32,7380$% 0.54
35,4864€% 0.52
2.490,87%0,97
4.022,00%0,29
16.114,00%0,31
2.365,58%0,38
10.877,39%0,04
Avrupa Birliği’nin (AB) Copernicus uydu izleme sistemiyle yapılan ölçümlere göre, tüm dünyada mart, nisan ve mayıs aylarının en sıcak aylar olmasıyla birlikte, 2024 ilkbaharı tarihe “tüm vakitlerin en sıcak ilkbaharı” olarak geçti.
Türkiye’de de sıcak geçen kış ve ilkbaharın ardından haziran ayında birçok kentte hava sıcaklığı 40 dereceyi aştı, bazı kentlerde rekor sıcaklık değerleri kaydedildi.
Yüksek sıcaklık yangın riskini de artırdı. Orman altı bitki örtüsünün daha erken kuruması alevlerin daha etkili olmasına neden oldu. Orman yangını döneminin başladığı 1 Haziran’dan bu yana birçok kentte çok sayıda yangın çıktı.
1 Haziran’dan beri 399 yangın kayıtlara geçti
Orman Genel Müdürlüğünden alınan datalarına göre, Türkiye’de geçen yıl 1-21 Haziran devrinde 84 orman yangını çıkarken, bu yılın aynı devrinde yaklaşık 5 kat artışla 399 yangın kayıtlara geçti. Geçen yıl bu devirde yangınlardan 41 hektar, bu yıl ise 2 bin 548 hektar ormanlık alan zarar gördü.
1-21 Haziran devrinde geçen yıl orman dışı 155 yerde yangın çıktı, bu yıl ise 551 orman dışı noktada yangın yaşandı.
“Haziranda temmuz ve ağustos sıcaklığı yaşandı”
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Siyasetleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, Türkiye’de özellikle Çanakkale’den başlayarak Adana yöresine kadar uzanan, yangın tehlikesinin ve sıklığının yüksek olduğu bir yangın coğrafyası bulunduğunu söyledi.
Yangınların olağanda yılın en sıcak olduğu 10 Temmuz – 20 Ağustos arasında sıklaştığını anlatan Türkeş, son dönemlerde sıcak hava dalgasının mayıs ve eylülü de içine alacak şekilde genişlediğini belirtti.
Prof. Dr. Türkeş, haziranda temmuz ve ağustos sıcaklıklarının yaşandığını dile getirerek, “Bunlar insan kaynaklı iklim değişikliğinin, küresel ısınmanın giderek hızlandığını ve daha fazla etkili olduğunu bize gösteriyor.” dedi.
“Yakıt deposu haline geliyor”
Sıcaklığın orman yangınları açısından olumsuzluk oluşturduğuna dikkati çeken Türkeş, şunları kaydetti:
“Giderek daha sıcak bir dünya, yağış rejiminin değişmesi, aynı şekilde giderek daha sıcak bir Türkiye, yazı kurak ve çok sıcak Akdeniz ikliminin hâkim olduğu coğrafyanın genişleme eğilimi içinde olması, hava sıcaklıklarının giderek daha yüksek olması, ardışık sıcak hava dalgalarının sıklığının, müddetinin, şiddetinin artması yaz kuraklığıyla da birleştiği zaman bütün bitki örtüsü, ormanlar, makiler, tarım alanları, meralar patlamaya hazır, büyük yangınlara elverişli yakıt deposu haline geliyor. Bugünlerde bu etkiyi haziranda görmeye başladık. Türkiye’de, yüksek yangın tehlikesini yaratan hava şartları iklim değişikliğiyle birleştiğinde orman yangınları daha sık, daha büyük olma eğilimi içine giriyor.”
Prof. Dr. Türkeş, orman yangınlarına karşı klâsik kriz tabanlı yangın idaresinden risk tabanlı proaktif ve bütüncül yangın yönetimi döngüsüne geçilmesinin kıymetine işaret etti.
Siirt’te Yılan Paniği