik, enflasyon baskısı ve maliyet artışları, daldaki tüm paydaşları etkiledi. Özellikle konut sektöründe maliyetler hızla yükselirken, konut kredisine ulaşmanın zorluğu ve hane gelirinin fiyat artışları ile orantılı artmaması, talepte daralmaya sebep oldu. Dar ve orta gelir grubuna yönelik uygun fiyatlı konutlara olan ihtiyaç devam ederken, kiralık konut eksikliği ve yüksek kiralar barınma probleminin her geçen gün daha büyük sorunlar yaratacağı edişesi mevcut. Bunun yanı sıra kesimde çalışacak eleman temini ile ilgili sorun gün geçtikçe daha da büyümekte. Ancak, tüm bu zorluklara rağmen dalımız, teknoloji ve inovasyona dayalı tahliller üreterek, sürdürülebilirlik alanında önemli adımlar atmaya çaba göstermektedir.

Bütün bu aksiliklere rağmen Bursa’nın müteahhitleri olarak kentsel dönüşüm projelerinde aktif rol aldık, şehirde daha güvenli, çağdaş ve çevreci yapılar kazandırdık. Hem sektöre, istihdama katkı sunduk, hem de Bursa halkının yaşam kalitesini yükselttik.

Konuta erişim kolaylaştırılmalı

2025 yılında gündemimizin birinci maddesi kentsel dönüşüm olacaktır. Yer bilimcileri tarafından yapılan tespitler, depremin ayak seslerinin duyulduğu şeklinde. Ülkenin milli güvenlik sorunu olacak boyuttaki bir riskin bir an önce bertaraf edilmelidir. Bursa, kentsel dönüşümde hız kazanmaya ihtiyaç duymakta. Riskli yapıların dönüştürülmesi, çağdaş ve güvenli konutların inşa edilmesi için gerekli bütün çalışmalar yapılarak her kurum, her şahıs elinden gelen bütün uğraşı sarf etmelidir. İnşaat maliyetlerinin yüksek olduğu bu devirde, özellikle ilk konut alıcılarına ve kentsel dönüşüm projelerine yönelik destek sistemlerinin genişletilmesi önemli. Devlet dayanaklarıyla konut alıcılarının finansmana erişimi kolaylaştırılabilir.

Geldiğimiz noktada finasman probleminin tahlili için yeni finasman modelleri ve yatırım iştirakleri oluşturmamız sektör için kaçınılmaz hale gelmiştir. 2025’te kesimde fon yatırım iştirakleri, farklı finansman modelleri ile projelerin hızlanması için çaba göstermemiz gerekecektir. Böylece her ölçekte yatırımcını iştirak ettiği oluşumla, dalda hareketlilik sağlanabilir. Dijitalleşme, yapı bilgi modelleme (BIM) gibi teknolojik araçların daha yaygın kullanımı, dalın verimliliğini artıracaktır. 2025 yılı, teknolojiyi daha fazla benimsemiş, inovatif projelerin hayata geçtiği bir yıl olacak. Bursa’da inşaat sektörünün hem sürdürülebilir bir yapıya kavuşması hem de şehir kimliğine katkı sunması en büyük emelimiz. Daldaki tüm paydaşlarla birlikte Bursa’yı daha yaşanabilir ve çağdaş bir şehir haline getirmek için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz.

Şeyda Şençayır

BUİKAD YKB

Ekonominin kısa vadede toparlanması zor görünüyor

2024 yılında Türkiye iktisadı yüksek enflasyon, nakdî sıkılaştırma, yüksek faiz oranları, artan bütçe açığı ve küresel ekonomik dalgalanmalardan etkilenmiştir. Yılın ilk yarısında enflasyon yüzde 70’lere kadar çıkmış ve Merkez Bankası’nın sıkı para siyasetlerinin da etkisiyle düşüş eğilimine girmiştir. Yıl sonu enflasyon beklentisi, yüzde 33’ler seviyesinde. Ayrıca ticaret açığının da yıl boyunca yüksek seyretmesi ve dolarizasyonun artması, cari açığı tetiklemiştir. Bu genel görünüm itibariyle Türkiye iktisadının 2024 yılında genel anlamda bakacak olursak enflasyon, bütçe açığı, cari denge ve işsizlik gibi yapısal zorluklarla mücadele ettiğini görmekteyiz. Göstergeler, iktisadın kısa vadede toparlanacağının zor olduğunu gösteriyor

