34,3493$% 0.01
37,4704€% 0.2
3.027,62%0,17
5.063,00%-0,31
20.184,00%-0,34
2.740,53%0,13
8.620,82%-0,50
Makine sektöründe faaliyet gösteren Bursalı firmaların yetkilileri, “Önümüzdeki yılın ilk yarısı da dahil olmak üzere, bizleri çok zor bir dönem bekliyor” dedi ve Çin’den yapılan sübvansiyonlu ve dampingli makine ithalatının radikal bir yaklaşımla engellenmesi gerektiğini söyledi.
Bursalı şirketlerin temsilcileri, “Çin büyük bir aktör ve dalda rekabet epey zor. Yatırım teşviklerinde ithal makineyi özendiren ögeler azaltılmalı. Önlem alınmazsa, üretim kapasitesindeki daralma daha da derinleşebilir” uyarısında bulundular.
Makine endüstrisi Türkiye için neden önemli?
Türkiye makine sanayi ortalama yüzde 70 kapasiteyle çalışan, 30 bin işletmede 420 bin kişiyi istihdam eden, 30 milyar dolarlık üretim yapan, üretimin yüzde 60’ını dünyanın dört bir yanına ihraç eden, 30 büyük ülkenin Türkiye’den ithalatında 1. sırada yer alan ve Türkiye’nin ihracatının yüzde 11’ini gerçekleştiren bölümdür.
Ahmet Özkayan
Ermaksan Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü
Fiyat rekabetine kaliteden ödünvermeden karşılık veriyoruz
Makine sanayi, Türkiye iktisadının omurgası pozisyonundadır. Özellikle Bursa, bu alanda önemli bir merkez. Sahip olduğu güçlü üretim altyapısı ve tecrübeli iş gücü ile makine sektöründe stratejik bir rol oynamaktadır. Ermaksan, Ar-Ge yatırımlarını artırarak yeni pazarlara odaklanmaya ve sektöre katkı sağlamaya devam edecektir.
Ekonomik ve jeopolitik faktörler, son periyottaki daralmaların en önemli sebepleridir. İhracattaki düşüş; jeopolitik gerginlikler, savaşlar, seçimler ve Çin gibi rekabetçi iktisatların baskısıyla doğrudan alakalıdır. Ayrıca küresel ekonomik belirsizlikler ve pandemiden sonra uygulanan enflasyonla mücadele siyasetleri da daldaki daralmaya etki etmiştir. Tüm bu zorluklara rağmen, Ermaksan olarak yeni pazarlara açılma ve operasyonel maliyetleri düşürme konusundaki çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Ermaksan, üreterek büyümeye devam ederken, ihracat gelirleriyle hem ülke ekonomisine hem de istihdama katkı sağlamayı sürdürecektir.
Sektörün temel muhtaçlıkları arasında ihracat teşviklerinin artırılması, ithalatın denetimi ve üretim verimliliğinin artırılması yer alıyor. Yerli üretimi destekleyen teşvikler oluşturulmalı ve vergi indirimleri gibi mali kolaylıklar sağlanmalıdır. Ayrıca ithalat baskısının azaltılması için yasal düzenlemeler yapılmalı ve yerli üreticilerin daha fazla desteklenmesi gerekmektedir. Lider pozisyonda olan ABD bile, ithalatı belirli bir ölçüde tutarak endüstrisini ve üreticisini korumak amacıyla birçok tedbir geliştirmekte ve uygulamaktadır.
Avrupa, Amerika ve Asya pazarları hala büyük potansiyele sahip, ancak rekabet şartları giderek zorlaşıyor. Bu pazarlara yönelik inovatif ürünler geliştirmek ve yerel iş birlikleri kurmak, Ermaksan’ın büyüme stratejisinde öncelikli bir rol oynuyor.
Çinli üreticilerin damping siyasetleri yerel ve küresel pazarlarda önemli bir rekabet baskısı yaratıyor. Ülke ekonomisindeki yeri ve birçok sektörü besleyen yapısıyla stratejik öneme sahip Türk makine sektöründeki üretim kapasitesindeki daralmanın daha da derinleşme riski ile karşı karşıyayız. Ancak Ermaksan olarak, kalite, dayanıklılık ve servis teminatı ile rekabet gücümüzü artırıyoruz. Teknolojik yeniliklere ve dijitalleşmeye yatırım yaparak, fiyat rekabetine kaliteden ödün vermeden karşılık veriyoruz.
