DOLAR

32,6693$% 0.06

EURO

35,1372% 0.11

GRAM ALTIN

2.440,34%-0,29

ÇEYREK ALTIN

3.997,00%-0,12

TAM ALTIN

16.010,00%-0,14

ONS

2.327,91%-0,16

BİST100

10.349,92%0,06

Akşam Vakti a 20:44
Bursa AÇIK 31°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

‘Giderlerse Gitsinler’ Denen Doktorlar Neden Avrupa’ya Göçtüklerini Anlattı:

ad826x90

Hekimlerin yurtdışına göçü ve kamudan kaçışı sürerken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hekimlerin artık kamuda çalışmayı tercih ettiğini savunarak “Yurtdışına giden arkadaşlarımız da geri dönmek istiyor” yorumunu yapıyor. Bir yandan sağlık işçilerinin sıhhatte şiddet, mobbing (yıldırma), zorlu çalışma şartları, düşük fiyatlar, özlük hakları için isyanı sürüyor; diğer yandan iktidar kanadı sıhhatte toz pembe bir tablo çiziyor. Türkiye’den Almanya’ya bir yıl önce göç eden anestezi hekimi Görkem Usta, gidiş sürecini ve sağlık çalışanlarının neden yüzünü Avrupa’ya döndüğünü Cumhuriyet’e anlattı.

Giresun doğumlu Usta, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 2019’da bitirdi. Şimdi 3. sınıftayken bir B planı olması gerektiğini hissederek Almanca öğrenmeye başlayan Usta, şunları söyledi:

“Yeni çalışmaya başlamış bir tabip olarak direkt pandemiyle karşılaşınca çok kötü bir periyottan geçtik. Sonrasında sağlık çalışanlarına karşı nefretin artması… Şubat ayında yaşanan deprem…Deprem periyodundaki ayrımcılık… O hava beni çok yıldırdı. O şekilde buraya gelmeye karar verdim.”

Ailesinin Türkiye’de kaldığını kaydeden Usta, “Türkiye’de asistan doktor olarak üç hafta yıllık müsaadem vardı. En iyi ihtimalle ailemi yılda bir hafta görebiliyordum. Ama burada 6 hafta yıllık müsaadem var” diye konuştu.

‘KOCA’NIN PARA VURGUSU YANLIŞ’

Bakan Koca’nın göç eden sağlıkçılara yönelik yaptığı para sayma işaretini anımsatan Usta, “Doktorların para için Almanya’ya geldiğini çok vurguluyor. Türkiye’de bir özel hastanede anestezi uzmanı olarak çalışıyor olsam, buradaki kazandığımdan daha fazla kazanabilirim. Lakin daha fazla kazanacağım için şu an Türkiye’deki bir hastanede çalışmak istemem. İnsanlar 2 kat maaş verilse huzursuz bir ortamda çalışmak istemez” dedi.

FEDAKÂRLIK GEREKSİZ

İşyerindeki geriliminin Almanya’da yüzde 80-90 azaldığını kaydeden Usta, “Burada çarpışık bir alt-üst alakası yok. Meslekten gelen ekstra mesaiye yönelik ‘Doktor kolay olunmaz, fedakârlık yapacaksın’ biçiminde bir bakış açısı yok” ifadelerini kullandı. Usta, “Türkiye’de asistan doktor olarak giriş saatiniz aşikardır, çıkış saatiniz belli değildir. Bunun da hiçbir maddi karşılığı yok. Kendi boş vaktimi planlayamadıktan sonra çalışmamın çok bir anlamı yokmuş gibi hissetmeye başlamıştım” diye konuştu.

Almanya’daki nöbet sistemini anlatan Usta, “Burada nöbet sisteminde en fazla 24 saat çalışabiliyorsunuz ve Almanya’da bu süre çok bulunuyor” değerlendirmesinde bulundu. Usta, “Eleman eksiği olmasına rağmen birçok klinikte o günün nöbetçisi öğlenden sonra 2 gibi geliyor işe. ‘Gece nöbetçisi öğlenden önce dinlensin’ diye düşünülüyor. Benim şu an çalıştığım klinikte 24 saat nöbet tutuyorlar” dedi.

