Erdoğan: Tarihçilere Bırakılması Gereken Bahislerin Siyasete Alet Edilmesi, Türk-Amerikan Bağlarına ve Ermenistan’la Olağanlaşmaya Katkı Yapmayacak

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

T24 Dış Haberler

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in (BM) 79’uncu Genel Şurası’na katılmak üzere gittiği New York’ta Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC) tarafından düzenlenen akşam yemeğine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihçilere bırakılması gereken mevzuların çeşitli lobilerce siyasete alet edilmesi, ne Türk-Amerikan alakalarına ne de Türkiye’nin Ermenistan ile sürdürdüğü olağanlaşmaya katkı yapacak” ifadelerini kullandı. 

Erdoğan’ın yemekteki konuşmasından satır başları şöyle:

“Biz entegrasyona sonuna kadar varız, asimilasyona aynı derecede karşıyız”

“Ticari ve ekonomik hayattaki başarılarıyla gurur kaynağımız olan iş adamlarımızı, girişimcilerimizi burada yürekten tutturuyoruz. Birlik ve beraberliğiniz, Türk toplumunun çıkarlarının yerel ve federal seviyede ilerletilmesi bakımından büyük önem taşıyor. Yurtdışında yaşayan insanlarımızın inanç ve kültür kıymetlerimize sahip çıkmasının kıymetinin siz de esasen farkındasınız. Nerede olursa olsun vatandaşlarımıza her fırsatta şunu hatırlatıyorum.

Biz entegrasyona sonuna kadar varız, asimilasyona ise aynı derecede karşıyız. Vatandaşlarımızın her alanda temayüz etmelerini, başarılı olmalarını, içinde yaşadıkları topluma katkı sunmalarını istiyoruz. Ama insanımızın kimliğini, öz bedellerini, inanç pahalarını kaybetmesini de arzu etmiyoruz. Yaşadığınız toplumda var olurken, kendi lisanınızı, kendi kültürünüzü, özünüzü hiçbir zaman unutmayın. Bu konuda Türk-Amerikan toplumunun iyi bir pozisyonda olduğunu biliyor, bundan da memnuniyet duyuyorum. Aziz kardeşlerim, Türkiye, terör belasıyla hem sahada hem de masada en büyük çabayı veren ülkelerin başında geliyor.

“Türkiye karşıtı her operasyona, örgüt mensuplarına karşı teyakkuz halinde olun”

Amerika’daki Türk toplumu olarak, FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütleriyle gayretimize vereceğiniz destek çok kıymetlidir. Terör örgütü mensupları sadece ülkemizin menfaatlerini değil, yurt dışındaki vatandaşlarımızı, ticari teşebbüslerini ve sivil toplum kuruluşlarını da doğrudan ya da dolaylı şekilde hedef alıyor. Amerikalı karar alıcıları ve ticari etrafları palavraya boğarak menfaat sağlamaya çalışan örgüt üyeleri, Türk toplumu içerisinde de bölünme ve ayrışmaları körüklemeye çalışıyor. Türkiye karşıtı her operasyona, istekli figüranlık yapan örgüt mensuplarına karşı sizlerden teyakkuz halinde olmanızı bekliyorum. Dün bunların oyunlarına gelmedim. Bundan sonra da çok dikkatli olacağız. Milletin iradesine darbe yapmaya kalkan, ellerinde vatandaşlarımızın kanı olan, demokrasimize, huzurumuza, birlik ve beraberliğimize kast eden, aslında tek gayesi Türkiye’ye ve Türk milletine zarar vermek olan bu hainlerle uğraşımızı hukuk yerinde sonuna kadar sürdüreceğiz.

“Aşırı sağcı akımların amacında de göçmenler ve Müslümanlar var”

Burada şu konuya özellikle dikkat çekmek istiyorum. Son yıllarda batılı ülkelerde, özellikle Avrupa’da, İslam ve yabancı düşmanlığı vatandaşlarımızın da huzurunu tehdit eden büyük bir salgına dönüştü. Hemen her gün mescitlerimize, mescitlerimize, Müslümanlara ait iş yerlerine yönelik bir kundaklama olayı gerçekleşiyor. Aşırı sağcı akımların maksadında de göçmenler ve Müslümanlar var. Sosyal medya ve kimi siyasetçiler ise, ırkçı nefretin yayılmasını adeta teşvik etmekte, yangına körükle gitmektedir. Türkiye olarak, vatandaşlarımızın yaşadığı ülkelerdeki aşırı sağcı akımları ve nefret telaffuzlarını yakından takip ediyoruz. Irkçılığın olduğu gibi, İslam düşmanlığının da bir suç olarak tasnif edilmesi ve yasal yaptırıma tabi tutulması gerektiğini savunuyoruz.

“İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü ilanına BM’de liderlik ettik”

15 Mart’ın Birleşmiş Milletler Genel Şurası’nda İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü ilan edilmesinde, İslam İşbirliği Teşkilatı ile birlikte öncü rol oynadık. Avrupa’da Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan menfur akınlarla ilgili Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Genel Konseyi’nin aldığı kararlara liderlik ettik. Tüm bu teşebbüsler, batılı ülkelerin yasal ve idari düzenlemelerini tadil etme ve aşırı sağla mücadelede yeni stratejiler geliştirmelerinde bir baskı ögesi oldu. Amerika’da da geçtiğimiz Kasım ayında, İslamofobiye karşı ulusal strateji dokümanının hazırlanmaya başlanması bunun güzel bir örneğini teşkil etti. Bundan sonra da Müslüman düşmanlığına karşı çabaya öncülük etmeyi sürdüreceğiz.

