36,5258$% 0.18
37,9814€% -0.3
3.349,62%-0,47
5.486,00%-0,68
21.875,00%-0,66
2.854,57%-0,65
9.658,72%-0,85
DOLAR 36,5258
EURO 37,9814
ALTIN 3.349,62
BİST 100 9.658,72
İmsak 02:00
Luisa Toscano göğüs kanseri olduğunu öğrendiğinde afallamıştı.
“Tamamen beklenmedikti” diyor 38 yaşındaki Brezilyalı iki çocuk annesi.
“Gençtim, sağlıklıydım, fittim ve hiçbir risk faktörü taşımıyordum. Benim başıma bu gelmemeliydi. İnanamadım. Kanser, benim gerçekliğimden çok uzak görünüyordu.”
Mart 2024’te Luisa’ya kanserin çoktan ilerlediği anlamına gelen, üçüncü evre teşhisi kondu.
Luisa dört buçuk aydan uzun süre kemoterapi gördü, ardından göğsünün bir kısmının alındığı bir ameliyat oldu, son olarak da radyoterapi aldı.
Luisa’nın Ağustos’ta tedavisini tamamlamasına rağmen, kanserinin yeniden nüksetmesini engellemek için hala ilaç alması gerekiyor.
“Kemoterapi agresifti ama bedenim iyi dayandı” diyor Luisa. “Bunu da aktif bir yaşam şeklim ve genç, sağlam bir bedenim olmasına bağlıyorum.”
Sonra sıra ameliyata geldi.
“Çok şükür ki göğsümün tamamının alınması gerekmedi. Saçlarımın dökülmesi, en zor kısmıydı. Her şey o kadar hızlı ve yoğun bir şekilde oldu ki. Aynaya baktığımda ürküyordum ve bu çocuklarımı da etkiliyordu.”
Brezilyalı, 38 yaşındaki iki çocuk annesi Luisa Toscano, kanser teşhisini duyduğunda afalladığını söylüyor.
Luisa’nın hikayesi çeşidinin tek örneği değil, hatta küresel bir eğilime dikkat çekiyor:
Genç yetişkinler arasında kanser oranı artıyor, bir birçoklarının ailesinde kanser hikayesi olmamasına rağmen.
Biyolojik, çevresel ve yaşam biçimine bağlı sebeplerden dolayı kanser yaşı daha ileri şahıslarda daha sık görülüyor. Örneğin, yaşlanmak hücre bölünmelerini hızlandırarak mutasyonun birikmesine, dolayısıyla da yüksek kanser riskine yol açıyor.
Dolayısıyla onkologlar uzun süredir erken yaşta kanser hadiselerini genetik faktörlere bağlıyorlardı. Göğüs kanserindeki BRCA1 ve BRCA2 mutasyonları bunun bir örneği.
Ancak Luisa gibi genetik eğilim göstermeyen hastaların sayısı gitgide artıyor.
Artan vakalar
BMJ Oncology mecmuasında geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir araştırmaya göre 1990-2019 arasında 50 yaşın altındaki yetişkinlerde erken kanser hadiseleri %79 artarken, kanserle alakalı vefatlar de %28 arttı.
Araştırma 204 ülkede 29 kanser tipini inceliyordu.
The Lancet Public Health mecmuasında yayımlanan bir başka araştırma da ABD’de 17 kanser tipinin jenerasyondan nesle yaygınlaştığını, bu artışın özellikle de (1965 ve 1996 yılları arasında doğan) X ve Y Kuşağı’nda yaşandığını gösterdi.
Amerikan Kanser Vakfı’nın (ACS) yeni bir çalışmasına göre ise 2012- 2021 arasında 50 yaş altındaki beyaz kadınlarda göğüs kanseri yıllık bazda %1,4 artarken, bu oran 50 yaş ve üstü kadınlarda ise %0,7 oldu.
BMJ Oncology araştırmasına göre genç yetişkinler arasında geniz, mide ve kalın bağırsak gibi diğer kanser tipleri de arttı.
Kırmızı et, sodyum, alkol
Araştırmacılar bu durumun sebeplerini bulmak için çalışıyorlar, ancak Lancet araştırması artışın, kanseri engellemeye yönelik on yıllardır elde edilen kazanımları geri çevrilebileceği uyarısında bulunuyor.
BMJ Oncology ve Lancet araştırmalarına göre yüksek miktarda kırmızı et ve sodyum içeren, ancak gereğince meyve ve süt olmayan beslenme ile alkol ve tütün kullanımı, bilinen şüphelilerden bazıları.
Dünya Sağlık Örgütü de obezitenin, enflamasyon ve hormonal bozulma sebebiyle, yüksek kanser riski ile yakından alakalı olduğunu söylüyor.
Lancet’in çalışması ABD’deki genç yetişkinlerde görülen her 17 kanser hadisesinden 10’unun obezite ile irtibatlı olduğunu gösteriyor. Böbrek, yumurtalık, karaciğer, pankreas ve safra kesesi kanserleri bunlar arasında.
Ancak bu faktörler hadiselerin tümüne açıklık getirmiyor.
Luisa ailesinin dayanağının kanserle mücadelesinde kritik rol oynadığını söylüyor
Diğer faktörler
Bilim insanları bu duruma katkıda bulunan başka etkenleri de araştırıyor.
Bazı uzmanların savına göre elektronik aygıtlar ve sokak lambalarından yayılan yapay ışığa daima maruz kalmak biyolojik saati aksatıyor, dolayısıyla da göğüs, kalın bağırsak, yumurtalık ve prostat gibi bazı kanser çeşitlerinin riskini artırıyor.
Başka çalışmalar da gece mesaisinde çalışarak ışığa maruz kalmanın melatonin düzeylerini yükselttiğini, dolayısıyla da kanser yayılımını teşvik ettiğini öne sürüyor.
