34,5385$% 0.11
36,1846€% -0.17
2.982,81%0,71
5.078,00%0,70
20.247,00%0,70
2.684,87%0,50
9.367,77%3,72
SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ’nin (TUSAŞ) Ankara-Kahramankazan yerleşkesine yönelik terör saldırısının aynı zamanda Türkiye’nin gelişmekte olan “Milli Teknoloji Hamlesi” vizyonu ve savunma endüstrisindeki başarılarına yönelik yapıldığını belirterek, “Buna yönelik verilebilecek en önemli cevap da bizim daha çok geliştirmemiz, yenilikçi işlere imza atmamız ve ülkemizi savunma endüstrisinin tam bağımsızlık seyahatinde daha çok desteklememizden geçiyor.” dedi.
Turkcell’in katkılarıyla gerçekleştirilen Anadolu Ajansı Teknoloji Masası, Bayraktar’ın katılımıyla SAHA EXPO’da yapıldı. TUSAŞ’a yapılan hain terör saldırısının kendilerini derinden etkilediğini ifade eden Bayraktar, saldırıda şehit olanlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
Bayraktar, bütün savunma endüstrisi olarak, TUSAŞ çalışanının ifade ettiği gibi, “hainlere inat çalışacaklarını, üreteceklerini” söyledi.
Saldırının ardından, o anı yaşamış ama SAHA EXPO’da sonraki gün görevli olan TUSAŞ çalışanlarının vazifesine devam ettiğini anlatan Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:
“TUSAŞ çalışanı arkadaşlarımızı stantta gördük. TUSAŞ tesislerinde de sonraki gün misyonuna başlayıp devam edenler var. Bu saldırı, sadece TUSAŞ’a yapılmış bir saldırı değil. Bu saldırı aynı zamanda Türkiye’nin gelişmekte olan ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ vizyonu ve savunma endüstrisindeki başarılarına, Türkiye’nin milli amaçlarına yönelik yapılmış bir saldırı. Buna yönelik verilebilecek en önemli cevap da bizim daha çok geliştirmemiz, daha yenilikçi işlere imza atmamız ve ülkemizi savunma endüstrisinin tam bağımsızlık seyahatinde daha çok desteklememizden geçiyor.”
Bayraktar, ülke topraklarının, geçmişinden bu yana, ulu tarihi boyunca, kaç insanların fedakarca şehit olduğu örneklerle dolu olduğunu dile getirdi.
Savunma endüstrisi çalışanları ve yöneticilerinin, şehitlerin bıraktığı emanete sonuna kadar sahip çıkmaları gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ülkemizi, milletimizi ve dost ve kardeş coğrafyaları, yaptığımız işlerle, yeniliklerle daha güçlü ve bağımsız kılacak işlere imza atmalıyız. Bu hain saldırı fuar esnasında gerçekleştirildi ancak biz bu hücumdan dolayı fuarda herhangi bir erteleme, iptal etme durumu olmamasını sağladık, motivasyonumuz daha yüksek şekilde devam ettik. Buraya gelen yabancı heyetler aradı, şahsen gelip taziyelerini iletti. Fuarda olup üst seviye yöneticilerden şahsen Ankara’ya gidip orada taziyelerini iletmek isteyen yabancı heyetler oldu. Fuar bünyesindeki yabancı heyetler, büyükelçiler, kuvvet temsilcileri, savunma ve içişleri bakanlık temsilcileri her biri, hüzünlerini Türkiye’ye olan takviyelerini bizlere iletti.”
“SAHA EXPO ilk fuara göre 10’a katladı”
Bayraktar, Avrupa’nın en büyük kümelenmesi olarak fuar düzenlediklerini belirterek, fuarın SAHA İstanbul bünyesindeki 4’üncü organizasyon olduğunu bildirdi.
Bayraktar, SAHA İstanbul kümelenmesinin hedefine ilişkin ise şunları söyledi: “SAHA İstanbul’un kuruluşunun amacı yerli üretimi desteklemek, geliştirmek ve özellikle orta ve küçük ölçekli firmaların, savunma ekosisteminde daha fazla yer almasını sağlamak, özel bölümün bu alana daha çok girmesini sağlamak. İlk motivasyonu özel kesimde işi olan firmaların belirli bir kapasitesini de savunma endüstrisine ayırarak, burada daha sürdürülebilir, güçlü bir ekosistem kurmaktı. SAHA EXPO 4. fuarımız ama ilk fuara göre 10’a katladı. Büyüklük ve katılım açısından bakıldığında 1400’ü aşkın firmanın burada standı var. Bunların 200 kadarı yabancı firma stantları. Onlar da burada, bu aktiviteye katılıp kendi eserlerini, teknolojilerini sergiliyor, pazarlıyorlar. Aynı zamanda Türkiye’nin, ekosisteminin ne kadar gelişmiş olduğunu görüyor, buradaki tedarikçilerle görüşüyorlar.”
Bayraktar, fuara güçlü bir katılım olduğunu, kendisinin yabancı firmaların temsilcileriyle tek tek görüştüğünü kaydetti.
Yurt dışından gelen firmaların fuara ilişkin görüşlerini dile getiren Bayraktar, şu değerlendirmede bulundu:
“Orta Doğu’dan, Afrika’dan, diğer komşu devletlerden, Ukrayna’dan, Pakistan’dan ve Azerbaycan’dan ‘Biz bu fuara bir dahaki sefer daha büyük katılacağız.’ denildi. Yani çok beğendiklerini, etkilendiklerini ve daha büyük katılarak etkin bir şekilde yer alma taleplerini hissettim. Türkiye kendi iç piyasasına ürün ve teknoloji geliştirmiyor aynı zamanda ihraç ediyor. Güçlü bir ekosistem kurduğunuz zaman doğal olarak, yurt dışından da diğer ülkelerden de oradaki o etkileşime bu bir yatırım manasında veya gelip burada ortak iş geliştirme faaliyeti şeklinde katılmak istiyorlar.”
Bayraktar, savunma sektörünün çok geniş yelpazede eserlerinin olduğuna dikkati çekerek, fuarda Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün’ün geçen yıl 178 farklı ülkeye 230 ürün çeşidi ve 5,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini ilan ettiğini dile getirdi.
“İHA’LARIN ETKİSİ DİĞER ESERLERE İLGİYİ ARTIRIYOR”
Türkiye’nin mühimmatlardan İHA’lara, akıllı mühimmatlardan deniz sistemlerine ve farklı hava araçları gibi alanlarda, geniş yelpazede ihracat yaptığını belirten Bayraktar, şu değerlendirmede bulundu:
“İHA’lar burada büyük bir yekunu teşkil ediyor. İHA teknolojisinde elde ettiğimiz başarı yani geçtiğimiz yıl örneğin 5,5 milyar dolarlık ihracatın, Baykar’la diğer firmalarımızın yaptığı ihracatın 2 milyar dolar seviyesinde olduğunu düşünürsek yüzde 35-40’ı İHA’lardan kaynaklanıyor. Dünyanın 35-40 ülkesine teknoloji ihraç etmek, aslında onların da oralarda kullanım manasında etki oluşturması bir yandan da ülkemizin diğer eserlerine olan ilgiyi de artırıyor. O sistemler ihraç edilirken onlarla birçok Türk ürünü yerli üretim teknolojisi sergilenmiş oluyor.”
Bayraktar, Baykar’ın 1000’den fazla yerli tedarikçisi olduğunu, şirketin ihraç ettiği eserlerle tedarik edilen ürünlerin de ihracata konu olduğunu anlattı.
