Geleceğe Dönüş Kehanetleri: 35 Yıl Sonra Gerçekleşen Öngörüler!

21 Ekim, zamanda yolculuk temasının işlendiği Back to the Future (Geleceğe Dönüş) sineması hayranları için önemli bir gün.

Filmin baş karakteri Marty Mcfly, “Doktor” lakaplı çılgın mucit Emmet Brown’un icat ettiği zaman makinesiyle, yaşadığı 1985 yılından 21 Ekim 2015 tarihine yolculuk yapıyordu.

Üç sinemalık serinin ikinci filminde geleceğe giden 17 yaşındaki Marty, gelecekteki ailesiyle ilgili sorunlarını çözmek isterken kendini çok daha karmaşık olayların içerisinde buluyordu.

GELECEĞE DÖNÜŞ GÜNÜ

21 Ekim tarihi, 2011 yılından itibaren dünya çapında “Geleceğe Dönüş Günü” olarak kutlanıyor.

Peki yapımcıların 35 yıl önce hayalini kurduğu ve beyaz perdeye yansıttığı 2015 yılı kehanetlerinin hangileri gerçekleşti?

VR GÖZLÜKLER

Günümüzde yaygın olarak kullanılan ancak o dönem için epeyce fütüristik görünen bir teknoloji film boyunca birçok karakterin taktığı VR gözlükleri.

O devirde bu teknoloji son derece yenilikçi görünüyordu; çünkü 1985’te gerçek anlamda fonksiyonel VR gözlükleri şimdi piyasaya sürülmemişti.

Biraz eski moda görünse de, bu ileri görüşlü tahmin aslında ilk ticari VR başlıklarının piyasaya sürülmesinden yaklaşık 30 yıl öncesine dayanıyordu.

Filmdeki gözlüklerin fonksiyonelliği, 2016’da çıkan Oculus Rift ile gerçek oldu. 2024’te piyasaya sürülen Apple Vision Pro ise bu konsepti daha da ileri taşıyarak kablosuz kullanım ve artırılmış gerçeklik sunuyor.

HOLOGRAM TEKNOLOJİSİ

Filmde Marty, “Jaws 19” gösteren bir sinemada dev bir holografik köpekbalığı ile karşılaşır.  Sinemanın bu sahnesi, hologram teknolojisinin geleceğine dair bir öngörü sunuyor.

2000’li yılların ortalarından itibaren, holografik performanslar Elvis ve Tupac gibi ölü müzisyenlerin sahneye çıkmasını sağladı. Hologramlar, ‘Pepper’s Ghost’ illüzyonuyla 3 boyutlu görüntüler yaratıyor.

Ekranların gelişmesiyle hologramlar daha gerçekçi hale geldi. 2022’deki Abba Voyage, holografik performansları canlı bir kümeyle birleştirerek büyük ilgi gördü.

Sinema salonlarında şimdi yaygın olmasa da, “Jaws 19” gibi hologramlı sinemaların gelecekte ortaya çıkması bekleniyor.

MOBİL ÖDEMELER

Filmde, Marty’nin çağdaş iPad’e benzeyen bir aygıtla Hill Valley saat kulesine bağış yapması isteniyor. Bu sahne, dokunmatik ekranlı aygıtların gelecekte nasıl olabileceğini önceden gösteriyor.

Aynı zamanda, kötü adam Biff Tannen’ın taksi fiyatını mobil ödeme sistemiyle ödemesi, internet üzerinden para gönderme fikrinin bir yansıması. Bugün sıradan görünen bu teknoloji, 1989’da son derece yenilikçi bir fikir olarak ortaya çıkıyordu. Örneğin, dünyanın en büyük çevrimiçi ödeme sistemlerinden biri olan PayPal, “Geleceğe Dönüş II”nin gösterime girmesinden dokuz yıl sonra, 1998’de kuruldu. 

PARMAK İZİ

Filmde birkaç yerde karakterlerin parmak izi tarayıcıları gibi biyometrik tanımlamalar kullandığı da görülüyor.

 Bugün hemen hemen her telefon, aygıtların kilidini açmak, bilgiye erişmek ve ödemeleri onaylamak için yüz veya parmak izi tarayıcıları ile donatılmış durumda.

Ancak,  parmak izi tarayıcısına sahip ilk ticari telefon 2004’te Pantech GI100 olarak piyasaya sürüldü. 2013’te ise iPhone 5S ile bu teknoloji ana akıma girdi.

Dolayısıyla, “Geleceğe Dönüş”ün 2015’te PayPal ve Touch ID’nin kullanılacağını öngörmesi son derece doğru bir tahmin oldu.

GÖRÜNTÜLÜ GÖRÜŞME

“Gelecekteki Marty”, sinemada iş arkadaşı ile bir video konferans gerçekleştiriyordu.

Günümüzde, hatta çok daha öncesinde (MSN, Skype) gibi teknolojilerle, bu kare de sinemanın gerçekleşen kehanetleri arasındaki yerini almayı başardı.

YANILDIĞI NOKTALAR

Tabii ki sinemanın yanıldığı noktalar da var.

Belki de Geleceğe Dönüş’ün teknolojinin nasıl evrimleşeceği konusunda yaptığı en hayal kırıklığı yaratan yanlış, uçan kaykaydır.

Marty, 2015’in fütüristik zorbalarından kaçarken, heyecan verici bir kovalamaca sahnesinde sürdüğü parlak pembe bir uçan kaykayın üzerine atlar. 

Ne yazık ki, bu sineması izleyerek büyüyen her çocuğun umutlarına rağmen, bu ikonik cihazı yeniden yaratmaya yönelik çağdaş teşebbüsler vaatlerini tam olarak yerine getiremedi.

“21 Ekim 2015 geldi, uçan otomobiller nerede” repliği elbet ki bugünün sinemayla ilgili en çok kullanılan cümlelerinden biri olacak…

Çamaşır kurutmada eski adaplara devam…

Marty’nin ki gibi ıslanan kıyafetlerimizin kendi kendini kurutması için beklememiz gerekecek.