34,2421$% -0.13
36,7644€% -1.91
2.996,13%-0,90
5.038,00%-0,90
20.091,00%-0,91
2.714,24%-1,03
8.852,49%2,71
Diyarbakır‘da 24 Ağustos 2021 yılında K.A., erken doğum nedeniyle gittiği Memorial Diyarbakır Hastanesi’nde ikiz bebek dünyaya getirdi. Yenidoğan yoğun bakım kısmında kuvöze alınan ikizlerden erkek çocuk E.A.A., aynı yıl 5 Ekim’de hayatını kaybetti. E.A.A.’nın ölümü, doğal ölüm olarak ailesine iletildi. 14 Ekim’de ikiz bebeklerinden kızını ziyarete giden baba E.A., burada çalışan hasta bakıcının kendisine çocuğunun ölümünün doğal ölüm olmadığını ve hemşirelerin ihmali sonucu öldüğünü, bu ihmalleri kayıt altına aldığını söylemesi üzerine savcılığa suç duyurusunda bulunarak, avukatına da vekalet verdi. Ölüm sebebinin belirlenmesi için 18 Ekim’de otopsi işlemi gerçekleştirilerek, dosya Adana, İstanbul ve Diyarbakır Adli Tıp Ünitelerine gönderildi. 8. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan mütalaa dün sonuçlanarak, kararın mahkeme tarafından verilmesinin uygun görüldüğü belirtildi.
“HEMŞİRELER UYUYORLARDI”
Avukat Muhammet Tanrıkulu, müvekkilinin eşinin yıllar boyunca hamile kalmak için uğraştığını, en son tüp bebek tedavisi ile uzun süre sonra gebelik gerçekleştiğini söyledi. 24 Ağustos 2021 tarihinde erken doğumun ardından iki bebeğin kuvöze alındığını söyleyen Tanrıkulu, kuvözdeyken kız bebeğin durumunun daha kötü, erkek bebeğin daha canlı olduğunu aktardı. Tanrıkulu, “4 Ekim tarihinde müvekkil aranıyor, ‘Çocuğunuz şu anda krize girdi, can çekişiyor’ şeklinde bilgi veriliyor. 5 Ekim tarihinde de vefat ediyor. Müvekkilimiz kız çocuğunun vefat ettiğini zannediyor, halbuki oğlu olduğunu öğreniyor. Doğal ölüm olarak kendisine bilgi verildiği için defnediyorlar. Kız çocuğu hala hastanede kalmaya devam ediyor. 14 Ekim’de kızını ziyaret etmeye gittiği zaman hastane çıkışında bir hasta bakıcı kendisinin otomobiline gelip köşede görüşmek istediğini söylüyor. Müvekkilim araçtan inip görüştüğünde ‘Senin oğlun doğal ölüm şeklinde vefat etmedi, orada hemşireler uyuyorlardı. Senin çocuğun kusmuğunda boğularak vefat etti’ şeklinde bilgi veriyor. Bunun ardından müvekkilim savcılığa başvurdu, sonraki gün biz de vekaletnameyi alarak belgeyi takibe başladık” dedi.
MEZARI AÇILDI
Otopsi talep ettiklerini ifade eden Tanrıkulu, şöyle konuştu: “Mezar açıldı, ayın 18’inde otopsi işlemi gerçekleştirildi. Evrakımız Adana, İstanbul ve Diyarbakır Adli Tıp Ünitelerine gönderildi ölüm sebebinin tespit edilebilmesi açısından. O arada da söz konusu sorumlu hemşireler ve doktorlar da ifadeye çağrıldı. Hemşirelerden 3 tanesi ve doktorlar ölümün doğal ölüm olduğunu söylemesine rağmen başka bir hemşire gelerek yoğun bakım ünitesinde iki tane hemşirenin uyuduğunu gördüğünü, bunun ardından yoğun bakım ünitesine baktığında bebeğin morarmış bir halde olduğunu gördüğünü ve hemşireleri uyandırdığını, yapılan müdahalelere rağmen bebeğin kurtarılamadığını beyan etti.”