Belli ürünlerin, yurt dışı pazarlardaki muvaffakiyetinin o ülkelerin diğer eserlerinin de önünü açtığına işaret eden Bayraktar, “Bunun çok fazla örneğini yaşıyoruz. Türkiye’nin İHA’larda çok önemli bir başarısı var. Kendi segmentinde dünya pazarının yüzde 65’ini domine ediyor. Bu da maliyet etkin, teknolojik olarak çok ileri düzey, operasyonel yetkinliği, etkinliği ve verimliliği yüksek ürünler geliştirerek oluyor.” dedi.
Bayraktar, özellikle deniz araçlarında Türkiye’nin büyük başarısı olduğunu kaydederek, haberleşme teknolojilerinden, akıllı mühimmatlara Türkiye’nin birçok farklı alanda ihracatı olduğunu vurguladı.
“TÜRKİYE, GÜVENİLİR BİR TEDARİKÇİ DURUMUNA GELDİ”
Türk savunma endüstrisinin ihracatının büyüklüğüne işaret eden Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:
“SAHA EXPO ekosisteminin geliştirdiği ürünler yurt dışı pazarlara ihraç edildikçe bir cazibe oluşuyor. Fuarda Afrika’dan onlarca ülke var. 50’den fazla ülkeden 90 üzerinde resmi heyet, 24 ülkenin bakanı, yaklaşık 10 ülkenin genelkurmay başkanı, içişleri bakanı fuara bizzat geldi. İlk sefer gelenler vardı. Yani Türkiye’de ilk kez bir fuara katılan, üst seviye bakan seviyesinde insanlar vardı. Onlardan ‘Biz Türk savunma endüstrisinden ürün ve teknoloji tedarik etmek istiyoruz. Onun için buradayız.’ dediklerini duyuyorsunuz.”
Bayraktar, Türkiye’nin güvenilir bir tedarikçi olma konumuna geldiğini dile getirerek, düşük düzeyli olan bağlantıların savunma ihracatıyla çok üst bir düzeye geldiğine dikkati çekti.
Baykar olarak iki ana ürünleri Bayraktar TB2 ve Bayraktar Akıncı’yı ihraç ettiklerini anlatan Bayraktar, “Bayraktar TB2 35 ile farklı ülkeyle ihracat sözleşmesi imzaladık. Bayraktar Akıncı ile 10 farklı ülkeyle ihracat sözleşmesi imzaladık. Bayraktar TB2, yaklaşık 15 bin farklı komponentten oluşan bir sistem. Baykar sadece kendi ürününü ihraç etmiyor, aynı zamanda 1000 farklı yerli tedarikçinin birçok alanda ürünü ihraç ediliyor. ” dedi.
Türkiye’nin savunma endüstrisinde geçen yıl yaptığı ihracatın 5,5 milyar dolar olduğunu anımsatan Bayraktar, şunları kaydetti: “Özellikle son dönemlerde topçu mühimmatlarının üretiminde Türkiye çok önemli kapasite artırımı yaptırdı. Burada devlet firmalarının yanı sıra özel dalın de çok önemli adımlar attığını görüyoruz. İşte SAHA EXPO 2024 Fuarı’mızın ana sponsoru ARCA firması sadece bu fuarda 2 milyar doların üzerinde ihracat sözleşmesi imzaladı. ARCA firması tek başına bütün Amerika kıtasında üretilen top mermisinden bir ayda daha fazla top mermisini sadece bir firma olarak Türkiye’de, Çorum’da üretiyor. Savunma Sanayii Başkanlığının imzaladığı mukaveleler var. Baykar olarak alt tedarikçilerimiz ile ASELSAN ile imzaladığımız bir sözleşme var kameralar konusunda. TÜBİTAK, Roketsan ile sözleşme imzalandı.
“KIZILELMA’YA YÖNELİK DE ÇOK BÜYÜK BİR İLGİ VAR”
Haluk Bayraktar, savunma endüstrisindeki firmalar için ihracatın önem arz ettiğini söyledi. Baykar’ın son 4 yıldır Türkiye’de ihracat birincisi olduğuna işaret eden Bayraktar, şirketin gelirlerinin yüzde 95’nin ihracattan geldiğini vurguladı.
