DOLAR

32,7843$% -0.17

EURO

35,1778% -0.31

GRAM ALTIN

2.454,48%-0,12

ÇEYREK ALTIN

4.007,00%-0,05

TAM ALTIN

16.028,00%-0,05

ONS

2.331,68%0,17

BİST100

10.647,91%-0,31

Yatsı Vakti a 22:32
Bursa HAFİF YAĞMUR 24°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

İletişim Başkanı Altun: Türkiye, Krizlerin Tahliline Katkı Sunmaya Devam Edecek

ad826x90

Makalede, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan sistemin küresel sorunlar, sınamalar ve kırılmalar karşısında çaresiz kaldığı bir süreçten geçtiğini belirten Altun, belli ülkelerin çıkarları ve taleplerine göre işleyen küresel sistemin çatışma ve savaşları körüklerken refah, barış ve istikrar gibi yapan olguları da arka plana ittiğini ifade etti.

Dünyanın soğuk savaşın fiilen bittiği 1990’lardan bugüne barış ve istikrar istikametinden oldukça sancılı bir süreç geçirdiğine işaret eden Altun, içinde bulunulan bu sürecin bölgesel ve küresel işbirliklerini, küresel aktörlerin sorunların tahlilinde daha aktif rol almasını gerektirdiğinin altını çizdi.

Ukrayna-Rusya savaşı, İsrail’in Filistin saldırıları ve diğer birçok hadisenin de uluslararası aktörlerin, bölgesel sorunların tahlilinde fonksiyonsuz kaldığını, gerekli olan çözüm iradesini gösteremediğini vurgulayan Altun, şunları kaydetti:

“Uluslararası aktörlerin son periyotta kaybettiği irtifa, 2000 sonrası çok aktörlü ve çok boyutlu dünya sisteminin mahiyetinin görmezden gelinmesinden kaynaklanmaktadır. Açıkça kabul etmek gerekir ki, 2 ya da 3 tane süper güç ve bu güçlerin siyasi ve ideolojik telaşları uluslararası sistemi şekillendiremez. Bu güçlerin çıkarları ve menfaatleri uğruna diğer ülke ve halkların sömürüldüğü bir dünya sistemi tasavvur edilemez. Uluslararası örgütler ve bu örgütleri domine eden esas devletlerin öncelikle bu gerçeği kavraması ve yeni dönem stratejilerini buna göre tanzim etmesi gerekmektedir.

Dolayısıyla İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan uluslararası sistem çökmekte ve lakin yeni devrin ruhuna uygun bir sistem de kurulamamaktadır. Yeni periyodun ruhuna uygun bir sistemin inşası için uluslararası örgütlerin ve inisiyatiflerin acilen sorumluluk alması değer arz etmektedir. Bunlardan biri olan G7’nin siyasi ve ekonomik nüfuzu uluslararası arenada günden güne artmaktadır. G7, başlangıcında daha çok iktisadi tasalarla kurulmuş ve 1970’lerden bugüne odağını giderek genişletmiştir. Finansal zorlukları tartışmak için geçici bir toplantıdan, önemli küresel sorunların ele alındığı daha resmi bir forum haline gelmiştir.”

“İSRAİL’İN HİÇBİR HUKUK TANIMAYAN ATAKLARINA KARŞI BAŞTA G7 OLMAK ÜZERE ULUSLARARASI AKTÖRLER İYİ BİR SINAV VEREMEDİ”

Ortak bedeller ve unsurlar çerçevesinde birleşmiş bir grup olan G7’nin uluslararası alanda özgürlük, demokrasi ve insan haklarının desteklenmesinde rol oynama argümanında olduğunu belirten Altun, son yıllarda yaşanan uluslararası kriz ve çatışmalar göz önünde tutulduğunda, G7’nin bu argümanını ne kadar gerçekleştirebildiğinin ve aldığı kararların uluslararası mecralarda nasıl karşılık bulduğunun yeniden düşünülmesi ve tartışılması gerektiğini vurguladı.

G7’nin bağlayıcı kararlar alma yetkisi olmadığını hatırlatan Altun, “Fakat kelamım ona bağlayıcı kararlar alma yetkisi olan uluslararası örgütlerin bile işlev ve işlevlerinin tartışıldığı günümüzde G7 de bu sorgulamalardan kendisini azade kılamaz.” ifiadesini kullandı.

