38,3203$% 0.05
43,7446€% 0.84
4.082,36%-0,39
6.763,00%0,12
26.971,00%0,12
3.318,07%0,31
9.433,00%1,30
DOLAR 38,3203
EURO 43,7446
ALTIN 4.082,36
BİST 100 9.433,00
İmsak 02:00
Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nde Uyku Polikliniği’ni açıldı. Açılış etkinliğinde uzman isimlerin katılımıyla uyku sağlığı ve tedavi yöntemleri üzerine seminer düzenlendi. Uyku apnesinin her yaş grubunda görüldüğünü ve hastanın uyku sırasında bunu fark etmediğini söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Hasta, sabah kalktığında dinlenemediğini ve uykusuz uyandığını hissediyorsa, uyku apnesi sendromunun görülmesi epey yüksek. Hastalık basit bir horlama ve gün içerisindeki basit bir uykusuzluğun ötesinde çok daha önemli sonuçları ve yan etkileri olan bir durum. Türkiye’de bizim yaptığımız çalışmalara göre erişkin erkeklerde yüzde 14-16 civarında seyrediyor. Bu poliklinikte multidisipliner bir yaklaşım ile başarı oranını yüzde 98’e kadar çıkarabiliyoruz” dedi.
Panelde uyku sağlığı ve tedavi yöntemleri üzerine önemli bilgiler paylaşıldı. Fuaye alanında düzenlenen workshop ile uyku laboratuvarı sorumlusu Neslihan Sevgi Baştuğ tarafından “Uyku Apnesi Testi Nasıl Yapılır?” ve “Uyku Yatışında Neler Oluyor?” gibi soruların karşılıklarını paylaştı.
Prof. Dr. Akkoyunlu: Horlamayı, buz dağının görünen bir kısmı olarak düşünebiliriz
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, uyku apnesinin gece nefes durmasıyla başlayan bir hastalık olduğunu belirtti. Prof. Dr. Akkoyunlu şöyle konuştu:
“Bu daha çok horlama, gece nefesin durması ya da sabah uyanıldığında uykusuzlukla giden bir durum. Hasta, eğer gece yalnız yatıyorsa horlama ve nefes durmasının farkına varmıyor. Genelde hastanın yanında birisinin ya da akıllı saat olması gerekiyor. Hasta, sabah kalktığında dinlenemediğini ve uykusuz uyandığını fark ediyorsa, uyku apnesi sendromunun olması hayli yüksek. Bu hastalık sadece bir yorgunluk gibi saf gelse de aslında altında çok önemli bir sorun olduğunu biliyoruz. Hastanın tüm sağlık sisteminin bozulduğunu söyleyebiliriz. Savunma sistemi zayıflıyor, enfeksiyona açık hale geliyor. Tansiyon, kalp damar hastalıkları gibi ritim bozukluğu meydana geliyor. Şeker hastalığı oluşabiliyor. Hormonal bozulmaya bağlı erken yaşlanma ortaya çıkıyor. Bilişsel bozukluğa bağlı unutkanlık meydana geliyor. Duygu durum bozuklukları oluşabiliyor. Hastalık basit bir horlama ve gün içerisindeki basit bir uykusuzluğun ötesinde çok daha önemli sonuçları ve yan etkileri olan bir hastalık. Horlamayı, buz dağının görünen bir kısmı olarak düşünebiliriz.”
Genç erişkinlerde erken ölümlerin ve hastalıkların ana belirtisidir
Uyku apnesinin her yaş grubunda görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Akkoyunlu, “Büyüme ve gelişme geriliğinden tutun da okul başarısına kadar etkiliyor. Genç erişkinlerde erken ölümlerin ve hastalıkların ana belirtisidir. Hastalığın asıl tartısını oluşturan kısım daha çok 35 yaş üzerindeki erişkin erkekler. Kilolu, boyun yapısı kısa ve kalın, göbek yağlanması fazla olanlarda çok daha yoğun görülüyor. Biz bu hastalığı teşhis etmek için bir gece uyku testi yapıyoruz. Hasta uyuduğu sırada EKG’sını ve EMG’sini alıyoruz. Gün içerisinde bunu kıymetlendiriyoruz. Hastalığın ritmini, nerede olduğunu ve nasıl bozulduğunu görüyoruz. Buna yönelik tedavi seçeneklerini organize ediyoruz” diye konuştu.
