32,7051$% 0.11
35,4544€% -0.02
2.477,51%-1,34
4.027,00%0,44
16.131,00%0,44
2.355,60%-1,48
10.864,08%0,11
Gaziantep’te 41 sivil toplum kuruluşu (STK), Türkiye’ye gelen Suriyeli göç akınının tehlikeli boyutlara ulaştığına dikkati çeken bir ortak açıklama yayımladı.
Kentte nüfus yapısındaki değişikliğin yanı sıra, sosyal ve iş hayatının da olumsuz yönde etkilendiği belirtilen açıklamada, “Gaziantep’te yaşam; yerli nüfus için gitgide çekilmez hale gelmektedir” denildi. Türkiye’deki Suriyelilerin doğum oranına atıf yapılan açıklamada, “Önümüzdeki 20 yılın projeksiyonunu çıkardığımızda Gaziantep’in nüfusunun yüzde 50’sinin Suriyeli olacağı görülmektedir” uyarısı yapıldı.
STK’lar “Türkiye’nin hemen mevcut siyasetinden vazgeçip, halkın sorunlarını çözecek ülkenin gerçekleri ve halkımızın faydalarını gözetecek, süreksiz muhafaza altındaki Suriyelilerin geri dönüşünü sağlayacak siyasetler üretmesi gerektiğini” vurguladı. Ayrıyeten, sığınmacılarla ilgili imzalanan uluslararası mutabakatların da gözden geçirilmesi ve sığınmacıların geri dönüşünü sağlayacak müzakerelere acilen başlanması çağrısı yapıldı.
STK’ların analiz ve tahlil tekliflerine yer verdiği açıklaması şöyle:
Gaziantep Kulübü Alleben toplantıları kapsamında, Mesleksel Odalar ve Dernek Liderleri ile yapılan “Şehrimizde değişen Nüfus Yapısı ve Etkileri” başlıklı toplantılarda Süreksiz Muhafaza Altındaki Suriyeliler konusu ayrıntılı olarak değerlendirilmiş ve aşağıdaki tespitler yapılmıştır.
Suriye’de baş gösteren iç karışıklıklardan sonra ilk gelişlerin başladığı Nisan 2011 tarihinden bu yana hükümetimiz tarafından açık kapı siyasetinin uygulanması ile ülkemize düzensiz ve kontrolsüz olarak gelen Suriyelilerin zaman içinde kadim kentimizin eşsiz tarihi ve kültürel bedellerine, sosyal ve iş hayatına olumsuz tesirlerine şahit olmaktayız.
Suriyelilerle “Geçici Müdafaa Rejimi” kapsamında süreksiz sığınmacı olarak 13 yıldan beri birlikte yaşamakta, yaşamsal her şeyi paylaşmaktayız. Bu insan olmanın gereği istekli ve isteyerek yaptığımız bir davranıştır.
Geçici müdafaa rejimi; uluslararası standartlara uygun olarak ortaya konmuş bir düzenleme olup ülkeye giriş yapan ani ve kalabalık mülteci hareketlerinde yapılması gerekenleri içermektedir.
Bu kapsamda Suriyelilere sınırsız kalış ve kendi istekleri dışında zorla göndermemeyi, acil insani muhtaçlıklarının karşılanması ile oluşturulan kamplarda barınma, iaşe, sağlık, güvenlik gibi temel gereksinimlerinin karşılanması amaçlanmaktadır.
Kısa bir vakitte milyonlarca sığınmacının ülkemize gelmesi, bu hususta maddelerimizin ve uluslararası benimsenmiş kuralların göz gerisi edilerek, palyatif uygulamalarla bugüne gelinmiş olması, baş edilemez meselelerle karşı karşıya kalmamıza neden olmuştur.
Geçici müdafaa statüsünde olmalarına rağmen çok sayıda uluslararası vakıf, dernek vb. kuruluşlar sığınmacıların ülkemize entegre olmaları için çalışmalarına devam etmektedir;
?Sığınmacıların istihdamı şartı ile işletmelere hibe, kredi ve makine takviyeleri verilmekte,
?Dünya bankası kredileri bir kısmı Suriyelilerin istihdamı için kullanılması koşuluyla verilmekte,
? Suriyeli STK’lar uluslararası kuruluşlar tarafından fonlanmaya devam edilmektedir.