Türkiye’de anestezistlere “nöbet sonraki izin zorunluluğu” gelmesine rağmen birçok meslektaşının 36 saat mesai yaptığına işaret eden Usta, “Resmi Gazete’de ‘24 saat çalıştırılan doktorun dinlendirilmesi zorunludur’ formunda yazılmasına rağmen klinikler bunu uygulamıyor Türkiye’de” dedi.

HER GÜN ARTIYOR

Koca’nın “doktorların geri döndüğü” tarafındaki argümanlarına yönelik Usta, “Ben etrafımda hiç geri dönen duymadım. Tam aksine Türkiye’den her geçen gün daha fazla insan geliyor” dedi. Usta, “Evrak toplama sürecinde valilik işçisi bile ‘Sen orada 3 kuruşa geçinebilecek misin’ diyordu. Bana kalırsa bu yaratılmaya çalışılan bir algı” dedi.

Almanya’daki sağlık sistemini anlatan Usta, “Burada aile hekimliği sistemi çok iyi işliyor. ‘Boğazım ağrıyor, ateşim çıktı’ diyen bir hasta bulamazsınız hastane koridorunda” diye konuştu. Türkiye’deki açık randevu sistemini de eleştiren Usta, “Sadece canınız sıkıldığı için randevu sisteminden bir randevu alabilirsiniz. İnsanlar bu yüzden sahiden gereksinimleri olduğunda randevu bulamıyorlar” dedi.

‘AMELİYATHANE KAPANIR’

SAĞLIK TEŞKİLATLARINDA ERKEK EGEMENLİĞİ

AKP devrinde sağlık teşkilatlarındaki “ayrıcalıklı koltuklar” gündemdeki yerini korurken Sağlık Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatlarının idaresinde kadınların kendine yer bulamaması da sağlıkçıların reaksiyonuna neden oluyor. Merkezi teşkilatta 1 bakan, 4 bakan yardımcısı ve 14 genel müdür ve kurum liderinin hepsinin erkek olması dikkat çekti. Merkezi teşkilatta üst idarelerde hiç kadın yer almazken taşra teşkilatında da 81 ilin sağlık müdürlerinin 79’u erkek, sırf 2’si kadın. Kadın yöneticiler de Denizli ve Kırklareli il sağlık müdürü olarak görev yapıyor.

Merkez ve taşradaki toplam yönetici sayısının sadece yüzde 2’si kadın olmasına tepki gösteren sağlıkçılar, “Çalışanların yüzde 57’sinin kadın olduğu teşkilatta üst yöneticilerin sadece yüzde 2’sinin kadın olması, ‘ne sorun tespitinde ne de sorun tahlilinde bir adım yol alabilen teşkilat haline gelmemizi’ de açıklıyor” eleştirisini getiriyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası (SES) İşyeri Temsilcisi Kubilay Yalçınkaya, “Sözleşmeli yöneticilik, erkek yöneticiliği sağlık sisteminde hâkim kılıyor. Liyakatin olmadığı, meslek unsurunun göz arkası edildiği, sınav ve objektif unsurlarla değerlendirmelerin olmadığı, tek belirleyicinin siyasi partiler olduğu ortamda kadın yöneticiler makamlarda yer bulamıyor” dedi.

Objektif kriterlerin olmadığı, kapalı, siyasi biat asıllı mülakatların temel alındığı atama usulünün, kadın istihdamını ve işyerinde kadınların meslek hakkını gasp ettiğini vurgulayan Yalçınkaya; “Nasıl kamuya girişte objektif kriterle yapılan imtihanda kadın erkek dağılımı istikrarlı dağılıyorsa ve görev yapan sağlık işçileri arasında bu denge mevcutsa objektif kriterle meslek prensibi ile belirlenecek yönetici dağılımında da bu istikrarın oluşması gerekirdi. Lakin kadın temsiliyeti maalesef yüzde 2” değerlendirmesinde bulundu. Yalçınkaya, “Bu tablo dahi mülakat ve gibisi vazifede yükselmede, kamuda süzgeçlerin neye hizmet ettiğini ve sonucunun ne olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle tüm atama ve misyonda yükselmelerde mülakattan sözleşmeli yöneticiliğe itiraz ediyoruz” diye konuştu.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Kurban Bayramı Tatilcileri Tekirdağ Kıyılarına Akın Etti

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.