DOLAR

34,6114$% -0.1

EURO

36,5995% -0.03

GRAM ALTIN

2.939,15%0,09

ÇEYREK ALTIN

4.918,00%-0,16

TAM ALTIN

19.672,00%-0,16

ONS

2.640,68%0,15

BİST100

9.640,08%0,00

İmsak Vakti a 06:28
Bursa AZ BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,6114

EURO 36,5995

ALTIN 2.939,15

BİST 100 9.640,08

İmsak 06:28

  • Bursa Gündem Haber
  • Genel
  • Eleştirel Hukuk Çalışmaları Topluluğu’ndan 30 Kasım’daki “Hukuk ve Şiddet” Sempozyumuna Çağrı

Eleştirel Hukuk Çalışmaları Topluluğu’ndan 30 Kasım’daki “Hukuk ve Şiddet” Sempozyumuna Çağrı

ad826x90

Eleştirel Hukuk Çalışmaları Topluluğu, 30 Kasım Cumartesi günü İstanbul Barosu Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda ‘Hukuk ve Şiddet’ sempozyumu düzenleyecek. Sempozyumun açılışında AYM’nin hak ihlali kararına rağmen TİP Hatay milletvekilliği düşürülen Gezi davası mahkumu Can Atalay‘ın mektubu okunacak. İlk oturumda “Kolonyalizm ve Savaş”, ikinci oturumda “Kriz Hali”, son oturumda da “Toplumsal Hiyerarşiler ve Kesişimsellik” konuşulacak.

Topluluğun sempozyum için kaleme aldığı çağrı metni şöyle:

“30 Kasım 2024’te İstanbul’da ikincisini gerçekleştireceğimiz yıllık sempozyumun konusu Hukuk ve Şiddet. Bu yılki Sempozyum’un temasını tartıştığımız dönem İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırım ve bölgeselleşen saldırıları gündemdeydi ve halihazırda gündemde olmaya devam ediyor. Diğer taraftan da otoriterleşmenin dünya çapında gitgide arttığı ve bunun hukukla şiddet arası bağlantılarda, daha doğrusu hukukun bir şiddet olarak işleyişindeki yansımalarının daha aşikâr şekilde görüldüğü bir tarihi momentten geçiyoruz.

İkinci Dünya Savaşı ve Holokost’un ardından “Bir daha asla” şiarı ile kurulduğu ileri sürülen, çağımızın uluslararası hukuk nizamını tesis ve tahkim eden Birleşmiş Milletler, soykırımı önlemek ve durdurmakta gerçek ve anlamlı bir çaba sarf etmeyerek Gazze ve Lübnan’daki yıkımı mümkün kıldı. BM’nin ve uluslararası hukuk sisteminin yegâne yargı organlarından Uluslararası Adalet Divanı tarafından dahi İsrail’in işgalinin hukuksuz olduğu ve soykırımın gerçekleştiğinin “olası” olduğu kabul edildi. Bu kararların ardından görülen ise daha fazla yıkım, ihlal ve şiddet.

Sömürgeci şiddetin en saf ve doğrudan halini gördüğümüz Filistin’de yaşananlar, uluslararası hukuk başta olmak üzere hukukun şiddeti engellemekte gönülsüz olduğunun açık tabiridir. Uygarlık adı altında kapitalizmin mantığını gizleyen ve güçlendiren hukuk – ve özel olarak uluslararası hukuk – soykırım yasağı, ulusların kendi yazgısını tayin hakkı, kuvvet kullanma yasağı gibi kendisini yasallaştırmakta kullandığı ve araçsallaştırdığı kavramların birer illüzyondan ibaret olduğunu gösterdi. Soykırıma her türlü siyasi, askeri, kültürel ve toplumsal desteği sağlayanlar -başta Avrupa ve ABD olmak üzere- “uygar” dünyanın şiddet ile kurulduğunu ve şiddet ile sürdürüldüğünü hiç olmadığı kadar aşikar etti. Hukukun bu tertipteki rolü ise sadece yapılanların yasallaştırılmasından ibaret olamayacak kadar başat. “Uygar” dünya ile “insansı hayvanlar” arasındaki ilişki, Avrupa’nın uzun sömürgeci geçmişinin hiçbir zaman sekteye uğramadığını, hatta bu pozisyonun yüce bir “hukukun üstünlüğü ve demokrasi” perdesi gerisinde güçlendirildiğini gösteriyor.