?Suriyeli öğrencilere üniversitelerimizde özel kontenjanlar açılmakta hem girişte hem de tahsil mühletince kolaylıklar sağlanmaktadır.
?Fakültelerimizden mezun olmuş Suriyeliler ise apayrı bir sorun oluşturmaktadır. Hukuk Fakültesini bitirip avukat olmuş, T.C. vatandaşı olmuş, Baroya kabul edilmiş, avukatlık ofisi açmış ama Türkçe bilmeyen Suriyeli avukatlarımız mevcuttur. Türkçe bilmeden Türkiye’deki bir hukuk fakültesinden mezun olunabilmesi hayli düşündürücüdür.
?Üniversitelerimizden mezun olan Suriyeliler Meslek Odalarımıza kayıt olarak mesleksel faaliyette bulunabilmektedirler.
Suriyeliler iş hayatında müteşebbis ve iş gücü olarak yer almaktadırlar;
?2023 yılı prestiji ile Gaziantep’te ticaret ve üretim bölümlerinde faaliyet gösteren 5000’nin üzerinde Suriyeli firma bulunmaktadır.
?Bunun yanında kayıt dışı faaliyet gösteren çok sayıda işletme, küçük esnaf ve atölye vardır. Bu gayri resmi firmalar vergi vermemekte, SGK primi ödememekte, diğer firmaların yaptırmak zorunda olduğu ruhsat, iş güvenliği sağlığı vb. yükümlülüklerle ilgili masrafları olmamaktadır. Bu durum haksız rekabete neden olmaktadır.
?Geçici muhafaza altındaki çok sayıda Suriyeli ise kayıtlı ve çoğunlukla kayıtsız işgücü olarak iş hayatına katılmaktadırlar.
?Ülkemizde sosyal yardımlar emeline uygun olmayan metotlarla yapılmakta olduğundan, asıl emele hizmet etmediği gibi toplumu hazırcılığa, tembelliğe sevk etmektedir. 18,5 milyon insanımız devlet yardımı almaktadır. Hükümetimizin sosyal bir devlet olma anlayışı ile yaptığı takviyeler, amacını aşmış ve insanları çalışmaktan imtina eder hale getirmiştir.
?Suriyelilerin yaygınlaştığı işlerde, bu sefer da toplu hareket etme, kendi isteklerini dayatma durumları ile karşılaşılmaktadır.
?Elbette daha düşük ücret almaları Türk işgücünün kendisi açısından Suriyelileri sorun olarak görmesine neden olurken süreksiz müdafaa altındaki Suriyelileri de yardıma bağımlı hale getirmektedir.
?Gaziantep’teki Suriyelilerin sırf yüzde 10’u yardım almadan hayatlarını devam ettirebilmektedir. Süreksiz müdafaa altındaki Suriyelilerin kısa vadede daha yüksek gelire ulaşamayacakları ve bağımlılıklarının devam edeceği ortadadır.
?Kurallar kesin olarak konulmadığı sürece bu sistem bu türlü devam edecektir. Sığınmacı sayısının yüksek olduğu ülkeler dünyada da çok fazladır. Bu ülkelerde kuralların, kanunların çok net ve istisnasız uygulanıyor olması nedeniyle benzeri sorunlar yaşanmamaktadır.
Suriyeliler kendi kültürlerinden ödün vermeden yaşamaktadırlar;
?Gaziantep’te yaşam; yerli nüfus için gitgide çekilmez hale gelmektedir,
?Yolda, toplu ulaşım araçlarında, parkta, evde, işte etrafla uyumlu olamamakta, kendi kültürlerini, alışkanlıklarını olduğu gibi sürdürmekte ve biz Gazianteplilerin yaşam alanını daraltmaktadırlar.
?Türk öğrencilerimiz üniversiteye girerken yıllar süren yoğun bir hazırlık sonunda düzey tespit sınavına girerek fakültelere yerleştirilirken, Suriyeli öğrenciler YÖS sınavı haricinde imtihansız bir şekilde fakültelere girebilmektedir. Dolayısıyla üniversitelerimizde daima artan, haksız rekabet oluşturan Suriyeli öğrenci potansiyeli ile karşı karşıyayız. Evvelce az sayıdaki yabancı öğrenci bir şekilde entegre olurdu. Kalabalık olduklarında buna ihtiyaç duymadıkları, kendi lisanlarını, kendi kültürlerini içimizde yaşamaya devam ettikleri gözlenmektedir.
