DOLAR

32,6645$% 0.32

EURO

35,5639% 0.42

GRAM ALTIN

2.509,16%1,72

ÇEYREK ALTIN

4.049,00%1,37

TAM ALTIN

16.220,00%1,37

ONS

2.390,92%1,48

BİST100

10.851,78%-0,19

İkindi Vakti a 17:11
Bursa AÇIK 24°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Hava Kirliliği, Kız Çocuklarının İlk Adetini Etkiliyor

ad826x90

ABD’de yapılan yeni araştırmalar kız çocuklarının ilk adetlerini daha erken yaşta gördüklerini tespit ediyor. Uzmanlara göre bunun nedenlerinden biri de hava kirliliği.

Bilim insanları dünyanın dört bir yanında bu eğilimi kaygıyla takip ediyor.

Tespitlere göre ilk regl ve göğüs gelişimi gibi ergenliğin başlangıcını işaret eden değişiklikler giderek daha erken gerçekleşiyor.

ABD’de kız çocuklarının bundan 100 yıl öncesine kıyasla dört yıl erken adet görmeye başladıkları tahmin ediliyor.

Mayıs ayında açıklanan yeni veriler, 1950-1969 yılları arasında doğan kız çocuklarının adet görmeye genellikle 12,5 yaşında başladığını, 2000’li yılların başında doğan nesilde ise yaş ortalamasının 11,9’a düştüğünü gösteriyor.

Benzer eğilimler dünyanın farklı bölgelerinde de kaydediliyor.

Güney Koreli bilim insanları, erken ergenlik belirtileri (sekiz yaşından önce göğüs gelişimi ya da adet görme) gösteren kız çocuklarının sayısının 2008 ile 2020 yılları arasında 16 kat arttığını söylüyor.

ABD’nin Atlanta kentindeki Emory Üniversitesi’nde Doç. Dr. Audrey Gaskins, ergenlik yaşındaki değişimin “sosyoekonomik durumu düşük olan kümelerde ve etnik azınlıklarda daha belirgin” olduğunu aktarıyor ve “bunun uzun vadeli sağlık sonuçları var” diyor.

Araştırmalar erken ergenliğin, özellikle menopoza erken girilmesi durumunda kadınların doğurganlık pencerelerini kısaltabileceğini ve yaşam müddetlerini de etkileyebileceğini gösteriyor.

Erken ergenlik aynı zamanda göğüs ve yumurtalık kanseri, obezite, tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalıklarla da ilişkilendiriliyor.

Bilim insanları hala bunun nedenini anlamaya çalışıyor.

Berkeley’deki California Üniversitesi’nde halk sağlığı profesörü olan Brenda Eskenazi’ye göre teorilerden biri, bedenin hücre büyümesini teşvik eden östrojen gibi hormonlara daha uzun süre maruz kalmasıyla tümör gelişimi riskinin artması.

Uzmanlar ergenliğe erken girmenin mümkün sosyal tesirlerinden de söz ediyor.

Eskenazi, ergenliğe daha erken giren genç kızların cinsel olarak daha erken yaşta aktif olabildiğine ve ABD’nin bazı eyaletlerinde kürtajın yasa dışı olmasının yanı sıra doğum kontrol yollarına erişimin de zorlaştığına dikkat çekiyor:

“Bu da genç yaşta daha fazla istenmeyen hamileliğe yol açabilir. Bu faktörlerin bir araya gelmesi çok korkutucu.”

Obezite ve hava kirliliği

Ergenliğin başlangıcı, bedende hipotalamus-hipofiz-adrenal (HPA) ve hipotalamus-hipofiz-gonad (HPG) eksenleri tarafından belirleniyor.

Bu eksenler, açlıktan ısı denetimine kadar çeşitli temel bedensel fonksiyonları düzenleyen hipotalamus isimli beyin bölgesini farklı hormon salgılayan bezlere bağlıyor.

Emory Üniversitesi’nden Audrey Gaskins’e göre 10-20 yıl öncesine kadar bilim insanları erken ergenliğin sadece çocukluk obezitesinden kaynaklandığını düşünüyordu.

Bunun nedeni, bedendeki yağ hücreleri tarafından üretilen proteinlerin HPA ve HPG eksenlerinin uyarılmasında rol oynaması.

