35,3089$% -0.2
36,7031€% 0.55
2.990,37%-0,33
4.921,00%-0,78
19.624,00%-0,76
2.633,82%-0,15
10.085,50%0,10
PKK lideri Abdullah Öcalan‘ın son açıklamasını değerlendirirken Eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili İdris Baluken, “10 yıl sonra müzakere kapısının yeniden aralandığını” söyledi.
BBC Türkçe‘nin sorularını yanıtlayan Baluken, Öcalan’ın açıklamasını, “barışla ilgili umutları dirilten ve bütün siyasi çevrelere, toplumsal bölümlere sorumluluk yükleyen bir mesaj” olarak yorumladı.
Baluken yeni bir süreçten bahsetmek için ise erken olduğunu belirterek, “Henüz tümüyle tarafların örtüşen içerik bildirilerinden bahsetmenin biraz zor olduğu kanaatindeyim” dedi.
2013-2015 yılları arasındaki “çözüm sürecinde” İmralı heyetinde yer alan Baluken Kandil’de de görüşmeler yapmıştı.
Baluken, 2016-2023 yılları arasında, “örgüt üyeliğinin” de aralarında bulunduğu çeşitli suçlamaların ardından hapis cezasına çarptırılmış ve yaklaşık 6,5 yıl cezaevinde kalmıştı.,
HDP heyetinin, “çözüm süreci” kapsamında 2014 yılında İmralı Adası’nda yaptığı bir görüşme
Öcalan’ın açıklamalarında hangi vurgular öne çıkıyor?
İmralı’ya ikinci ziyaret ise DEM Parti milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan tarafından Cumartesi günü gerçekleştirildi.
Görüşmenin ardından heyet tarafından yapılan açıklamada, “Öcalan’ın sıhhatinin iyi, moralinin yüksek olduğu” ve “Kürt meselesine kalıcı çözüm bulmaya yönelik yaptığı değerlendirmelerin hayati değerde olduğu” aktarıldı.
Açıklamada, “görüşmede Orta Doğu ve Türkiye’de yaşanan son gelişmelerin değerlendirildiği, Öcalan’ın çözüm önerileri sunduğu” belirtildi.
Öcalan, heyet üzerinden kamuoyuyla paylaştığı iletisinde, “Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici ve aciliyet kazanmıştır” dedi.
Öcalan ayrıca, “heyetin kendi yaklaşımını devlet ve siyasi çevrelerle paylaşacağını” belirtti ve “Bunlar ışığında gereken müspet adımı atmaya ve çağrı yapmaya hazırım” ifadelerini kullandı.
BBC Türkçe’ye konuşan Baluken, Öcalan’ın mesajını “Son derece müspet karşılıyorum” kelamlarıyla değerlendirdi ve içeriğinde “demokrasi, barış, kardeşlik ve demokratik dönüşüm vurgularının öne çıktığını” söyledi.
Baluken, açıklamada “şeffaflıktan” ve “çözüm tabanı olarak TBMM”den bahsedilmesine de dikkat çekti:
“Sayın Öcalan’ın burada vermiş olduğu iletide bütün siyasi çevrelere gidilmesi, onlara bu paradigma doğrultusunda bilgilendirmeler yapılması ve görüşlerinin alınması; siyasi çevrelerin de dar ve dönemsel hesaplara kapılmadan inisiyatif alması, yapan davranması, müspet katkı sunması çağrısı başlı başına aslında, geçmiş periyottaki eksiklik olarak ifade edilen kapsayıcılığın ne kadar önemsendiğini gösteriyor. Bir istikametiyle aslında sürecin bütün kısımlarla paylaşılarak şeffaflığın sağlanması gerektiğini belirtiyor.
“Yine tabanın Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğu vurgusu da yasallık konusunda geçmiş periyotta ortaya çıkan eksikliklerin giderilmesi manasında önemli bir noktaya işaret ediyor.”
Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken ve Pervin Buldan, “çözüm süreci” döneminde, 2014 yılındaki bir açıklama sırasında (GETTY IMAGES)
Baluken, Öcalan’ın açıklamalarında bölgesel gelişmelere değinilmesinin altını çiziyor:
“Çok önemli bir tıkanıklık var. Bildiride Gazze ve Suriye’deki gelişmelere vurgu yapılmış. Bölgesel sorunlara demokratik kıymetler, insan hakları, temel hak ve özgürlükler, yaşam hakkı üzerinden baktığımızda aslında tam da bu tartışmaların ve böylesi bir sürecin kendini dayattığı ve aciliyet arz ettiği bir devirden geçiyoruz. Şimdi gerçekten Suriye alanı ve Orta Doğu alanındaki gelişmeler bize bu yangının bir yerinden bir önlem almanın zaruriyetini gösteriyor.