?Gittikçe artan bir şekilde kültürel ve sosyal alışkanlıklarımız, kadim kültürümüz olumsuz şekilde etkilenmektedir.
Milli servetimizden önemli bir pay almaktadırlar;
?09.01.2020 prestiji ile sayıları 454.002 olarak ifade edilen fakat sayılarının çok daha fazla olduğu bilinen Suriyelilerin il ve ilçelere dağılmış olduğu görülmektedir. Bu sayının sadece 12.464’üne Gaziantep’te ikamet izni verilmiştir. Bunların yüzde 83’ü kısa devirli ikamet izni alırken, yüzde 12’si çalışma müsaadesine sahiptir. Dolayısıyla Gaziantep’te yaşayan Suriyelilerin yaklaşık yüzde 97’si geçici müdafaa kapsamında ve yardıma bağımlı bir şekilde hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadır.
?Geçici muhafaza altındaki Suriyeli sayısının bu derece yüksek olması, kamu harcamalarının da artmasına yol açmıştır. Bilindiği gibi kamu mallarının tüketiminden hiç kimse dışlanamamaktadır. Bir öbür deyişle kamu harcamalarının bedeli tüm toplum tarafından ödenirken rastgele bir maliyete katlanmayanlar da yapılan harcamalardan yarar elde edebilmektedir. Dolayısıyla Süreksiz koruma altındaki Suriyeli bahsi geçtiğinde negatif tepki verenlerin, birden fazla kez geri planda bu iktisadi gerekçeden hareket ettiği görülmektedir.
?Geçici muhafaza altındaki Suriyeliler Türk hastalara oranla kamu hastanelerini 8 kat daha fazla kullanmaktadır. Saha çalışmasında karşılaşılan şikâyetlerden biri de Suriyelilerin yoğun olarak kamu hastanelerini kullanması ve Türk hastaların özel hastaneleri kullanmak zorunda kalmalarıdır.
?Gaziantep’te Suriyeli Sığınmacılara yönelik sağlık hizmeti veren ve aile sağlığı merkezleri gibi çalışan “göçmen sağlığı merkezi” adı altında 12 adet merkez vardır. Burada yüklü Suriyeli tabip ve sağlık işçisi çalışmaktadır.
?Ayrıca Suriyeli sığınmacılar Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının sıhhatle ilgili yükümlü olduğu muayene fiyatını ve ilaç iştirak payı fiyatını ödemezken, bizim insanımız bu fiyatları ödemektedir.
?Bu durumun da Suriyelilerin sağlık sistemini kullanım sıklığını ve maliyetini arttırdığı yönünde kaygımız mevcuttur.
?Gaziantep’te sağlık sistemine ayrılan bütçenin büyük bir kısmı Suriyelilere harcanmaktadır. Sağlık harcamalarının yanı sıra bir diğer harcamada eğitim harcamalarıdır.
?Türkiye’de 1.726.044 kayıtlı Suriyeli çocuk bulunmaktadır. Yaş dağılımları ise şu formdadır; 0-4 yaş arası 570.236 (%33), 5-9 yaş arası 495.023 (%28,7), 10- 14 yaş arası 384.995 (%22,3), 15-18 yaş arası 275.790(%16). Bahsi geçen bu çocukların %67’ sine Türkiye’de eğitim hizmeti sunulmaktadır.
?2019 yılı itibariyle Gaziantep’te 127.970 Suriyeli çocuk okullarımızda eğitim almaktadır. Bunlar için de ilave harcamalara ihtiyaç duyulmaktadır. Hatta Göç Yönetimi datalarına göre 15 yaş altı nüfusun 196 338 kişi olduğu düşünüldüğünde hala eğitim gereksiniminin kâfi ölçüde karşılanmadığı da ortadadır.
?Buna ek olarak Gaziantep’teki üniversitelerde ise 2 bin 180’i Gaziantep Üniversitesi’nde olmak üzere toplam 2 bin 236 Suriyeli öğrenci eğitim almaktadır.
