38,0384$% 0.01
43,2806€% -0.04
3.918,01%-0,91
6.438,00%0,31
25.671,00%0,48
3.205,92%-0,83
9.423,62%0,45
DOLAR 38,0384
EURO 43,2806
ALTIN 3.918,01
BİST 100 9.423,62
İmsak 02:00
Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Dokununca, öldürünce hatta durduğu yerde bile dayanılması zor, kötü bir koku yayan kokarca böceği, bir süredir Türkiye’yi de sarmış durumda. Bu süre yerleşmiş diğer böceklerdeki gibi yüzyıllar ya da mevsimlik de değil. İnsanlık için kısa ama kokarca böceğinin kokusuna maruz kalmak için gereğince uzun olan 8 yıl, pek çok kaybın bu böcek yüzünden yaşanmasıyla geçti. İlk kez 2017’de tanıştığımız ve onun kötü yüzünü şimdi pek de tanımadığımız günlerde sayıları da epey azdı. Ancak geçen 8 yılda istilacı kokarca Türkiye’nin dört bir yanını sardı. Ekinlere, meyvelere ve sebzelere ölümcül zarar veren, dokunduğu şeye ‘tiksinç’ bir koku bırakan bu böcek Karadeniz’de, sadece fındığın yüzde 40’ını tüketilemez hale getirmişti. Hem doğayı hem de insanların yaşam alanını saran bu böcekten kurtulmanın yolları aranırken, sıradan böcek zehirleri etkisiz kalıyordu. Sonunda kokarcadan kurtulmak için keşfedilen birkaç yöntem, umut ışığı olmak üzereydi. Çünkü artık insan ve doğa değil, kokarcalar ‘TutSAK’tı! SAÜ Teknokent’te ‘TutSAK’ projesine öncülük eden, Sakarya Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Zengin, kokarcaların istilasına ve ‘kurtuluşa’ ilişkin detayları Milliyet.com.tr’ye anlattı.
HER ŞEYE UYUM SAĞLIYORLAR, YEMEDİKLERİ MEYVE YOK!
Kahverengi kokarcanın tükürüğünde yapılan tahlillerde 23 farklı enzim ve yaklaşık bin 500 protein tespit edildi. Bu moleküler çeşitlilik, böceğin beslenme sürecinde bitki dokularını parçalamasını ve bitkinin savunma düzeneklerini baskılamasını sağlıyor. Yani doğa ve insanın başına geldiğinde kayıp ve ziyanla sonuçlanan süreç tam da burada başlıyor. Dünya genelinde hızla yayılan ve tarım üzerinde önemli ekonomik kayıplara neden olan istilacı bir zararlı bir tür olan kahverengi kokarca, Latince ismiyle ‘Halyomorpha halys’ sahip olduğu fizyolojik, biyokimyasal ve davranışsal özelliklerle bulunduğu ortamlarda hızla çoğalabiliyor. Zaten zor olan istilacı gayreti yeni ekosistemlere çarçabuk uyum sağlayabilen ve mevsim değişikliklerinde bile kendini müdafaayı başaran kokarca söz konusunda çok daha zor oluyor. Zararın önüne geçilmesindeki zorluklardan birinin de hızlı yayılma ve üreme olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mustafa Zengin, “Dişi kokarcalar bir dönemde 200’den fazla yumurta bırakabilir. Elverişli iklim şartlarında yılda 2 ila 3 nesil geçirebilir, bu da kısa sürede yoğun popülasyonların oluşmasına neden olur. Kahverengi kokarca, girdiği yeni coğrafyalarda genellikle doğal yırtıcılar, parazitoitler veya patojenlerle karşılaşmaz. Bu durum, popülasyonun baskılanmasını mahzurlar ve zararlının hızla yayılmasına yol açar” diyor.
Mücadeleyi zorlaştıran faktörler söz konusu olunca ‘kokarca’ başlığı altında sayfalar uzayıp gidiyor. Prof. Dr. Mustafa Zengin’e bitkinin savunma sistemini çökerten böcekle ilgili şöyle konuştu: “Beslenme esnasında bitki stres tepkisi gösterip alarm feromonu salgıladığında, kokarca tükürük proteinlerini dinamik olarak değiştirerek bitkinin savunma sistemini manipüle edebilmektedir. Ksantindehidrogenaz enzimi, kahverengi kokarcanın farklı konak bitkilere fizyolojik uyum sağlamasına yardımcı olur. Esteraz FE4 enzimi, çevresel stres şartları ve pestisitlere karşı direnç geliştirmesini sağlar, bu da çabayı daha karmaşık hale getirir.” Peki, istilası bir türlü önlenemeyen bu böceğin hangi tarım eserlerine zararı dokunuyor?
