32,5746$% 0.17
35,2787€% 0.48
2.468,63%0,23
4.011,00%-0,17
16.060,00%-0,19
2.357,41%0,07
10.821,11%1,30
Futbol oynayan yahut topa daha sık vuran oyuncularda ALS hastalığının daha sık görüldüğü ifade ediliyor.
Nöroloji Uzmanı Prof.Dr. Ayhan Öztürk, “ALS ile arasındaki ilişki net gösterilmiş değildir. Öte yandan uzun yıllar profesyonel seviyede futbol oynayan ve topa daha fazla kafa vuran futbolcularda demans ve ALS gibi nörodejeneratif hastalıkların daha sık görüldüğü ortaya konmuş durumdadır” dedi.
ALS Futbol Gibi Travmaya Açık Atletlerde Daha Sık Görülebilir
Sinir hücrelerinin etkilenmesi sonucu ortaya çıkan ALS yani motor nöron hastalığının belirtileri
hastadan hastaya değişiklik gösteriyor. Kollarda ya da bacaklarda güçsüzlük yahut incelmenin ilk belirtiler arasında olduğunu anlan Prof. Dr. Ayhan Öztürk; kalem tutarken, düğme iliklerken, çanta taşımanın zorlaştığı ya da yürürken dengesizleşip tökezlenildiği anların dikkate alınması gerektiğini söyledi.
ALS (motor nöron hastalığı) nedir?
İstemli hareketleri yaptıran sistemimizin beyin kabuğundan omuriliğe kadar gelen kısımdaki sinir hücreleri omurilikte ön boynuz denilen bölgede ikinci sıra sinir hücreleri ile devam eder. Bundan sonra ise uyarı, omurilikten ilgili kas bölgesine kadar iletilir. Bu elektriksel uyarı ile kaslarımız çalışır. Birinci sıra yahut ikinci sıra motor sinir hücrelerini etkileyen hastalıklara genel olarak motor nöron hastalığı denir. ALS ise bu sonları etkileyen hastalıklardan biridir. Motor hudutlardaki harabiyetin nedeni bilinmese de hastalık nörodejeneratiftir, yani sinir hücrelerinde yıkım ile seyreder. Tarım ilaçları ve ağır metaller gibi bazı çevresel etkenler, hormonal bozukluklar, vitamin eksikliği, virüsler, kanser gibi pek çok etkenin hastalığa yol açtığı düşünülmüş, fakat bunların hiçbiriyle ilgili kâfi kanıt bulunmamıştır.
ALS kimlerde görülür?
Bulaşıcı bir hastalık olmayan ALS; dünyanın her yerinde ve her bölümden beşerde ortaya çıkabilir. Ortalama başlangıç yaşı 55’tir. ALS özellikle 50-60 yaş arasındaki erkeklerde daha sıktır. Genetik geçiş gösteren ailesel ALS hastalığı ise daha genç (20-40’lı yaşlar) hastalarda ortaya çıkmaktadır. Batı toplumlarında yapılan çalışmalarda ALS’nin sıklığının her 100.000 bireyde 3-5 arasında olduğu bildirilmiştir. Bu nedenle ALS’nin aslında nadir bir nörolojik hastalık olduğu söylenebilir. ALS hastalarının %10’unda ailesel özellikler izlenmektedir. Yapılan genetik çalışmalarda, ailesel ALS hastalarında onlarca farklı gende genetik bozukluk olabileceği gösterilmiştir.
ALS Hastalığının Belirtileri nelerdir?
Belirtiler hastaya göre değişmekle birlikte ekseriyetle bir kolda ya da bacakta güçsüzlük ya da incelme, hastanın fark ettiği ilk belirti olur. Örneğin, kalem tutmak, düğme iliklemek, çanta taşımak zorlaşır ya da hasta yürürken istikrarsızlaşır ve tökezler. Bazı hastalarda ise hastalık, konuşma yahut yutma zahmeti halinde başlar. Hastanın kendisi ya da yakınları peltek, genizden konuşma fark eder. Kaslarda seyirme, ağrı ve kramplar bu belirtilere eşlik edebilir. Kontrol edilemeyen ağlama ve gülmeler olabilir. ALS’nin pür motor hastalık olduğu kavramı artık terk edilmiştir. Aslında, hastaların %50’sinde bilişsel işlev bozukluğunun ve hastaların %15’inde frontotemporal demansın meydana geldiği yıllardır bilinmektedir. Bu nedenle motor olmayan semptomlar, davranış değişiklikleri ve bilişsel etkilenme de dahil olmak üzere klinik görünümde önemli farklılıklar olabilir.
