34,2199$% 0.28
37,1363€% 0.18
2.983,34%0,99
5.039,00%0,89
20.096,00%0,88
2.711,06%0,69
9.002,34%0,52
Müjde Işıl – “Tuzdan Kaide”, “Aidi- yet”, “Gidiş O Gidiş” (ortak yönetmenli) ve “Unutma Biçimleri” sinemalarıyla sinemada kendi yolunu çizen Burak Çevik, yeni biçim arayışlarıyla dikkat çeken bir yönetmen. Biçimi, hikâye anlatıcılığının önüne koyarak klasik sinemayla arasına duvar örse de yeni sinemaları merak uyandırıyor; yeni denemeleri ilgi çekiyor.
Çevik’e bu sene Adana’da En İyi Yönetmen Mükafatı kazandıran “Hiçbir Şey Yerinde Değil”, genç sinemacının filmografisinde farklı bir yerde duruyor. Öncelikle biçimden fazla hikâye anlatıcılığını öne koyuyor. “Hiçbir Şey Yerinde Değil” aynı zamanda Çevik’in en sert ve politik sineması. Sinemanın konusuna gelirsek… 1978’de Türkiye İşçi Partisi üyesi yedi gencin öldürüldüğü Bahçelievler katliamından esinleniyor Çevik. Küçükken okuduğu, babasının kütüphanesindeki bir kitaptan o kadar etkilenmiş ki yıllar içinde bu fikir gelişmiş zihninde. Yıllar sonra da sineması Tanıl Bora’nın danışmanlığında gerçekleştirmiş.
İki tarafa eşit durmak
Filmin başında doğrudan Bahçelievler katliamını işaret etmeden, ‘Gerçek olaylardan esinlenilmiştir’ ibaresi yer alıyor. Burak Çevik katliamdaki sağ-sol çatışmasını ve yıllara yayılan değişmezlerini odağına almış. Aslında katledilen solcu genç sayısı yedi iken dört kişi var sinemada. Ve bu gençler sağ ile mücadelede şiddete, silah kullanmaya karşı. Mecmuadaki makale üzerinden fikir yoluyla çabayı tartışıyorlar. Evlerini basan iki davacının onlara eziyetini izliyoruz sonra. Çevik sağ cenahı gösterirken onları hem karikatürize ediyor hem de solcuların da saf sağcıları öldürdüğünü açıklayan bir diyalog ekliyor ki bunu her iki tarafa eşit durmak şeklinde izah ediyor.
Filmin belgesel olmadığı gerçeğinden hareketle Çevik’in anlatımı kurgusal olarak gayet akıcı. Şiddetten uzak bir grup gencin şiddet karşısında yaşadığı şok ve korku normal karşılanabilir. Davacıların malum selamı yaptığı sahne ise sinemanın en abartılı ve ‘yanlı’ görülebilecek bölümü. Ama genel olarak baktığımızda Çevik’in televizyon haberi ile başlattığı öyküyü o periyotta yaşıyormuşçasına steril ve seyirciyi içine alacak kıvraklıkta anlattığını görüyoruz. Sinemanın söylemi sadece dönemsel değil aslında. Güncel olarak da çok şey söylüyor. Sağ cenahın tek bir ülkü ve lider etrafında kenetlenip aksiyona geçerken solun pasif duruşu, fikir bazlı nahif tartışmaları, çözüm üretmekten uzaklığı, karşı tarafı tanımak için empati kurmaya çalışması gibi vakitten muaf saptamaları var.
Burak Çevik kıssayı öne çıkarsa da biçimi hiç boşlamıyor sinemada. Hatta tam tersine, şimdiye kadar sinemasında gördüğümüz en şık ve olgun atağını yapıyor. Tek plan çekilmiş gibi görünen sinemanın tam ortasında çekim tekniğini geriye sarıyor ki bunu sıfır hata ile başarmak gerçekten ustalık istiyor. Adana’da En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazanmasında bu muvaffakiyetin payı çok büyük olsa gerek.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Altın Aslanlı Goldin’e Filistin Gözaltısı