Prof. Dr. Zengin kokarcaların neredeyse her tarım eserine zarar vermesine ve onları tüketmesine ilişkin, “Kahverengi kokarca, literatürde yaklaşık 300’den fazla bitki cinsiyle beslendiği bilinen bir cinstir. Elma, armut, şeftali, fındık, üzüm, mısır, domates ve baklagiller gibi pek çok ekonomik öneme sahip tarım eserinde doğrudan (beslenme) ve dolaylı (hastalık taşıma, deformasyon) ziyanlara yol açar. Bu tür, katı bir konak seçimi göstermemekte, karşısına çıkan yeni bitkilere kısa sürede adapte olabilmektedir. Bu da onun istilacı kapasitesini artıran temel faktörlerden biridir” diye konuştu.
KOKARCA DÜŞMANI, ÇEVRE DOSTU! ‘KATILIM ÖNEMLİ’
Özellikle son 3 yılda Karadeniz genelinde ve Sakarya’da kokarca böceği çiftçiler başta olmak üzere herkese çok fazla rahatsızlık ve zarar verdi. Fındık başta olmak üzere meyve-sebzelerin katili olan böcekler ürünlerin neredeyse yarısının kaybedilmesine neden oldu. 2024’te fındık hasadı döneminde bahçelerde görülen bu zararlı, üreticilere yüzde 30 ila 40 oranında ürün kaybı yaşattı. Uzmanlar, o günlerde “Daha büyük sorunlar kapıda” diyerek uyarmış ve ne yazık ki bu istilacıdan kurtulmak için bir yol bulmanın bir mecburilik olunduğunun altını çizmişti. Sakarya Üniversitesi’nden bilim insanları da tehlikenin farkındaydı ve harekete geçmek için gecikilen her gün biraz daha ‘kayıp’ demekti. SAÜ Teknokent’te yürütülen projeye öncülük eden Prof. Dr. Mustafa Zengin, ‘TutSAK’ ismini verdikleri umut vadeden feromon sistemini anlattı. Kokarcalardan kurtuluş için yapılması gereken en önemli şeyse, ‘bireysel çabayı de elden bırakmamaktı!’
Prof. Dr. Zengin, “TutSAK, kahverengi kokarca zararlısının biyoteknolojik tekniklerle kontrol altına alınması amacıyla geliştirilmiş özel bir feromon bazlı çekici sistemdir. Bu sistemin merkezinde, özel kauçuk gereçten üretilmiş altıgen formda iki ayrı feromon taşıyıcı aparat bulunuyor. Bu aparatların her biri, kahverengi kokarcanın farklı davranışsal tepkilerini hedef alan feromon bileşenlerine sahip. Birinci aparat, murgantiol içermektedir. Murgantiol, erkek kahverengi kokarcaların dişileri cezbetmek için salgıladığı doğal bir cinsel çekici olup, bireyler arası çiftleşme davranışını tetikler. İkinci aparat ise ‘Metil (E,E,Z)-2,4,6-dekatrienoat’ bileşenini içerir. Bu bileşik, kokarcaların sosyal davranışlarını hedef alan bir toplanma feromonudur. Böcekler bu feromon sinyalini algılayarak, bölgede besin ya da uygun yaşam alanı bulunduğu yönünde uyarılır ve toplu şekilde o noktaya yönelir. Bu iki feromonun birlikte kullanılması, farklı yaş ve cinsiyetteki bireylerin aynı anda hedeflenmesini mümkün kılar. Yani sırf çiftleşmeye hazır bireyler değil, yetişkin, genç ve beslenme arayışında olan tüm kahverengi kokarcalar belirlenen bölgeye çekilebilir. TutSAK sistemi, bu iki feromon taşıyıcısının kuru bir ağaç kesimine veya uygun bir sabit yüzeye asılması yoluyla kullanıma sunulur. Feromonlar ortam sıcaklığı ve hava akımıyla yavaşça salınır ve etki alanı içerisine giren kokarcaların yoğun biçimde bu noktaya yönlenmesini sağlar” dedi.