Yeni Zelanda’da yaşayan cerrah Frank Frizelle Haziran 2023’te mikroplastiklerin mesane kanserindeki rolünün araştırılması çağrısında bulundu. Frizelle mikroplastiklerin bağırsaktaki mukus katmanına zarar verdiğini öne sürdü.
Başka araştırmacılar da emülgatörler ve gıda boyaları gibi ögelerle aşırı işlem görmüş besinlerdeki katkı unsurlarının bağırsak iltihabını artırabileceğini ve DNA’ya zarar verebileceğini savunuyor.
Amerikan Kanser Araştırmaları Derneği’ne göre bağırsaklardaki aksaklıklar sırf bağırsak kanseriyle değil, göğüs ve kan kanseri ile de bağlı.
Antibiyotik kullanımı
Bazı araştırmacılar da bağırsaklardaki mikrobiyomları bozduğu için, özellikle küçük çocuklarda antibiyotik kullanımındaki artışın da sorumlu olabileceğini düşünüyor.
Antibiyotik kullanımı 2000 yılından beri küresel çapta yaklaşık yüzde 45 arttı. 2019 yılında yayımlanan bir araştırmada İtalyan bilim insanları antibiyotik kullanımındaki artışın akciğer kanseri, lenfoma, pankreas kanseri, böbrek hücreli karsinom ve çoklu miyelom ile kontaklı olduğunu öne sürdü.
BMJ Oncology araştırmasının muharrirlerinden, İskoçya’nın Edinburgh Üniversitesi’nde bağırsak ve rektum cerrahisi ile proktoloji Profesörü Malcolm Dunlop nesilden jenerasyona uzunluk ortalamasının artmasının bile kanser olaylarındaki artışta rol oynayabileceğini söylüyor.
Dr. Dunlop, “Dünya çapında, genelde insanlar uzuyor… ve uzunluk ile bağırsak kanseri gibi bazı kanser cinsleri arasında kuvvetli bir doğru orantı var” diyor.
Kanser riskini daha fazla hücre sahibi olmaya, doğal olarak bedenimizde üretilen büyüme hormonuna maruz kalmaya ve kolon yüzeyinin artmasıyla mutasyon fırsatlarının çoğalmasına bağlıyor.
Dünyanın önde gelen kanser genetiği uzmanlarından Dr. Dunlop erken kanser vakalarının tek bir sebepten değil, birkaç faktörün bir araya gelmesinden doğduğunu, ancak bunları tespit etmenin zor olduğunu söylüyor.
Dr. Dunlop ayrıca “Vakalar göreli artsa bile mutlak risk düşük kaldığı için” genç nesillerde kanser taraması yapmanın maliyet manasında makul olmadığı görüşünde.
ABD Ulusal Kanser Enstitüsü’ne göre kanser teşhislerinin %80’i 55 ve üstü yaştaki şahıslara konuluyor.
Pratisyen doktorlara çağrı
Ancak bu durum Uluslararası Kanser Kontrol Birliği gibi büyük kuruluşları, genç hastalardaki belirtilerin, göz gerisi edilmemesi için pratisyen tabipler arasında erken yaştaki kanser olaylarındaki artışı çalışmaya yöneltti.
Brezilya Klinik Onkoloji Topluluğu Başkanı Dr Alexandre Jácome “60 yaşının üzerindeki bir kişi dışkılama zorluğu, yorgunluk ve şişkinlik bildiriyorsa doktorlar bu semptomları ciddiye alarak ayrıntılı tarama istiyorlar. Ancak 30’lu yaşlarında, aktif ve yaygın kolorektal kanser profiline uymayan birinin durumunda bu semptomlar ufak rahatsızlıklar olarak göz arkası edilebilir” diyor.
Brezilya Klinik Onkoloji Topluluğu Başkanı Dr Alexandre Jácome erken kanser vakalarının uzun vadeli etkileri konusunda endişeli.
Geç teşhisin de hayatta kalma talihini tehlikeye attığını ekliyor.
“Bunlar hayatının baharında, aile kuran, yaşamak için tüm sebepleri olan kişiler. Kanser teşhisi hem onları, hem de sevdiklerini sarsıyor” diyor.
Dr. Jerome genç hastaların agresif tedavi prosedürlerine daha toleranslı olduğunu, dolayısıyla da iyileşme talihlerinin yükseldiğini belirtiyor.
Dr. Dunlop da erken kanser vakalarının uzun vadeli tesirleriyle ilgili endişe dile getiriyor.
“Bu kanserlerden etkilenen gençler bu riskleri ileri yaşlarına da taşıyabilirler,” diye uyarıyor.
“Bu gelecekte yaşanacak endişe verici bir artışın habercisi mi, yoksa sadece bir şeye maruz kalan bir yaş grubu mu?” sorusuna dikkat çekiyor.
Hayatı değiştiren deneyim
Kanser tedavisi geçiren Luisa şöyle konuşuyor:
“En zoru hem zor günleri, hem de sevinçli günleri eş derecede kabullenmekti. Karanlık hisler geldiğinde, akıp gitmelerine izin verdim. Güçlü hissettiğimde, o anların da geçeceğini bilerek değerlerini bildim.”
Diğer insanlara tavsiyesi ise şu:
“Her gün ile teker teker yüzleşin. Bedeninizi dinleyin. Bazı günler yapabileceğiniz en iyi şey dinlenmek ve bunda bir sorun yok.
“Kanser yanında bir gölge getiriyor, ama sizi tanımlayan şeyin o olması gerekmiyor. En zor zamanlar bile yaşam, gelişim ve anlam içeriyor.”
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Güney Kore’den Küba’ya İlk Büyükelçi Ataması
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.