2024 yılının sonuna kadar sürdürülebilir büyümemizi devam ettirmeyi ve yeni pazarlara açılmayı planlıyoruz. Son çeyrek itibariyle küresel ekonomik şartlarda iyileşme beklentileri, özellikle faiz oranlarıyla ilgili beklentiler, bölümümüz üzerinde olumlu bir etki yaratacağını ve kademeli toparlanma sürecine gireceğini bekliyoruz. 2025 yılında ise, 60. yılımızı kutlayacak olmanın heyecanıyla, bölümdeki liderliğimizi daha da ileri taşımayı hedefliyoruz.
Osman Güler
Elektroteks YKB
En yüksek teknolojiyi en uygun fiyata satmalıyız
Biz biraz daha spesifik bir dalda olduğumuz için makinede de İtalyanlarla, Almanlarla, Amerikalılarla çakışma yapıyoruz. Ama biz teknolojik ve fiyat olarak çok iyi bir yerde olduğumuz için bizim bölümde sıkıntı o kadar çok hissedilmiyor ama tabi makine kesimleri neden kötü? Benim görüşüm, bütün bölümlerde satışlar kötü olunca adam haliyle yatırım yapmıyor. Bu da haliyle makinecileri etkiliyor. Bir de hangi sınıf müşteriye cevap verdiğine bağlı bir olay. Mesela biz Elektroteks olarak yatak üreticilerinin en üst sınıfına hitap ediyoruz, bundan dolayı çok fazla işsiz kalmıyoruz.
Benim görüşüm, yatırımın yapılacağı en iyi zaman, piyasanın en kötü olduğu vakittir. Neden? Piyasalar kötü olduğu için sizin istediğiniz fiyatlarla, çok düşük maliyetlerle yatırım yapma imkanınız oluyor. Büyük firmalara hitap ediyoruz, bunların da yatırımları devam ediyor. Bunun için de, böylesi kötü dönemlerde kar marjlarımızdan ufak bir fedakarlık yaparak bu işi sürdürüyoruz.
Makine sektöründe Çin tabi ki bir faktör. Ben rekabete açık biriyim. Komünizmin batışı, rekabet olmamasından dolayıdır. Rekabet olmazsa kalite, teknoloji olmaz. Şimdi, Çinli firma lazer makinede rekabet ediyormuş. Peki ama nedir bunun maliyeti? Lazer ünitesi. Git lazer ünitesini onun aldığı yerden al. Biz de aldık Çin’den lazer makine ve çok uygun bir fiyata aldık. Bu kötü değil ki.
Makine bölümünü konuşurken, ben her zaman şunu söylüyorum; İyi bir satın alma yapmak gerekiyor. Biz birçok Türk firmaları alışmışız; Ben bu ürünü 6 ay vade ile aldım. Adam bunun üzerine dövizin fiyatını, vade farkını, risk hisselerini, hepsini koyuyor. Ondan sonra maliyet yüksekmiş. Düşük maliyetlerle bir şeyler yapacaksın ve makinelerini 6-8 ay vadeyle değil, peşin alacaksın, bu şekilde maliyetleri düşüreceksin.
Bütün bölümlerde üretimler düşük, bundan dolayı yatırımlar olmuyor ama kimse kusura bakmasın, herkes maliyetleri kontrol altına alıp, çok büyük karlar koymadan satmalı eserlerini. Dünyanın en iyi makinesini yapmak ama bunu yaparken de Çin’deki üreticiyle rekabet etmek. Hedefimiz bu olmalı. Örneğin, Çinli’nin 135-140 bin dolarla sattığı makineyi biz 150 bin dolara satıyoruz. Böyle bir fark olacak ama bu kadar olacak. Yani ben 150 bin dolara satarken, Çinli bunu 50 bin dolara satamaz, mal edemez. Ya da Çinli 135 bin dolara satıyor diye ben 300 bin dolara satamam.
