38,0369$% -0.2
43,1141€% -0.52
3.936,99%-0,55
6.465,00%0,87
25.782,00%0,86
3.219,42%-0,55
9.380,95%0,45
DOLAR 38,0369
EURO 43,1141
ALTIN 3.936,99
BİST 100 9.380,95
İmsak 02:00
1- Hareketsiz kalmak
Hamilelik döneminde, anne adayları, fizikî aktivitenin düşük riskini artırabileceği tasasına kapılabiliyorlar. Ancak, hamilelik sürecinde kanda pıhtılaşmaya olan eğilim arttığı için kesinlikle hareket etmeniz gerektiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Burak Güler, “Uzun süre hareketsiz kalmak özellikle bacak damarlarında pıhtı oluşma riskini artırabilir ve bu durum hem annede hem de bebekte önemli sağlık sorunlarına yol açabilir” uyarısında bulunuyor.
DOĞRUSU: Hamilelik döneminde, hekiminizin önerdiği hudutlar içinde, düzenli olarak hareket etmeyi alışkanlık edinin. Günlük yürüyüşler, hafif egzersizler ve aktif bir yaşam stili, bu süreci daha sağlıklı ve konforlu hale getirebiliyor.
2- Yetersiz veya aşırı beslenmek
Hamilelik döneminde yapılan en büyük yanlışlardan biri olan yetersiz veya istikrarsız beslenmek kan şekerinde ani düşüşlere ve bunun sonucunda bayılma hissi, baş dönmesi, sonluluk ile terlemeye neden olabilirken bebekte de gelişim geriliği gibi sorunlara yol açabiliyor. Aynı zamanda yine büyük bir hata olan aşırı kilo alımı da gebelik diyabeti ve hipertansiyon risklerini yükselterek sizin ve bebeğinizin sağlığını tehlikeye atabiliyor. Ayrıca aşırı kilo alımıyla birlikte doğum süreci de zorlaşıyor.
DOĞRUSU: Hamileliğin başından itibaren öğünlerinizi düzenli ve istikrarlı tüketerek hem kan şekerinizin ani düşüşlerini önleyebilir, hem de bebeğinizin sağlıklı gelişimine destek olabilirsiniz. 3 ana öğünle başlayıp sonrasında ara öğünlerle birlikte sık sık ve küçük porsiyonlar halinde beslenmeye geçmeniz aşırı kilo alımını maniler ve hamilelikte oluşabilecek diyabet ile tansiyon sorunlarının önüne geçer. Hamilelikte karbonhidrat, protein ve yağdan istikrarlı beslenmek kıymetlidir. Günlük aldığınız kalorilerin yaklaşık yüzde 50-55’i karbonhidratlardan, yüzde 15-20’si proteinlerden ve yüzde 25-30’u sağlıklı yağlardan oluşmalıdır.
3- Vitamin desteklerini bilinçsizce kullanmak
Hamilelik sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için ilaç ve vitamin desteklerinin şuurlu kullanılması şart! Dolayısıyla, Sağlık Bakanlığı’nın önerdiği ve hekiminizin sizin için uygun gördüğü vitaminleri düzenli olarak kullanmanız gerekiyor.Ancak dikkat! Önerilenin dışında ek vitamin destekleri almanız veya yüksek dozda kullanmanız doz aşımına bağlı olarak mide bağırsak şikayetlerinin artması ve böbrekte taş gelişimi gibi olumsuz etkiler oluşturabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Burak Güler, tam tersine bu vitaminleri düşük dozda veya yetersiz almanızın da erken doğum riskini artırabileceği uyarısında bulunarak, “Yetersiz vitamin kullanımı aynı zamanda hamilelik boyunca kan kıymetlerinde azalma yaparak; yorgunluk, çarpıntı ve baygınlık gibi sorunlar yaşanmasına neden olabilir” diyor.
DOĞRUSU: Tüm ilaç ve destekleri hekiminizin denetiminde, düzenli olarak ve gereksiniminiz doğrultusunda kullanmaya itina gösterin.
4- Yetersiz miktarda su içmek
Özellikle hamilelik döneminde, bebeğin büyümesiyle birlikte, idrar kesesine baskı artıyor ve bu durum sık idrara çıkmaya neden olabiliyor. Birçok anne adayı sık tuvalete gitmemek için su tüketimini azaltabiliyor. “Ancak bu büyük bir hatadır!” uyarısında bulunan Dr. Burak Güler, “Su alımının yetersiz olması; dehidrasyon, kabızlık, idrar yolu enfeksiyonları ve amniyon sıvısının azalması gibi önemli sorunlara yol açabilir” diyor.
DOĞRUSU: Hamilelik sürecinde bedenin artan sıvı ihtiyacını karşılamak için yeterli miktarda su tüketmeniz çok önemli. 2006 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmanın verilerine göre; günlük ortalama 2,3 litre (yaklaşık 10 bardak) su ve sıvı tüketmek gerekiyor. Bunun yanı sıra; yiyeceklerden alınan ek suyla toplam sıvı alımı 3 litreye kadar çıkabiliyor. Ancak, su ihtiyacı kişisel farklılıklar gösterebiliyor ve ortam sıcaklığı, nem, fizikî aktivite, egzersiz ile hastalık gibi faktörler bu miktarı değiştirebiliyor. Hamilelik sürecinde gün boyunca düzenli aralıklarla su içerek hem kendi sağlığınızı hem de bebeğinizin gelişimini desteklemeyi ihmal etmeyin.