Türkiye ekonomisinde 2025 yılında büyümenin yüzde 2,8 ile 3,2 arasında olacağı öngörülüyor. İktisadın ihracat ağırlıklı bir modele göre dengelenmesi beklenmekte. Tüketim yerine dış ticarete daha fazla odaklanılması hedefleniyor. Enflasyonun ise yüksek düzeylerde kalacağını düşünüyorum. 2025 sonunda enflasyon, yüzde 21-29 arasında kapanır diye tahmin ediyorum. Enflasyonun düşmesi için para siyasetlerinde dengelerin çok iyi hazırlanması, sıkı tedbirlerin alınması gerekir. Ancak bu şekilde dengeleri oturtabiliriz. 2025 yılında Türkiye ekonomisinde yavaş bir büyüme gerçekleşecek. Bu süreçte mali ve para siyaseti istikrarlı uygulanmalı. Ancak düzlüğe bu şekilde çıkabiliriz. 2026 yılında ise farklı bir sayfa açarak, bu yolda ilerleyeceğimize inanıyorum.

Recep Öztürk

BUDSİAD YKB

Önümüzdeki yıl belli bir rahatlama bekliyoruz

Dünyada yaşanan bölgesel savaşlar ve küresel iktisattaki sakinliğin etkileri, 2024 yılında kendisini daha ağır hissettirdi. Diğer taraftan talebin azalmasıyla birlikte girdi maliyetlerinin artması, piyasa kurallarında firmaları epeyce zorladı. 2025 yılında alınacak yeni ekonomik önlemlerle ile belli bir rahatlama bekliyoruz.

Servet Yılmaz

BEKSİAD YKB

Heyecan verici gelişmeler bekliyoruz

2024 yılına ülkemizdeki yerel seçimler, dünya pazarlarındaki daralmalar ve savaşların gölgesinde başladık. Dördüncü çeyrekte ilk çeyreğe göre bir ölçü iyileşme olsa da, çok fazla değişen bir şeyin olmadığını görüyoruz. Halihazırda hammadde, enerji, lojistik ve personellik maliyetlerimizin yüksek olmasından dolayı Mısır gibi, Çin gibi ve Asya ülkeleriyle birçok eserimizde rekabet bahtı bulamıyoruz. Bu durum dalımız açısından sıkıntılı devrin devam ettiğini göstermektedir. 2025 için beklentilerimiz, ekonomik istikrarın sağlanması, savaşların bitmesi, fiyat artışlarının minimuma inmesi gibi birçok alanda dünyadan ve ülkemizden heyecan verici gelişmeler bekliyoruz.

Yavuz Kazangil

TOSYÖV Bursa YKB

Kaybettiğimiz pazarları nasıl geri alacağız?

2024, hem çalışanlar hem de patronlar için zorlu bir yıl oldu. Hükümetin sıkılaşma siyasetinden vazgeçmeyeceği epeyce net bir şekilde anlaşılıyor. Ancak bu durum, çalışanların karlarının enflasyon karşısında erimesine; patronların de enflasyon ve maliyet baskısıyla sürdürülebilir bir ticaret yapamamasına yol açıyor. Sıkılaşma siyaseti yanlış olmayabilir, lakin Türkiye’nin bu işletmelere ihtiyacı var ve bu durumda farklı tahliller, farklı siyasetler gerekiyor. Kayıt dışı işsizlik sayıları artarken, işletmeler kapasitelerini küçültüyor. Büyük emeklerle elde ettikleri pazarları kaybediyorlar ve bu pazarları yeniden kazanmak çok daha zor hale geliyor. Yetiştirdikleri çalışanları işten çıkarmak zorunda kalıyorlar, ki bu da büyük bir maliyet anlamına geliyor. Üreticiler ithalatçı pozisyonuna gelmeye başladı. 2025 yılında ithalatın ve işsizliğin arttığını görürsek şaşırmamak gerekir. Yıllardır sanayi sektörü, her yıl daha kötüsünün olamayacağı umuduyla başlardı; ama bu sene aynı umudu görmek zor. Daha temkinli ve 2024’ten daha güzelini beklemediğimiz bir yıl bizleri bekliyor gibi.

Sevcan İlici

YAPİDER YKB

Gayrimenkul piyasasında belirsizlikler sürecek

YAPİDER olarak kendi uzmanlık alanımıza, gayrimenkul piyasasındaki ekonomik gelişmelere değinecek olursak, Türkiye’deki gayrimenkul piyasasına 2024 yılı boyunca özellikle konut fiyatlarının yükselmesi ve talebin yerel iktisadın şartlarına göre şekillenmesi damga vurdu diyebiliriz. Özellikle hızlı fiyat artışları, enflasyonist baskılar ve kredi maliyetlerindeki yükselmeler nedeniyle önemli ölçüde ivme kazanan fiyat artışları, 2024’te çok daha karmaşık bir yapıya büründü. Konut fiyatlarında bazı bölgelerde yavaşlama gözlemlenirken, büyük şehirlerde yine talep nedeniyle artış devam etti.