Ama her şey dört dörtlük, güllük gülistanlık mı, değil. Tabi ki bizde de düşüşler var. Böylesi durumlarda biz arayışlara giriyoruz. Şu alan doyuma ulaştı, ne yapalım diye. Örneğin, sünger makineleri üretimine başladık ve satışlarımızın yüzde 40’ı buradan geliyor. Bu alanda Ar-Ge ile hızlı hareket ederek ve maliyetleri kontrol altında tutarak en iyi üreticiler arasına girdik. En yüksek teknolojiyi en uygun fiyata satmak lazım.
Ali Karen
Polteks YKB
Temel sorunlar, yüksek maliyetler ve nitelikli iş gücü bulunamaması
Tekstil makineleri sektörü, Türkiye ve özellikle Bursa için büyük bir ekonomik öneme sahip. Bursa, dokumanın başkenti olarak bilinir ve bu alandaki üretim kapasitesi ile hem iç hem de dış piyasada önemli bir rol oynamaktadır. Polteks gibi firmalar, bu kesimdeki yenilikçi tahlillerle şehrin ve ülkenin ihracat kapasitesini artırmada kritik rol oynuyor.
Polteks olarak, üretim süreçlerimizi teknolojik yatırımlarla daima geliştirmekteyiz. İhracatımız her geçen yıl artış gösteriyor ve dünyanın birçok bölgesine ürün tedarik ediyoruz. İstihdam açısından hem mavi hem de beyaz yakalı çalışanlarımızla büyümeye devam ediyoruz. Sektör genelinde de ihracat ve üretim kapasiteleri artmakta, ancak küresel ekonomik dalgalanmalar bazen belirsizlik yaratabiliyor.
2024 yılı, firmamız açısından hedeflediğimiz büyümeyi yakaladığımız bir yıl oluyor. 2025 ve 2026’da inovasyon ve dijitalleşmeye daha fazla yatırım yaparak hem yerel hem de uluslararası pazarlarda daha güçlü bir konum elde etmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, ürün yelpazemizi genişleterek yeni pazarlara girmeyi planlıyoruz.
Dünya genelinde yaşanan resesyon ve nakdî sıkılaşma, genel olarak yatırım iştahını azaltmakta ve tedarik zincirinde gecikmelere neden olabilmektedir. Türkiye’de de maliyet artışları ve finansmana erişim zorlukları sektörü etkiliyor. Ancak, Polteks olarak esnek üretim süreçlerimiz ve güçlü müşteri ilgilerimiz sayesinde bu zorlukları aşmaya çalışıyoruz.
Sektörün temel meseleleri arasında, hammadde maliyetlerindeki artış, nitelikli iş gücü bulma zorlukları ve enerji maliyetlerinin yükselmesi yer alıyor. Bu sorunların tahlili için teknolojik yatırımların teşvik edilmesi, Ar-Ge çalışmalarına daha fazla kaynak ayrılması ve eğitimli iş gücü yetiştirme programlarının hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Polteks olarak, yenilikçi tahlillerimizle dalın gereksinimlerine cevap vermeye devam ediyoruz.
Turan Cesur
Cesurbend YKB
Yenilikçi tahliller geliştirmek, rekabet gücünü artırabilir
Makine sanayi, Türkiye’nin sanayi üretiminin önemli bir kesimini oluşturan ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan, ihracat potansiyeli yüksek bir kesimdir. Aynı zamanda birçok kişiye doğrudan ve dolaylı olarak istihdam sağlamaktadır. Yenilikçi tahliller ve teknolojik gelişmeler, makine sanayi aracılığıyla ülkemizin küresel rekabet gücünü de artırmaktadır. Ar-Ge yatırımlarıyla bu alan daima gelişmektedir. Bursa, Türkiye’nin sanayi alanındaki en önemli merkezlerinden biridir. Özellikle otomotiv ve makine endüstrisi açısından güçlü bir alt yapıya sahip olan ilimiz hem yerel hem de uluslararası ticaret açısından da önemli bir pozisyonda. Bu da makine endüstrisinin uluslararası pazarlara açılmasını kolaylaştırır. Bursa’daki firmalar, inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarına büyük önem vermektedir. Bu da kesimdeki rekabetçiliği artırmakta ve yeni ürünlerin geliştirilmesine olanak tanımaktadır.