Bayraktar, ihracatın güçlü olmasının savunma endüstrisi firmalarının sürdürülebilirliği için önemli olduğunu ifade etti.
Bayraktar, TB2’nin ilk ihraç ettikleri ürün olduğunu ve bu konuda ilk mukavelenin 2018’de imzalandığını dile getirerek, ortadan geçen 6 yılda 35 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini söyledi.
Bayraktar Akıncı’nın ilk uçuşunu 2021’de gerçekleştirdiğini ifade eden Bayraktar, şu değerlendirmede bulundu: “TB2, ilk uçuşunu 2014’te yapmıştı, ihracatı 2018’deydi. Akıncı’ya baktığımız zaman ilk uçuşuyla ilk ihracatı arasında çok daha kısa bir süre olduğunu görüyoruz. TB2’nin diğer ülkelerdeki başarısı… Çok büyük başarılara imza attı her yerde, gittiği her yerde, gerçekten, önemli katkılar sundu, kuvvet çarpanı oldu. Onu alan ülkeler, kullanan ülkeler, adeta bizlere, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne itimatlarını de bir yandan artırdı. Çünkü destek verilmiş oluyordu aynı zamanda. Bu, olağan, diğer eserlere, Akıncı’nın daha hızlı şekilde ihraç edilmesine katkı sağladı. Akıncı da 10 ülkeye ihraç edildi.”
Haluk Bayraktar, geliştirdikleri Bayraktar TB3’ün de seri imalat kademesine ulaştığını belirterek, bu ürünün birçok ülkeye ihracatının gündemde olduğunu söyledi. Bayraktar, “Belki bu sene içerisinde, birkaç ay gibi bir sürede, tahminen 5-6 aylık süreçte bir haber duyabiliriz ihracat manasında.” dedi.
Bayraktar, TB3’ün TB2’den elde edilen birikimlerle geliştirildiğini, aynı zamanda deniz platformlarına iniş yapma kabiliyetine sahip olduğunu vurguladı.
Bayraktar, KIZILELMA’ya yönelik de çok büyük bir ilginin olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Her ne kadar seri üretime, imalata girmemiş olsa da şu ana kadar 4 prototip ürettik. En son geliştirdiğimiz prototip uçuş testlerine devam ediyor. Önümüzdeki yıl seri imalata geçmesine çalışılıyor ama bu fuarda dahi bizi ziyaret eden ülke temsilcilerinden, üst seviye hava kuvvetleri temsilcilerinden ‘Biz KIZILELMA’yı ilk alan, ilk kullanan ülke olmak istiyoruz.’ diyen birçok beşerle konuştuk. Onların bunu demesinin sebebi, TB2 veya Akıncı’yı kullanıyorlar. Sonuçta o ürünü kullanmaktan dolayı bir güven bağlantısı oluşmuş, ürünün performansını görmüşler, yeni gelen esere de artık o eski deneyimlerine bakarak karar veriyorlar. Bunun çok büyük, muazzam bir etkisi var. O güven münasebetini oluşturmak zati en önemli şey. Ondan sonrası devam ediyor.”
“BAYRAKTAR TB2, 1 MİLYON UÇUŞ SAATİNİ AŞTI”
Bayraktar, Türk ordusunun insansız hava aracı teknolojisini dünyada en etkili, en yoğun kullanan ordu olduğunu dile getirdi. Operasyonel anlamda da Türk ordusunun en çok deneyime sahip ordu olduğuna işaret eden Bayraktar, teknolojiyi geliştiren firma olarak çok yüksek uçuş saatine ulaştıklarını belirtti.