2025 yılı ise Türkiye iktisadı ve gayrimenkul piyasası için belirsizlikler taşıyor. Ekonomik koşullar, deprem etkisi ve hükümet siyasetleri, piyasanın seyrini belirleyecek önemli faktörler olacaktır. Bu yüzden yatırımcıların ve alıcıların, piyasayı dikkatle takip etmeleri ve uzman görüşlerine başvurmaları değerlidir.

Sadık Şengül

BUTTİM YKB

Teşvikler her alanda devreye alınmalı

Ekonomi yönetiminin enflasyonla çabaya öncelik verdiği 2024 yılında, daralan iç talep, artan finansman maliyetleri, ihracatçılarımızın rekabetini zorlaştıran döviz kuru siyaseti, hem ulusal hem de uluslararası alanda işletmelerimizi olumsuz etkileyen faktörler olarak öne çıkmıştır. Yaşanan bu zorlu sürece rağmen, ülkemizin ikinci çeyrekte kaydettiği yüzde 2,5’lik büyüme ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin ekonomik görünüm notunu yükseltmeleri, moral verici gelişmelerdir. Bununla birlikte, Bursa’mızın güçlü üretim kapasitesi ve ihracat potansiyeli, sözünü ettiğimiz zorlu şartlara rağmen güçlü bir şekilde devam etmiştir.

Yaşadığımız zorlukları 2025 yılında geride bırakmak ve geleceğe daha da umutla bakabilmek için yapısal ıslahatların bir an önce hayata geçirilmesi ve teşviklerin üretimden ihracata kadar her alanda devreye girmesi büyük önem taşımaktadır.

Önümüzdeki devrin üretim süreçlerinin yeniden tasarlandığı, ölçek iktisadının önem kazandığı, tedarik zincirlerinin çeşitlendiği, üretim operasyonlarının yeniden tasarlandığı ve e-ticaretin yaygınlaştığı bir dönüşüm süreci olması öngörülmektedir. Teknolojik dönüşüm, küresel rekabet avantajımızı artıracak en önemli etkenlerdendir. Bu süreçte, hem firmalarımızı hem de üretim bölgelerimizi daha verimli ve sürdürülebilir hale getirmek zorundayız.

Planlı şehircilik vizyonuna uygun hayata geçecek yeni yatırım alanları, lojistik merkezler ve organize ticaret bölgeleri, organize konut ve serbest ticaret bölgeleri, yeni fuar alanları ile bölgesinde daha güçlü, dünyada daha fazla söz sahibi bir Bursa ortaya çıkarabiliriz.

Alparslan Şenocak

MÜSİAD Bursa Şube YKB

İç pazardaki daralma, enflasyon ve finansman çözüm bekliyor

2024, hem küresel hem de bölgesel seviyede siyasi ve ekonomik dalgalanmaların iş dünyasını olumsuz etkilediği bir yıl olarak geride kalmak üzere. Üretim maliyetlerindeki artışa ve uluslararası pazarlardaki durağanlığa rağmen Türkiye iktisadı yüzde 2.5 seviyesinde sınırlı da olsa büyümesini sürdürdü. Sıkı para siyaseti nedeniyle iç pazardaki daralma, yüksek enflasyon, uygun finansmana erişimdeki zorluklar iş dünyasının öncelikli çözüm bekleyen bahisleri.

Talep enflasyonu bastırılırken maliyet enflasyonunun yükseldiği bir devirde firmalarımız verimliliğe odaklanarak farklılaşmak ve katma değerli üretimle daha rekabetçi bir yapıya kavuşmak zorunda. Özellikle Ar-Ge ve inovasyon odaklı üretimin değerini giderek artıyor. Önümüzdeki süreçte ölçek ekonomisine dayalı yatırımlar, çeşitlenen tedarik zincirleri ve hacmi giderek artan e-ticaret daha fazla odaklanacağımız alanlar olacak.

MÜSİAD Bursa olarak bizler de firmalarımızın sürdürülebilirliğine rehberlik edecek çalışmalar ortaya koyarken, üyelerimize hem ulusal pazarda hem küresel arenada iş fırsatları oluşturma konusunda destek vermeye devam ediyoruz. Bursa’nın bölgesinde daha güçlü, dünyada daha fazla söz sahibi bir şehir olması en önemli hedefimiz. Bu anlamda üretim ve ihracat şehri Bursa’nın ulusal ve uluslararası alanda daha güçlü bir konuma gelmesi adına akıllı şehircilik vizyonuna dayalı bir planlamayla ulaşım ve lojistik altyapısının iyileştirilmesinden, yeni yatırım ve konut alanlarının oluşturulmasına kadar stratejik adımları bir an önce atılması gerekiyor.