5- Altıncı aydan sonra sırt üstü uyumak
Sizin ve bebeğinizin sağlığı için uyku durumuna dikkat etmeniz de büyük bir öneme sahip. Altıncı aydan sonra sırt üstü uyumamaya dikkat edin. Hamilelik ilerledikçe büyüyen bebek ve rahim ana damarlarınıza baskı yaparak kan akışını azaltabiliyor. Bu durum, tansiyon düşüklüğü, nabız değişiklikleri ve baygınlık hissi gibi sorunlar yaşamanıza yol açabiliyor. Plasentaya giden kan akımını azaltması sonucu da bebeğinizin oksijenlenmesini olumsuz etkileyebiliyor. Bunun sonucunda bebeğinizde ani kalp atım yavaşlaması gibi sorunlar gelişebiliyor.
DOĞRUSU: Özellikle hamileliğin 6. ayından sonra sol yana yatmaya ihtimam gösterin. Sol yana yatmanız kan dolanımını artırıyor, tansiyon dengesini koruyor ve bebeğinizin daha iyi beslenmesini sağlıyor.
6- Testleri düzenli yaptırmamak
Hamilelik sürecinde, kadın ve doğum doktorları tarafından belirli aralıklarla kan testleri ve bazı laboratuvar testleri isteniyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Burak Güler,bu testleri vaktinde yaptırmanızın sizin ve bebeğinizin takibi açısından büyük bir önem taşıdığına dikkat çekerek, “Örneğin, ikili test, üçlü-dörtlü test, şeker tarama testi ve ayrıntılı ultrason gibi taramalar belirli haftalarda yapılmalıdır. Özellikle bazı testlerde bu periyotların kaçırılması durumunda telafisi mümkün olmayan sorunlar gelişebilir” diye konuşuyor.
DOĞRUSU: Düzenli doktor kontrollerine giderek testlerinizi doktorunuzun önerdiği aralıklarda yaptırmanız, sağlıklı bir hamilelik süreci geçirmenize yardımcı olacaktır.
7- Uyku sistemine dikkat etmemek
Hamilelik sürecinde uyku kalitesi ile süresi anne adayının ve bebeğin sağlığı için büyük öneme sahip. Öyle ki gece 5 saatten az uyuyan anne adaylarında preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) ve erken doğum riskinin arttığı yapılan çalışmalar tarafından ortaya konmuş. Ayrıca uyku sorunları olan gebelerde doğum sırasında yorgunluk nedeniyle doğum süreci zorlaşabiliyor. Bunların yanı sıra uyku kalitesi düşük olan anne adaylarında doğum sonrası depresyon görülme riski de artıyor.
DOĞRUSU: Uyku sisteminizi koruyarak hem sağlıklı bir hamilelik süreci geçirebilir hem de doğuma daha iyi hazırlanabilirsiniz. Bu nedenle, hamilelik boyunca günde 8-10 saat kaliteli uyumaya ihtimam gösterin. Özellikle hamileliğin son aylarında düzenli ve yeterli süre uyumanız doğum sürecine daha dinç ve güçlü hazırlanmanıza yardımcı olacaktır.
8- Pişmemiş et ve et ürünleri tüketmek
Hamilelik döneminde her besinin tüketilmesi önerilmiyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Burak Güler, özellikle çiğ veya az pişmiş et ve et ürünlerinden kaçınmak gerektiği uyarısında bulunarak, “Zira bu tür besinler, toxoplasma gondii paraziti taşıyabilir ve hamilelikte enfeksiyona yol açabilir. Bu enfeksiyon hamileliğin erken döneminde düşük riskini artırabilirken, ilerleyen haftalarda bebeğin sinir sistemini olumsuz etkileyerek gelişim geriliğine neden olabilir” diyor.
DOĞRUSU: Etlerin iyi pişirildiğinden emin olmalı, çiğ ete dokunduktan sonra ellerinizi kesinlikle iyice yıkamalısınız.
9- Yanlış egzersizler yapmak
Hamilelik sürecinde düzenli olarak egzersiz yapmanız hem sizin hem de bebeğinizin sağlığına olumlu katkı sağlıyor. “Ancak bu egzersizler doktorunuz tarafından planlanmalı ve hamileliğinizin seyrine uygun olmalıdır” uyarısında bulunan Dr. Burak Güler, sözlerine şöyle devam ediyor: “Her anne adayının sağlık durumu ve hamileliğin ilerleyişi farklıdır. Dolayısıyla hatalı egzersiz seçimi anne ve bebek sağlığı açısından risk oluşturabilir. Örneğin, preeklampsi sorunu yaşayan bir anne adayının ödem sorunu olabileceği için el bilekleri ve ayak bileklerine fazla yük bindiren egzersizler önerilmez” diyor.
DOĞRUSU: Hamilelik sürecine uygun bir egzersiz programı belirlemek için doktorunuz veya bir fizyoterapist ile birlikte hareket etmeyi asla ihmal etmeyin.
10- Kozmetik ürünlerin içeriğine dikkat etmemek
Hamilelikte anne adaylarının yaptıkları bir başka önemli hata ise kozmetik eserlerinin içeriğine dikkat etmemek oluyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Burak Güler, her güzellik eserinin güvenli olmadığını vurgulayarak, “Çünkü cilt tarafından az miktarda da olsa emilen bazı kimyasallar bebeğe ve hamilelik sürecinde daha hassas hale gelen cilde zarar verebilir. Bu nedenle, özellikle retinoidler (A vitamini türevleri), salisilik asit, hidrokinon, formaldehit, ftalatlar, parabenler ve ağır metaller içeren eserlerden kaçınılmalıdır” diyor.
DOĞRUSU: Doğal ve güvenilir içeriklere sahip ürünleri tercih etmeniz sizin ve bebeğinizin sağlığı için en doğru seçim olacaktır.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Mardin’de Bayram Tatili Boyunca 250 Bin Turist Ağırlandı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.