Seray Şahinler – Akbank Sanat’ın genç sanatkarlara destek olmak için 42. kez düzenlediği Günümüz Sanatkarları Mükafatı Müsabakası sonuçlandı. “Gelecek-geçirmez” temasıyla düzenlenen müsabakada, heyetin değerlendirmesi sonucu seçilen 22 eser sergide buluştu. Toplumsal hayattan iklim değişikliğine kadar günümüz sorunlarına eğilen sergiyi, küratörü Aslı Seven’den dinledik.
■ Günümüz Sanatkarları Mükafatı kapsamında nasıl bir seçki sunacaksınız?
Bu sene açık davetin teması “Gelecek-Geçirmez: Prova, kanıt, direnç” başlığı altında derlediğim, bugün toplumsal, ekonomik ve altyapısal seviyede gelecek tahayüllerimizi şekillendiren risk tahlili ve öngörü tekniklerini eleştirel bir açıdan sorgulayan bir metinden oluşuyordu. Seçki, iki temel yönelim etrafında şekillendi: Belgesel prosedürler kullanan, arazi ve doğal kaynakların kullanımı, iklim değişikliği, kuraklık, göç hareketlerinin izleri gibi çeşitli mevzularla sanatsal araştırma metotları kullanarak ilgilenen işler ve spekülatif teknikler kullanarak insan çeşidinin ve lisanın gelecek evrimlerine, çeşitler arası bağlantıların dönüşümlerine dair önermelerde bulunan işler.
■ İşleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha çok hangi bahislere tartı verdikleri görülüyor?
Sergide toplam 22 sanatçı var. Heyet üyeleri ile birlikte itina gösterdiğimiz bir konu mecra kullanımı ve dağılımı oldu. Yer içinde bir araya geldiklerinde anlamlı bir bütün oluşturabilecek, video, fotoğraf, fotoğraf, kolaj, heykel ve kitap gibi mecralara yayılan, beton, dokuma, üç boyutlu baskı, cam, pamuk gibi hem organik hem endüstriyel çeşitlilikte materyaller ve teknikler kullanan işler buluştu. Türkiye’nin son yıllarda geçirdiği çeşitli toplumsal ve coğrafik dönüşümlere hem aktüel hem tarihi perspektiften bakan işlerle birlikte ‘spekülatif’ olarak tanımladığım, tipler arası ortak evrim potansiyellerini irdeleyen, gelecekte dilimizin nasıl evrilebileceğine dair önermeler içeren, imge ve dil üretimi süreçlerinde yanlışa ve kazaya yer vererek araçların failliğini ön plana çıkaran işler tartıda diyebilirim.
■ Genç sanatkarların işlerine baktığımızda ortak kaygılardan, üsluplardan bahsetmek mümkün mü?
Sanat ve ekoloji kesişimi önemli bir ortak sıkıntı. Bu birçok sanatkarın üretiminde farklı hallerde irdeleniyor: Serenay Gülyağcı’nın heykel çalışmasında olduğu gibi figüratif diyebileceğim yaklaşımlarla veya Beyza Durhan’ın biyoplastik kullanımı gibi organik kaynaklı gereçlerin sanat üretimi için kullanımı söz konusu olabiliyor. Can Yıldırım, Kıvılcım Güngörün ve Yusuf Özcan’ın çalışmalarında transhümanist yaklaşımlardan bahsetmek mümkün. Göç hareketleri, hem tarihi hem şimdiki bağlamlarıyla başka bir ortak dert. Örneğin Tekin Karakuş’in görüntülerinde bunu izleyebiliyoruz. Başka bir önemli ortak nokta ise sanatsal üretimde, örneğin imge üretmek veya depolamak için kullandığımız teknolojik altyapının failliği ile ilgilenen yaklaşımlar. Bunu da Nejbir Erkol ve Baran Efe Öztürk’ün fotografik çalışmalarında görmek mümkün.
Sergi 31 Temmuz’a ziyarete açık olacak.
Görünürlük açısından çok önemli
■ Bu yarış ve stantların, genç sanatkarların isimlerini duyurmasındaki rolü nedir?
Günümüz Sanatkarları standı 40 yılı aşkın bir müddettir düzenleniyor. Bu standın yaratmış olduğu bir süreklilik ve kurumlaşmadan bahsetmek mümkün. Bu transferin genç sanatkarların tecrübe kazanması, izleyici ile ilişki kurması ve diğer kurumlar tarafından görünürlük kazanması için önemli bir çerçeve oluşturduğu kesin. Aynı zamanda bu sergide Türkiye’nin birçok farklı kentinden sanatkarlar bir araya geliyor ve birbirleriyle tanışıyorlar, birbirlerinin işlerini görüyor ve yorumluyorlar. Kurulum günlerinde ve açılış sonrası konuşma etkinliklerinde derinleşebilen diyaloglar oluşuyor. Sanatsal bir meslek için aynı jenerasyondan, benzer sıkıntıları ve farklı sistemleri benimseyen sanatkarlar arasında kurulan destek ağlarının da çok önemli bir rolü var.
13:12
