HDP’nin çağrısı sonrası terör örgütü PKK yandaşlarının 6-7 Ekim 2014’te Aynularab (Kobani) bahanesiyle gerçekleştirdiği şiddet olaylarıyla ilgili davada karar aşamasına gelinmiştir. Bu olaylarda 2 polis şehit olmuş, 35 kişi de yaşamını yitirmiştir. Davanın bir diğer ismi Gültan Kışanak hakkında ise tahliye kararı verilmiştir. 6-8 Ekim olayları davasında “devletin birliğini ve ülkü bütünlüğünü bozma” suçundan beraat eden Kışanak, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan ise 12 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Mahkeme, Gültan Kışanak’ın tahliyesine karar verirken, Kışanak’ın daha önce aldığı cezanın süresini göz önünde bulundurmuştur. Dolayısıyla, Kışanak’ın yattığı süre hesaplanarak tahliyesine karar verilmiştir. Bu karar, 6-8 Ekim olayları davasında dikkat çeken gelişmelerden biridir. Kışanak’ın serbest bırakılması, davada yaşanan diğer gelişmelerle birlikte yargı sürecine ilişkin daha geniş bir tartışmayı da beraberinde getirmiştir.
Gültan Kışanak’ın tahliye kararı, 6-8 Ekim olayları davasının sonuçları arasında önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Bu olaylar, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal gerilimlerinin derinlikli bir şekilde ele alınmasını gerektirmektedir. Olayların üzerinden geçen zaman içerisinde, toplumsal hafızada yer edinen acılar ve kayıplar, bir kez daha gündeme gelmiştir. Mahkemenin aldığı kararlar, adaletin ne kadar hassas bir konu olduğunu bir kez daha vurgulamaktadır.
Gültan Kışanak’ın tahliyesi, Türkiye’nin hukuk ve adalet sistemine ilişkin farklı görüşlerin de ortaya çıkmasına neden olmuştur. Kimi kesimler, Kışanak’ın serbest bırakılmasını olumlu bir adım olarak görmüşken, diğer yandan ise bu kararın terör örgütleriyle ilişkili kişilere verilen mesajın anlaşılması açısından endişe verici olduğunu ifade etmiştir. Ancak, mahkemenin aldığı kararın yasal süreçler çerçevesinde değerlendirilmesi ve hukukun üstünlüğü ilkesine saygı gösterilmesi gerekliliği de unutulmamalıdır.
Sonuç olarak, Gültan Kışanak’ın tahliyesi 6-8 Ekim olayları davasının gündemini meşgul etmeye devam etmektedir. Bu kararın ardından, Türkiye’nin terörle mücadeledeki yaklaşımı, adalet sistemi ve toplumsal barış konularında yapılması gereken adımların da yeniden ele alınması gerekecektir. Herkesin hukukun üstünlüğüne inanarak sorumluluklarını yerine getirmesi, ülke içindeki çatışmaların sona erdirilmesi için önemli bir adım olacaktır.
22:32
