Hiç aklınıza gelir miydi, hem de bugünlerde Cem Yılmaz’ın “yukardaki birinden” şikayetçi olabileceği…
“Kes ulan tıraşı, daima laf salatası” diye yakasına yapışabileceği…
“Hava, para, su para, daima hile daima dubara” diye ti’ye alabileceği…
Hayretler içindeyim…
Yapmış bunu.
Ama tam olarak o değil.
Durun, anlatacağım…
Her şey Erşan Kuneri’nin 84’üncü yaş gününde başladı
Geçen çarşamba akşamı Erşan Kuneri’nin 84’üncü yaş gününe davetliydim.
Hayali bir yaş günü tabii…
Cem Yılmaz’ın yarattığı Netflix kahramanı Erşan Kuneri’nin davetiydi.
Hani şu dizideki eski porno sinemaları yönetmeni…
Cem Yılmaz’la barışmak için gitmeyi çok istiyordum
Gitmeyi çok istiyordum.
Cem Yılmaz’la barışmak için de iyi bir fırsat olabilirdi.
Ama özel bir durum nedeniyle gidemedim.
Cem ne yapsa çok seviyorum.
Ama son oyunun ilk gösteriminde bazı şeylere takılmış ve yazmıştım.
Cem o günden beri her oyunda bana bir kez dokunduruyor.
Son olarak Darüşşafakka faydasına oynanan oyunda da takılmış bana.
Erşan Kuneri’nin ikinci sezonunu süper kahraman sineması gibi bekledim
Erşan Kuneri karakteri benim hoşuma gidiyor.
İkinci sezonu geçen hafta Netflix’te yayına verildi.
Bir Marvel veya DC Comics Harika Hero sinemasını ilk gece yarısı seansında sinema kapısında kuyrukta bekleyen çocuk gibi bekledim ve daha yayınlandığı an seyretmeye başladım.
Özellikle son üç kısmına bittim.
Bambaşka bir Cem Yılmaz…
Cem Yılmaz mesleğinde, çağdaş devekuşu kabare periyodunu açıyor
Anlatacağım ama baştan şunu söyleyeyim.
Cem Yılmaz bence mesleğinde yepyeni bir dönemi açıyor.
Siyasi mizah ve hicve Türkiye’deki en damarından girmiş.
Artık karşımızda Zeki Alasya-Metin Akpınar geleneğinin çağdaş bir yorumu var.
İsmail Dümbüllü’ye kadar inen; Münir Özkul, Şener Şen, Ferhan Şensoy duraklarına uğrayan…
Yavuz Turgul sinemasına selam gönderen…
Ve Hatta siyasi hicvi Levent Kırca hudutlarına dayandıran yeni bir mizah bu…
Daha doğrusu, eski bir mizahi itirazın yeni versiyonu…
Erşan Kuneri dizisinin ikinci dönem ekibi
Evet bol küfürlü ama yürekli bir mizah bu
Başlığı tekrar edeyim.
Evet bol küfürlü ama…
Çok mert bir mizah bu…
Unutmayalım ki küfür ve argo artık hip hop kültürünün meta dili…
Günün risklerini çok iyi bilen ama o zorlukları ve riskleri aşmanın çok zeki inceliklerini keyfetmiş bir Cem Yılmaz…
Bedeni bugünde, ruhu Çiçek Bar’da kalmış yaşlı bir sinemacı
Şu gözlemimle başlayayım.
Cem, 84 yaşındaki eski porno film yönetmeni Erşan Kuneri’nin yaşlılık periyodunu inanılmaz bir başarı ile canlandırmış.
Hala Çiçek Bar’da kalmış o kadar tanıdık bir eski sinemacı karakteri ki…
Yaşlılığın arızalarını, mimiklerini inanılmaz bir monolog ve mimle anlatıyor.
Kutluyorum.
Eski pornocu Devekuşu Kabare yapmak isterse
Dizinin özellikle son üç bölümü Devekuşu Kabare’nin tam manasıyla bir 21’inci yüzyıl tiplemesi.
Zaten Zeki ve Metin’e de çok güzel ve şık bir gönderme var.
Artık sinemadan bıkan ve zincirleme başarısızlıklardan yorulan Erşan Kuneri, mesleğini müzikal bir vodville bitirmek istiyor.
Porno, polisiye, aile ve arabesk tipi bütün sinemacılığı deneyen Kuneri’nin “Bugün artık sadece tek video kaseti kalmış” müzikal oyunu böyle başlıyor.
“Erşan Abi ya yukardaki bozulursa ne yaparız”
Ancak senaryoda bazı sıkıntılar vardır.
Bazı yerlerinde iktidara göndermeler hatta ağır eleştiriler vardır.
Yapımcı, “Erşan abi yukardaki bozulabilir. Bunları çıkaralım” der…
Ama Erşan Kuneri kararlıdır.
“Halk artık bunları duymak istiyor…”
Ve bunu izleyen kısımlarda o müzikalde halkın duymak istediklerini biz de duyuyoruz.
