32,7008$% 0.16
35,1286€% 0.08
2.448,86%0,06
3.986,00%-0,37
15.967,00%-0,37
2.327,70%-0,17
10.357,59%0,14
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO), bu yıl 20’incisi hazırlanan ve 2024-2033 yıllarını kapsayan Ziraî Görünüm raporu yayımlandı.
Buna göre, son 20 yılda özellikle düşük ve orta gelirli ekonomilerdeki nüfus ve gelir artışına bağlı olarak ziraî ürün tüketimi artış gösterdi. Teknoloji ve inovasyondaki ilerlemeler ve doğal kaynak üretimindeki büyümeyle bu ülkeler üretimlerini de hızla artırırken, ziraî üretim ve tüketim noktalarının kayması bu periyotta uluslararası tarım ticaret modellerinde değişikliğe yol açtı.
Bu değişikliklerin etkisiyle, küresel tarım ve balıkçılık ürünleri toplam tüketiminin, büyük ölçüde düşük ve orta gelirli ülkelerde olmak üzerek, gelecek 10 yıl içinde yıllık yüzde 1 büyümesi bekleniyor. Küresel gıda tüketiminin ise bu devirde nüfus ve gelir artışına bağlı olarak yıllık yüzde 1,2 artacağı hesaplanıyor.
Çoğu bölgede, hayvansal kaynaklı besinlerin hissesinin artması ve bunun sonucunda hayvancılık üretiminin genişlemesi, bu büyümeye bağlı olarak da eserlerin yem olarak kullanımındaki büyümenin doğrudan gıda kullanımındaki artışı geride bırakması bekleniyor.
TÜKETİMDEKİ BÜYÜMENİN YÜZDE 31’İNİ GÜNEY ASYA VE HİNDİSTAN OLUŞTURACAK
Küresel gıda ve ziraî tüketimin büyümesinde Çin’in yüklü etkisi ise giderek azalıyor. Çin’in son 10 yılda küresel tüketim artışında yüzde 28 olan hissesinin gelecek 10 yılda yüzde 11’e düşeceği tahmin ediliyor. Bu düşüşte ülkedeki beslenme alışkanlıklarının oturması, daha yavaş gelir artışı ve azalan nüfusun etkili olması bekleniyor.
Küresel gıda ve ziraî tüketimde Çin’in azalan tesirine rağmen, artan kent nüfusları ve refah seviyelerine bağlı olarak, Hindistan ve Güney Doğu Asya ülkelerinin küresel tüketimdeki hisselerini gelecek 10 yılda büyüyeceği ve 2033 itibarıyla küresel tüketim artışının yaklaşık yüzde 31’ini oluşturacağı tahmin ediliyor.
ULUSLARARASI TOPLUM “SIFIR AÇLIK” AMACINDA SINIFTA KALABİLİR
Rapora göre, orta gelirli ülkelerde kalori alımının büyük ölçüde temel gıda maddeleri, hayvansal ürünler ve yağların daha fazla tüketilmesi nedeniyle 10 yılda yüzde 7 artması bekleniyor.
Düşük gelirli ülkelerde ise yüzde 4 olarak öngörülen bu oran, uluslararası toplumun 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gayeleri kapsamında “sıfır açlık” gayesine ulaşamayacağını gösteriyor.
Ayrıca, bu ülkelerdeki gelir kısıtları, hayvansal ürünler, balık ve su ürünleri, zerzevat ve meyvelere dayalı daha besleyici ve protein açısından zengin diyetlere geçişi engellerken temel besinlere olan bağımlılığın sürmesine yol açıyor.
DOĞU AVRUPA’DA ÜRETİMDEKİ BÜYÜMEYE TÜRKİYE LİDERLİK EDECEK
Rapora göre, dünya nüfusunun yüzde 12’sinin yaşadığı ve Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa ve Orta Asya bölgesinin küresel gıda ve ziraî üretimdeki payı 2033 itibarıyla yüzde 14 azalabilir.
Bu düşüşte, Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle Ukrayna’nın üretim kapasitesinin zarar görmüş olması ve Avrupa Birliği’nin (AB) sürdürülebilir konusuna odaklanması etkili olabilir.
Bu kapsamda bölgenin ziraî ve balık üretiminin net bedelinin 2033’e kadar 2021-2023 dönemine kıyasla sadece yüzde 7 artacağı hesaplanıyor. Bu oran, son 10 yılda görülen büyümenin yarısından daha az ve Avrupa’daki üretimdeki önemli bir yavaşlamaya işaret ediyor.
Ukrayna’nın 2033’e kadar tarihi üretim kapasitesine ulaşılacağı varsayılsa da bölgedeki toparlanmanın yavaş olması beklenirken, Doğu Avrupa’da üretimdeki büyümeye yüzde 25 ile Türkiye’nin liderlik edeceği öngörülüyor. Türkiye’yi ise üretim artışındaki yüzde 7 payı ile Rusya’nın takip etmesi bekleniyor.
Batı Avrupa’da ise üretim artışının 2033’e kadar sadece yüzde 1,6 düzeyinde kalacağı ve Orta Asya’da Kazakistan’daki hızlı genişlemenin etkisiyle yüzde 24’lük bir büyüme görüleceği tahmin ediliyor.
GIDA İSRAFI VE FİYATLAR
OECD-FAO görünümüne göre, gıda israfının 2030’a kadar yarıya indirilmesi, dünyada tarım sektörü kaynaklı sera gazı emisyonlarının yüzde 4 ve yetersiz beslenen insan sayısının 153 milyon azaltılmasını sağlayabilir.
Gelecek 10 yılda uluslararası referans gıda fiyatlarında ise hafif bir düşüş öngörülüyor lakin bu durum yerel perakende gıda fiyatlarına yansımayabilir.
Uluslararası referans fiyatlarındaki muhtemel değişimler, enflasyon, lojistik ve sürece maliyetleri nedeniyle yerel perakende fiyatlarında aynı şekilde görülmeyebilir. Bu nedenle, yerel şartların bu şekilde berbatlaşması geçim kaynaklarını zorlayabilir ve hassas durumdaki tüketicilerin gıda güvenliğini tehdit edebilir.
Gözler Çarşamba Gününde: Uzman İsim Kritik Gün Diyerek Açıkladı!