32,6720$% 0.07
35,1425€% 0.11
2.439,64%-0,32
3.993,00%-0,22
15.996,00%-0,23
2.323,42%-0,35
10.334,26%-0,09
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘İstanbul Sanayi Odası Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’nda konuştu. ‘İstanbul’a ihanet’ olarak nitelediği ‘Kanal İstanbul’ gibi kentin başına bela olabilecek projeleri engelleyemedikleri taktirde, tarihte ‘kötü anılacak’ yöneticiler olarak anılacakları ihtarında bulunan İmamoğlu, bu kapsamda kentin 1/100.000’lik bir plana sahip olmasının ehemmiyetine dikkat çekti.
Önümüzdeki Eylül ayında başlangıcını ilan edecekleri 1/100.000’lik planın ‘bir kentin anayasası’ anlamına geldiğini vurgulayan İmamoğlu, “1/100.000’lik ölçek dediğimiz şey, bir kentin kültürünü tarifler, sanatını tarifler, eğitimini tarifler, tabiatını, yaşamını, suyunu tarifler ve bunlara çözüm bulur. Bütün bunları çözebilmenin tek yolu var. Gerçekten akıl yolu ve bilim yoludur. Bundan sapmadığınız zaman, emin olun ekonominiz de iyi olur, dış siyasetiniz da iyi olur, ticaretiniz de iyi olur, endüstriniz de iyi olur, şehirciliğiniz de güzel olur. Bizim de tek yolumuz budur; başka bir yolumuz olamaz. İstanbul’a sorumlu olmak, insanlığa karşı sorumlu olmaktır. İnsanlığa karşı mahcup olmayacağımız güzel bir dönemi İstanbul’umuza var etmek istiyoruz” dedi.
‘KİŞİLER GELİP GEÇİCİ’
İmamoğlu şunları söyledi: “Türkiyemizdeki atmosfer, kurumları bazen birbirinden uzaklaştırabiliyor. Bizim yoğun gayretlerimize rağmen, arzu ettiğimiz düzeye ulaşamadığımızı dile getirmek isterim. Şunun da altını çizeyim: İSO, bu konuda gerçekten ilgili ve işin içinde olan, İstanbul’u ilgilendiren konulara katkı sunma ve içinde olma çabasını gösteren kurumlarımızdan olduğu için de ben buradan teşekkür ederim hem Başkanına hem idaresine hem üyelerine. Böyle de olmalı. Zira bu şehir hepimizin, bu ülke hepimizin. Ülkemizde hükümetler olabilir, yerel yönetimler olabilir, kişiler gelip geçicidir, kurumlar kalıcıdır. Hele hele devletimiz bakidir, ebedidir. Ezeli olduğu kadar ebedidir. O bakımdan ülkemiz, bayrağımız, devletimiz, milletimiz gibi kutsal kavramlar üzerinizden baktığımızda, geçici olan her ögenin, periyotlarında güya kalıcıymış gibi yarattığı atmosfere de aldanmamak lazım. Yani biz, ezelden gelip ebediyete doğru giden böylesi kutsal emanetlerin iyi yönetilmesi noktasında, iş birliğimizi en üst düzeyde ortaya koyarak, sürdürülebilir bir ortamı var etme sorumluluğuna da sahibiz. Birçok konu konuşulabilir ülkemiz ismine, kentimiz ismine. Ama temel olan; ışığımızın bilim olması, teknik, akıl, üniversal kıymetler, çalışmalar, ulusal bazda kıymetlerimiz ve maneviyatımız… Her şeyin içinde olduğu bir organizasyon ile doğru kararlar alma düzeneklerini kurabilme hünerini ortaya koyduğunuzda, her türlü mevzuyu, sorunu aşabileceğimizi düşünüyorum.”
‘ÜLKEMİZ BUGÜNLERDE NASIL BİR DURUMDA?’