Adı konmamış kupon arsalar
Mesela adı konmamış ama harita üzerinde işaretlenmiş “kupon arsalar…”
Ormandan çıkarılan ve inşaat şirketlerine peşkeş çekilen topraklar…
Ve olağanüstü komik bir rüşvet sahnesi…
Dışarda enflasyon azmış, halk pahalılıktan bitmiş vaziyetteyken, Meclis lokantasında milletvekillerine 1 liraya servis edilen kuzu kapatmalar…
Adeta Zeki ile Metin geliyor, onlar gidiyor Ferhan Şensoy geliyor, o çıkıyor Levent Kırca sahne alıyor…
Müthiş eleştirel bir müzikal…
Tam perde açılacakken gelen iki sürpriz seyirci
Ama o ne…
Tam perde açılırken bir haber geliyor.
“Yukardaki birisi” eşiyle birlikte oyunu seyretmeye geliyormuş.
Senaryodaki bazı diyalogları çıkarmak gerekir mi…
“Hayır” deyip devam ediyorlar.
Perde açılıyor ve en ön sırada ülkenin başkanı ve eşi orada…
İşte o anda rahatlıyorsunuz.
Çünkü o yukardaki birisi Turgut Özal ve eşi Semra Özal.
Oyundaki yer TBMM değil, Roma senatosu.
Rüşvet olayının geçtiği zaman bugün değil, eski Türkiye…
Yani risk yok.
Perde kapanıyor, hayret,o ‘yukardaki birisi’ alkışlıyor
Perde kapanıyor…
Ve “en yukardaki o birisi” ve eşi oyuncuları ayakta alkışlıyor.
Yani mükemmel bir “Bir varmış bir yokmuş, önce zaman içinde” masalıymış bütün seyrettiğimiz.
Olay deseniz, bir “eski Türkiye” vakti içinde geçen olay.
“Yeni Türkiye” var artık…
Cem için de biz seyirciler için de risk yok yani…
Işıkları karartmadan, sesi azaltmadan rahatça seyredebiliriz.
84 yaşındaki Erşan Kuneri’yi çok sevdim
Herhalde bu yaşa gelince artık eski günlerdeki kaygılarını atmış.
Galiba Cem Yılmaz da 50 yaşını geçince dünyaya farklı bakmaya başlamış.
Darüşafakka gösterisini seyredenler şovun siyasi hiciv kısımlarının epey arttığını söylediler.
Cem’in Türk sinemasının ve mizahının eskilerine karşı duyduğu ve her fırsatta gösterdiği büyük saygıyı da çok seviyorum.
Diyebilirim ki artık karşımızda yeni bir Cem Yılmaz var.
Zaten emindim. O hiç eskimez…
Turgut Özal o oyunu gerçekten alkışlar mıydı
Keşke Turgut Özal yaşasaydı ve bu diziyi seyretseydi.
Hiç kuşkum yok.
Eminim sonraki gün Cem’i ilk arayan o olurdu.
Ve onu Çankaya Köşk’üne davet edip sohbet ederdi.
Oyunu da ayakta alkışlardı.
Ben de Erşan Kuneri’nin 84’üncü yaş gününü kutluyor, ona daha birçok böyle bol hicivli müzikaller diliyorum…
Çünkü o mizaha çok ihtiyacımız var artık…
***
Acaba bir espresso ile sokak köpeklerini kurtarabilir miyiz
Time mecmuasının geçen haftaki kapak konusu Sabrina Carpanter’dı…
Kimdir derseniz…
Bu yaz bütün dünyada kulüplerde, partilerde onun “Espresso” isimli müziğini dinledik.
Şu an hala top 50 listelerinde üç müziği birden var.
Taylor Swift’in Eras Tour konserlerinde ön sanatçı
Onu önce Disney’in gençlik sinemalarında gördük.
Yani Demi Lavato, Selena Gomez, Miley Cyrus gibi o ekolden geliyor.
Sonra Taylor Swift’in bir 21’inci yüzyıl sosyolojik fenomeni haline gelen Eras Tour konserlerinde açılış sanatçısı olarak karşımıza çıktı.
Ve bu yıl Espresso isimli şarkısıyla bir anda ismini Amerika’nın “kadın gücünü” temsil eden beşlisinin arasına eklettirdi.
Yani Taylor Swift; Beyonce, Billie Eilish, Madonna ve Lady Gaga’nın yanına…
Newsweek onu bu yılın etki odakları arasında bir numaraya yazmış.
Hakkındaki yazıyı ise Christina Aguilera gibi bir başka dev şarkıcı yazmış.
Sabrina Carpanter
Büyük bir hayvan hakları savaşçısı
Çok sempatik bir kız.
Müthiş bir yardımsever.
Covid sırasında “Sınır Tanımayan Doktorlar’la” çalıştı.
Yaşlıların kaldığı yerlerin düzeltilmesi için büyük savaş veriyor.
Hayvan hakları, İnsan Hakları, LGBT hakları konusunda tam bir militan.
Onu her dinleyişimde kendi kendime “acaba birileri ona bizde sokak köpeklerinin öldürülmesi” kanunu ile ilgili bir şeyler anlatabilir mi diyorum.
Belki de, uygulaması barınaklarda vicdansız bir katliama dönüşen bu kanunun yeniden gözden geçirilmesine yardımı olabilirdi.
|
“Yunanistan’da Müslüman, Türkiye’de gavur tohumu”; Kayıp bir jenerasyonun öyküsü ‘Mübadele’
|
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
12:55
12:55
News
Kültür & Sanat
Kültür & Sanat
Kültür & Sanat
Kültür & Sanat
Kültür & Sanat
KÜLTÜR & SANAT