?Tüm bu gelişmeleri yaşayan, ağırlaşan ekonomik şartlarda geçim sıkıntısı çeken halkımız feveran etmektedir.
Suriyelilerin gelişi ve doğurduğu sonuçlar, ülkemizin her türlü bekasına yönelik, planlı bir projenin parçası olduğu telaşlarımızı doğrulamaktadır;
?Ülkemiz ve özellikle bölgemiz için en önemli sorun demografik değişimin gelecekte yaratacağı düzensizlik olacaktır. Bugün Türkiye’deki Suriyelilerin yarısı 0-18 yaş, 1 milyon 200 bini ise 19-39 yaş ortasındadır. Doğurganlık yaş kümesindeki kadın sayısı 785 bin 561’dir.
?Türkiye’de 2022 yılı bilgilerine göre doğurganlık suratı 1.62 olmuştur. Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme seviyesi olan 2.10’un altında kaldığını göstermektedir.
?Suriye’de Suriyelilerin doğum oranı 2,7 iken Türkiye’deki Suriyelilerin doğum oranı 5,3 düzeyindedir. Önümüzdeki 20 yılın projeksiyonunu çıkardığımızda Gaziantep’in nüfusunun %50’sinin Suriyeli olacağı görülmektedir. Demek ki, Türkiye’deki yaşam Suriyeliler için giderek daha kolay ve sürdürülebilir hale gelmiştir. Dolayısıyla ne kadar kişiyi ülkesine geri gönderirseniz gönderin, bu nüfus artışıyla aynı sayılarla müsabakanız neredeyse mutlaktır. Bu durum ekonomik, sosyal ve siyasi yükün hiç eksilmemesi ve demografik yapının bozulması anlamı taşıyacaktır.
?Suriyeli sığınmacıların 1.300.000 ‘ini 15 yaş altı çocuklar oluşturmaktadır ve gereğince eğitim alamamaktadırlar. Bu çocuklar bir şiddetin içinden, bir savaşın içinden çıkıp geldiler. Bütün bu eğitimsiz, dil bilmeyen, kendini tam olarak ifade edemeyen, psikolojileri bozuk çocuklar tüm suç ve terör örgütlerinin potansiyel üyesi pozisyonundadırlar. Bunun üzerinde çalışılması gerekmektedir.
?Gün geçtikçe süreksiz müdafaa altındaki Suriyelilerin içinde bulundukları bu kaideler nedeniyle suça karışmaları, asayiş problemleri oluşturmaları kaçınılmazdır.
?Suriyeli sığınmacılarla birlikte kentimizdeki nüfusun birden artması, kısıtlı su, enerji kaynaklarında ve alt yapıda önümüzdeki devirde sıkıntı yaşanmasına neden olacaktır.
?Gittikçe daha da derinleşeceği tespit edilen bu durum, özellikle kentimiz için birçok açıdan beka sorunu olma potansiyeli taşımaktadır.
SONUÇ;
?Günümüzde yoğun göç alan kentlerin büyük çoğunluğu farklı ırk, dil, din ve ekonomik gelire sahip bireylerden oluşmaktadır. Bu kentler uyum, çatışma ve dışlama üçgeninde, bir ortada tutunma ya da ayrışma çabasının verildiği yerlere dönüşmüştür.
?Gaziantep kentimizi önemli kılan durum, kentin yoğun bir sığınmacı kitlesine sahip olması ve bunun çeşitli toplumsal riskler taşımasıdır.
?Göçlerle etnik temelli yerleşim bölgelerinin ortaya çıkması ve bunların ekonomik açıdan dezavantajlı bölgelere dönüşmesi ise çok daha risklidir. Bu alanlarda oluşan yeni dezavantajlı sosyal, kültürel ve ekonomik ortam bir sonraki jenerasyona aktarılmaktadır. Bu durum sorunun kökleşmesine neden olacaktır.
?Suriyelilerin küçük bir kısmı dönmüş olabilir. Fakat yeni gelişlerin devam ettiği, hatta bu işin borsasının kurulduğu, parayı verenin hala ülkemize gelebildiği tarafında önemli iddialar vardır. Bu savların araştırılması ve doğruluk payı varsa gereğinin yapılması gerekmektedir.