Bayraktar TB2’nin 1 milyon uçuş saatini aştığını vurgulayan Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Normalde hava aracı platformlarının en az 20-30 yıl sürer 1 milyon saate ulaşması. Biz, Bayraktar TB2 ile 10 yıldan kısa sürede o uçuş saatine ulaştık. Akıncı da çok yoğun bir şekilde uçtu. Dolayısıyla bir yandan teknoloji geliştirme kabiliyetimiz var, bir yandan operasyonel deneyimler de var. Bu konuda bizimle işbirliği yapan ülkeler aynı zamanda bu teknolojiyi, bu sistemi etkin bir şekilde kullanabilecekleri operasyonel konsepti de almış oluyorlar. Yani sadece ihraç edilen bir hava aracı değil, bunun yer sistemleri, haberleşme sistemleri, bunun network altyapısı, o network altyapısının optimize bir şekilde kullanılmasını sağlayan yazılım altyapısı, komuta kontrol merkezleri… Her ülkenin farklı operasyonel muhtaçlıkları da var. O gereksinimlere yönelik tahlili hızlı şekilde geliştirebiliyor olmak gerekiyor. Aynı zamanda o konsepti de biz ihraç etmiş oluyoruz. Bunun da çok büyük katkısı var. Ama, olağan ki, her ülkenin de kendi gereksinimlerine göre bir özel, özelleştirme, konfigürasyonu değiştirme ve o konfigürasyonu hızlı uygulama yetenekleri Baykar’da var, hızlı şekilde uyguluyoruz. Onun da çok büyük bir artısı var.”
“NE KADAR İMKANIMIZ VARSA KIZILELMA’NIN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN YATIRIYORUZ”
Haluk Bayraktar, Baykar olarak hiçbir zaman dış finansman kullanmadıklarının altını çizerek, iş ve projeleri şirketin imkanlarıyla yaptıklarını vurguladı.
İhracat tarafının başarılı şekilde ilerlediğini ifade eden Bayraktar, ihracat gelirlerinin yüzde 15-20’si ile AR-GE yatırımlarının yapıldığını bildirdi.
Bayraktar, KIZILELMA’nın da Baykar’ın öz sermayesiyle geliştirildiğini belirterek, “Hiçbir sipariş almadan, hiçbir geliştirme kaynağı almadan, tamamen Baykar’ın ihracatta elde ettiği gelirlerle gerçekleştiriliyor.” diye konuştu.
KIZILELMA’yı yüzde 100 yerli yapmak için birçok alana yatırım yapılması gerektiğini ifade eden Bayraktar, şu değerlendirmede bulundu:
“Biz hava aracı, aviyonikleri, yazılım sistemleri, yer sistemi, haberleşme bunları şu an halletmiş durumdayız. Uçuş testleri devam ediyor ama bir yandan motor yatırımı da devam ediyor. Büyük yatırım gerçekten ama biz şu an gelirlerimizin çok büyük bir kısmını AR-GE’ye de yatırdığımız için bunu şu an sürdürebiliyoruz. Herhangi bir derdimiz yok.”
Bayraktar, Türkiye’nin güçlü ve bağımsız olması için insansız sistemlerine girdiklerinin altını çizerek, “Bu işin en üst noktası olduğunu düşünüyoruz insansız savaş uçağının. O yüzden biz ne kadar imkanımız varsa KIZILELMA’nın geliştirilmesi için yatırıyoruz. Bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz. En büyük yatırımımız şu an KIZILELMA’ya zati.” ifadesini kullandı.
“KRİTİK GÖRDÜĞÜMÜZ ALANLARDA YATIRIMI GERÇEKLEŞTİRİYORUZ”
Bayraktar, geliştirdikleri ana platform, ürün ve teknolojilerde açık olan bir yer varsa oranın tamamlanması adına her türlü yatırımı yapmaya çalıştıklarını da anlattı. Fuarda ilk kere sergiledikleri lazer güdümleyici ünitesinin buna örnek olduğunu ifade eden Bayraktar, lazer güdümleyicinin dünyada ihracat limitlerine tabi olduğunu bildirdi. Bayraktar, böylece optik ve lazer tarafında firmanın ihtiyacı olan bir alana yatırım yaptıklarını kaydetti.