Bu yıl İtalya dönem başkanlığında 13-15 Haziran’da 50’ncisi düzenlenecek zirvede “kurallara dayalı uluslararası sistemin savunulması, Rusya-Ukrayna savaşı ve Ukrayna’ya takviyenin sürdürülmesi, Orta Doğu’daki çatışma ve bunun küresel gündemdeki sonuçları, enerji güvenliği, gelişmekte olan ülkeler ve gelişmekte olan ekonomilerle ilişkiler, Afrika ile ilişkiler, Hint-Pasifik bölgesi, iklim-enerji ilişkisi, gıda güvenliği, göç, yapay zeka” mevzularının üzerinde durulacağını aktaran Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel davetli olarak katılacağı bu yılki tepenin temasının “kural temelli uluslararası sistem” olarak belirlendiğini kaydetti.

Altun, “Böyle bir tema belirlenmesine rağmen şu gerçeği de vurgulamak gerekmektedir; günümüzde uluslararası sistemin benimsediği ve üzerine inşa olduğu kurallar ne yazık ki bazı devletler tarafından hoyratça ihlal edilebilmektedir. İsrail’in Filistin saldırıları insani ve diplomatik manada mevcut uluslararası hukukun aylardır ayaklar altına alınmasının en çarpıcı ve en son örneğidir.” değerlendirmesinde bulundu.

İsrail’in aylardır devam eden taarruzlarında on binlerce pak insanı katlettiğini; en nihayetinde bizatihi kendisinin “güvenli bölge” ilan ettiği Refah’ı bile bombaladığını belirten Altun, İsrail’in Gazze’de ve diğer kentlerde yaptıklarının açık bir savaş cürmü olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in pervasız hücumlarının durdurulması gerektiğini aylardır her platformda dile getirmektedir. İsrail’in durdurulması bir yana uluslararası sistem tarafından korunduğu fikri dünya ölçeğinde yaygın kabul haline gelmiştir. Bu kabulde İsrail’in hiçbir hukuk, unsur ve paha tanımayan akınlarına karşı başta G7 olmak üzere uluslararası aktörlerin iyi bir sınav verememesinin payı yadsınamaz. On binlerce çocuk ve kadın katledilirken uluslararası sistemin ateşkes çağrısı bile yapamadığına şahit olduk. Aylar süren katliamlar sonrası dünyanın ayağa kalkması, üniversitelerin ve gençlerin ‘artık yeter’ deyip isyan etmesi üzerine ateşkes davetleri yapılabildi.

İsrail’in ataklarına karşı yükselen küresel itirazlar ve isyanlar, İsrail’e destek veren ülkelerin utanç içinde hatırlanacağının en somut göstergesidir. G7 ülkelerinin liderleri, ABD Başkanı Joe Biden’ın 31 Mayıs’ta duyurduğu ateşkes planına tam destek verdiklerini bildirdi. Fakat hem bu çağrı hem de bu davete verilen dayanağın özellikle İsrail üzerinde nasıl bir caydırıcı tesirinin olacağı son derece tartışmalıdır. G7’nin ve diğer uluslararası aktörlerin, elbette, bundan daha fazlasını yapması istenmekte ve beklenmektedir. Bu yüzden mevcut uluslararası sistem yeniden yapılandırılmalı ve güçlünün korunduğu değil, haklı ve mazlumun savunulduğu bir sistem inşasının yolları aranmalıdır.”

“TÜRKİYE BÖLGESEL VE KÜRESEL BARIŞA, İSTİKRARA VE KRİZLERİN TAHLİLİNE KATKI SUNMAYA DEVAM EDECEK”

Altun, uluslararası aktörlerin son yıllarda cereyan eden kriz ve çatışmalardaki işlevsizliği ve sessizliğinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya Beşten Büyüktür” ve “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” şiarlarının ne kadar haklı ve yerinde olduğunu gösterdiğini vurgulayarak, Türkiye’nin küresel barış uğraşlarına büyük kıymet ve destek verdiğini belirtti.

Rusya-Ukrayna savaşındaki ateşkes için gerçekleştirdiği arabuluculuk rolü, tahıl krizindeki yapan teşebbüslerin Türkiye’nin küresel barışa katkılarının son yıllardaki en somut tezahürleri olduğunu belirten Altun, “Küresel bir sorun haline gelen düzensiz göçten iklim değişikliğine, uluslararası terörizmden bozulan tedarik zincirlerine kadar çeşitli alanlarda ortaya çıkan sınamalara karşı Türkiye, dün olduğu gibi bugün de bölgesel ve küresel barışa, istikrara ve krizlerin tahliline katkı sunmaya devam edecektir.” ifadesini kullandı.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Türkiye’den 27 Yıl Önce Kurulan D-8’de Net Mesaj: Daha Adil Bir Dünya İçin Elinden Geleni Yapıyor