?Suriyeli sığınmacıların Türkiye’de toplumsal olarak neden oldukları en derin etki ekonomik olandır. Farklı biçimlerde ortaya çıkan bu etkiler, aslında toplumdaki diğer dinamikleri de etkilemektedir. Suriyeli sığınmacılar nedeniyle, özellikle eğitim ve sağlık hizmetleri üzerindeki yük ziyadesiyle artmıştır.
?Suriyeli sığınmacıların ekonomik açıdan doğurdukları tesirlerin birincisi, özellikle sığınmacıların yüklü yaşadığı kentlerde neden oldukları maliyet artışlarıdır. Bu artışların başında besin, kira ve ev fiyatları gelmektedir. Kentimizde ev ve kira fiyatları artışı, Suriyeliler nedeniyle ülke genelindeki enflasyon oranından daha yüksek çıkmaktadır. Suriyelilerin neden olduğu bir diğer önemli ekonomik sorun ise iş imkânlarının azalmasıdır. Suriyeli sığınmacılara karşı en büyük tepki bu mevzuda olmaktadır.
?Diğer taraftan, Suriye iç savaşı genel olarak Türk iktisadı, özel olarak da sınır kentlerinin iktisadında bir azalmaya neden olmuştur. Bu azalmadan en çok etkilenen kentlerden birisi Gaziantep’tir. Kentimizin Suriye’ye ihracatı durma noktasına gelmiştir. Burada faaliyet gösteren bazı Suriyeli firmalar ise kentimizin firmalarına göre özellikle Arap ülkelerine daha rahat ihracat yapabilmektedir.
?Suriyelilere birçok hususta olumlu ayrımcılık yapılmaktadır. Bu durum süreksiz koruma altındakilerin akrabalarını da buraya çağırmaya teşvik etmektedir.
?Sonuç olarak Gaziantep kentinde sığınmacılar dezavantajlı mahallelerde yoğunlaşmışlardır. Dolayısıyla mevcut siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel sorunlara sahip bu mahallelere yenilerinin eklenme mümkünlüğü yüksektir. Bu durumun önümüzdeki yıllarda toplumsal olaylara neden olması da mümkündür.
ÇÖZÜM TEKLİFLERİMİZ;
?Türkiye’nin hemen mevcut siyasetinden vazgeçip, halkın sorunlarını çözecek ülkemizin gerçekleri ve halkımızın faydalarını gözetecek, süreksiz müdafaa altındaki Suriyelilerin geri dönüşünü sağlayacak siyasetler üretmesi gerekmektedir.
?Sığınmacılarla ilgili imzalanan uluslararası muahedeler gözden geçirilmeli ve sığınmacıların geri dönüşünü sağlayacak müzakerelere acilen başlanmalıdır.
?Ülkemizde süreksiz müdafaa altındaki sığınmacılara destek olan uluslararası yardım kuruluşları, ülkemizi terk etmeli, mevcut pozisyonlarını Suriye’de yapılandırarak, sığınmacıların kendi topraklarında yaşamalarını sağlayacak çalışmalar yapmalıdır,
Bu ortada;
?Suriyelilere verilen dayanaklar ölçülü ve denetimli hale getirilmelidir,
?Suriyelilerin ülkemizde kalmasını özendirici kurallar kaldırılmalıdır,
?Kanunlarımız çerçevesinde Suriyeli küçük kızların evliliğine engel olunmalıdır,
?Yapılan takviyelerle güvenli ve rahat bir yaşama kavuşan Suriyelilerin çok çocuk yaparak nüfuslarının istikrarsız bir şekilde artmasını önlemek için, maddi dayanaklar koşullara bağlanmalıdır,
?Kayıtsız olarak çalışan Suriyeli işyerleri kontrollerle kayıt altına alınmalı ya da kapatılmalıdır,
?Kayıtsız çalışan Suriyeli personellerin kayıt altına alınarak, Türk çalışanlarla aynı kurallara haiz olmaları sağlanmalıdır,
?Suriyeli müteşebbislerin iş kurma evresinde kentimizdeki dalların dinamikleri dikkate alınarak ve kentimizin ekonomik yapısını etkileyecek ögeler da gözetilerek müsaadeye tabi tutulmalıdır,
?Suriyelilere ait iş yerleri kanunlarımız ve piyasa şartları çerçevesinde denetlenmeli ve disipline edilmelidir.
