32,8883$% 0.24
35,8278€% 0.57
2.511,53%0,43
4.072,00%0,41
16.312,00%0,40
2.375,26%0,19
10.743,30%-0,49
Ertuğrul Özkök
Dün çok önemli bir anketin sonuçları geldi. İlke olarak seçim anketlerini yayınlamıyorum. Ancak bu ankette o denli bir sonuç vardı ki… Pek çoğumuzun en merak ettiği soruya cevap veriyordu. Neydi bu soru ve cevabı… İşte yalnızca o nedenle bu anketi yayınlıyorum..
En önemli şirketlerden birinin haziran sonucu
Türkiye’de işini önemli yapan ve güvendiğim üç araştırma şirketinden biri olan Panorama’nın haziran ayı anketi sonuçları bunlar… Panorama şirketinin 7-14 Haziran 2024 tarihleri arasında 2 bin 160 denek üzerinde yaptığı araştırmaya göre; Bugün seçim yapılsa partilerin alacağı oy oranları şunlar: (*) Birinci parti: CHP yüzde 35 (*) İkinci parti: AKP yüzde 32.1 (*) Üçüncü parti: DEM yüzde 9 (*) Dördüncü parti: MHP yüzde 7.1 (*) Beşinci parti: Yeniden Refah yüzde 6 (*) Altıncı parti: Zafer Partisi yüzde 3.6 (*) Yedinci parti: İyi Parti yüzde 2.7 (*) Sekizinci parti: İşçi Partisi yüzde 1.4 (*) Diğer: Yüzde 3.2
CHP Genel Başkanı Özgür Özel
31 Mart gecesinden beri hepimizin merak ettiği soru
Sandık kurulsa durum bu. Galiba hem iktidara hem muhalefete oy verenlerin anket sonucundan çok daha fazla merak ettiği asıl soru şu: 31 Mart seçiminde oluşan tablo motamot devam ediyor mu? Yani CHP’nin birinci parti pozisyonunda, AKP’nin ikinci pozisyonda olması durumu, üçüncü ayın sonunda değişti mi, değişmedi mi? Haziran ayı anketinin özel ehemmiyeti işte burada kendini gösteriyor. Panaroma Genel Müdürü Hatem Efe bu sorunun yanıtını vermiş. Sadece o sorunun değil, aklınıza gelmemiş veya söylem etmeye çekindiğiniz daha başka soruların da yanıtını vermiş Raporundan motamot aktarıyorum:
22 yıllık AKP dönemi devam edecek mi
(*) 31 Mart sonucu kalıcılaşıyor: 31 Mart’ın yol açtığı siyasal eksen, üç ayın sonunda büyük ölçüde şekillenmiş görünüyor. (*) CHP birinci partiliğini tescilledi: Siyası partilerin oy oranı belli bir banda oturdu. CHP 31 Mart’ta yükseldiği birinci parti pozisyonunu üç ay üst üste koruyarak tescillemiş durumda. AKP 2-3 puan farkla CHP’nin ardında yer alıyor. (*) AKP yeniden birinci olabilir mi: Ortadaki farkın düşüklüğü nedeniyle AKP’nin yeniden birinci parti haline gelmesi şaşırtan olmaz. Ancak her halükarda AKP’nin açık ara üstünlüğü ile geçen 22 yıllık devrin artık geride kaldığını varsaymak mümkün.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan
Erdoğan 2028’e kadar bugünkü gücünü korur mu
(*) Önümüzdeki dönem ne olacak: Önümüzdeki süreçte birinciliğin AKP ile CHP arasında el değiştireceği bir periyoda girdiğimiz anlaşılıyor. (*) Erdoğan ve Cumhur İttifakı hegemonyası bitiyor: Bunun iki yansıması, Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın siyasal hegemonya inhisarının zayıflaması olacaktır. (*) Muhalefet, iktidarın çizdiği meşruiyet sınırını aşacak: Muhalefetin iktidar tarafından çizilen siyasal meşruiyet hudutlarının dışına çıkmaktan tedirginlik duyduğu dönem geride kalmış görünüyor. Bunun ilk sonuçlarını Gezi ve Sinan Ateş davalarında göreceğiz.
2028’e kadar Türkiye’de gündemi kim belirleyecek
(*) Gündemi artık Erdoğan-Özel belirleyecek: Önümüzdeki devirde siyasal gündem sadece Erdoğan ve Cumhur İttifakı tarafından değil, Erdoğan ve Özel veya iktidar bloku ve CHP arasındaki etkileşim üzerinden şekillenecektir. Ve geliyorum çok çarpıcı bir yoruma:
31 Mart gecesi Türkiye’de yeni bir dönem başladı diyebilir miyiz
(*) 31 Mart, 14 Mayıs’tan önemli sonuç doğurdu: Bu tarafıyla 31 Mart seçimlerinin, Türkiye siyasal hayatının yapısal dinamikleri ve olası gidişatı üzerinde, 14 Mayıs seçimlerinden daha kritik bir tesirde bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. (*) Hiç elbet yeni bir dönem başladı: 31 Mart seçimleri, iktidar-muhalefet bağları ve toplum-siyaset etkileşimi bağlamında yeni bir dönem başlatmış durumda.
31 Mart gecesinden beri Avrupalı tanıdıklarıma bunu anlatamadım
Gördüğünüz gibi çoğumuzun başında hala soru işareti olarak duran bir çok bahse çok çarpıcı yanıtlar getiriyor bu değerlendirme. İşte bu nedenle 31 Mart akşamında beri herkese bu yeni durumu anlatmaya çalışıyorum. Batı’da birçok gazeteci arkadaşım, 31 Mart’ın ne olduğunu anlamadı. Veya anlamazlıktan geldi. Çünkü kendi ülkelerinde seçmen, Amok koşusu yapar gibi aşırı sağa giderken, aynı hayat pahalılığı ve göçmen sorunlarını çok daha ağır yaşayan Türk halkının tahlili daha diktatör bir rejimde değil, daha demokratik bir rejimde arzuladığını itiraf edemediler.
AKP’nin önündeki soru, yeni Türkiye artık tek merkezden yönetilebilir mi
Dünden beri bu sonucu ve tabloyu düşünüyorum. Bu yeni Türkiye, artık tek merkezden veya bir partinin keyfi ve şahsi duygular üzerine kurulu kararları ile yönetilebilir mi? Hiç kuşkusuz baskıyı ve kaygıyı daha da arttırarak yönetilmeye devam edilebilir.
Ama ne kadar? Önümüzdeki 4 yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son dönemi olduğuna göre… Umarım bundan böyle cumhurbaşkanı olarak alacağı kararlarda yeni Türkiye’nin kendisine gösterdiği bu yeni gerçeği dikkate alır. Bu onun için de güzel bir final olur.
Res İçin 6 Bin 590 Ağacın Kesilmek İstendiğini Cumhuriyet Gündeme Getirmişti
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.