Dünya genelindeki ekonomik dalgalanmaların, talep düşüşüne yol açtığını söylemek mümkündür. Özellikle pandeminin etkileri ve ardından gelen ekonomik belirsizlikler, birçok bölümde dertlere neden oldu. Bunun yanında hammadde maliyetlerindeki artış, üretim maliyetlerini yükselterek rekabet gücünü zayıflatmaktadır. Bu durum, firmaların kar marjlarını daraltarak ihracatı olumsuz etkilemektedir. Döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmalar, biz ihracatçıların maliyetlerini etkilemektedir. Özellikle yerel para ünitesinin bedel kaybetmesi, yurtdışı pazarlarda rekabet gücünü azaltmaktadır. Kesimdeki bazı firmaların yenilikçi tahliller geliştirmekte geri kalması, rekabet avantajını kaybetmelerine yol açmaktadır. Bu durum hem iç pazarda hem de ihracatta olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
Makine sektörünün temel meseleleri arasında yüksek hammadde maliyetleri, nitelikli iş gücü eksikliği, yenilikçi ürün geliştirme yetersizliği, Pazar erişimi meseleleri, finansman zorlukları, rekabetin artması gibi maddeleri sıralayabiliriz. Bunlara çözüm önerileri verecek olursak devletin, Ar-Ge ve inovasyon projelerine yönelik teşvikler ve hibeler sağlaması, firmaların yenilikçi ürünler geliştirmesine yardımcı olabilir. Hammadde ve enerji maliyetlerini düşürmek için özel teşvikler, bölümün rekabet gücünü artırabilir. Mesleksel eğitim programları ve iş gücü geliştirme projeleri ile nitelikli iş gücü yetiştirilmesi teşvik edilmelidir. İhracat destek ofisleri ve ticaret odalarının iş birliği ile yurtdışında tanıtım faaliyetleri artırılmalı ve fuar iştirakleri teşvik edilmelidir. KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştırmak için düşük faizli krediler ve garanti programları oluşturulabilir.
Avrupa, yüksek kaliteli mühendislik ürünleri talebiyle öne çıkıyor. Ancak, bazı ülkelerde ekonomik belirsizlikler ve enerji maliyetlerindeki artış, sektörü olumsuz etkileyebilir. Asya, özellikle Çin ve Hindistan, büyüyen sanayi ve yüksek talep ile dikkat çekiyor. Ancak, yoğun rekabet ve düşük maliyetli ürünler sorun yaratabilir. Kuzey Amerika, teknolojiye yatırım yapan ve yenilikçi tahliller arayan bir pazar. Ancak, ekonomik dalgalanmalar ve ticaret siyasetleri belirsizlik yaratıyor. Orta Doğu, özellikle inşaat ve altyapı projeleri ile büyümeye devam ediyor. Ancak, siyasi belirsizlikler ve ekonomik dalgalanmalar sektörü etkileyebilir. Bu pazarlara yönelik yapılabilecek çalışmalar; Avrupa standartlarına uygun ürün geliştirme, fuar iştirakleri ve iş irtibatları kurma, inovasyon ve sürdürülebilirlik odaklı projelerle pazara giriş stratejileri geliştirme, Sanayi 4.0 ve dijitalleşme konularında projeler geliştirme şeklinde sıralanabilir.
Çinli üreticiler, düşük iş gücü maliyetleri ve büyük ölçekli üretim avantajıyla fiyat rekabetinde ön plana çıkıyor. Bu, yerli firmaların kâr marjlarını zorlaştırıyor. Hızlı ve büyük ölçekli üretim yapabilme yeteneği sayesinde dünya pazarına hızlı bir şekilde ürün sunabiliyor. Bu da talep artışlarında esneklik sağlıyor. Son yıllarda teknolojiye önemli yatırımlar yaparak, yüksek kaliteli ve yenilikçi ürünler geliştirmeye başladılar. Bu durum, rekabeti artırıyor. Etkili tedarik zinciri yönetimi sayesinde, Çinli firmalar müşteri taleplerine hızla cevap verebiliyor. Bu da müşteri memnuniyetini artırıyor. Çin, küresel pazarlara girmek için uygun maliyetli ürünler sunarak, diğer ülkelerdeki üreticilerle pazar paylaşımında zorluk yaratıyor. Çin’li üreticilerle rekabet edebilmek için; ürünlerin kalitesini artırarak ve yenilikçi tahliller sunarak rekabet edilebilir. Özellikle belirli gereksinimlere yönelik özelleştirilmiş ürünler geliştirmek avantaj sağlar. Ar-Ge ve yenilikçilik alanında nitelikli iş gücüne yatırım yapmak, kaliteli ürünler geliştirmek için kritik öneme sahiptir. Müşteri memnuniyetine odaklanarak, satış sonrası hizmetleri güçlendirmek, yerli üreticilerin rekabet avantajını artırabilir. Üretim süreçlerini dijitalleştirerek, verimliliği artırmak ve maliyetleri düşürmek mümkün olabilir. Sanayi 4.0 uygulamaları, bu alanda rekabet avantajı sağlar. Hedef pazarların ihtiyaçlarını analiz ederek, müşteri beklentilerine uygun ürünler ve hizmetler sunmak rekabeti güçlendirebilir.
