DOLAR

32,7843$% -0.17

EURO

35,1778% -0.31

GRAM ALTIN

2.454,48%-0,12

ÇEYREK ALTIN

4.007,00%-0,05

TAM ALTIN

16.028,00%-0,05

ONS

2.331,68%0,17

BİST100

10.647,91%-0,31

Yatsı Vakti a 22:32
Bursa HAFİF YAĞMUR 24°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Bursa Gündem Haber
  • Siyaset
  • Fethi Açıkel: “Zam Sonunun Kalkması Kiralarda Artışa Neden Olacak. Fahiş Artışları Önleyecek Dengeleme Siyaseti Gerekiyor”

Fethi Açıkel: “Zam Sonunun Kalkması Kiralarda Artışa Neden Olacak. Fahiş Artışları Önleyecek Dengeleme Siyaseti Gerekiyor”

ad826x90

(ANKARA)- CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, temmuz ayında kiralarda yüzde 25 üst sınır zam uygulamasına öngörüsüz ve plansız bir şekilde son verilmesinin yeni bir kira artış dalgasına yol açacağını ve mağduriyet yaratacağını ifade etti. Açıkel, “Barınma krizi, yanlışlarda ısrar ederek, serbest piyasa şartlarına bırakılarak ve yerel idareleri dışlayarak çözülemeyecek kadar önemli bir kriz haline gelmiştir. Ortak aklın ve rasyonel siyasetlerin uygulanması, vatandaşlarımızın lehine olacak adımların bir an önce atılması gerekmektedir” dedi.

CHP İstanbul Millletvekili Fethi Açıkel, yüzde 25’lik üst sonun yeniden düzenlenerek özellikle son iki üç yılda yüksek fiyatlı yeni kira kontratı yapan kiracılar için düzenleyici bir dengeleme tedbiri gerektiğini, ev sahipleri ve kiracılar arasında bir makul kira istikrarının gözetilmesini, aksi takdirde barınma krizinin ve yoksulluğun daha da derinleşeceğini belirtti.

“AKP 22 yıldır sadece beton döktü ama barınma krizini çözemedi”

Açıkel yaptığı yazılı açıklamada şu tabirlere yer verdi:

“AKP hükümetleri 22 yıldır inşaat yapmakla ve beton dökmekle övünürken, Türkiye özellikle son yıllarda tarihinde görmediği bir barınma krizi ile karşı karşıya kaldı. Asli amacı sosyal konut yapmak olması gereken TOKİ’nin, lüks konut, rezidans ve AVM gibi yapıların inşaatına yönlendirilmesi sonucunda sosyal konut üretimi azalmıştır. Bunun sonucunda ise İstanbul başta olmak üzere, özellikle büyükşehirlerimizde konut sahibi olmak vatandaşlarımız için neredeyse imkansız hale gelmiştir. AKP’nin servet transferine ve gelir adaletsizliğine neden olan yanlış ekonomi siyasetleri sonucunda, konut bir yatırım aracı hatta rant aracı haline geldi. Yanlış kredi ve finansman siyasetleri yüzünden zati konut sahibi olan bölümler birden fazla konut edinme imkanı buldu. Bunlar yetmiyormuş gibi ilave olarak; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının konut satımı yoluyla verilmeye başlanması ve ülkedeki sığınmacıların konut talebi de esasen artan inşaat maliyetleri yüzünden arz sıkıntısı olan konut piyasasında talebi artırarak konut fiyatlarının ve kiraların vatandaşlarımız için erişilebilir olmasını engellemiştir.

“Kiracı oranı artarken maaşlar kiralara yetmiyor”