ALS hastalığının risk faktörleri nelerdir?
Tüm ALS hastalarının %90’ı rastlantısal, %10’u ailesel ALS hastasıdır. Ailesel ALS hastalarının da yarısı kalıtsaldır. Bu nedenle hastalığın büyük çoğunlukla kalıtımla ilgisiz olduğu söylenebilir. Genetik ve çevresel faktörlerin etkileşim göstererek sürece neden olduğunu düşünüyoruz. Mümkün çevresel risk faktörlerinden biri sigara içmektir. Özellikle bu risk, menopoz sonrası kadınlarda biraz daha yüksektir. Ağır metallere maruziyet üzerinde durulan bir risk faktörü olmakla birlikte, ALS ile arasındaki ilişki net gösterilmiş değildir. Öte yandan uzun yıllar profesyonel seviyede futbol oynayan ve topa daha fazla kafa vuran futbolcularda demans ve ALS gibi nörodejeneratif hastalıkların daha sık görüldüğü ortaya konmuş durumdadır.
ALS Hastalığında Erken teşhis mümkün mü? Hastalığın evreleri var mı?
Güçsüzlük, zaman içinde başladığı kısımdan kol, bacak, dil ve yutma kasları gibi diğer alanlara yayılır. Bütün bedende kaslarda erime, güçsüzlük, seyirmeler nedeniyle hastanın günlük yaşam aktivitesi kısıtlanabilir. Tek başına iş göremeyebilir. Hastalığın kritik dönemi teneffüs kaslarının da güçsüzleştiği vakittir. Hastanın hızlı ve yakın tıbbi takviyeye ihtiyacı vardır. ALS’nin seyri her hastada farklı şekilde olur. Hastalıkta hayatta kalma mühleti ekseriyetle 4-6 yıl olarak verilse de, 10 yıl ve üstünde yaşayan pek çok hasta vardır. İyi bir tıbbi ve sosyal destek ile 20 yıldan fazla yaşayan ALS hastaları vardır.
ALS çoklukla 4 evrede sınıflandırılır. Bu evreler hastalığın ilerleyişini ve semptomların şiddetini gösterir. Fakat, her hastada evreler farklılık gösterebilir ve hastalığın ilerleyişi bireyden şahsa değişebilir.
Başlangıç evresi: Bu evrede hastalık ekseriyetle kas güçsüzlüğü yahut istemsiz kas seğirmesi gibi hafif semptomlarla başlar. Bu basamakta ekseriyetle hastalık teşhisi konulmamıştır.
İleri evre: Bu etapta semptomlar bariz hale gelir. Kas zayıflığı ilerler, hareketler zorlaşır ve hastanın günlük aktivitelerini yapması zorlaşır. Yutma zahmeti ve konuşma bozuklukları gibi sorunlar da ortaya çıkabilir.
Ağır evre: Bu evrede hastalık semptomları daha da kötüleşir. Hastalar çoklukla hareket yeteneklerini büyük ölçüde kaybederler ve teneffüs yetmezliği gibi önemli sorunlar gelişebilir.
Son evre: ALS hastalığı son evresi, hastalığın en ileri basamağıdır. Hastalar çoklukla tamamen hareketsiz hale gelir ve teneffüs aygıtlarına bağlanmaları gerekebilir. Bakım muhtaçlıkları en yüksek düzeye ulaşabilir.
ALS Hastalığında Tanı nasıl konur?