Ar-Ge yatırımları ve yeni ürün lansmanları ile firmamızın pazar pozisyonunu güçlendirmesini öngörüyoruz. Sanayi 4.0 uygulamalarının benimsenmesi ile üretim süreçlerinin dijitalleşmesi, verimliliği artıracak. Firmamızın bu alandaki yatırımlarının sonuç vermesini bekliyoruz. 2025 yılı için Asya-Pasifik ve Afrika gibi gelişen pazarlarda daha etkin olma gayretleri, yeni iş fırsatları yaratabilir. Yerel partnerlerle iş birlikleri artırılabilir. Yerli üreticilerin, Çin ve diğer düşük maliyetli üreticilerle rekabet edebilmek için yenilikçi tahliller geliştirmesi, rekabet gücünü artırabilir. Pazar iyileşmeleri, yenilikçilik, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik konularında atılacak adımlar, başarıyı getirebilir.
Şafak Çetiner
Bekamak Satış Direktörü
Çin büyük bir aktör ve bölümde rekabet epeyce zor
Ülkemizdeki faiz oranları malum. Müşterilerimiz bu sebeple yatırımlarını biraz ertelemek zorunda kaldı. Bu durumu özellikle son 2-3 aydır yurt içinde önemli şekilde hissediyoruz. Ekonomi idaremizin enflasyonla mücadele konusunda kararlı olduğunu görüyoruz ve ben de bu sürece gönülden inanıyorum. Sıkılaşmanın en erken Haziran 2025’e kadar devam edeceğini öngörüyoruz. Bu süreç devam ettikçe, yurt içi piyasa hakkında olumlu beklentilerimiz maalesef sınırlı.
Yurt dışı piyasalara gelirsek, Çin’in etkisi kaçınılmaz. Çin’in düşük maliyetli üretimi, şu an daha çok yüksek maliyetli üreticileri etkiliyor, ancak bu etki zamanla bize de yansıyacak. Diğer taraftan, ABD Merkez Bankası (FED) faiz indiriyor ve Avrupa’nın da yakın zamanda aynı yolu izleyeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle yurt dışındaki toparlanmanın, yurt içinden daha hızlı gerçekleşeceğine inanıyoruz. Faiz indirimlerinin ardından, Türkiye’deki piyasanın da yukarı yönlü bir ivme kazanacağını düşünüyoruz.
Makine sektöründe Çin büyük bir aktör ve rekabet hayli zor. Çin, üretimini devlet desteğiyle daha düşük maliyetlerde yapabiliyor. Biz ise, bu dayanaklardan gereğince faydalanamıyoruz. Özellikle basit makinalar yapan merdiven altı firmaların eserlerine ilgi gösteren bazı bayilerimiz oldu. Ancak, yüksek maliyetli ve kaliteli makinelerde şu anda Çin’in etkisi asgarî düzeyde bizim sektör özelinde. Lakin bu durum gelecekte değişebilir, Çin rekabeti bizi de etkileyebilir.
Ali Vatandaş
Şahinler Metal Makine Yurtiçi Satış Md.