Haberleşme alanındaki yaptıkları yatırımlara da değinen Bayraktar, şu ifadeleri kullandı: “ASELSAN Ku-bant haberleşme sistemi yapıyor ama biz Ku-bant değil Ka-bant SATCOM sistemi geliştirdik. Ka-bant daha yeni bir teknoloji, daha maliyet uygun. Yani bizde birkaç kriter var o alana girmemiz için. Bir daha maliyet etkin olması. O çok önemli. Alışılmış maliyet aktiflikten daha kıymetlisi teknik isterleri karşılamak. Yani performans manasında teknik isterleri karşılamak. Onun için mesela farklı haberleşme teknolojileri hem görüş hattında hem de uydu haberleşme sistemlerini geliştiriyoruz. Bizim gereksinimlerimiz var buna çünkü. Mesela bunların haberleşme tarafını daha önce yurt dışından ithal ediyorduk. Şimdi onlardan çok daha ileri haberleşme teknolojilerini çok daha düşük maliyetle yapar hale geldik yeni atılımlarla. Aynı şekilde ileri düzey aviyonik sistemleri geliştiriyoruz. Bunlar bir yatırım gerektiriyor. O yatırımı da her zaman dışarıdan bekleyemezsiniz. Biz imkanlarımız olduğu surece kritik gördüğümüz alanlarda o yatırımı gerçekleştiriyoruz.
SİVİL HAVACILIKTA YOLCU NAKLİYATI KONUSU
Bayraktar, SİHA ve İHA’ların sivil kullanımına yönelik çalışmalarının olduğunu söyledi. Orman yangınlarının tespiti veya haritacılığın sivil kullanımı olan alanlar olduğunu ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti:
“Tabii sivil havacılık, bir yolcu uçağı, o üslup alanlara girmek çok büyük yatırımlar gerektiriyor. Sıfırdan orada marka inşa etmek kolay değil. Belli çalışmalarımız var, yaptığımız çalışmalar var bu alanlara yönelik, yani sivil alana yönelik. İşte bizim Cezeri yapay zeka destekli otonom uçan taksi çalışması var. Elde ettiğimiz uçuş deneyimiyle geliştirdiğimiz uçuş kontrol sistemlerinin kullanabileceği sivil alanlara yönelik de belli çalışmalar var ama şu an, olağan, belli bir olgunluğa ulaşmadan onları çok açıklamak istemiyoruz. Ama sıfırdan sivil havacılıkta yolcu nakliyatı, o stil bir şey şu an için söz konusu değil. Esasen bizim faaliyet yürüttüğümüz alanda hiç dış finansman kullanmadan, kendi imkanlarımızla, ihracattan elde ettiğimiz gelirle bu kadar yatırım yapıyor olmamız… Zati çok fazla yatırım yapmamız gerekiyor. Bu, şu an onu çevirebilecek konumda. Bu kulvarda en ileride olmak istiyoruz. Burada da önemli ihtiyaçlar var. Yani bir alana giriyorsunuz, sonra o alana girince apayrı çözmeniz gereken farklı konular oluyor. O alanlara girmeye başlıyorsunuz. Farklı firmalar o alanlara giriyor. Dolayısıyla bir ekosistem oluşuyor. Dolayısıyla biz o şekilde şu an ilerliyoruz.”
Dolayısıyla belli ülkelerde özellikle ihraç ettikleri sistemlerin bakım ve idamesine yönelik altyapı destekleri sunduklarını vurgulayan Bayraktar, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Azerbaycan’da bir yapay zeka şirketi kurduk. Orada yaklaşık 100 mühendis var. Şimdi Azerbaycan’da, kasım ayında, 170 kişinin çalışacağı bir fabrika kuruluyor. Pakistan’daki AR-GE tesisimizde 50’yi aşkın mühendis çalışıyor. Suudi Arabistan’ın en büyük savunma sanayi şirketi SAMI ile AKINCI’ların orada belli bileşenleriyle imal edilip, montajından test süreçlerine kadar kapsamlı bir işbirliği mutabakatına imza atıldı. Aynı şekilde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile yaptığımız, bakım-onarım tesisleri hususları var. Biz mümkün olduğunca ülkelerin bu alanda taleplerine uygun tahliller geliştirerek ilerliyoruz. Ukrayna ile Türkiye’nin stratejik düzey alakaları var. Ukrayna’dan tedarik ettiğimiz önemli bileşenler var, motor gibi. Biz şu anda Ukrayna’da İHA AR-GE ve üretim merkezi kuruyoruz. Bunun önümüzdeki yıl içerisinde bitmesi planlanıyor.”
