34,4153$% 0.18
36,2930€% 0.07
2.836,41%0,09
4.825,00%0,12
19.301,00%0,12
2.565,44%-0,07
9.420,42%1,29
Upuzun, incecik, çok güzel bir kız Zei. Üstelik çok da güler yüzlü. Hintlerin dinginliğiyle Türklerin heyecanlı yapısını aynı potada eritmiş, kendine özgü bir karakter oluşturmuş. Kendiyle barışık olması farklılıklarını avantaja çevirmesini sağlamış. Önce hayat öyküsünü dinliyoruz, sonra da müzikteki maksatlarını…
– Zei, Zeynep’in kısaltılmışı mı?
Evet, ismim Zeyneb, sonu ‘b’ ile bitiyor. Yurtdışında okunuşu kolay olsun diye bu şekilde kısalttım. Bir de ismimi seviyorum, kaybetmek istemedim. Tam Türk ismi. Gittiğim her yerde ismimi söylediğimde “Türk müsün” diye soruyorlar. Hoşuma gidiyor, bana kimlik katıyor.
– Anne Hint asıllı Singapur vatandaşı, baba Türk. Nasıl tanışmışlar?
1997’de internet üzerinden tanışıyorlar. Babam ODTÜ makine mühendisliği mezunu. Annem sekreterlik okumuş ama çalışmıyor. Babam atlayıp Singapur’a gidiyor, âşık oluyorlar birbirlerine ve orada evleniyorlar, büyük yürek. Ben gidemezdim dünyanın bir başka ucuna. Güzel bir aşk öyküsü ama 2007’de boşanıyorlar. Arada kültür farkı var. Ve ben de 7 yaşımda, benden iki yaş küçük kız kardeşim ve babamla Türkiye’ye geliyorum.
– Anne-babanın boşanmaları seni zorlamadı mı?
Bu durumu direkt olumluya çevirdim. İşime geliyordu ayrı olmaları. Daima iki ülke arasında git-gel. Eğlenceli bir çocukluk geçirdim. Biraz delikanlı kız olarak yetiştim.
– İzmit’e gelmişsiniz, ilk gittiğinizde nasıl karşılandınız orada?
Bizi babaannem büyüttü. Depremzedelerin oturduğu Dünya Bankası Konutları’ndaydık. Herkesin hayatında bir yerinden yaralı olduğu… Ağustos çocuğuyum ama çok doğum günüm kutlanmadı.
– 17 Ağustos depremi yüzünden…
Aynen. 8 Ağustos’ta doğdum. Sevdiğim, güvenli bir yerde büyüdüm. Sokaklardaydım daima. Ben lisedeyken babam, Ukraynalı Sasha ile evlendi. Üç kardeşim daha oldu. Karman çorman bir aile (gülüyor).
– Annen tekrar evlendi mi?
Evet, bir tane de Pakistanlı kız kardeşim var.
– Yurtdışındaki akrabalarınla buradakileri karşılaştırır mısın?
Türkiye’de başka bir bağ hissediyorum. Oradaki kuzenlerim de beni çok seviyor ama burada bana bir masa hazırlıyorlar, önüme öyle yemekler konuyor ki çıldırıyorum. Bizimkiler beni havaya fırlatıyor, babaannem ağlıyor. Yurtdışındaki akrabalarım daha sessiz, sakin. Dedem bazen “Niye bu kadar yüksek sesle konuşuyorsun” diyor.
– İstanbul’a ne zaman, niçin taşındın?
Bahçeşehir Üniversitesi’nde inşaat mühendisliği bölümünü kazanınca. Ama inşaat mühendisliği bana göre değildi.
– Hip-hop kültürüyle üniversite döneminde mi tanıştın?