“Mesajın başlangıcındaki Türk-Kürt kardeşliğine yapılan vurgu ve orada bunu güçlendirmek için karşı karşıya kalınan tarihi sorumluluk tespiti bunun aynı zamanda tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet taşıdığı mesajı, paradigmanın özünü, ruhunu oluşturuyor.”
Baluken, Öcalan’ın açıklamalarında muhalefete nasıl bir mesaj vermek istediğini ise şu sözlerle yorumluyor:
“Geçmiş periyotta iktidarın süreci, muhalefetle veya diğer toplumsal kesitlerle birlikte ortaklaştırma, ayrıntılandırma konusunda çekimser yahut da zıt konumlanması vardı.
“Bu yeni tartışmaların başladığı periyotta de iç cepheyi tahkim etme üzerinden bir tarif yapıldı ama pratik siyasi uygulamalara baktığımızda o konuda gereğince bir gayretin ortaya konmadığını söyleyebiliriz. Sayın Öcalan’ın bu süreci bütün siyasi çevreler veya toplumsal bileşenlerle paylaşma önerisi, geçmişteki eksikliklerden de yola çıkarak bugüne dair müşahedesi üzerinden ortaya koyduğu bir tamamlayıcı düzenek olarak ifade edilebilir.”
‘Yeni süreç’ tartışmaları, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’de yaptığı açıklamaların ardından başladı.
(GETTY IMAGES)
Bahçeli ayrıntısı ne anlama geliyor?
Öcalan, iletisinde ayrıca “Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de müspet anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim” ifadelerini kullandı.
Bazı yorumcular, cümlede önce Bahçeli’nin isminin kullanılmasını da dikkat çekici buldu.
Baluken, açıklamada Bahçeli’nin isminin da yer almasını “önemseme” olarak yorumluyor:
“Belli ki ortada bir rasyonel değerlendirme var ve o doğrultuda şekillenen bir paradigma var. O paradigma doğrultusunda ilk mesajları sayın Bahçeli vermiş oluyor. Bu cümleden (Öcalan’ın ilgili cümlesi) bunu anlıyoruz. Dolayısıyla sayın Öcalan’ın da bunu kıymetlendirdiği, önemsediği sonucunu çıkarabiliriz.”
Bu arada MHP lideri Bahçeli yayımladığı yeni yıl bildirisinde, İmralı Adası’ndaki görüşmeyle ilgili “hayırlı bir başlangıcın ivmesi” tabirini kullandı:
“İmralı ile DEM Parti temsilcileri arasında 28 Aralık 2024 tarihinde gerçekleştirilen görüşme ve bu görüşmenin genel çizgileriyle medyaya yansıyan bazı bölümleri demokrasiyi, Türk-Kürt kardeşliğine bağlanan umutları nispeten destek etmekle kalmamış güzel bir başlangıcın ivmesi olmuştur.”
Bahçeli açıklamasında, “Ortada yeni bir çözüm veya açılım diye bir süreç hiç yoktur” ifadesini de kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise yayımladığı yeni yıl bildirisinde, “Türkiye içinde en önemli gündemlerinin iç cephenin tahkimatı olacağını” belirttti ve “Türkiye Yüzyılı’nı kardeşliğin yüzyılı yapmakta kararlı olduklarını” söyledi.
“Önümüzdeki periyotta terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız” diyen Erdoğan şöyle devam etti:
“Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü çabası gösteriyoruz ama gerektiğinde devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz. Bu çerçevede 2025 yılında milletimize inşallah yeni muştular vermeyi ümit ve arzu ediyoruz.”
‘Yeni bir süreçten bahsetmek için erken’
Baluken, “Sizce yeni bir süreçten bahsedilebilir mi?” sorusunu yanıtlarken “Bence şimdi erken” deyip ekliyor:
“Bir yeni paradigmadan bahsedilebilir. Bunu, Devlet Bahçeli’nin açıklamalarında da hükümet kanadındaki bazı açıklamalarda da görmüştük. Sayın Öcalan’ın da mesajında da bir yeni paradigmaya müspet katkı sunacak ehil ve kararlılık vurgusu var.