“DAHA İYİ MOTORUN NASIL YAPILACAĞINI BİLİYORUZ”
Bayraktar, Türkiye’de motor manasında çok önemli çalışmalar olduğunun altını çizerek, TUSAŞ Motor Sanayii AŞ’nin (TEI) TS1400 motorunun kalifikasyon sürecinde bulunduğunu, TF6000 motorunun test edildiğini ve TF10000’in de geliştirme basamağında olduğunu anlattı.
Bunların önemli gelişmeler olduğunun altını çizen Bayraktar, şu bilgileri paylaştı: “TB3’ün motoru yine TEI’de üretiliyor, turbo dizel, çok başarılı bir motor. Biz o motorla 1000 saati aşkın uçuş gerçekleştirdik. Baykar bünyesinde kendi imkanlarımızla 30’dan fazla yerli ana alt yükleniciyle birlikte Bayraktar TB2’nin motorunu milli ve özgün olarak geliştirdik, bu yıl seri imalata girdi. Mevcut kullandığımız Bayraktar TB2’deki motordan çok daha iyi bir motor yaptık. Çünkü bizim çok uzun süre uçuşumuz olduğundan, daha iyi motorun nasıl yapılacağını biliyoruz, onu yapıyoruz. Türkiye’de turbojet motorlarda çok önemli adımlar var. Kale Grubu, ATMACA, SOM ve ÇAKIR gibi seyir füzelerinin turbojet motorlarını halletmiş durumda. Şu an seri imalatta üretiyor. Bunlar çok sevindirici gelişmeler. Olağan ki daha yapılacak da çok iş var. Özellikle daha büyük ebatlı turbofan ve turboprop motorlarını da bizim ülke olarak geliştirmemiz gerekiyor, özellikle bu insansız sistemler tarafında. Baykar olarak kendi imkanlarımızla motora adım attık ve piston motorlular tarafında başarı elde ettik. Şimdi aynı şekilde türbin motor teknolojisinde de hem tasarım hem de üretim manasında bunu başarmayı hedefliyoruz.”
Bayraktar, Baykar’ın yurt içindeki yatırımlarına dair Ankara’da yatırım yaptıkları firmalar olduğunu, KIZILELMA için bir uçuş hangarı ve motor testinin yapılacağı bir hangar yapmak zorunda oldukları için Çorlu’daki AKINCI test merkezine büyük yatırım yaptıklarını söyledi. Bayraktar TB2 tarafında ise Edirne-Keşan’da yatırımları bulunduğuna dikkati çeken Bayraktar, söz konusu test eğitim merkezine de daima yatırım yaptıklarını anlattı.
Başka illerde de alternatif niyetleri olduğunun altını çizen Bayraktar, “Şu an o illeri söylemek için erken. Yatırımlarımız İstanbul, Tekirdağ, Edirne ve Ankara eksenli olmak üzere, bu 4 ana ilimizde, hızlı bir şekilde ilerliyor.” dedi.