Başarı oranını yüzde 98’e kadar çıkarabiliyoruz
Hastalığın görülme sıklığını ve poliklinikte uygulanan tedavi sistemlerini anlatan Prof. Dr. Akkoyunlu şunları söyledi:
“Türkiye’de bizim yaptığımız çalışmalara göre erişkin erkeklerde yüzde 14-16 civarında seyrediyor. Bu hemen hemen 6 hastanın 1’inde görüldüğü anlamına geliyor. Gece olan ölümlerin temelinde bu hastalığın var olduğunu biliyoruz. Bu poliklinikte multidisipliner bir yaklaşım var. Ağız içi aygıtlar, burun ve çene cerrahileri yapılabiliyor. Aynı zamanda maske verebiliyoruz. Bu tedavilerden bazen bir adedini bazen de kombinasyonunu kullanarak başarı oranını yüzde 98’e kadar çıkarabiliyoruz. Bu, hastalık için yüz güldürücü bir sonuç.”
Baştuğ: Elektrotlarla 30 saniyelik sayfalarla kayıt alınıyor
Hastanenin Uyku Laboratuvarı sorumlusu Neslihan Sevgi Baştuğ, poliklinikte uygulanan test ve tedavi formüllerini anlattı. Baştuğ şunları söyledi:
“Hastaya takılan elektrotlar EG, EMG, Solunum efor kayıtları, eş zamanlı oksijen kaydı, konum sensörü, EKG, bacak hareketlerinden oluşuyor. Bu takılan elektrotlarla bir gözetmen eşliğinde sabaha kadar 30 saniyelik sayfalarla kayıt alınıyor. Bu kayıt sonrasında sayfa sayfa okunarak da bir rapor çıkartılıyor. Bu raporla daha çok solunumsal işle ilgileniyoruz ama hastada kardiyak bir sorun varsa kardiyolojiye, nörolojik bir sorun varsa nörolojiye yönlendiriyoruz. Eğer solunumsal bir olay varsa tedavi için tekrar yatırıyoruz. Bu testteki gayemiz uyku apnesi var mı? Varsa şiddeti, derecesi, çeşidi nedir ? buna bakıyoruz. Ya da başka meşakkatleri varsa bunu görüp ilgili kısımlara yönlendiriyoruz. Test bittikten ve teşhis konduktan sonra da tedavi amaçlı hastayı tahminen tekrar yatırıp bir aygıt öneriyoruz. Bu bir solunum cihazı. Müspet hava yolu basıncıyla hastanın uyku apnesini tedavi etmek amacıyla kullanılan bir aygıt. Hasta sonra ömrü boyunca maske ve aygıt ile uyuyor.”
Prof. Dr. Güler: Uyku apnesi kalp hastalıklarını tetikliyor
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ekrem Güler, uyku bozukluklarının kalp hastalıklarıyla birebir bağlı olduğuna dikkat çekti. Uyku apnesi olan hastalarda önemli ritim bozuklukları görüldüğünü dile getiren Prof. Dr. Güler, “Kalp hızı yavaşlıyor, bazı hastalara kalp pili takmak zorunda kalınıyor. Yaptığımız incelemelerde genellikle temel nedenin uyku apnesi olduğunu görüyoruz. Hipertansiyon, kalp yetersizliği, damar hastalıkları ve diyabet gibi rahatsızlıklar da uyku kalitesinden etkileniyor. Bu nedenle kardiyoloji polikliniğimize başvuran hastaların uyku sorunlarını de ayrıntılı şekilde ele alıyoruz” diye konuştu.
