32,6199$% 0.15
35,4376€% 0.32
2.507,55%1,64
4.049,00%1,32
16.221,00%1,33
2.390,27%1,43
10.851,78%-0,19
Dün öğlen saatlerinde İngiliz haber ajansı Reuters’a İsrailli bir yetkilinin “İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, merkezci eski general Benny Gantz’ın hükümetten ayrılmasının ardından geniş çapta beklenen bir hareketle altı üyeli savaş kabinesini feshettiğini” açıklaması, siyasi etraflarda Netanyahu hükümetinin istifası için tuşa basıldığı yorumlarına yol açtı.
Aynı günün akşamında saat 19.00 itibariyle İsrail’in Batı Kudüs bölgesinde yer alan Meclis binasının önünden başlayarak, tüm ülkeye yayılarak sürmesi planlanan protesto şovlarının amacı Netanyahu’nun istifa etmesi ve Hamas’ın elindeki İsrailli rehinelerin serbest kalması…
Kamuoyu baskısı sonucu yargı yoluyla Netanyahu’nun görevinden azledilmesini sağlamak da denklemde yer alıyor.
Yerine kim gelecek? Asıl sorun bu. Netanyahu’ya savaş sonrası planını paylaşması için 8 Haziran’a kadar tanıdığı müddetin dolmasıyla istifa eden Benny Gantz’ın yeni İsrail Başbakanı olma mümkünlüğü düşük değil.
Savaş Kabinesi’nin feshedilmesine, Filistin’de barış ve özgürlük yanlılarının zaferi diye bakmak çok doğru olmayacak.
CNNTÜRK’e açıklamalar yapan Doç.Dr. Furkan Kaya protestocuların önderiyle yaptığı görüşmeye dayanarak, 9-11Temmuz’da ABD’de yapılacak NATO toplantısına kadar Netanyahu’nun iktidardan düşürülmesinin hedeflendiğini söylüyor.
Netanyahu’nun aralarında Savunma Bakanı Yoav Gallant ve savaş kabinesinde yer alan Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer‘in de bulunduğu küçük bir bakan grubuyla istişarelerde bulunması bekleniyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 28-29 Nisan tarihleri arasında Riyad’da 93 ülke başkanının ve IMF, DB gibi küresel kurumların iştiraki ile düzenlediği Zirve’den aktardığım notlarda, “Netanyahu’suz ve Hamas’sız 2 devletli çözüm” formülü üzerinde çalışıldığı izlenimi edindiğimi 1 Mayıs tarihli yazımda paylaşmıştım.
Zirvede Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın da konuşmacılar arasında olması, Filistin’de çift başlı idarenin sürdürülemez olduğuna dair bildiriler içeriyordu.
Hamas yönetimindeki Gazze Şeridi’nde taş taş üstünde kalmadı; Filistin Ulusal Yönetimi ve Batı Şeria ise Mahmut Abbas yönetimindeki El Fetih’in yönetiminde.
El Fetih ile Hamas; tek Filistin için biraraya gelebilecek mi?
Netanyahu’nun 7 Ekim Hamas saldırısından sadece 5 dün sonra kurduğu Savaş Kabinesi’ni feshetmesi, İsrail’in barışa yaklaştığı umudundan çok Amerika’nın iç siyasete müdahalesi gibi duruyor.
Netanyahu’nun Filistin halkına yönelik soykırıma varan süren saldırıları, ortadan geçen 8 ayda genişleyerek bölgedeki gerilimi artırıyor.
41 binin üzerinde can kaybı, 1.5 milyon Filistinlinin yerinden yurdundan edilmesi, çağımızın en büyük insanlık katliamı; hesabı birisi ödeyecek!..
Lahey’de görülen Uluslararası Ceza Mahkemesi ICC Başsavcısı Karim Khan yaptığı yazılı açıklamayla; Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant‘ın yanı sıra Hamas Politbüro Lideri İsmail Haniya, Hamas’ın Gazze lideri ve askeri kanat lideri Yahya Sinwar hakkında “tutuklama emri” talep etti.
Yapılan açıklamada; Netanyahu, Hamas lideri Sinwar, Gallant, El Kassam Tugayları‘nın askeri kanadı komutanı Muhammed Al-Deif ve Hamas Politbüro şefi Haniye‘nin Ekim 2023’ten bu yana işlenen savaş kabahatlerinden sorumlu olduğu aktarıldı.
Aynı vakitte feshedilen 6 kişilik Savaş Kabinesi’nin de üyesi olan Gallant bu karara “Dünyada hiç kimsenin İsrail’i ve bizim davranış halimizi eleştirmeye yönelik ahlaki hakkı yoktur.” karşılığını vermişti.
Çocuk, kadın, sivil demeden Filistin halkını katletmeyi “ahlaki” bulan bir komutan!
Gallant, 15 Mayıs’ta düzenlediği basın toplantısında “savaş sonrası” planı açıkladı. Burada Gazze’nin İsrail’in sivil yahut askeri idaresine istek göstermeyeceğini ve “Hamas dışındaki” Filistinli kuruluşların uluslararası aktörler eşliğinde yönetilmesinin İsrail’in çıkarına olduğunu savunmuştu.