Müziğe daha çocukken meraklıydım. Babamın çok sevdiği bir türkü vardı: ‘Mihriban’, ilk müzik söyleme uğraşım o şarkıylaydı. Bir de Erol Evgin’in ‘Bir Müziksin Sen’ diye bir programı vardı. Oraya çıkacağım diye tutturmuştum. Ama babam müziğe yönelmemi pek istemedi. Bütün aile mühendis bu arada. Benim de mühendis olmamı istediler. “Sanatı hobi olarak yaparsın” diyorlardı. Rap dinlemeye lisede başladım. Gazapizm, Sansar Salvo, Joker, Allame, Murda… Üniversitedeyken bir gün sokakta freestyle atan bir kümeye rastladım. Onlarla takılmaya başladım. Hip-hop kültürüyle böyle tanıştım. Müzikle aslında ilgileniyordum, bunu rap’e çevirmek istedim. R&B hem de pop rap müzikler yapmaya hız verdim. Kendini ifade etmek isteyen herkes rap yapabiliyor.
– Şarkılarını kendin yazıyorsun değil mi?
Evet, kendim yazıyorum.
– Yeni şarkın ‘Lucifer’ın düzenlemesini kim yaptı?
Can Kiremitçi yaptı.
– Sosyal medyayı aktif kullanıyorsun…
İnsanlar dinledikleri isimleri yakından tanımak, etkileşimde bulunmak istiyor. Mesela Singapur’dayken klasik kıyafetlerimizi giyip video çektiğimde insanların çok güzeline gidiyor. Ben de bu farklılıkları daha sık kullanıyorum. Yeni müzik yaptığımda bir bölümünü sosyal medyada paylaşıyorum.
– Müzikte amacın nedir?
Önce Türkiye’de, sonra Asya’da bir noktaya gelebilmek. Singapur’da da çok iyi rap’çiler var. Onlarla işbirliği yapıp lokalde kendimi tanıtabilirim. Ya da Hint bir R&B sanatçısı bulurum, müzikler yaparız. Zati Türkler Hint kültürünü seviyor.
HİNT DİNGİNLİĞİ VE TÜRK HEYECANI
Zei içinde büyüdüğü kültürleri harmanlamış; şimdi bir ayağı Türkiye’de, başkası Singapur’da.
‘DEDEME TÜRK YEMEĞİ PİŞİRDİM’
– Bir süredir hem Türkiye’de hem de Singapur’da yaşıyorsun değil mi?
Evet, Beşiktaş’taki evimden çıkmam gerekiyordu. Türkiye’de yeni bir eve taşınmakla yurtdışında sıfırdan bir hayata başlamak aynı paraya denk geliyor. Ben de atladım, Singapur’a gittim. Orada dedemle çok güzel bir evde yaşıyorum. Dedem ultra keyifli bir adam. Bir meyveyi çok sevdiğimi gördüğünde sonraki gün aynı meyveden 10 kasa alıp geliyor. Ben de ona Türk yemeği pişirdim, domates çorbası. Doğal ki “Bunun baharatı yok” dedi. Acısını da fazla atmıştım oysa (gülüyor).
‘HERKES KENDİ BAHÇESİNDE OYNUYOR’
– ‘Lucifer’ın tanıtım görüntüleri ilgi gördü mü?
Evet, bir baktım TikTok’taki müzik için yapılan içeriklerin birden fazla kadınlar tarafından çekilmiş. Bu çok büyük bir artı benim için. Müzik artık böyle ilerliyor. Yoksa ben de influencer’cılık oynamak istemiyorum.
– En çok kadınlar video çekiyor dedin. Rap dünyasındaki kadınlar arasında dayanışma var mı?
Hiçbir şey yok. Herkes kendi bahçesinde oynuyor.
– Birtakım rap oluşumları var. Onlara dahil misin?
Hayır, ama hepsiyle aram iyi. Birden fazla arkadaşım. Ama ben kendimi bir yere ait hissetmiyorum. Bu oluşumların Asya versiyonunu yapmak istiyorum.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Yazlık Portakallar Bunlar!