34,5600$% 0.15
36,2279€% -0.1
2.979,50%0,60
5.076,00%0,66
20.242,00%0,66
2.686,83%0,57
9.367,77%3,72
Anı Ekin Özdemir (Sanatçı/Yazar)
Fotoğraflar: Nazlı Erdemirel
Defne Cemal’in ilk kişisel standı ‘Nemli Mavi’, OG Gallery’de seyirciyle buluşuyor. Cemal’in bu stanttaki yapıtları yarı saydam pigment katmanlarını zamanla üst üste harmanlayarak tuval ve boyanın dengeleyici diyaloğuna bırakıyor.
Üretimlerinin yanı sıra, 2021’den bu yana, ressam Zach Hodges ile birlikte kurduğu ve yabancı sanatkarlara Türkiye’de görünürlük sağlayan Kiralık Depo isimli sanat alanını da işleten Defne Cemal, bu ilk kişisel standına dair soruları yanıtladı.
“Güvercin mavisi Almanya’da binaları boyarken çok kullanılıyor.”
– İlk kişisel standın ismi Nemli Mavi ile başlamak istedim, mavinin yanında kahverengi ve beyaz pigmentin varlığı hem toprağın hem de gökyüzünün nemine yaklaştığımız bir his sunuyor. Aynı zamanda daha duygusal olarak nemli, mavi olma gibi bir açıdan da düşündürdü beni fotoğraflarla karşılaşmak. Senin için nemli mavi nasıl bir hal ve his ile çıktı?
Öncelikle, dediğin doğru, mavinin içindeki kahverengi her zaman rengi topraklaştırır ve natürel bir etki yaratır, beyazı eklemek de tam tersine yapaylaştırır ve biraz daha opaklaştırıcı bir etki yaratır.
Benim için mavi olma hallerinin örnek dünyaları gibi bütün fotoğraflarım, aynı maviyi tahminen de hiçbir zaman bulmak mümkün değil. Maviyi Almanya’da bir stant yaptığımda buldum, hatta ona ithaf ederek güvercin mavisi koydum bir işimin ismine.
Almanya’da binaları boyamak için çok kullanıyorlar güvercin mavisi denilen rengi. Grimsi bir mavi, güvercinin gövdesindeki bir tüyün renginden geliyor ismi. Benim de standımı yaptığım yerin tabanı o maviye boyanmıştı, yerle ve yerle ilişkilendirmek istediğim işlerimin, “katlamalar”ın duvarda bıraktığı gölgelerini o maviye boyamıştım. Benim için en heyecan verici anlardan biriydi çünkü işimin başka bir boyuta geçtiği ve istediğime yaklaştığımı belirleyen bir andı. O nemli maviyi baz alarak ilerleme hissini kaydettim ve sonrasında mavi serisine başladım.
Tek Çizgili , 2024, tuval üzerine pigment, 130×140 cm
– Her ne kadar düzenli, günlük bir pratik olsa da bir yaratımı tetikleyen de bazı müsabakalar oluyor. Senin için özünde bir resme başlamanı tetikleyen nedir?
En çok ilham aldığım anlar talih anları oluyor, onları yakalayabilmek için de her gün fotoğraf yapmaya devam etmek lazım. Bir yere varabildiğim, sonuç alabildiğim anlar çoğunluklukla tetiklendiğimde oluyor dediğin gibi. Bu tetiklenmeyi teşvik etmek için atölye içinde daima işlerimin yerlerini değiştirmek, işimi başka bir açıda başka bir duvarda görmek işe yarıyor. Pigmentle çalıştığımdan beri resmi çoğunlukla yerde yapıyorum, akmasın ve tuvale olabildiğince sinsin boya diye. Tabandaki tuvale bazen başka türlü bir ışık yanısyor ve farklı bir form yaratıyor fotoğraf yüzeyinde,
o anı fotoğrafla kaydedip sonraki fotoğrafımda benzer bir sistem uygulamaya çalışabiliyorum. Dış faktörlerin yönlendirdiği anlar bahsettiğim baht anları, her şeyin bir anda birleştiği ve bütünleştiğini hissedip fotoğrafın gidişatını kavradığım an. İyi bir fotoğraf olacağını öyle anlıyorum.
Fold – 6 (mat sıcak), 2024, alüminyum üzerine kağıt sıvama üzerine yağlı boya, 30x50cm
“Resmin etrafında geçirdiğim zaman, aktif olarak elimi kullandığım vakitten daha değerli oluyor.”
-Bunları takiben hemen merak ettiğim ise yapıtlarında değişen hisler, yoğunluklar, darbeler, dokular da belli bir duygusal durum, mevsim veya düşünce ile ilişkileniyor mu?
Reseptif olmaya çalışmanın düzeylerinden kaynaklanıyor olabilir resmimdeki yoğunluk ve hafiflikler. Ne kadar sabırlı, vaktimi alarak çalışırsam güya yaratmaya çalıştığım denge aslında fotoğrafın özüne işliyor. Hızlı hareket ettiğimde ise katmanlar kalınlaşıyor ve fazlalaşıyor, böylece yoğunlukla dengeyi bulmaya çalışıyorum hafifliktense. İnce nüanslarara odaklanabilmek için fotoğrafın etrafında geçirdiğim zaman, aktif olarak elimi kullandığım vakitten daha değerli oluyor. İşimin yüzde doksanı bakmak ve yüzde onu elimi kullanmak.
