Ekonomim gazetesine önemli açıklamalarda bulunan TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez Türkiye’de endüstride yaşananlarla ilgili dikkat çeken görüşlerde bulundu.
Üretimde yaşanan temel sıkıntıları ülkede yaşanan sık seçim atmosferine bağlayan Sönmez şunları söyledi:
“Dünya genelinde iklim krizinden savaşlara ve ekonomik sakinliğe uzanan çoklu krizler yaşanırken, ülkemizde ek olarak neredeyse iki yıllık süreçte bir seçim atmosferinin ve iktisadının içinde yer aldık. Bu nedenle ‘üretim maliyetleri ve tedarik’, ‘yüksek enflasyon ve satın alma gücü’, ‘savaşın ihracat pazarlarına etkisi’ ile ‘finansmana erişim ve kur artışı’ gibi temel meselelerimizi aşamadık.”
Enflasyon sorunu hakkında “artık istisna bir sorun değil” gibi korku verici bir ifade kullanan Sönmez “Özellikle yüksek enflasyon ülkemiz için artık istisna olmaktan çıkarak bir kural haline gelmeye başladı. İş insanlarımız enflasyonist ortamda nasıl iş yapacaklarını mecburen öğrendi” diye konuştu.
Esas zorlu, gerçek sorunlar başka
Yalnızca iş dünyasını değil, tüm toplumun refahını etkileyen bu sorunların gerisinde ise daha zorlu, daha gerçek sorunlar olduğuna işaret eden Sönmez, “Bunlar da ‘verimlilik ve katma kıymet sorunu’, ‘kayıt dışı ekonomi ve vergi adaletsizliği’ ve ‘21. yüzyıl kaidelerine uygun planlama eksikliği’ diye ekledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye, AB ülkelerine kıyasla mikro ve büyük işletmelerin verimliliği kıyaslamasında son sırada yer alıyor. Toplam faktör verimliliğinde tarihî olarak kötü bir performans sergiliyoruz. Ülkemizin ABD, AB, Güney Kore gibi ülkelerin oluşturduğu gibi iyi planlanmış bir yeni nesil sanayi politika maddesine ihtiyacı var. Ayrıca özellikle yüksek teknolojili üretim ve katma değerli ihracat yapan stratejik kesimlere uzun vadeli ve uygun şartlarda destek sağlanması gerekiyor. Bu takviyenin sağlanması için KGF, Eximbank ve diğer finans kuruluşları devreye girmeli”
Batı ile Doğu Arasındaki Rekabet Gücü Farkı
Bir diğer sorunun bölgesel kalkınma olduğunun altını çizen Sönmez, şöyle devam etti: “Türkiye için Bir Rekabetçilik Endeksi 2023 raporumuza göre ülkemizin batı bölgeleri ve Marmara-Ankara ekseni arasındaki rekabetçilik gücü en yüksek kıymetlerine ulaşmış durumda. Ancak rekabetçilik gücü batıdan doğuya gidildikçe zayıflıyor. Bölgesel ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi için 21. yüzyıl koşullarına uygun Devlet Planlama Teşkilatını, ayrı ve bağımsız bir kurum olarak yeniden kurmalıyız.”
Makroekonomik Beklentiler Yanlış
Son OVP’de geçmiş periyotta açıklananlara kıyasla çok daha gerçekçi bir yaklaşım sergilendiğini belirten Sönmez, jeopolitik risklerin artmaması durumunda OVP beklentilerine yakın yıl sonu sayıları görüleceği varsayımında bulundu. Ancak büyüme gayesinin, iktisadın kısa vadeli gereksinimlerine daha fazla odaklanmaması gerektiğini vurgulayan Sönmez, “Kısa vadede büyümeye öncelik vererek OVP’de vücut bulan ekonomi programı ve TCMB beklentileri doğrultusunda bir enflasyon düşüşü yaşamamız olanaksız. İş dünyası olarak, büyümedeki yavaşlamanın dezenflasyon sürecinin ayrılmaz bir parçası olduğunun farkındayız. Ülkemizin kısa vadede enflasyonu artıran ve dengesizlikleri besleyen hızlı büyümeye değil, kaliteli ve sürdürülebilir büyümeye ihtiyacı var” diye konuştu.
Enflasyon Sorunu Nasıl Çözülür?