AKP hükümetleri periyodunda konut sahipliği oranı her yıl düşmekte ve bununla birlikte kiracılık oranı artmaktadır. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında yüzde 73,1 olan ev sahipliği oranı yüzde 56,2’ye kadar düşmüştür. Kiracı oranı ise 2012 yılından itibaren her geçen yıl daha da artmaktadır. 2012 yılında yüzde 20,9 olan kiracı oranı bu yıl itibarıyla yüzde 27’8’e ulaşmıştır. Bu süreçte derinleşen ekonomik kriz nedeniyle zora düşen ev sahipleri meskenlerini satmak zorunda kalırken, özellikle genç kuşakların ev sahibi olma imkanları kalmamıştır. Amacı dışında ve yanlış katmanlara kullandırılan ucuz faizli konut ve ticari krediler ise, zengin kesitlerin daha fazla konut almasına ve hatta konut birikimi yapmasına neden olmuştur. Gelinen durum itibarıyla sadece emekli, öğrenci ve işsizlerin değil, çalışanların dahi aldıkları maaşlarla kiralarını karşılamaları imkansızlaşmıştır. Artık sadece ev sahipliği değil, kiracılık dahi hayal olmuştur. Büyükşehirlerimizden ve özellikle kiraların astronomik şekilde arttığı kıyı vilayetlerimizden memur göçü başlamıştır. Bu durum aynı zamanda, yaşamsal öneme haiz kamu hizmetlerinde zafiyete neden olacak bir evreye gelmiştir. Sanayi üretiminin yoğun olduğu bölgelerde de işçi sınıfları kira masraflarını karşılayamadıkları için memleketlerine göç etmekte, bu da endüstrimizdeki eleman ihtiyacını daha da artırmaktadır. Yani, ekonomik kriz yüzünden oluşan barınma krizi bir domino etkisiyle iktisattaki yeni krizleri de olumsuz olarak tetiklemektedir. Bu durum da kira ve barınma probleminin kangrenleştiğini ve Acil Eylem Planlarına ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.

“Ev sahipleri ve kiracılar arasında adil bir fiyat istikrarı kurmak sosyal devletin görevidir”

Yüzde 25 kira artış hududunun, 2024 Temmuz itibariyle kaldırılmasının planlanması, özellikle bu hududun uygulandığı son iki üç yıldır yüksek fiyatlardan yeni kira kontratı yapan kiracıları mağdur edecek ve beklendiğinin tersine kiralarda bir dengelenme değil yeni bir dalgalanma yaratacaktır. Bu da yine ücret olarak altta kalan kiralarda yüksek emsallerin gösterilerek “tahliye taleplerini” artıracaktır. Artış sonunun kaldırılması yerine son iki yıl içinde sözleşme yapan kiracılar için belirlenen oranda yeni bir artış sonunun belirlenmesi, eski kiralar ile yeni kiralar arasında bir denge oluşmasını sağlayacaktır. Aksi taktirde TÜFE-ÜFE 12 aylık ortalaması üzerinden zamlanacak kiralar 2-3 asgari ücret bandına gelecek ve konut piyasasında yeni bir dengesizlik oluşacaktır. Yani hem ev sahiplerini hem kiracıları hem de konut piyasasındaki dengeleri gözetecek bir düzenleme yapılması ve bunlarla birlikte konuta erişimi kolaylaştıracak müspet adımlara bir an önce başlanması gerekmektedir. Barınma hakkını, serbest piyasa şartlarına bırakan ve bu derin krizi görmezden gelen bir iktidar anlayışı kabul edilemez.

AKP, barınma krizinin tahlilinde yerel yönetimlere engel olmamalı ve işbirliği yapmalı”

Barınma krizi, yanlışlarda ısrar ederek, serbest piyasa şartlarına bırakılarak ve yerel idareleri dışlayarak çözülemeyecek kadar önemli bir kriz haline gelmiştir. Ortak aklın ve rasyonel siyasetlerin uygulanması, vatandaşlarımızın lehine olacak adımların bir an önce atılması gerekmektedir. Mevcut sosyal konut üretiminin artırılması, gerekirse özel kesimin yaptığı kimi konutların planlı ve verimli bir şekilde kamulaştırılması, memurların konut ihtiyacını karşılayan ve konut piyasasında talebi düşüren lojmanların makul fiyatlandırmalarla devamının sağlanması gerekmektedir. İktidarın başta CHP’nin yönettiği Büyükşehir Belediyelerimiz ve özellikle konut krizinin en derin yaşandığı İstanbul’da, İstanbul Büyükşehir Belediyemizle ve KİPTAŞ başta olmak üzere tüm kentlerdeki yerel idarelerle işbirliği sistemlerini çalıştırmaktan uzak durmaması, barınma ve kentsel dönüşüm sıkıntıları için Belediyelerle ortak projeleri uygulamaktan kaçınmaması gerekmektedir.”

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Bilecik’te Kamu Tertibini Bozan 2 Yabancı Asıllı Şahıs Sınır Dışı Edildi

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.