“Bu paradigma doğrultusunda yeni bir süreç isimlendirmesi yapılması için heyetin devletle ve siyasi çevrelerle yapacağı görüşmeler ve sonrasında Sayın Öcalan’la görüşüp görüşmemesi veya görüştükten sonra ortaya çıkan çerçeve belirleyici olacaktır. Çünkü şimdi tümüyle tarafların örtüşen içerik bildirilerinden bahsetmenin biraz zor olduğu kanaatindeyim.”
‘Süreci toplumsallaştıramadık’
Baluken, 2013-2015 arasındaki sürecin neden çöktüğünü değerlendirirken ise şu yorumları yapıyor:
“Yasal boyut çok önemli. Sürecin her evresinde parlamentoda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve demokratikleşme ekseninde barışçıl ortamı sağlayacak bir siyasi iklimin oluşturulması önemli. Geçmiş periyotta bu konuyla ilgili önemli eksiklikler vardı.
“Sürecin yasal boyutuyla ilgili gerekli olan mevzuat hazırlıklarıyla ilgili bir uğraşımız vardı. Ama o dönem biz muhattaplarımızda bu konuda aynı istekli durumu görmedik.
“Yine bölgesel gelişmeler yani o dönem Suriye’de yeni şekillenen bir hareketlenme, Rojava alanında, kuzeydoğu Suriye alanında ortaya çıkan bir takım yeni istikrarlar, hükümeti veya devleti farklı bir durum almaya zorladı diyebiliriz.”
Bu değerlendirmeleri yapmakla birlikte Baluken, “Yeni başlangıçların tartışıldığı bir devirde çok fazla geçmişe takılmaması gerektiği kanaatindeyim” diyor ve devam ediyor:
“Yeni şeylerden bahsetmek lazım, umudu büyütmek lazım. Oradan dersler çıkarılabilir. O dersler doğrultusunda yeni devirde o kusurları tekrar etmeme uğraşı içerisine girilebilir kanaatindeyim.”
Baluken, o süreçten Kürt siyasetinin ders çıkarıp çıkarmadığı sorusuna cevap verirken ise “sürecin toplumsallaşmasından” bahsediyor:
“Süreci toplumsallaştıramadık. Bu devirde eğer bir yeni süreç gelişecekse, Kürt siyasi hareketinin ve Türkiye demokrasi güçlerinin bütün çabası bunu sağlamaya yönelik olmalı. Barış iradesinin ardında ne kadar güçlü bir toplumsal destek yığarsak o seviyede süreci iktidar cenahının insafından veya siyasi çıkar hesaplarından kurtarmış oluruz fikrindeyim.
“O nedenle önümüzdeki günlerde de hem heyetin yapacağı görüşmeler önemli hem de DEM Parti’nin veya Türkiye’deki barışsever ve demokratik çevrelerin barışla ilgili büyük bir toplumsal hareketlilik içerisine girmesi son derece belirleyici olacaktır.”
İdris Baluken (sağda), Sırrı Süreyya Önder (ortada) ve devrin başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan, 28 Şubat 2015’teki Dolmabahçe toplantısında (GETTY IMAGES)
“10 yıl sonra müzakere kapısı yeniden aralandı”
Heyetten yapılan son açıklamada “Bu sefer daha umutluyuz” ifadesi kullanıldı.
Baluken, kendisinin de böyle hissedip hissetmediğine dair soruya şu yanıtı veriyor:
“Biz o periyotta çalışmaları yürüttüğümüz zaman umutluyduk. Yürüttüğümüz çok değerli çalışmalarla da sonuca son derece yaklaşmıştık ama Orta Doğu eksenli, Suriye eksenli ortaya çıkan yeni gelişmeler ve ülke içerisinde mevcut iktidarın birtakım siyasi hesapları, o periyotta sonuç etabına gelmiş olan o çalışmaları akamete uğrattı. 10 yıl sonrasında bir müzakere kapısının yeniden aralanmış olması, orada yeniden bir ışığın belirmiş olması doğal başı başına daha büyük bir umut anlamına geliyor.”
Baluken’e göre bundan sonra nasıl bir takvimin ortaya çıkabileceği ise İmralı heyetinin yapacağı detaylı değerlendirmeler sonrası şekillenecek.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Saadet Partisi’nden Gassal Dizisine Gönderme: “Ay Sonu Dükkanın Kirasını Kim Ödeyecek?”