“Tarihçilere bırakılması gereken hususların çeşitli lobilerce siyasete alet edilmesi, ne Türk-Amerikan bağlantılarına ne de Türkiye’nin Ermenistan ile sürdürdüğü olağanlaşmaya katkı yapacak”

Değerli Kardeşlerim, Türkiye aleyhindeki çeşitli çıkar kümelerinin Kongre üzerinde baskı kurmaya devam ettiklerini görüyoruz. Bu gibi faaliyetlerin Türk-Amerikan kamuoyunda oluşturduğu rahatsızlığı en iyi sizler biliyorsunuz. Okul müfredatlarını asılsız iftiralarla doldurarak çocuklarımızın, gençlerimizin beyinlerini zehirlemeye çalışan bu zihniyete karşı teyakkuzda olmamız. Sizlerin de bu hasmane faaliyetler birlik ve eş güdüm içerisinde mukabele etmeniz Amerikalı siyasetçileri tarihi gerçekleri öğrenmesini sağlayacaktır. Tarihçilere bırakılması gereken hususların siyasete alet edilmesi ve çeşitli lobilerce istismar edilmesi, ne Türk-Amerikan bağlantılarına ne de Türkiye’nin Ermenistan ile sürdürdüğü normalleşme çalışmalarına katkı yapacak.

Ukrayna’da 3. yılına girmek üzere olan savaş, bölgesel ve küresel istikrarı tehdit etti. Bölgede kalıcı barış için diplomasinin öncelenmesi gerektiğini ilk günden bu yana vurguluyoruz. Dökülen her damla kanı, çatışmayla geçen her günü, açık söylüyorum, büyük bir kayıp olarak görüyoruz. Bu anlayışla adil barışın tesisi için uğraşlarımızı sabırla sürdürüyoruz. Burada şunu da özellikle ifade etmek isterim. Küresel sistem artık tüm aktifliğini, tüm inandırıcılığını kaybetmeye başladı. Görevi barış ve güvenliği sağlamak olan kurumlar çok açık bir ahlaki çöküş içerisindedir.

“İsrail’in Gazze ve Hristiyan topraklarındaki soykırımı bölgemizin barışını tehdit etmekte”

Gazze’de 352 gündür devam eden katliam bunu bir kez daha göstermiştir. 30 yıl sonra tüm dünyanın gözleri önünde bu sefer Gazze’de son derece yabanî bir soykırım yaşanıyor. Bugüne kadar 1,9 milyon insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Ve bu insanlar hiçbir altyapının olmadığı çok kötü kaidelerde ellerinde, avuçlarında ne kaldıysa onunla yetinerek hayatta kalma çabası veriyor. Tüm bu acılar yaşanırken bir avuç yürekli insan dışında maalesef idarelerden gözle görünür hiçbir tepki yükselmedi. Aynı şekilde küresel kurum ve kuruluşlar Gazze’deki zulmü durduracak, İsrail’in katliamlarını engelleyecek hiçbir etkili adım atmadı.

“Mescid-i Aksa’nın tarihi statüsüne yönelik hiçbir saldırıya sessiz kalmadık”

Yaptığı her hukuksuzluk karşısında ödüllendirilen İsrail yönetimi her seferinde daha kanlı, daha insafsız, daha vicdansız ataklara girişmektedir. İsrail’in Gazze başlı olmak üzere Hristiyan topraklarında uyguladığı soykırım bölgemizin barışını da tehdit etmektedir. Lübnan’a karşı gerçekleştirilen son saldırılar ve İsrail tarafından yapılan son açıklamalar savaşı bölgeye yayma gayretlerinin açık tezahürüdür. Türkiye olarak bu işgal, istila ve katliam siyasetinin bir an önce durması için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın kutsiyetine ve tarihi statüsüne yönelik hiçbir saldırıya sessiz kalmadık ve kalmayacağız.

Şunu da özellikle ifade etmek durumundayım. New York sokakları dahil Amerika’nın pek çok farklı eyaletinde vicdan sahibi bölümler, Filistinlilerin acılarının dindirilmesi ve Filistin halkının kendi devletlerine kavuşmaları için sokaklara döküldü. Sizlerin de Washington’da, New York’ta, Boston ve Chicago’da Müslüman Amerikalılarla gerçekleştirdiğiniz faaliyetleri takdirle takip ettik. Sizden bu husustaki hassasiyetlerinizi sürdürmenizi bekliyorum. Rabb’im Filistinli mazlumların sesi olan herkesten razı olsun diyorum. Müslüman Amerikalılarla ve Amerika’daki farklı kısımlarla temas ve işbirliğini arttırmanızın faydalı olacağını vurgulamak isterim. Özellikle böylesi dönemlerde, güçlü bir duruş ve dayanışma sergilememiz olağanüstü kıymetlidir.

Türk Amerikan toplumunun her alanda en iyi ve etkin şekilde temsil edilmesi için asgari müştereklerde buluşabilmeniz, ayrıştırıcı değil kapsayıcı olmanız gerektiğinin altını tekrar çiziyorum. Şunu da lütfen unutmayınız. Gerek Amerika’daki temsilciliklerimiz gerek Türkiye’deki kurum ve kuruluşlarımız sizlerin yanındadır. Ekonomide, ticarette, sivil toplumda ve diğer alanlarda sizleri desteklemeye devam edeceğiz.”

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber