Gazze’de Açlık Nedeniyle 52 Çocuk Öldü, Sayı Artabilir

Gazze’deki Sağlık Bakan Yardımcısı Yusuf Ebu er-Riş, Gazze’deki insani durum ve sağlık şartlarına ilişkin bilgi verdi. Gazze’de temel ilaçların yüzde 59’u ile tıbbi materyallerin yüzde 37’si tükendi. Sınır kapılarının kapalı olduğu Gazze’de nakil edilmesi gereken 13 bin hasta ve yaralının sağlık durumunun kötüleştiği ifade edildi.

Çocuklarda yetersiz beslenme ve kansızlığa bağlı ölüm riskini artırdığı belirtilirken yetersiz beslenme nedeniyle 52 çocuğun öldüğü ve besine erişimin olmaması durumunda yeni ölümlerin olacağı aktarıldı.

7 EKİM’DEN SONRA DOĞAN 274 BEBEK ÖLDÜRÜLDÜ

Gazze’de 7 Ekim 2023’ten sonra dünyaya gelen 274 bebeğin İsrail bombardımanlarında katledildiği vurgulandı.

Gazze’deki hastanelerin hayati önem taşıyan kısımlarının yaralı ve hastalara tıbbi bakım sağlamaya devam edebilmesi için acil oksijen istasyonlarına ihtiyacı olduğu, birçok acil müdahalenin, tıbbi ekipmanların bulunmaması nedeniyle yapılamadığı, sağlık hizmetinin; yakıt eksikliği nedeniyle durma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtildi.

Ambulanslar ile insani yardım ekiplerinin doğrudan hedef alınmasının, yaralıların tahliyesinin önünde büyük bir engel teşkil ettiği vurgulandı. Su sınırlarının tahrip olması ve çevresel risklerin de ishal ile cilt hastalıklarının yayılmasını artırdığı ifade edildi.

FİLİSTİNLİLER SAĞLIK HAKLARINDAN MAHRUM

Öte yandan Ramallah’taki Filistin Sağlık Bakanlığının “7 Nisan Dünya Sağlık Günü” münasebetiyle yaptığı yazılı açıklamada ise hala milyonlarca Filistinlinin sağlık hakkından yoksun olduğu vurgulandı.

Gazze’de kadın, çocuk, yaşlı ve hastaların, hastane ve ilaç yoksunluğundan dolayı tedavi olamadıkları için ölüm tehlikesiyle karşı karşıya oldukları, sağlık çalışanları ile ilk yardım ekiplerinin sistematik olarak hedef alındığı bir ortamda doktorların, doğrudan vurulan hastanelerde sınırlı imkanlarla ve zorlu şartlarda çalıştığı kaydedildi.
Uluslararası topluma seslenilen açıklamada, “Filistinlilerin sağlığı bir lüks değil, uluslararası maddelerle garanti altına alınan ve doğuştan gelen bir haktır. Uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmesinin ve halkımızın maruz kaldığı bu sağlık ve insani felakete son vermesinin vakti gelmiştir.” ifadesi kullanıldı.