36,3256$% 0.06
38,0124€% 0.27
3.432,73%0,21
5.770,00%0,26
23.005,00%0,24
2.940,58%0,17
9.763,67%-1,55
DOLAR 36,3256
EURO 38,0124
ALTIN 3.432,73
BİST 100 9.763,67
İmsak 02:00
Ekonomi Muhabirleri Derneği’ne (EMD) konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yapısal ıslahatlara hız kazandıracaklarını belirterek, 2025 yılında maliye siyasetinin daha sıkı olacağını kaydetti.
2025 yılı amaçları çerçevesinde konuşan Şimşek, 2023 yılı mayıs ayından itibaren uyguladıkları programın olumlu sonuçlarını aldıklarını belirterek, 2024 yılının; dış kırılganlıkların azaltıldığı, dayanıklılığın artırıldığı, makrofinansal istikrarın güçlendirildiği bir yıl olduğunu dile getirdi.
“Para siyasetini desteklemek için mali disiplini güçlendirecek ve arz yönlü siyasetleri devreye alacağız”
Programı başarıyla uygulayarak, ödemeler istikrarı riski ve enflasyonun kontrolden çıkma riskini ortadan kaldırdıklarını kaydeden Şimşek, “2025 yılında kalıcı fiyat istikrarını sağlamayı ve ekonomide yapısal dönüşümü hızlandırmayı hedefliyoruz. Enflasyonun düşmeye devam edeceği bu periyotta, para siyasetini desteklemek için mali disiplini güçlendirecek ve arz yönlü siyasetleri devreye alacağız. Sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil bir gelir dağılımı için, verimliliği ve rekabet gücümüzü artıracak yapısal ıslahatları hayata geçirerek ülkemizi yüksek gelirli ülkeler arasında konumlandıracağız” açıklamasında bulundu.
“Yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon amacıyla uyumlu olarak belirleyeceğiz”
Bakan Şimşek, enflasyondaki düşüşün devam edeceğini belirterek, 2025’te dezenflasyonda dört temel konunun belirleyici olacağını söyledi. Şimşek, “Birincisi, para siyasetinin enflasyona gecikmeli etkisi zamanla daha net görülecek. İkincisi, 2025 yılında bütçe açığının milli gelire oranının azalması negatif mali etki oluşturacak. Üçüncüsü, bütçe imkanlarının elverdiği ölçüde, yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon gayesiyle uyumlu olarak belirleyeceğiz. Örneğin, enflasyonu etkileyen kalemlerde yeniden değerleme oranını uygulamadık. 2025’te akaryakıt ürünlerinde yapılacak ÖTV artış oranını yüzde 6 ile sonlandırdık ve 12 milyar liralık vergi gelirinden vazgeçtik. Dördüncüsü, dezenflasyonu sadece talep yönlü siyasetlerle değil, gıda, konut ve enerji gibi birçok alanda arz yönlü önlemlerle de destekleyecek; bu alandaki ıslahatlara hız kazandıracağız. Gıda arzını artırmak amacıyla sulama projeleri, arazi toplulaştırması, gıda lojistiği ve gıda ihtisas bölgelerinin kurulmasına yönelik takviyelerimizi sürdüreceğiz. Sosyal konut arzının artırılması da arz yönlü siyasetlerin temel ögelerinden biri olacak. Enerji dönüşümünü ise hem yerli hem de yenilenebilir kaynakları önceliklendirerek gerçekleştireceğiz” ifadelerine yer verdi.
“Deprem dışındaki alanlarda harcama disiplinine devam edeceğiz”
Şimşek, 2025 yılında maliye siyasetinin daha sıkı olacağını vurgulayarak, “2025 yılı, yeni vergi düzenlemelerinden daha çok kayıt dışılıkla mücadele ve harcama disiplini dönemi olacak. Deprem dışındaki alanlarda harcama disiplinine devam edeceğiz. Yeni ihdas edilen asgari kurumlar vergisi başta olmak üzere alınan gelir önlemleri, vergilemede istekli ahengi güçlendirecek çalışmalar, etkin tahsilat ve denetim performansıyla bütçe açığını düşürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Şimşek, bu kapsamda bütçe açığının milli gelire oranının 2025’te yüzde 3,1’e ve sonraki yıllarda yüzde 3’ün altına gerilemesini beklediklerini ifade ederek, böylece kamu maliyesiyle de enflasyonla gayrete çok güçlü bir destek sağlayacaklarını aktardı.
“Rekabet gücünü ve büyüme potansiyelini artıracak tüm alanlarda yapısal ıslahatlara hız vereceğiz”
Yapısal ıslahatlara hız kazandıracaklarını kaydeden Şimşek, “Program kazanımlarımızı kalıcı hale getirecek, ülkemizin rekabet gücünü ve büyüme potansiyelini artıracak tüm alanlarda yapısal ıslahatlara hız vereceğiz. Ar-Ge ve yenilikçilik kapasitesini geliştirmek, yeşil ve dijital dönüşümü sağlamak, beşeri sermayeyi güçlendirmek, işgücü piyasasını daha da aktifleştirmek, yatırım ortamını uygunlaştırmak ve kayıt dışılığı azaltmak yapısal reformlarımızın temel eksenini oluşturuyor” şeklinde konuştu.
“Kamu ihale ıslahatının teknik çalışmaları tamamlandı”
Mal ve hizmet piyasalarında ağırlaşmaya izin vermeyeceklerini dile getiren Şimşek, “Arz tarafında ayrıca ürün ya da sektör bazında monopolleşme eğilimlerine de engel olacağız. Bu kapsamda mal ve hizmetlerde, piyasaya girişin-çıkışın kolaylaştırılması ile küresel entegrasyonun sağlanması kritik önem taşıyor. Çünkü rekabetin olduğu ortamda verimlilik artar, yenilikçi tahliller ortaya çıkar ve bu da doğal olarak dezenflasyonist bir etki oluşturur. Avrupa Birliği (AB) ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesini; tarım, hizmetler ve kamu alımlarının kapsam dahiline alınmasını son derece değerli buluyoruz. Dolayısıyla küresel entegrasyonu sırf ekonomik bir gereklilik değil, aynı zamanda dezenflasyon sürecinin önemli bir ögesi olarak da görüyoruz. Kamu alımları tarafında Kamu İhale Islahatına ilişkin teknik çalışmalarımızı tamamladık ve Partimizin yetkili organlarına pahalandırmak üzere ilettik” diye konuştu.
“Dezenflasyon sürecini hızlandırmak için KKM’den çıkıyoruz”
Geçen yılın ekonomik datalarını değerlendiren ve 2025 yılına ilişkin beklentilerini dile getiren Bakan Şimşek, “Makro finansal istikrarı pekiştirmek ve dezenflasyon sürecini hızlandırmak için Kur Muhafazalı Mevduattan (KKM) çıkıyoruz. KKM’nin cazibesini azaltmak için tüzel bireylerdeki kurumlar vergisi istisnasını kaldırdık. Ferdi mevduatlara ise stopaj getirdik. Döviz yükümlülüğü olan firmaların döviz ve TL cinsinden hesaplarına sağlanan kur muhafazalı desteği kaldırıldı. Bu adımların da katkısıyla KKM’deki azalış 71 haftadır kesintisiz sürüyor. Ağustos 2023’te 144 milyar dolarla zirve düzeyini gören KKM stoku, Aralık’ta 32,8 milyar dolara geriledi ve KKM’nin toplam mevduatlar içindeki payı 20 puan azalarak yüzde 5,9’a düştü. 2025 yılında KKM’den çıkışı tamamlayacağız” bilgisini paylaştı.
“2025 yılı ülke risk puanımızın (CDS) düşmeye devam ettiği bir yıl olacak”
Makro finansal istikrarın güçlenmesiyle ülke risk priminin düştüğünün altını çizen Şimşek, Mayıs 2023’te 700 baz puana yükselen risk primimiz, 2024 sonunda 260 puana geriledi. Türkiye risk primindeki iyileşme ile gelişmekte olan ülkelerden olumlu ayrıştı. Bu periyotta gelişmekte olan ülkelerin ortalama risk primindeki düşüş 36 baz puan iken, risk primimiz 443 puan azaldı. 2025 yılı CDS’imizin düşmeye devam ettiği bir yıl olacak. Program sayesinde dış finansman maliyetimiz de epeyce azaldı. ABD Hazinesi benzer vadeli tahvil getirisi üzerine ilave prim farkı, yani spread, gelişmekte olan ülkelerde 2023 yılı Mayıs ayına göre 69 baz puan, ülkemizde ise 432 puan geriledi” değerlendirmesinde bulundu.
Mayıs 2023’te 55,6 milyar dolara ulaşan yıllıklandırılmış cari açığın, Ekim 2024’te 7,7 milyar dolara, milli gelire oranla yüzde 0,8’e gerilediğini söyleyen Şimşek, iktisattaki yeniden dengelenmenin, azalan enerji maliyetlerinin, düşen altın ithalatının ve turizm gelirlerindeki olumlu seyrinin cari istikrardaki güzelleşmeyi desteklediğini ifade etti.
Şimşek, 2024 yılında cari açığın milli gelire oranla yüzde 1’in altında gerçekleşerek Orta Vadeli Program (OVP) maksadının altında kalmasını beklediklerini belirterek, 2025 yılında ise cari açığın sürdürülebilir bir seviyede, milli gelire oranla yüzde 2 seviyesinde kalmasını öngördüklerini paylaştı.
“Rezerv yeterliliğimiz eşik düzeye ulaştı”
Cari açıktaki düşüşün, dış finansmana erişimin güzelleşmesinin ve Türk lirasına artan itimadın sonucunda, önemli ölçüde rezerv birikimi sağladıklarına dikkati çeken Şimşek, “2023 yılı Mayıs ayına göre brüt rezervlerimiz yaklaşık 57 milyar dolar, swap hariç net rezervlerimiz ise 104 milyar dolar arttı. Uluslararası tanıma göre rezerv yeterliliğimiz eşik düzeye ulaştı. Rezervlerdeki artışın yaklaşık yüzde 75’i yurt içi portföy tercihlerinden, yani ters para ikamesinden kaynaklandı. Programla birlikte Türk Lirasına güven arttı ve yabancı para mevduatların toplam içindeki payı yüzde 41,4’e geriledi” ifadelerine yer verdi.
Gri listeden çıkış sürecinde mevzuat ahengi kapsamında 40 Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tavsiyesinin 39’unda uyumlu konuma gelerek en başarılı üye ülkeler arasında yerimizi aldıklarını belirten Şimşek, 2025’te başlayacak olan FATF’in 5’inci değerlendirme turuna ilişkin hazırlıklara gri listeden çıkar çıkmaz başladıklarını aktardı.
“Haziranda başlayan dezenflasyon süreci devam ediyor”
Vatandaşların geçim kahrını çözmenin en büyük öncelikleri olduğunu dile getiren Şimşek, şu tabirlere yer verdi: “Bu doğrultuda gerekli politika çerçevesini oluşturduk ve dezenflasyon programını kararlılıkla uygulamaya devam ediyoruz. Uyguladığımız programın temel amacı olan fiyat istikrarını sağlamak, uzun soluklu bir çaba gerektiriyor. Bu nedenle programın ilk yılını dezenflasyona geçiş dönemi olarak planlamıştık. Yıllık enflasyon öngördüğümüz gibi mayısta zirveye ulaştı. Haziranda başlayan dezenflasyon süreci devam ediyor. Aralık ayında yıllık enflasyon 2023 sonuna göre 20 puan, 2024 mayıs ayındaki zirve düzeyine göre ise 31 puandan fazla geriledi. Para siyasetine hassasiyeti yüksek olan temel mallarda enflasyon düşüşü daha besbelliyken, dünyada olduğu gibi bizde de hizmetlerde atalet yüksek seyrediyor.”
“Gelir dağılımında adalet yeniden sağlanmaya başladı”
Uyguladıkları ekonomi programı sayesinde gelir dağılımındaki bozulmayı gidermeye başladıklarını da öne süren Şimşek, “Gelir dağılımı eşitsizliğini gösteren Gini Katsayısı 2022 yılında, 2005 yılından sonra en kötü düzeyini görmüştü. Ancak 2023 yılında bu eğilim tersine döndü, gelir dağılımında adalet yeniden sağlanmaya başladı. Çalışanlarımızın milli gelirden aldığı pay son 26 yılın en yüksek düzeyine ulaştı. Enflasyondaki düşüşün devamıyla, vatandaşlarımızın alım gücü daha da artacak ve gelir dağılımındaki bozulma düzelmeye devam edecek” dedi.
Deprem harcamalarının etkisiyle 2023’te bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 6,4 olarak öngördüklerini de söyleyen Şimşek, uyguladıkları siyasetlerle bu oranın yüzde 5,2 olarak gerçekleştiğini ve gelişmekte olan ülke ortalamalarının altında kaldığını söyledi. Şimşek, 2024 yılında ise bu oranın yüzde 4.9 olarak gerçekleşmesini beklediklerini dile getirdi.
Dezenflasyon sürecinde büyümenin ölçülü ve daha istikrarlı seyrettiğini ifade eden Şimşek, sözlerini şu tabirlerle sürdürdü: “2024’ün ilk üç çeyreğinde yüzde 3,2 gerçekleşen büyümeye toplam yurt içi talep 1,3 puan, net dış talep ise 1,9 puan katkı yaptı. Jeopolitik gelişmeler ve en büyük ticaret ortağımız Almanya’daki zayıf talep, 2024 yılında ihracatımızın büyümeye katkısını sınırladı. Bunun yanı sıra stok maliyetlerindeki artış, iç talepteki yavaşlama ve diğer ihracat pazarlarımızdaki görece zayıf talep imalat endüstrinde daralmaya neden oldu. Ancak milli gelirimizin yaklaşık 4’te 3’ünü oluşturan hizmetler, inşaat ve tarım kesimlerinde ekonomik aktivite hala güçlü görünümünü koruyor. Büyümedeki ivme kaybına rağmen, işgücü piyasamız güçlü görünümünü sürdürmekte olup programın kısa vadeli tesirlerinin hayli sınırlı olduğunu gösteriyor. Mevsimsel düzeltilmiş istihdam 2024 Ekim ayında geçen yılın mayıs ayına göre 1,4 milyon kişi artarken aynı periyotta işsizlik oranı 0.8 puan gerileyerek yüzde 8,8 oldu.”
“2025 yılında ekonomik aktivitede nispî bir toparlanma öngörüyoruz”
Bakan Şimşek, enflasyondaki düşüş ve destekleyici küresel kurallarla birlikte, 2025’in ikinci yarısından itibaren ekonomik aktivitede izafî bir toparlanma öngördüklerini de söyleyerek. 2025 yılında küresel büyümenin, ticaretin, finansal kaidelerin ve emtia fiyatlarının ekonomimiz açısından daha destekleyici olmasını beklediklerinin altını çizdi.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Brent Petrolün Varili, Uluslararası Piyasalarda 75,46 Dolardan İşlem Görüyor