Diğer taraftan ekonomi idaremizin de yapısal ıslahatları hızlı bir şekilde hayata geçireceğine inancımızın yanı sıra, üretimden ticarete, istihdamdan ihracata kadar katma bedel oluşturan tüm dallarımızın teşvik ve takviyelerle güçlendirilmesi en önemli beklentimizdir.

Osman Akın

MARSİFED YKB

2025’in birinci çeyreğinden sonra daha müspet bir beklenti var

İş dünyası için 2024’te en önemli sorun, finansmana erişim sorunu ve yüksek faiz oldu. Yüksek enflasyon nedeniyle maliyet yapamama sorunu de var. Kurların enflasyonla orantılı yükselmemesi, ihracatçıyı birtakım zorluklarla karşı karşıya getirdi. Bu, belli kesimlerde avantaj, bazı bölümler için ise dezavantaj oluyor. İş dünyası için burada önemli olan istikrar. 2024 iş dünyası özetle aynı sorunları yaşayarak geçirdi.

2025 tarafında ise görünüm biraz daha müspet. Çünkü enflasyondaki düşme eğilimi, faizlerin de düşeceğini gösteriyor. Bir taraftan da Merkez Bankası’nın frene çok fazla sert basması, tüketicinin alım gücünün düşmesine, inşaat ve otomotiv gibi motor dallarda satışların istenilen seviyede artmamasına, canlanmamasına, tüketimin azalmasına neden oluyor. Tabi bunlar yüzlerce sektörü etkiliyor. 2025’te faizler ve enflasyon düşerse, ben iç talebin bir parça canlanacağını düşünüyorum. Merkez Bankası’nın faiz düşürmesiyle, kişiler faiz ortamından çıkıp borsa ve yatırıma daha fazla döneceğini, dolayısıyla ticaret ve üretimin daha fazla canlanacağını düşünüyorum. 2025’in birinci çeyreğinden sonra daha olumlu bir beklenti var iş dünyasında. Bu beklenti de gerçekleşmek zorunda, çünkü birçok işletme, 2024’te sınırlarını zorlayarak çalıştı. Bütün öz kaynaklarını, imkanlarını kullanarak çalıştılar. Dolayısıyla 2025’te daha olumlu hale gelmesi zorunlu hale geldi. İnanıyorum ki devlet de bunu görecek ve buna uygun tedbirleri alacaktır.

Serkan Ürkmez

KalDer Bursa Şubesi YKB

Gençlere yönelik faaliyetleri artırıp, iş birliğini çoğaltacağız

KalDer tarafından baktığımızda 2024 yılı, heyecanla başladığımız güzel bir yıldı. KalDer Bursa Şubesi 2024-2027 dönemi Yönetim Konseyimiz 10 Şubat 2024’te yapılan Genel Şura ile göreve başladı ve ben de Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev aldım. Bursa’nın güçlü kurumlarının temsilcilerinin yer aldığı 24 kişilik yeni Yönetim heyetimizle KalDer Bursa faaliyetlerini geleceğe taşımak için yoğun bir çalışma dönemi geçirdik. KalDer üye sayısını artırma yönünde yeni kurumlarla görüşmelerimiz oldu ve ilgiyle karşılandık. Bursa’da ilk kez Sürdürülebilirlik Konferansı’nı düzenledik, 1000 kişi katıldı. Stratejik planımızı düzenli takip ediyor olmak, profesyonel bir takıma sahip olmak iş süreçlerimizde olası riskleri fark etmemizi ve kontrol etmemizi sağlıyor. 2024 yılında eğitimlerimizin Bursalı kurumlar tarafından daha çok bilinmeye ve tercih ediliyor olmaya başlaması, bize düzenli bir akış sağladı. KalDer toplumun farklı kısımlarına hitap eden çalışmalar gerçekleştiriyor. Böylece kentimizde tercih edilen bir STK olarak öne çıkıyor.

2025 yılında mevcut faaliyetlerimiz devam ederken, yeni çalışmaları da odağımıza aldık ve alt yapılarını oluşturmaya başladık. Sürdürülebilirlik konusunda çalışmalar yürütüyoruz. 2025 yılında Bursa’da ilk kez Sürdürülebilirlik Ödülleri’ni vereceğiz. Bu basamakta yeni değerlendiriciler yetiştireceğiz. Yeni bahislerle sertifika programları başlatarak iş hayatına katkı sağlamayı hedefliyoruz ve gençlerin gelişimine yönelik faaliyetlerimizi artıracağız. İş birliklerimizi çoğaltacağız.

KAYNAK : www.bursa.com

Diğer Bursa Haberleri İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Yetkililere Duyurulur; Mudanya Yolu Korkutuyor

HIZLI YORUM YAP