TutSAK sistemi, kahverengi kokarcaların belirli bir noktada toplanarak sayıca izlenmesini, yok edilmesini ya da etraftan uzaklaştırılmasını sağlayan çevre dostu, pestisit içermeyen bir biyolojik mücadele yöntemi olarak tanımlanıyor. Prof. Dr. Mustafa Zengin, “Özellikle tarım alanlarında, organik üretim yapan çiftçiler ve entegre zararlı yönetimi (IPM) uygulayan kullanıcılar için etkili, güvenli ve uzun süreli bir çözüm sunar. Kahverengi kokarcayla etkin mücadele için geliştirilen feromon tuzakları, sırf kamu kurumları ve profesyonel uygulayıcılar tarafından değil, kişisel vatandaşlar tarafından da kolayca temin edilip kullanılabilecek şekilde tasarlandı” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu sayede özellikle kırsal bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın, kendi bağ, bahçe ve tarla alanlarında zararlıyla çabaya doğrudan katkı sağlaması mümkün. Tuzakların doğru zamanda ve doğru şekilde kullanılması, mücadelede başarı oranını büyük ölçüde artırır. Bu nedenle tarım toprağı, bağ ve bahçesi olan kırsal kesitteki vatandaşlarımızın, nisan ayı sonu ile mayıs ayı başı itibarıyla tuzakları kurmaları öneriliyor. Bu dönem, kahverengi kokarcanın etkinleşmeye başladığı, beslenme ve üreme için tarım alanlarına yöneldiği kritik bir vakittir. Erken devirde yerleştirilen tuzaklar, popülasyonun baskılanmasında büyük rol oynar. Öte yandan kahverengi kokarcanın kışlama alanı arayışına geçtiği ağustos ayında balkonlara, pencere altlarına, çatı altlarına ve özellikle güney cephelere yönelirler. Bu durumu engellemek amacıyla, tuzakların evin dışına doğru noktalara yerleştirilmesi, böceklerin doğrudan yaşam alanlarına girmesini önemli ölçüde azaltır. Bu uygulama sayesinde tarım alanlarındaki zarar azaltılabilir, vatandaşların yaşam alanlarında karşılaştığı rahatsız edici ve yoğun kokulu böcek istilaları önlenebilir. Kokarca gibi istilacı ve hızla çoğalan zararlılarla mücadele, sadece devlet kurumlarının ya da birkaç uzman kuruluşun tek başına yürüteceği bir süreç değil. Bu uğraşa vatandaşlarımızın aktif iştiraki, sürecin başarısı açısından hayati öneme sahip.”
‘GİDEREK ARTIYOR, CANIMIZI ACITACAK’
Bugüne dek kokarcalarla mücadele için pek çok yöntem geliştirildi. Bunun için özellikle 2 proje dikkat çekmiş ve fark yaratmıştı. Tabiata saldırana doğayla karşılık vermek iyi tahlillerin birincisi. İkincisi ise bilim! Doğayı istilacılardan korumak için birer asker olan samuray arıları, kahverengi kokarcaların doğal düşmanı. Üstelik tam bir dost olan bu kanatlının, sadece bitkilerde zararlı olan kokarca grubu böceklerle beslenir ve bal arıları ile insanlara bir zararı yoktur. Bilime gelince, ‘cezbet-yok et’ sistemi dünya genelinde önemli bir başarı yakalamış mücadelede söz sahibi. Prof. Dr. Mustafa Zengin’e göre, “Dünya genelinde uygulanan ve ‘cezbet-yok et’ prensibine dayanan feromon temelli sistemler ile popülasyon denetiminde yüzde 30’u aşan başarı oranları elde edildi. Bu sistemler, zararlıyı doğal davranışlarına uygun olarak cezbedip belirlenen alanlarda etkisiz hale getirerek etrafa zarar vermeden mücadele sağlar. Ancak bu oranlar, sadece tuzakların kullanımıyla sınırlı kalmamalı; mücadele fizikî, kimyasal ve biyolojik formüllerin birlikte kullanıldığı entegre bir yaklaşıma dönüştürülmeli.
Kokusunu duyunca neredeyse insanı nefes aldığına pişman eden bu böcek, 2025’te de görülmeye başlandı. Kokarcaların bu yıl da can sıkıcı bir istilanın başrolünde olup olmayacağına dair Prof. Dr. Zengin açıklamasını şu sözlerle noktaladı: “Kokarcalar, canımız sıkmayacak, canımızı acıtacak. Kahverengi kokarca, hem yaşam döngüsü hem de davranışsal özellikleri itibarıyla ziraî üretim, çevre sağlığı ve insan yaşam alanları açısından giderek artan bir tehdit.”
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Boğaziçi’nin Şenliği Kasım’da