Tanı çoğunlukla klinik belirti ve bulgulara dayanarak konur. Yine de, hastalık pek çok kas ve sinir hastalığı ile karışabildiği için özellikle diğer hastalıklardan ayırıcı tanısı için bazı tetkiklerin yapılması gerekir. Tanıya yardım eden en değerli formül elektromiyogram (EMG) tetkikidir. Öbür hastalıklarla karışabileceğinden, beyin ve omurilik manyetik rezonans görüntüleme (MRG), bazı kan ve idrar tetkikleri, bel sıvısı incelemesi, kas biyopsisi gerekebilir.
ALS Hastalığında Hangi belirtiler dikkate alınmalıdır?
Kas hacim kaybı, Kas güçsüzlüğü, Kaslarda seğirme
ALS Hastalığının tedavisi var mıdır?
Maalesef ALS’nin şimdi kesin tedavisi yok. Yine de, yeni ilaç çalışmaları yoğun olarak sürüyor. ALS hastalarına özel yaygın olarak kullanılan bir ilaçla hastalığın ilerleyişi yavaşlatılır, hastalarda teneffüs aygıtına bağımlığını ya cerrahi yollarla soluk borusuna giden bir delik açılması sürecinin başlangıcını geciktirir. Öte yandan, destekleyici tedaviler çok kıymetlidir. Günümüzde hastanın rehabilitasyonuna yönelik pek çok imkan var. Bunlar her hastanın gereksinimine göre belirlenir.
• Kas ağrısı, kramp ve sertliği için
• Duygusal durum değişikliği için hasta ve yakınlarına psikiyatrik yaklaşım ile tedavi
• Konuşma sorunlarının konuşma terapisti ile birlikte tedavisi
• Salya artışı ve yutma sorunu problemleri için ilaç yahut PEG denilen tüp ile besleme tedavisi
• Ağrı tedavisi
• Teneffüs sorunlarının tedavisi için trakeotomi yahut teneffüs aygıtına bağlama
ALS HASTALIĞI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR
ALS, epey zorlu bir hastalıktır. Hastalar, fizikî ve duygusal olarak büyük zorluklar yaşayabilir. ALS hastaları ve aileleri hastalığına ilişkin birçok ayrıntısı merak etmektedir.
ALS hastalığı bulaşıcı mıdır?
ALS bulaşıcı bir hastalık değildir. ALS, şahıstan şahsa temas yahut enfeksiyon yoluyla yayılmaz. Çoklukla rastlantısal olarak ortaya çıkar ve bireyin genetik yatkınlığı ve çevresel faktörler gibi etkenlerin bir kombinasyonu ile ilişkilendirilir. Bu nedenle, ALS hastalığı olan bir bireyle temasta bulunmak, hastalığın diğerlerine bulaşmasına neden olmaz.
ALS hastalığı genetik midir?
ALS bazı olaylarda genetik olabilir. Yaklaşık olarak ALS hadiselerinin %5 ila 10’u kalıtsal yahut genetik olarak geçiş gösterebilir. Kalıtsal ALS hadiseleri çoklukla ailede daha önce ALS yahut ilgili bir motor nöron hastalığı olan şahıslarda görülür. Bu durumda, hastalığa neden olan belli gen mutasyonları yahut kalıtsal faktörler söz konusu olabilir. Bununla birlikte, birden fazla ALS olayı sporadiktir, yani ailede geçmişi olmayan ve çevresel yahut diğer bilinmeyen faktörlerle ilişkilendirilen hadiselerdir.
ALS hastalığı ölümcül müdür?
ALS ölümcül bir hastalıktır. ALS’nin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, istemli kas hareketlerinden sorumlu olan sinir hücrelerinin hasar görmesiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu sinir hücrelerinin hasar görmesi sonucunda kaslar güçsüzleşir ve erir. ALS’nin yaşam müddeti ortalama 5-10 yıl ortasındadır. Lakin, bazı hastalar 15 yıl yahut daha uzun süre yaşayabilir. ALS hastalarının birçok, hastalığın ilk 5 yılında önemli ölçüde kötüleşme yaşar. ALS’nin ölüm nedeni, ekseriyetle teneffüs yetmezliğidir. Hastalar, nefes almakta zorlanır ve uyurken teneffüs aygıtına ihtiyaç duyabilir. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
Antalya’da 5 Genç Halat ve Karabinanın Ucunda Mesai Veriyor
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.