Ancak son üç yılda yapılan bir dizi araştırma, erken ergenlikte hava kirliliğinin de rol oynadığını gösteriyor.

Bu konuda yapılan araştırmaların büyük kısmı Güney Kore’deki bilim insanları tarafından yürütülüyor.

Seul, Busan ve Incheon dünyanın en kirli 100 şehri arasında yer alıyor.

Seul’deki Ewha Womens Üniversitesi tarafından yakın zamanda yayınlanan bir çalışmada çeşitli kirleticilere maruz kalmakla ergenliğin daha erken başlaması arasında tekrarlanan bir ilişki tespit ediliyor.

Sülfür dioksit, nitrojen dioksit, karbonmonoksit ve ozon gibi çeşitli zehirli gazların buna yol açtığı düşünülüyor.

Polonya’da 2022 yılında 1.257 bayandan alınan bilgilerle yapılan bir araştırmada nitrojen gazlarına daha fazla maruz kalma ile 11 yaşından önce adet görme arasında bir bağlantı tespit edilmişti.

Polonya, kömür kullanımının yol açtığı hava kirliliğiyle tanınan bir ülke.

Ancak inşaat alanlarından orman yangınlarına, enerji üretim tesislerinden araç motorlarına ve hatta tozlu, asfaltsız yollara kadar çeşitli kaynaklardan havaya salınan ve gözle görülemeyecek küçüklükte olan partiküller daha da endişe verici.

Ekim 2023’te Gaskins ve meslektaşları, ABD’de hem anne karnında hem de çocukluk döneminde yüksek ölçüde PM 2.5 (çapları 2.5 mikrondan küçük olan partiküller) ve PM10’a maruz kalan kız çocuklarının ilk adetlerini erken yaşta görme olasılıklarının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Gaskins, “PM2,5 partikülleri kan dolanımına hayli kolay bir şekilde girebiliyor. Bu partikülleri ciğerlerinize çekiyorsunuz ve bazı büyük partiküller gibi filtrelenmiyorlar. Daha sonra farklı organlara ulaşabiliyorlar. Bazı PM2,5 partiküllerinin plasentada, fetal dokularda ve yumurtalıklarda biriktiğini gördük. Her yere ulaşabiliyorlar” diyor.

Kişisel bakım eserlerinin rolü

İç yer hava örneklerinde bulunan partikül karışımlarıyla yapılan araştırmalar, bu partiküllerin androjen ve östrojen gibi gelişimde rol oynayan çeşitli hormonların uyarıcılarıyla etkileşime girebildiğini gösteriyor. Bu da ergenliğin erken başlamasına yol açan zincirleme bir tepkisi tetikleyebiliyor.

Gaskins, “Bizim öncelikle teorimiz, PM2.5’e daha fazla maruz kalan kız çocuklarının aynı zamanda östrojeni taklit eden ya da genel olarak HPA eksenini ve düzenli sinyalleri bozarak bedenin daha erken ergenliğe girmesine neden olan kimyasallara maruz kaldıklarıydı” diyor.

Uzmanlar erken ergenlikte birçok farklı faktörün daha etkili olduğunu düşünüyor.

Gaskins, “Ergenlik öncesi yaştaki kız çocukları ilginç bir grup zira hormonal süreçleri bozan kimyasalların bir başka kaynağı da kişisel bakım ürünleri” diyor ve devam ediyor:

“Şu anda aktif olarak bu demografinin peşinden giden ve onlara ürün pazarlayan çok sayıda şirket var.”

Eskenazi, değişen dünyamızın çocuk gelişimini nasıl etkilediği hakkında hala bilmediğimiz çok şey olduğunu, mikroplastikler ve hatta iklim değişikliği gibi faktörlerin rolünün şimdi tespit edilmediğini söylüyor:

“Bence hala buzdağının görünen kısmındayız. Daha sıcak bir iklimin adet döngüsünü nasıl etkilediğini ya da kızları daha erken büyümeye zorlayan sosyal faktörlerin rolünü bile bilmiyoruz. Lakin bu eğilim çok gerçek ve ergenlik yaşını çevresel kimyasallar, obezite ve psikososyal sorunların kombinasyonu etkiliyor olabilir.”

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Destek Besinlerin Kullanımı ve Suistimali Artıyor

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.