Prof. Dr. Aras: Her hastalığın temelinde uyku bozukluğu var
Geriatri ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sevgi Aras, uyuyamama ve uykuda hareket bozukluğu gibi rahatsızlıkların yaşlı bireylerde sıkça görüldüğünü ifade etti. Uyku kalitesinin genel sağlık üzerinde büyük etkisi olduğunu belirten Prof. Dr. Aras, “Hangi hastalığı değerlendirirsek değerlendirelim, altında yatan temel problemlerden biri uyku bozukluğu oluyor. Bu nedenle tüm uyku sorunlarını detaylı olarak ele alıyoruz” diye konuştu.
Uzm. Dr. Özel: Çene yapısı uyku kalitesini belirliyor
Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Özel, alt ve üst çenenin pozisyonunun uyku kalitesini doğrudan etkilediğini söyledi. Çenede öne ya da geriye doğru olan bozuklukların horlamaya ve uyku apnesine yol açabildiğini aktaran Dr. Özel, “Bu konuda gerekli düzeltmeleri yaparak sağlıklı uykuyu mümkün kılıyoruz. Her hastamıza uygun ve özel tedavi yöntemleri uyguluyoruz” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Özel: Horlamada ağız yapısı göz gerisi edilmemeli
Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Doç. Dr. Gülsüm Sayın Özel ise uyku apnesi ve horlama olaylarında ağız yapısının büyük önem taşıdığını dile getirdi. Birçok hastanın bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadığını belirten Doç. Dr. Özel, “Hastalarımızın alt çenesinin konumunu değiştiren özel aparatlar sayesinde nefes alımını rahatlatabiliyoruz. Bu da horlamanın azalmasına ve uykunun derinleşmesine katkı sağlıyor” dedi.
Uzm. Dr. Şeneldir: Hastalar nefes sorununun farkında değil
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Lütfü Şeneldir, hastaların çoğunlukla sağlıklı bir şekilde uyuyup uyumadığının farkında olmadığını belirtti. Gece boyunca nefes alıp verişin kesintiye uğradığını ifade eden Dr. Şeneldir, “Hastalarımız genellikle bu durumu inkâr ediyor. Ancak durum sandıkları gibi ilerlemiyor. Uyku apnesi şüphesiyle gelen hastalarımızda önce bu durumu kıymetlendiriyoruz, ardından burun iç yapısını ayrıntılı şekilde inceliyoruz. Doğru nefes alıp veremeyen bir bireyin kaliteli uyku uyuması mümkün değil” diye konuştu.
Doç. Dr. Düz: Uyku, hafıza ve öğrenmeyi etkiliyor
Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Özge Arıcı Düz, sağlıklı uykunun nörolojik işlevler üzerinde büyük etkisi olduğunu vurguladı. Uyku bozukluklarının depresyon, hafıza problemleri ve öğrenme zahmeti gibi birçok alanı etkilediğini aktaran Doç. Dr. Düz, “Ekip olarak çalışmak bize hastalarımıza daha etkin ve doğru tedavi sunma fırsatı veriyor. Uyku apnesi, özellikle gençlerde görülmeye başlandı. İnme gibi önemli nörolojik hastalıklarla da doğrudan alakalı olduğunu tespit ediyoruz” dedi.
Doç. Dr. Tuman: Uyku bozukluğu, psikolojik sağlığı doğrudan etkiliyor
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Taha Can Tuman, hastaların yaşam şekli, ilaç kullanımı ve beslenme alışkanlıklarının uyku sistemini doğrudan etkilediğini belirtti. Özellikle depresyon periyotlarında uyku nizamının bozulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Tuman, “Hastalarımız gece geç uyuduklarını ve sabah erken uyandıklarını dile getiriyor. Uykuya geçişte zorluk, derin uykuya dalamama ve gece kâbusları gibi meselelerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu durum hastaların bilişsel işlevlerini da olumsuz etkiliyor” ifadelerini kullandı.
(DHA)
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Ürünleri Bu Ayrıntıya Göre Seçmek Gerekiyormuş! Alerjiye Dikkat