“Benim için yirminci yüzyılın soyut yıldızları Agnes Martin ve Mark Rothko.”
– Böyle lisanın ötesine geçen bir pratikte buraya gelirken etkilendiğin sanatkarları da merak ediyorum.
Benim için yirminci yüzyılın soyut yıldızları Agnes Martin ve Mark Rothko her açıdan takip ettiğim ve her zaman etkileneceğim sanatkarlar. İşleri fikir ve zamansızlıkla dolu, ve bunları insan elini olabildiğince göstererek yapıyorlar. Sessizliğe ve ışığa odaklanmak ama aynı zamanda bu kadar ferdi insan psikolojisini yansıtan eserler çıkartabilmek çok özel bir şey.
Mark Rothko, “Entrance to Subway” (Metroya Giriş); 1938
Onun dışında günümüzde aktif olarak çalışan sanatkarlardan Olga Balema; üç boyutlu çalışıyor olsaydım böyle işler yapardım herhalde, yoklukla varlık arası işleri var.
Bir de ve yine algı ve fotoğraf arasındaki alakayı inceleyen Nathalie Provosty var. Fotoğrafta lisanın ötesine geçmek dediğin bir hissi veya duyguyu, kompozisyondaki insanı, nesneyi, peysajı çıkartınca ne kalıyor, onunla ilgilenmek demek güya. Bütün bu sanatkarlar da bir açıdan onu yapıyor.
– Etkilendiğin sanatkarlardan bahsetmişken resme nasıl başladın veya fotoğrafla nasıl tanıştın, hatırladığın net bir anı var mı? Tahminen biraz eğitiminden, fotoğrafta geçtiğin süreçlerden de konuşabiliriz.
Resime olan yeteneğimi, çizimle çok küçük yaştan beri ilgilenen yakın arkadaşlarım farketti ve beni daima motive ettiler. Lisede atölyeye başladım ve üniversite başvuruları için portfolya hazırladım. Daima teknik olarak uygundum ve isteneni çok iyi yapardım, lakin ne istediğimi bilmem çok uzun yıllar aldı. Çok yönlü olmamdan kaynakladı diye düşünüyorum, hala öyleyim ama yaptığım her şeyin fotoğraftan çıktığını anladığımda resime yönelme kararı verdim. Sonra ne olur bilmiyorum.
TIKLAYIN | Defne Cemal: Tuvalin fırça darbelerimle olan diyaloğunu kaydediyorum
‘Nemli Mavi’ye dair: Nemli Mavi isimli kişisel standı için Defne Cemal, fotoğrafın temellerini oluşturan ışık, renk, biçim ve yüzey gibi öğeleri ele alır. Fotoğraflarına bir eğri veya bölme gibi temel bir yapı ile başlayan Defne, yarı saydam pigment katmanlarını zamanla, üst üste harmanlayarak tuval ve boyanın dengeleyici diyaloğuna bırakır. Genellikle tek bir ton kullanımıyla fotoğraf yüzeyindeki görsel titreşimi ağırlaştırır ve altında daima bir hareketin devam etmesini sağlar. Sanatkarın atölye penceresinden içeri sızan objeler ve gölgeler kompozisyonel tekliflerde bulunurken, kullandığı rengin derinlik ve gerçeklik kazanmasına yol açar. Tuvallere eşlik eden ortadan bükülmüş alüminyum paneller, fotoğraf yüzeyine hafif heykelsi bir boyut kazandırırken, tuvallere kıyasla ışık ile doğrudan ilişki içindedir. Tuvaller, boyanın emilimi ve yük dağılımıyla ışığı içeriden dışarıya yönlendirirken, katlamalar yapısal özellikleri dolayısıyla ışığı böler, ve yarattığı yansıma ve gölge kontrastıyla yüzeye farklı bir bakış açısı kazandırır. Burada Defne’nin fırça darbeleri anlıktır; tuvallerde büyük alanlar ve katmanlar tarafından genellikle gizlenen eline dair daha derin bir içgörü sağlar. İnsan gözü, fotoğrafın ilizyonuna ve pigmentin maddi tabiatına uyum sağladıkça, imgeler farklı bağlamlar altında çeşitlenir ve koşullar değiştikçe algıdaki çeşitliliği keşfettiğimiz bir alan yaratır. Rengin ısısı fizikî faktörlerden etkilenirken, renk yoğunluğu yoruma göre değişir ve bunların etkileşimi farklı duyusal tepkiler yaratır. Bir bütün olarak bakıldığında, eserler ince, tabiatında bulunan bir enerji yayar; insan gözünün rengi nasıl algıladığını ve yaratabileceği ruhsal alanı keşfederler: dil öncesi bir his ve doku halidir. |
Defne Cemal kimdir? 1997 yılında İstanbul’da doğan Defne Cemal, New York Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’nden 2015 yılında mezun olduktan sonra bir yıl New York’ta çalıştı. 2020 yılında İstanbul’a geri dönmesiyle birlikte sanatsal pratiğine devam ediyor. |
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Sinop’ta Atatürk’ün Kente Gelişinin 96. Yıl Dönümü Kutlandı