Kalitemizden ödün vermedenüretim yapıyoruz
Şahinler Metal Makine olarak 73yıllık köklü bir firmayız. Sektördebizim makinaları üreten ilk firmayız.Ürettiğimiz ürünler belli, daima olarakgeliştiriyoruz eserlerimizi. İşimizigüzel yapıyoruz, müşteri memnuniyetini ilk sırayakoyuyoruz. Memnun müşteri, yeni müşteri getiriyor.Dünyanın dört bir yanını gezdiğimizde başımız dik, geridönüşler de oluyor haliyle. Dünyanın her yerine satışsonrası parça ve satış sonrası servis dayanağımız var.Sektördeki problemlerden biz de etkileniyoruz. Ancaköz sermayemiz güçlü olduğu için bu sıkıntılardanminimum düzeyde etkileniyoruz. Türkiye piyasası çokdinamik bir pazar, Rusya pazarında ise sıkıntılar var.Öte yandan Kuzey Afrika ve Arap bölgesinde güzel işlervar. Bizde Şahinler Makine olarak kalitemizden ödünvermeden üretim yapmaya devam ediyoruz.
Deniz Kahyaoğlu
Kamsan Makine Satış ve Paz. Direktörü
2025’te piyasanın yeniden canlanmasını bekliyoruz
Kamsan olarak Bursa’da Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ndeki (DOSAB) fabrikamızda kalite odaklı CNC tornalar için çubuk sürücüler ve çeşitli otomat tezgahları üretiyoruz. 2024 yılını üretimdeki geliştirme projelerimizi hayata geçirmeye ayırdık, yeni sürücüler geliştirdik. 1,5 metrelik kısa magazin sürücü ile 20 milimetrelik miller için kullanılabilecek bir sürücüyü daha ürün gamımıza ekledik.
Mevcut ekonomik durum ve kesimdeki gelişmeler sonucunda tüm iş dünyasını olumsuz etkiledi. Şu anda yatırımlar durma noktasına geldi. Kesimimiz bu durumdan olumsuz etkilendi ve önemli bir daralma var. Nakit sirkülasyonunun olağana dönmesi için kredilerin açılması gibi rahatlatıcı adımlarını atılmasını bekliyoruz. Uygulanan ekonomik siyasetler sonucunda endüstrici her konu da temkinli hareket ediyor. Makine sektörüne uygulanacak teşviklerle yatırımların daha da fazla artacağını düşünüyorum. 2025’te ise yatırım ikliminin yeniden tesis edilerek piyasanın canlanmasını bekliyoruz.
Biz firma olarak piyasalardaki külfetlerden dolayı bu yılı mevcudu korumak üzerine planladık. İç piyasada güçlü oyuncu olmaya devam ederken ihracat tarafında da yeni pazarlar bularak mevcut kapasitemizi koruma ve geliştirme çabasındayız. Tüm bu olumsuz şartlara rağmen yine umutluyuz. 2025 yılında işlerin mutlaka daha iyi olacağını düşünüyorum.
Ramazan Çelik
MTK Teknik Kaplama YKB
Esneklik, hızlı teslimat ve şahsileştirilmiş hizmetler en büyük avantajlarımız
Bursa Makine endüstrinin kalbinin attığı kentlerden biridir. Şehir, otomotivden dokumacılığa, metalden beyaz eşyaya kadar birçok farklı sektöre hizmet veren bir sanayi merkezi haline gelmiştir. Firmamızın sunduğu Nitrasyon, Siyah Nitrasyon, Çinko Kaplama, Bürüne Kaplama (S40, SQ40) ve ShotPeening gibi ileri teknoloji kaplama hizmetleri, Bursa’daki makine sanayine önemli avantajlar sağlamaktadır. Bursa’nın bu stratejik konumu, Türkiye’nin makine ihracatında önemli bir hisseye sahip olmasına katkıda bulunmakta ve bölümün büyümesini desteklemektedir.
Öncelikle, küresel ekonomik dalgalanmalar, özellikle pandeminin etkileri ve buna bağlı olarak yaşanan tedarik zinciri kesintileri, bölümün üretim kapasitesini ve ihracatını olumsuz etkilemiştir. Bunun yanı sıra, ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılar, nakit akışının yavaşlaması ve kredi erişiminin zorlaşması, sektör firmalarını finansal olarak zor durumda bırakmıştır. Yüksek enflasyon ve artan maliyetler de makine sektörü üzerinde baskı yaratmış, bu durum ihracat pazarlarında rekabet gücümüzü zayıflatmıştır.