Hukukun üstünlüğü ve demokrasi kavramları, öncelikle hukuku devlet-dışı şiddetten ayıranın “meşruiyet” olduğu tezinin da altını doldurmakta kullanılıyor. Menke, hukuk ile şiddet arasındaki farkın, hukukun “intikam” olmaması olduğunu söyler. Buna göre bir hüküm, bir kişiye ait hakkın ihlalini değil, hukukun kendisinin ihlalini cezalandırdığı sürece hukuktur – bunu yapmadığı yerde ise intikamdan farksız olacaktır. Yine de eninde sonunda hüküm, legal bir amaç güttüğünü veya teminatlı bir yönteme uygun olduğunu iddia etse dahi hukuk, kendisine içkin olan şiddetten ayrılamaz.

Uluslararası ve ulus-üstü sistemler, devletin aktörlüğünü, meşruiyetini ve şiddet monopolünü korumakta ve sürdürmekte kullandığı en güçlü araçlar kuşkusuz. Türkiye’de gördüğümüz üzere, hukukun üstünlüğü ve demokrasi kavramlarının bekçisi olduğu iddia edilen yargı organlarının kararları, bu meşruiyeti sürdürmekte gönülsüz olan devleti sınırlamakta ya gönülsüz ya da etkisiz. Doğrudan kendisinden gelen şiddeti, baskıyı, tutuklamaları, işkenceyi engellemeyeceği açık olan devlet, ‘karşı hamleler’ ile kendi koyduğu kurallar ile dahi bağlı olmadığını göstermekten çekinmiyor.

Kapitalizmin mantığı, hukukun üstünlüğü ve demokrasi açısından da sürdürülüyor. Yapısal olarak çelişki içindeki hukuk; kendisine içkin olan şiddeti, münferit hak ihlalleri ve krizler olarak sunmak zorunda. Bu sayede varlık nedeni olan şiddeti gizliyor ve sapmalardan ibaret olduğunu ileri sürdüğü krizlerin tahlili olarak da kendisini sunmaya devam edebiliyor.

Toplumu siyasetsizleştirmek, muhalif sesleri susturmak ve dayanışmayı boğmak konusunda her türlü yargısal ve idari araç ile sahada olmasına karşın yine aynı devlet, kadın ve LGBTİ+’lara yönelik erkek şiddetini önlemekte de açıkça gönülsüz. Bugün devlet, kendisini hukuk ile bağlı saymayarak, uyguladığı şiddetin saf bir intikam halini aldığını aşikâr kılıyor.

Bugün, dünyanın dört bir yanından ezilenlerin, gençlerin, sosyalistlerin, kadınların ve LGBTİ+’ların Filistin ile gösterdikleri dayanışmanın yükseldiğini söylemek mümkün. Bu çaba ve dayanışma ile ortak olduğumuzu belirtmenin bir anlamı da kesinlikle var. 7 Ekim 2023’ten sonra yaşatılanların ‘çağımızın şuurunda kalıcı bir değişim yaratmasını’ istiyorsak yapmamız gerekenin de ‘kısa vadeli, polemiğe dayalı, kanıyı ketleyici öfke patlamalarının yerine uzun soluklu bir düşünme ve çözümleme süreci getirmek’ olduğu niyeti ile herkesi bu çabayı büyütmek ve tartışmak için bu yılki sempozyuma bekliyoruz!

Eleştirel Hukuk Çalışmaları Topluluğu”

Sempozyumun programı şöyle:


Cevher; ‘korkutucu, deli, yaşlı kadın’ klişesi mi?



Öne çıkan haberler…

TIKLAYIN -Beşiktaş’taki yönetim zelzelesini sahte doküman mi tetikledi; Samet Aybaba’nın imzası taklit edildi iddiası!

TIKLAYIN – İstanbul’da trafikte yeni dönem: Eminönü ve Kadıköy’e giriş ücretli olacak

TIKLAYIN – HTŞ liderliğindeki gruplar bir kez daha şehrin kapılarına dayandı; Halep’e 5 kilometre yaklaştılar 

TIKLAYIN – Fatih Altaylı: Aslında PKK bitmiyor, şekil ve isim değiştiriyor

TIKLAYIN – Uçum: Mardin’e kayyım gönderilmesi Ahmet Türk’ü de kurtarmıştır

TIKLAYIN – MSÜ’den doğu ve güneydoğunun silindiği harita için açıklama: Bilgimiz dışında basıldı, derhal toplatıldı, sorumlu kişi istifa etti

TIKLAYIN – Sinemalarda bu hafta; 11 film vizyona giriyor

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Canlı Yayında Sahte Para Nasıl Anlaşılır Testi Yapıldı

HIZLI YORUM YAP