?Sivil toplum kuruluşları olarak bu süreçte her türlü katkıya hazır olduğumuzu bildiririz. Hem asırlardır komşu olduğumuz Suriyelilerin kendi vatanlarında huzurla yaşaması için, hem de atalarımızın kanlarını dökerek, canlarını vererek bizlere teslim ettikleri cennet vatanımızı, her tarafıyla korumak için her türlü fedakarlığı yapacağımızın ve bu mevzuda gereken her çabayı vereceğimizin bilinmesini isteriz.
Bilgilerinize hürmetlerimizle.
✏️METNİ İMZALAYAN SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI GAZİANTEP KULÜBÜ DERNEĞİ GAZİANTEP ECZACI ODASI MAKİNE MÜHENDİSLERİ ODASI GAZİANTEP ŞUBESİ MİMARLAR ODASI GAZİANTEP ŞUBESİ İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI GAZİANTEP ŞUBESİ ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GAZİANTEP ŞUBESİ GAZİANTEP – KİLİS DİŞ DOKTORLARI ODASI GAZİANTEP BÖLGESİ VETERİNER DOKTORLAR ODASI GAZİANTEP ETRAF MUHENDİSLERİ ODASI GIDA MÜHENDİSLERİ ODASI GAZİANTEP İL TEMSİLCİLİĞİ TÜRKİYE KÜÇÜK ÖLÇEKLİ İŞLETMELER SERBEST MESLEK MENSUPLARI VE YÖNETİCİLERİ VAKFI GAZİANTEP YARDIM VAKFI GAZİANTEP LİSESİ EĞİTİM KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA VAKFI GAZİANTEP TURİZM DERNEĞİ GAZİANTEP İNŞAAT MÜTEAHHİTLERİ DERNEĞİ GAZİANTEP VEREM SAVAŞ DERNEĞİ GAZİANTEP KÜLTÜR TURİZM DERNEĞİ EMPATİ SOSYAL SORUMLULUK VE EĞİTİM DERNEĞİ GİRİŞİMCİ BAYANLARI DESTEKLEKLEME DERNEĞİ TÜRK ÜNİVERSİTE BAYANLAR DERNEĞİ GAZİANTEP ŞUBESİ GAZİANTEP ANADOLU LİSESİ MEZUNLAR DERNEĞİ GAZİANTEP LİSESİ MEZUN VE MENSUPLARI DERNEĞİ ÇAĞDAŞ ÖMRÜ DESTEKLEME DERNEĞİ GAZİANTEP ŞUBESİ GAZİANTEP YESEMEK ROTARY KULÜBÜ GAZİANTEP KAVAKLIK ROTARY KULÜBÜ GAZİANTEP FOLKLOR KULÜBÜ GAZİANTEP LİONS KULÜBÜ BİRLEŞİK KAMU İŞ GAZİANTEP İL BAŞKANLIĞI GÜNEYDOĞU ENDÜSTRİCİ İŞ İNSANLARI FEDERASYONU EĞİTİM İŞ GAZİANTEP ŞUBE GAZİANTEP BİRLEŞİK İŞ İNSANLARI DERNEGİ GAZİANTEP KÜLTÜR VE YAŞAM DERNEĞİ ULUSLARARASI ENDÜSTRİCİLER VE İŞ ADAMLARI DERNEĞİ GAZİANTEP KOLEJ VAKFI MEZUNLAR DERNEĞİ ODTÜ MEZUNLARI GAZİANTEP DERNEĞİ TOPLUM EĞİTİMİ DERNEĞİ GAZİANTEP AİLE GELİŞİM VE EĞİTİM DERNEĞİ KORUYUCU AİLE TANITMA DERNEĞİ GENEL SAĞLIK İŞ GAZİANTEP İL TEMSİLCİLİĞİ GAZİANTEP OTO HURDA LASTİKÇİLER VE KAYNAKÇILAR ESNAF VE SANATKARLAR ODASI GAZİANTEP SÜRÜCÜLER VE ARABACILAR ESNAF VE SANATKARLAR ODASI |
Kutsal Topraklardaki Türk Hacılar Kaybolmasın Diye Çizgi Kuruldu
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.