Makine sektöründeki temel sıkıntılardan biri yüksek işçi maliyetleridir. Dalda yetişmiş iş gücüne duyulan ihtiyaç giderek artmakta, ancak bu iş gücünün maliyeti firmalar için büyük bir yük oluşturmaktadır. Bu maliyetlerin azaltılması ve iş gücünün daha verimli kullanılabilmesi için devlet tarafından daha fazla teşvik ve destek programlarının devreye girmesi gerekmektedir. Ayrıca, teknolojik yeniliklere ve dijitalleşmeye yatırım yapmak da dalın sürdürülebilirliği açısından kritik bir öneme sahiptir. Özellikle Ar-Ge faaliyetlerine daha fazla kaynak ayrılması ve inovasyon süreçlerinin hızlandırılması, daldaki rekabetçiliği artıracaktır.
Sektörün en önemli pazarları arasında Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Amerika bulunmaktadır. Avrupa pazarı, kalite standartlarının yüksek olduğu ve teknolojik yeniliklere açık bir pazar olarak öne çıkmaktadır. Ancak, son yıllarda Avrupa’da yaşanan ekonomik durgunluk, bu pazara ihracat yapan firmalar üzerinde baskı yaratmaktadır. Orta Doğu ise inşaat ve altyapı projeleriyle güçlü bir büyüme potansiyeline sahip bir pazardır. Bu pazarlara yönelik daha fazla inovatif ürün ve hizmet sunarak rekabet gücümüzü artırabiliriz. Ayrıca, dijitalleşme ve otomasyon tahlillerine yatırım yapmak, bu pazarlardaki talebi karşılamamıza yardımcı olacaktır.
Çin, dünya genelinde düşük maliyetli üretim yapabilme kapasitesiyle pek çok bölümde olduğu gibi makine sektöründe de önemli bir rekabet ögesi haline gelmiştir. Çinli üreticiler, büyük ölçekli üretim yapabilme yetenekleri sayesinde maliyetleri minimize etmekte ve bu da dünya pazarlarında fiyat avantajı sağlamaktadır. Ancak, rekabet edebilmek için bizim gibi firmalar, kaliteyi ve teknoloji odaklı üretimi ön plana çıkarmalıdır. Çin’e karşı rekabet edebilmenin en önemli yolu, müşteri odaklı, yenilikçi ve kaliteli tahliller sunmaktır. Özellikle esneklik, hızlı teslimat ve şahsileştirilmiş hizmetler gibi avantajlarımızı öne çıkararak Çin’in yarattığı fiyat baskısına karşı durabiliriz. Ayrıca yerel üretim gücümüzü artırarak, dışa bağımlılığı azaltma yoluna gitmeliyiz.
2024 yılı sonu ve 2025 yılı, iş dünyası için büyük zorlukların ve değişimlerin kapıda olduğu bir dönem olacak. Dijital dünyaya adapte olamayan, teknoloji ve IT tahlillerini etkin bir şekilde kullanmayan firmalar için bu süreç epey çetin geçecek. Özellikle maliyet tahlillerini hâlâ klâsik metotlarla, kâğıt ve kalemle hesaplayan, işletme tahlillerini derinlemesine yapmayan firmalar, bu zorlu periyotta ayakta kalmakta zorlanacaklar. Gelir ve masraflarını yüzeysel olarak hesaplayıp kâr ya da zarar ettiğini düşünen firmalar, mevcut piyasa şartlarında büyük risk altında.
Dijital dünyada yer almayan, müşterilerine fizikî kapıları dolaşarak ulaşmaya çalışan firmalar, rekabetin çok daha zorlaştığı bu devirde geride kalacak. İkinci nesil yöneticilerin ve çalışanların görüşlerine paha vermeyen, inovasyona ve Ar-Ge çalışmalarına gereken değeri göstermeyen, sadece fiyat rekabetiyle ayakta kalmaya çalışan işletmeler önemli ziyanlar görecek.
2025, dijitalleşmenin ve inovasyonun zorunlu hale geldiği bir dönem olacak. Bu süreçte başarıya ulaşmak isteyen firmaların yeni ürünler üretmeye, Ar-Ge çalışmalarını sadece devlet desteği olarak görmemeye ve teknolojiye ayak uydurmaya öncelik vermesi gerekiyor. Aksi takdirde, bu virajı alamayan firmaların piyasadan silinmesi kaçınılmaz olacaktır. Ancak bu süreci doğru yönetebilen, dijital dünyada kendine sağlam bir yer edinen ve yenilikçi tahliller geliştiren firmalar, geleceği şekillendirenler arasında yer alacaklar.