Sönmez, enflasyon sorunu için şu tabirleri kullandı: “Tüketim talebi hızla artarken üretimin bu artışı karşılayamaması yüksek enflasyona yol açıyor. Enflasyonu düşüreceksek üretim ve tüketim arasındaki makası kapatmalıyız. Dolayısıyla bu sorunu sadece para siyasetleri ile aşmak mümkün değil. İktisadın dışında da yapılması gerekenler var. Eğitim, vergi ve kayıt dışı ekonomi bahislerinde bağımsız kurumsal yapılarla desteklenmiş ıslahatlar yapılmalı. Bu ıslahatların ardından, sanayi, tarım ve bilişim dalları başta olmak üzere, katma değeri ve verimliliği artıracak politika dizaynlarının başarıyla uygulanması gerekiyor. Bu noktada, Yatırım Ortamını Uygunlaştırma Uyum Kurulu’nun 57 unsurluk eylem planını kâğıt üstünde bırakmadan hayata geçirmesi iyi bir başlangıç olacaktır.”
Asgari Ücret Konusu: Maaş mı Katma Kıymet mi?
Enflasyonu yaratan esas konunun asgari ücret olmadığını söyleyen Sönmez, bu yüzden enflasyonu azaltmak için asgari ücreti değerlendiren hükümetin şu anda uyguladığı ekonomi programını gözden geçirmesinde yarar olduğunu söyledi:“Maaş-enflasyon sarmalı bildiğimiz bir olgu. Bu sarmala düşmekten imtina etmekte yarar var. Ancak yüksek katma paha üretemediğimiz her süreç, bizi asgari ücret ekonomisine mecbur bırakıyor. AB ülkelerinde ortalama yüzde 7’lik bir asgari fiyatlı varken, ülkemizde neredeyse her iki çalışandan biri asgari ücretle geçiniyor. Bugün asgari ücret ne kadar artarsa artsın, alım gücünün karşısındaki en büyük tehdidi enfl asyon oluşturuyor. Alım gücünün maaş ile değil katma kıymet ile arttığı bir iktisadın asgari ücret sorunu da olmaz” şeklinde konuştu. Ancak Türkiye’deki gelir dağılımındaki eşitsizliğe, tüketimin dağılımına ve şirketlerin karlılığına bakıldığında enflasyon ile asgari ücret arasındaki münasebetin, enflasyonun oluşmasındaki temel hedef olmadığının da görüldüğünü kaydeden Sönmez, “Bu nedenle şu anda uygulanan ekonomi programının maksadına ulaşmak için seçtiği araçların gözden geçirilmesinde yarar var” yorumunu yaptı.
Kamu Tasarruf Paketi
Kamu tasarruf tedbirlerine değinen TÜRKONFED Başkanı, “Uygulanan ekonomi programı gibi istikrar programlarının başarısı da sadece teknik uygulamalara indirgenemez. Bu programların başarılı olması için aynı zamanda geniş toplumsal ve siyasi mutabakata da ihtiyaç vardır. Bu açıdan bakıldığında kamuda tasarruf paketinin programının geniş kesitlerde güven uyandırma noktasında olması gerekenin altında kaldığını görüyorum. Hem toplam ölçü olarak hem de tasarruf edilmesi planlanan kalemler açısından bu paketin yeniden ele alınması faydalı olacaktır” dedi.
Anadolu İş Dünyasının Durumu
İlk 6 ayda Anadolu iş dünyasının karşılaştığı zorluklar sorusuna karşılık Sönmez: “Son iki yılda gerçekleştirdiğimiz 100. Yıl Buluşmaları kapsamında 50 kentimize ve 26 federasyonumuza ulaştık. Anadolu’daki iş dünyamızın durumunun çok parlak olmadığını gördük. Yılın ilk çeyreğine ilişkin açıkladığımız Finansmana Erişim Anketi’ne göre, pandemi dönemi başlayan finansmana erişim sorunu hala devam ediyor. İş insanlarımız özellikle işletme sermayesi finansmanı ve yeni yatırım finansmanı bulmakta zorlanıyor. Her 5 işletmeden 4’ü finansmana erişim sorunu yaşadığını belirtiyor. Her 10 iş insanından 9’u bankalardan kredi alma sürecinde sorun yaşıyor. Kredi başvurusu tamamen onaylananların oranı geçen yıla göre artsa da hala %37 seviyesinde. Konfederasyonumuza iletilen diğer sorunlar da ‘vergi kaçağı ve kayıt dışı ekonomi’, ‘iflas ve ödeme sıkıntıları nedeniyle işletmeler arasındaki itimadın azalması’, ‘ithalata bağımlılık’, ‘TL’nin dolara karşı gerçek pahasının artması ile ihracatçının zor durumda kalması’ ve rekabetçilik kaybı olarak sıralanıyor.” cevabını verdi.
Diğer Ekonomi Haberleri İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber