38,3203$% 0.05
43,7446€% 0.84
4.082,36%-0,39
6.763,00%0,12
26.971,00%0,12
3.318,07%0,31
9.433,00%1,30
DOLAR 38,3203
EURO 43,7446
ALTIN 4.082,36
BİST 100 9.433,00
İmsak 02:00
Betül Topaklı / Milliyet.com.tr – Önce şarkıcı Metin Arolat, sahnede kalbinin durmasıyla 52 yaşında hayatını kaybetti. Ardından Avrupa Yakası’nda canlandırdığı Kubilay karakteriyle tanınan tiyatrocu Vural Çelik, evinde kalp krizi geçirerek 51 yaşında vefat etti. Son olarak ‘Ezel’ ve ‘Acı Hayat’ gibi projelerdeki rolleriyle tanınan oyuncu Tekin Temel, kalp krizi nedeniyle 56 yaşında yaşama veda etti. Son vakitlerde sanat dünyasından ünlü isimlerin yanı sıra pek çok kişinin genç yaşlarda hayatını kaybetmesi genç yaşta kalp krizlerinin neden bu derece sık duyulduğuna yönelik bir tartışma başlattı. Bazı kişiler bu konuyla ilgili gerilimli hayat şartları ve kötü beslenme gibi ögelerden bahsederken, bazıları da Kovid-19 aşılarını sorumlu tuttu. Yaşanan bu tartışma da Sağlık Bakanlığı’nı bu konuda bir açıklama yapmayı yöneltti. Gençlerde kalp krizi vefatlarıyla ilgili iddialara bilimsel cevap veren Bakanlık, resmi dataların söz konusu bu artışı desteklemediğini duyurdu.
“Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan ölüm ve ölüm nedeni istatistikleri temel alınarak yapılan değerlendirmeye göre, 15-24, 25-34 ve 35-44 yaş kümelerinde 2011-2023 yılları arasında Akut Miyokard Enfarktüsü (kalp krizi) nedeniyle ölüm oranlarında besbelli bir değişiklik olmadığı tespit edildi. Özellikle 45-54 yaş grubunda 2020-2021 yıllarında hafif bir artış gözlemlendiği belirtilirken, bu artışın 2017 yılı ve öncesindeki düzeylerden daha düşük olduğu ifade edildi. Ayrıca, 2022 ve 2023 yıllarında ise bu yaş grubunda kalp krizine bağlı ölümlerin son 10 yılın en düşük düzeyine gerilediği kaydedildi.” – T.C. Sağlık Bakanlığı
‘BİLİMSEL VERİLER ESAS ALINMALI’
Genç yaş kümelerinde kalp krizine bağlı ölümlerle ilgili resmi verilere dayanmayan spekülatif paylaşımlara itibar edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Sağlık Bakanlığı, “Vatandaşlarımızın güvenilir ve doğrulanmış bilgileri resmi kaynaklardan takip etmesi önem arz ediyor. Toplum sağlığına yönelik hassas mevzularda bilimsel verilere dayalı değerlendirmelerin esas alınması gerekiyor” açıklamasını yaptı. Sağlık Bakanlığı, resmi verilerin gençlerde kalp krizi ölümü artışını desteklemediğini söylüyor. Peki, sahada çalışan kardiyologlar bu konuda ne diyor, iddiaları nasıl yorumluyor?
‘ÖLÜMLER ARTMADI AMA HASTALIKLAR ERKEN YAŞA İNDİ’
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ayhan Atakan: Son vakitlerde kardiyoloji polikliniklerinde daha genç yaşta hastalarla karşılaşmaktayız. 45 yaş altı grubu hastalar eskisine göre daha sık denetimlere gelmekle birlikte, en küçük kuşkuda de tarafımıza başvuruyor. Genel olarak bu hasta grubunda, “Benim yaşlarımda Kovid-19 yani aşılardan sonra kalp krizleri daha sık görülmeye başladı” telaşının yaygın olduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), tarafından yayınlanan ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerinde gençlerde kalp krizine bağlı ölüm nedenlerinde artış olmadığı görülmüş. Sayılara bakıldığında 15-44 yaş aralığında 2011 yılından itibaren günümüze kadar sürede kalp krizine bağlı ölüm olaylarında istatistiksel olarak anlamlı artış görülmüyor. Gerçekten ölüm oranları artmamış olabilir ancak aynı yaş grubunda 15-20 sene önceye göre kalp hastalıkları gelişmesi, kalp krizi geçirme oranı açısından bir istatistik sunulmamış. Çünkü gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de sağlık hizmetine ulaşmanın kolaylaşması/yaygınlaşması nedeniyle kalp krizi sonucu ani ölüm oranları istatistiksel olarak düşüyor. Yaşlılığa bağlı vefatlar, kanser ile alakalı ölümlerin sıklığı artıyor. Son 20 yılda akut kalp krizi geçiren hastalardaki tedavi yaklaşımı son derece değişti. Gençlerde kalp krizi yaşlıların kalp krizine göre çok daha ölümcül olduğu göz önüne alındığında, kalp krizi geçiren genç bir hastaya hızlı ve etkin bir tedavinin ölüm oranlarını etkin bir biçimde düşüreceği aşikardır. Ülkemizde de bu tedaviye erişme süresi, son 20 yılda kardiyolog ve koroneranjiyografi yapılan merkez sayısı artırılarak önemli ölçüde azaltıldı.
Klinikte çalışan ve hasta bakan bir kardiyolog olarak gözlemimim, 45 yaş altında 20 sene öncesine göre kalp hastalıkları/kalp krizi geçirme sıklığının arttığı tarafındadır. Ancak ölüm oranları bahsettiğim gelişmelerden dolayı azalmıştır. Tütün eserlerindeki kullanımın küçük yaşlardan itibaren hâlâ çok yaygın olması, obezitenin küçük yaşlarda artık daha sık görülmesi, obeziteyle birlikte kolesterol, tansiyon yüksekliğinin ve şeker hastalığının çok daha erken yaşlarda başlaması kalp hastalıklarının erkenden gelişmesini tetikliyor. TÜİK’in yayınladığı 15-45 yaş aralığındaki yaş grubunda son yıllarda kalp krizine bağlı ölümlerde artış olmadığı istatistiğinin yanında, yine aynı yıllarda bu yaş grubunda gelişen kalp krizi sıklığının kıyaslandığı bir çalışma yapılması durumunda farklı bir sonuç çıkacağını ve kalp krizi sıklığının besbelli olarak arttığının görüleceğini gözlemlerime dayanarak düşünüyorum. Böyle bir istatistiğin yayımlanması çok önemli. Çünkü tahmin ettiğimiz gibi bir artış söz konusu ise bunun nedenleri araştırılmalı ve bu nedenlere yönelik toplum sağlığını düzeltecek önlemler alınmalı.
‘GENÇ YAŞTA STENT TAKTIĞIMIZ HASTALAR DA VAR, TEHLİKE BAŞKA’
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan: Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı ölüm verileri, bizim de hastanelerimizdeki kardiyoloji servislerinde gördüğümüz bulgularla örtüşüyor. Yani biz de böyle olduğunu düşünüyoruz. Farkındalık arttığı için şu anda daha fazla ses getiriyor. Günümüzde sosyal medya çok fazla kişi tarafından kullanılıyor. Birbiriyle çok fazla iletişim ve etkileşim içinde olan insanlar, medyayı da takip ediyor. Örneğin, bir iş yerinde 40’lı yaşlardaki bir kişi kalp krizi geçirdiği zaman herkes bunu duyuyor. Bu durumdan huzursuz olanlar hemen hastanelere gidip “Acaba bende de olur mu?” diye kendilerini kontrol ettiriyor. Yaşanan bu durum iş yerinde ikinci bir şahısta de olursa bu daha fazla büyüyor. Son yıllarda geçirdiğimiz Kovid pandemisi, daha sonraki aşılama süreçleri de insanların aklında, “Acaba kalp krizleri aşıdan dolayı mı veya pandemiden dolayı mı tetiklendi?” gibi de bir algı oluşturdu. Buna bağlı olarak bu tür spekülasyonlar dağ gibi büyüdü.
İlk kardiyoloji ihtisasıma 1997 yılında başladım. O yıldan bugüne kadar çok büyük kurumlarda, hasta sayısının çok yüksek olduğu hastanelerde görev yaptım. Bizim için aslında gelen hastaların yaş profillerinde çok fazla bir değişiklik olmadı. Gençler o vakitlerde da vardı, şimdi de var. Günümüzde teşhis ve tedavi yollarına ve tabibe ulaşmak çok daha kolay. Nüfusun artışına bağlı olarak hadise sayısı da artabilir. Sadece kalp krizi ölümlerden bahsetmiyorum. Kalp damar sistemi için risk faktörlerinin hepsi arttı. Çünkü sigara tüketimi arttı. Genç popülasyon kendisine iyi bakmıyor, obezitede artış yaşanıyor. Hareketsiz yaşamın yanı sıra stres kat sayısı arttı. İnsanlar kendilerine iyi bakmadıkları, gerekli denetimleri yaptırmadıkları, gerekli tedbirleri almadıkları, hastalığı önlemeye yönelik stratejileri uygulamadıkları zaman bu oranların artması zati kaçınılmaz. Ancak kalp krizi nedenli ölümlerde “Geçmiş yıllara göre 2-3 kat artış var” demek rasyonel değil. Öncelikle şunun farkında olmamız lazım. Şu an kalp damar sistemi hastalıkları dünyada tüm ölümlerin ana nedeni. Eskiden yaşlılık hastalığı olarak bilinirdi ancak artık genç popülasyonda da kalp damar sistemi hastalıkları var. Bizim genç olup da stent taktığımız, işte damarında önemli rahatsızlık tespit edip bypass’a yönlendirdiğimiz veya ilaç tedavisiyle takip ettiğimiz birçok hasta var.
‘KALP KRİZİNDEN PATIR PATIR GİDİYOR DİYE FEVERAN ETMEK DOĞRU DEĞİL’
Kalp damar sistemi hastalıkları önlenebilir hastalıklar arasında yer alıyor. Yani basit hareketlerle; kilo denetimi, sigarayı bırakma, daha düzenli ve gerilimden uzak bir yaşam stili, beslenme alışkanlıklarının iyileştirilmesi, egzersiz yapılması aslında birçok şeyi engelliyor. Gençler, “Bana bir şey olmaz, ben hastalığa yakalanmam, kalp krizi geçirmem” dememeli. Herkes geçirebilir ama bu durum önlenebilir. “Gençler kalp krizinden ölüyor, gidiyor. Patır patır dökülüyor” diye feveran etmek doğru değil. Çünkü bu doğru bir bilgi de değil. Gençlerin içerisinde risk kümelerinin belirlenmesi, gençlerin de riskli bir yaşam biçiminden uzaklaşması gerektiğini iyi öne çıkartmak lazım.
İletişim çağındayız. Maalesef sosyal medyada, internet ortamında da çok bilgi kirliliği var. Kalp damar sistemi hastalıklarını önlemek için kimisi farklı kürler öneriyor, kimisi hiçbir bilimsel temele dayanmayan farklı sistemler sunuyor. Ancak objektif yani bilimsel ispata dayalı bilgilerle hareket etmek gerekiyor. Esasen ülkemiz şu an sağlık alanında son derece iyi bir durumda, Sağlık Bakanlığı da bu konuda çok önemli çaba gösteriyor. Sağlık Bakanlığı’nın, sağlık otoritelerinin, güvenilir üniversitelerin, bilim dünyasının görüşlerine hürmet duymak, onları takip etmek zorundayız.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Tüp Bebekle Diyabet ve Tansiyon Tarih Oluyor
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.