Batı koalisyonu Hamas’ı “terör örgütü” olarak tanımlarken Türkiye ulusal kurtuluş savaşçısı tarifi getiriyor.
ABD’nin 91 milyar dolarlık Ukrayna-İsrail yardım paketinden, 24 milyar dolar savunma bütçesi olan İsrail’e 26 milyar dolar, insai yardım için 1 milyar dolar ayırdı.
Bu bütçe Ukrayna ve İsrail’de savaşı sürdürmeye yarayacak.
UKRAYNA’YA DA YIĞINAK YAPILDI
ABD’nin Rusya’nın işgali altındaki Ukrayna’ya 61milyar dolarlık askeri yardım paketinin üzerine, geçtiğimiz gün İtalya’da toplanan G7 toplantısında getirdiği Ukrayna’ya 50 milyar dolar kredi açılması önerisi, üye devletlerden kabul gördü.
G7’nin açacağı kredinin kaynağı; Rus oligarklarının ambargoya takılan yurt dışına çıkardıkları 300 milyar doların faiz geliri olacak.
ABD bu formülle iki türlü yararlı çıkıyor. Birincisi Rusya ile savaşın finansmanını Rus parasıyla karşılıyor; ikincisi Ukrayna’ya savunma sanayi eserlerini satacak.
Bir cepten öbür cebe transfer.
Kabaca Türkiye’nin komşu coğrafyasında savaş sanayisine aktarılacak yaklaşık 140 milyar dolarlık kaynak, savunma endüstrinde faaliyet gösteren iş dünyası için kulak gerisi edilecek bir konu değil.
Türk savunma sanayi Ukrayna’ya gelecek 61 milyar dolarlık ABD yardımından umutlandı; temaslar kurdu.
Savunma sanayi haberleri veren International Crisis Group, 20 Aralık 2023 tarihli makalesinde Baykar Grubu’nu ele aldı:
*Bayraktar TB2 silahlı insansız hava aracı (SİHA) Ukrayna, Libya, Karabağ ve diğer yerlerdeki savaş alanlarında kullanıldı.
*20 Aralık 2023 itibariyle en az 26 ülke Türkiye’deki şirketlerden insansız hava aracı teslim aldı, yedi ülke anlaşma imzaladı ve teslimat bekliyor, 8 ülke ise sistemleri satın almaya istekli olduğunu belirtti. Baykar CEO’su Selçuk Bayraktar
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne göre 2022 yılında birçok Batılı silah üreticisinin gelirleri ortalama olarak azalırken, Türk savunma şirketlerinin gelirleri bir evvelki yıla göre yüzde 22 arttı.
Savunma endüstrinde ileri teknoloji eseri silah geliştiren bir şirketin tedarikçisiyle görüşüyorum; “Hep çalıştığımız bir firmaydı. Bir haftadır Ukrayna için sipariş ettiği silahları teslim almadı. Ofisim füze atarlarla dolu… Teslim almamasının bana maliyeti 1 milyon doların üzerinde. Bizim kesimde deve dişi olan bu şirketlere karşı dava da açamazsın. Ne olacak bilmiyorum” diyor.
Rusya’nın savunma bütçesini 100 milyar dolara çıkararak “el yükselttiği” bir savaşta, Türkiye Ukrayna’ya askeri materyal satabilecek mi?
Unutmayalım ki Türkiye doğalgazda Rusya’ya bağımlı ve 2023 doğalgaz faturasını erteledi.Türkiye’nin BRICS üyeliğine onay verdi.
Sıcak çok sıcak günlerden geçiyoruz.
Masaya güçlü oturmak gerekiyor.
Orta Doğu’dan Balkanlara (ki Türkiye’nin çeperi) tüm taşlar yerinden oynuyor.
Rusya ABD’nin tavrına, Küba açıklarına nükleer başlıklı denizaltısını getirerek cevap veriyor.
Rusya-Çin bloğu ile ABD’nin güç savaşı çok kutuplu bir dünyaya evriliyor.
Ukrayna ittifakında Nato’ya güç veren Avrupa ülkeleri, Avrupa Ordusu projesi yeniden gündeme aldı.
Orta Doğu’dan Hint-Pasifik’e kadar krizlerin yaşandığı ve ABD, Çin, Hindistan, Rusya gibi güçlü oyuncuların olduğu bir dünyada, Avrupa’da savunma alanında daha güçlü bir işbirliğinin gerekli olduğu savunuluyor.
Türkiye; hem Avrupa Ordusu’na, hem gözlemci olduğu Şangay İşbirliği Örgütü’ne üyeliğe, hem de Brezilya-Rusya-Hindistan-Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS topluluğuna yeşil ışık yakıyor.
5 Kasım’da yapılacak Başkanlık seçimlerinde ABD Başkanı Joe Biden’in karşısında aday olan Donald Trump, evvelki gün Michigan’da Turning Point Action’da yaptığı konuşmada, Ukrayna’ya açık uçlu askeri destek siyasetinin ABD’yi “üçüncü dünya savaşına” doğru götürdüğünü dile getirmişti.
Kullanılan sözcükler barışı değil savaşı öne çıkarıyor.
Netanyahu Savaş Kabinesi’ni Feshetti: Aşırı Sağa Gün Doğdu
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.