Lütfi Akıncıoğlu
Lothbrog Makine YKB
24 ay sabit taksit sunuyoruz, 2025 çok daha zorlayıcı olabilir
Biz tüm bölümlere hizmet ediyoruz, dolayısıyla tüm makineler yatırım aracı. Son vakitlerde Türkiye maalesef ekonomik bir daralmaya girdi. Birçok öge nedeniyle yatırım araçlarında da yavaşlama var. Bizim öngörümüze göre bu yavaşlama yüzde 25’in üzerine çıkmak üzere. Dolayısıyla tüm sektör bu daralmayı şu an yaşıyor. Tabi burada güçlü olan ve geçmişte yedek akçesini bir kenara ayıran firmalar ayakta kalıyor. Ama bu süreç uzamaya devam ederse, herkesin gücü de yavaş yavaş tükenmeye devam edecek ve finansal dalda olduğu gibi yatırım ve makine sektöründe de daralmalar görmeye başlayacağız. Devletin bu noktada bir an önce yatırımcılara farklı kanallarla, dayanaklarla, hibelerle bir şekilde ön ayak olması gerektiğini düşünüyoruz. Gelen müşterilerimizden de aslında birçoğunun beklentisi, talepleri bu yönde.
Biz firma olarak bu süreci biraz hafifletebilmek adına müşterilerimize çeşitli finansal seçenekler sunmaya başladık. Çeşitli leasing kampanyaları, 24 ay sabit taksitler ve kendi firma bütçemize dayalı vade imkanları sunmaya başladık. Tabi bu finansal aktörler de tamamen bizlerin ve bankaların öngördüğü güçler çerçevesinde kalıyor. Bunun dışına çıkan müşteriler şu an maalesef yatırım yapamıyorlar. Farklı siyasetler ve çeşitli stratejilerle geçiş yapmazsak, 2025 yılının yatırım araçları sektöründe çok daha zorlayıcı olacağını düşünüyorum.
Akif Baykaldı
Baykal Makine Satış ve Pazarlama Direktörü
Sektöre yönelik dayanaklar artma
Sektöre dair tespitler yapmak gerekirse; gözlemlediğimiz öne çıkan bazı küresel trendler şunlar:
– Ürün ve ürün teknolojimizi geliştirmeliyiz.
– Teknolojik Gelişme ve rekabet gücünü sağlamalıyız.
– Sanayi 4.0’ın temelinde makine endüstrisi yatmaktadır.
– Nitelikli iş gücü – gelişmiş AR-GE tabanı.
– Makine sektörünün gelişmesi ve ihracatın arttırılması aynı zamanda istikrarlı büyüyen bir iç pazar ile mümkün olacaktır.
– Özel sektör ve kamu sektörünün makine yatırımlarındaki küçülmeye rağmen makine ithalatının daima artıyor olması.
– Türk makine sektörü için öncelikli ve ayrıcalıklı, yatırım, üretim, AR-GE ve ihracat teşvik ögeleri yetersizdir.
Bu tespitler ışığında bölümün tekrar eski seviyesine kavuşması için atılması gereken adımlardan bahsetmek gerekirse;
– Yurt içi yatırım ortamı yeniden iyileştirilmelidir, devam etmelidir.
– Makine sektörüne yönelik AR-GE yatırım ve ihracat destek ögelerinin nitelik ve nicelikleri arttırılmalıdır.
– Yatırım teşviklerinde ithal makineyi özendiren ögeler azaltılmalı, sıfırlanmalıdır.
– Sanayi 4.0 sürecinde firmalar ile AR-GE projelerinin sayısı arttırılmalı ve bu projelerdeki kamu desteği çoğaltılmalıdır.
– Alıcı finansman düzeneği kesinlikle geliştirilmeli, uzak pazarlar için navlun desteği programına başlanmalıdır.
– İhracatçı makine üreticilere verilen yurt dışı yatırım desteği kapsamı genişletilmelidir.
KAYNAK : www.bursa.com
Diğer Bursa Haberleri İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bursa Büyükşehir Belediyesi Ekipleri, Antakya Ulu Cami’deki Enkazı Kaldırdı