2 DOKTOR DA SORUŞTURMAYA DAHİL OLDU
Bu olay üzerine savcılığın belgeyi daha da ilerlettiğini söyleyen Tanrıkulu, “Yalnız değişen bir kanun maddesi sebebiyle özel hastane tabipleri açısından da artık Sağlık Bakanlığından soruşturma izni alınması gerektiğinden belgemiz önce Sağlık Bakanlığı’na gitti. Bakanlık, 3 tane hemşire hakkında soruşturma izni vermesine rağmen sorumlu 2 tane doktor hakkında soruşturma izni vermedi. Biz de bunun ardından Ankara Bölge Daire Mahkemesi’ne itirazda bulunduk. Bölge Yönetim Mahkemesi itirazımızı kabul ederek, sorumlu 2 tabibi da soruşturmaya dahil etti. Şu anda evrakımız 2024 Mayıs ayından beri adli tıpta beklemektedir. Müvekkilimizi uyaran hasta bakıcı, daha sonradan müvekkilimize söz konusu olayla ilgili uzun süredir görüntü kaydı aldığını belirtti ve görüntüleri müvekkilimize verdi.
Söz konusu manzaralarda yoğun bakım ünitesinde hemşirelerin uyuduğu, ‘Tiktok’ çekerek dans ettiği, tek kuvözde 3 bebeğin bulunduğu, bebeklerin kanlı şekilde kuvözlerde bekletildiği, satürasyon düzeylerinin 90 yerine 70’e düşürüldüğü, bu şekilde daha geç alarm vererek hemşireleri rahatsız etmemesinin sağlandığı, ikazları vermesine rağmen uyumaya devam edildiği imajlarda anlaşılmaktadır” diye konuştu.
“HASTANE 18 HEMŞİRE EKSİK ÇALIŞTIRMAKTA”
İtirazı yaparken bu konuya değindiklerini dile getiren Tanrıkulu, “20 Temmuz 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan yoğun bakım ünitelerine ilişkin bildiride bebek kuvözleri açısından her iki kuvöze bir hemşire düşmesi gerektiği söylenmektedir. Bizim olayımızda söz konusu hastanede 45 kuvöz olduğunu bilmekteyiz. Verilen sözlerde de sadece iki tane hemşirenin orada bulunduğu söyleniyor.
Hastane burada yaklaşık 18 hemşire eksik çalıştırmakta. Aynı zamanda kuvözlerin içerisinde 2-3 bebek koyarak, 45 sayısının bile üstüne çıktığı görülmektedir” şeklinde konuştu. “Savcılık evrakında hastane evrakları getirildikten sonra doktorların epikriz raporunda müvekkilimizin bebeğinin esasen hareket etmediği, tepişiz olduğu, bu sebeple doğal ölüm gerçekleştirildiği yazılmış” diyen Tanrıkulu, “Yalnız, elimizdeki görüntülerde müvekkilimizin vefat eden bebeğinin vefattan bir gün önce hareketli olduğu aslında kanıtlandı. Vefat ettikten sonra nefesi durarak vefat ettiği söylenmesine rağmen röntgen çekilmiş. Bu röntgeni de alıp evrakımıza sunduk. Anladığımız kadarıyla hastane yönetimi ve doktorlar toplu halde bu tür ölümleri gizlemek için her türlü çabayı sarf etmişler. Otopsi ön raporunda bebeğin vefatından sonra batın yıkaması yapıldığı gözlemlenmiş, bu durum adli tıp raporunda anlaşılacak. Bu kadar yılın ardından oğlunu bekleyen, ikiz çocukları için ikiz bebek arabası alan, her eşyası iki kez alınan müvekkilimizin acısı katlanarak büyümüştür” ifadelerini kullandı. Kaynak: İhlas Haber Ajansı / RIDVAN KILIÇ – Sağlık Diyarbakır Yenidoğan Hastane Bebek Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaberBizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbrBizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaberBizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaberBizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Dubai Çikolatası Sevenler Dikkat: Antep Fıstığındaki “Kanser” Tehlikesi