“KİŞİ BAŞI SAVUNMA HARCAMAMIZ DOLAR BAZINDA BİLE DÜŞÜYOR”
Bayraktar, Türkiye’nin savunma harcamaları konusunda kamuoyunda bir yanılgı olduğunu anlatarak, şu ifadeleri kullandı: “Zannediliyor ki böyle çok büyük bedeller harcanıyor. Halbuki son 6-7 yılda savunma harcamalarımızın GSYH içerisindeki oranının yüzde 1,5 düzeylerinde gittiğini görüyoruz. Normalde NATO üyesi bir ülkenin harcaması gereken yüzde 2. Bundan 30 yıl önce bu oranın yüzde 3,5-4 olduğunu görüyorsunuz. Bizim son 6 yıldır savunma harcamamız dolar bazında bile düşüyor. Kişi başı savunma harcaması sıralamasında çok gerilerde. Ama bir yandan da medyada çok fazla savunma haberleri çıkıyor. Bu çok doğal, çünkü Türkiye milli ve özgün üretim modeline geçti. Her gün yeni bir başarı örneği, yeni bir test var. Mesela sadece bu fuarda 300 ürün lansmanı var. Ben SAHA İstanbul Başkanı olarak dahi yepyeni burada keşfettiğim ürünler var. Sektör çok önemli bir ölçeğe ulaştı. Ama gördüğümüz kadarıyla coğrafyamızdaki son gelişmelerden sonra bu harcama oranlarının artırılması yönünde bir durum söz konusu. BAYKAR açısından baktığımızda tedarikçilerimizle birlikte mutlak surette ihracat tarafında güçlü olmamız, bunun için de devamlı inovasyon, yeni yatırımlar ve teknolojiler geliştirmemiz gerekiyor.”
“ÖZEL SEKTÖR SAVUNMA ALANINDA DAHA FAZLA YER ALMALI”
Türk savunma endüstrisindeki çalışanların yaş ortalamasının 33, Baykar’dakilerin ise 29 olduğunu belirten Bayraktar, genç ve alanda derinlemesine yetişen insanların, yeni ürünleri yapmak için en önemli potansiyel güçleri olduğunu bildirdi.
Bayraktar, dünyanın artık belirli eserlerden çok büyük adet alarak onları stok yapmaktan çok, çok hızlı kabiliyet geliştiren ve çözüm üretilebilen esnek yapılar kurarak kapasite inşa edebilecek şekilde dönüştüğünü dile getirdi.
Türkiye’nin şu an bu yolda ilerlediğinin altını çizen Bayraktar, “Özel sektör, hızlı karar alabilen ve daha maliyet etkin çözüm geliştirebilen kabiliyetlere sahip. Savunma endüstrisinde 17 firma varmış 2002’de, bugün 3 bin 500 firma var. Bu çok önemli ama ben özel kesimin savunma alanında daha fazla yer alması gerektiğini düşünüyorum. Bizim SAHA İstanbul’un da en önemli misyonu bu.”
“SEKTÖR ÇALIŞANLARININ MOTİVASYONU ÇOK YÜKSEK”
Bayraktar, Türkiye’nin son 20 yılda savunma ve havacılık sektöründe çok önemli kazanımlar elde ettiğine dikkati çekerek, çok büyük bir kapasite inşa edildiğini söyledi.
Burada çok güzel bir sinerji olduğunu vurgulayan Bayraktar, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu sektör çalışanlarının motivasyonu çok yüksek. Özellikle son yaşadığımız hain saldırı bunu açık bir şekilde bize gösteriyor. Bu sinerjiyi muhafazamız, ilerletmemiz, bu kapasiteyi ve potansiyeli doğru şekilde sürdürmemiz çok kritik. Bir yandan TEKNOFEST’lerde bu alana sahip çıkan gençler görüyoruz. Fuarda da çok farklı fikirlere sahip gençler var. Bu alanda toplumsal bir seferberlik var. Bu da bizi gururlandırıyor. Bol şekilde milli başarı örneklerini görüyoruz. Ben bunu sürdürmenin çok kritik olduğunu düşünüyorum. Bu stratejik kazanımı çok etkin bir şekilde kullanmalıyız.”
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Elektriğe Gizli Zam: ‘200 TL Fatura 500 TL Civarına Çıkacak’