“Ülkemiz, bugünlerde nasıl bir durumda? Açıkçası tasa duyduğumuz çok şey var, başta ekonomik sorunlar olmakla birlikte” diyen İmamoğlu şöyle devam etti: “Ekonomimizin karşı karşıya kaldığı mevcut durum, hepimizin canını sıkıyor. Özellikle son göstergelerin hepimizi endişelendirdiği ortada. Büyüme hızı, işsizlik oranı, enflasyonda gelinen nokta. Sanayi bölümümüz de bütün bu bilgilerle, bir kısım durgunluklardan ve uluslararası bazda etkilendiği konulardan nasibini alan bir sektör. İstanbul, az önce liderimizin ifade ettiği gibi, her konuda olduğu gibi endüstride de Türkiye’mizin lokomotifi. İhracatta, ithalatta yeri belli; üretimde yeri belli. Dolayısıyla İSO ve İstanbul Ticaret Odası gibi, sanayi ve ticarete yön veren bu çatı örgütleri çok önemseyip, iş birliğini her ortamda hem ülkemizin en üst düzeydeki kurum, kuruluşları. Bizlerin en üst düzeyde çözüm teklifleri üretmek noktasında iş birliğini önde tutmamız gereken kuruluşlar. Kentimizin elbette ki sanayi kapasitesini arttırmak isteriz. Elbette ki yatırım ortamını düzgünleştirmek ve iş gücünün niteliğini yükseltmek her bir kişinin aslında ortak çabası. Bu manada, biz de bu gayretin bir kesimiyiz.”
‘İSTANBUL’UN 1/100.000’LİK ÇEVRE NİZAMI PLANI NİYE YOK?’
İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul olarak birçok konuda nasıl bir seyahate sahip olmamız gerekir; bugünü, yarını ve geleceği konuşmamız gerekir?’ Önemli bir başlık. Az önce çevre tertibi planından bahsetti Sayın Başkanımız. İstanbul’un ne yazık ki, üst ölçek çevre sistemi planı yok. 2 defa 2, 4. Ben bunu her yerde tekrar ediyorum. Zira bunun iyi algılanması lazım. 1/100.000’lik çevre sistemi planı niye yok? Aslında var idi. İyi bir çalışmaydı 2000’lerin başında. Ama bu çevre sistemi planı, o dönem 2009’da oy birliğiyle, meclisindeki bütün siyasi iştirakçilerin ortak kararıyla kabul edilmiş bir çevre sistemi planı olmasına rağmen, yine yaklaşık 1,5-2 yıl sonra bir genel seçim öncesi açıklanan birçok projeyle, tamamen -tabiri caizse- çöpe atılmış bir plana dönmüştür. Sadece 1,5-2 yıl sonra. Yani 2009’da başka bir İstanbul; 1011 itibariyle başka bir İstanbul tariflenmiştir her açıdan. Ulaşımı, yerleşimi, sanayi, yolları, havalimanları vesairesiyle birlikte birçok hususuyla, hatta kanalı, şusu, busu; birçok projesiyle çöpe atılmış bir planlama yerine, yeni bir İstanbul tariflenmiştir. Ve planlı bir tanım değildir. Sadece siyasi bir vaat üzerinden, hangi çalışmayla, hangi paylaşımla, hangi ortak kanaatle oluştuğu belli olmayan bir kademeyle, bir çevre sistemi planı yok sayılarak, yeni bir bakış açısını ve bize göre çok sakıncalı, İstanbul’u tehdit eden bir bakış açısını İstanbul’a sunmuşlardır.”
‘İSTANBUL DİYE BİR MARKANIN DÜNYADA BİR GİBİSİ YOK’
Merkezi yönetim, uyguladığı rasyonel siyasetler ile ekonomiyi de istikrarlı hale getirebilir, dış politikayı da istikrarlı hale getirebilir, İstanbul’la ilgili süreci de istikrarlı hale getirebilir. Ya da karşıtı olabilir. Bunun bu manada kıyaslanması veya analiz edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu bahislerin hiçbirisinde sıkıntıyı görmezden gelmemiz mümkün değil. ‘Allah’ın nimeti İstanbul’ diye bir markanın dünyada bir gibisi yok. Dünyanın bana göre en önemli 5 markasından birisidir İstanbul. İsim olarak, bilinirlik olarak, yani herkesin zihnindeki yeri olarak baktığınızda, muazzam bir markanın sahibiyiz. O zaman ona dönük sorumluluğumuz o kadar büyük ki. O bakımdan biz, bütün bu sorunların çözümünü, gerçekten iş birliği içerisinde çözeceğimizin farkında olan bir idareyiz. Pekala bu iş birliğinin temelinde ne var? İş birliğinin temelinde aslında demokrasi var, katılımcılık var, şeffaflık var. Yani soruna o denli çok farklı bir terminoloji yüklemenin ya da yeniden bir buluşmuş gibi anlatmanın bir anlamı yok. Sizlere, bizlere, hepimize ait olan İstanbul’a dair her mevzuyu bir ortak masada tartışabilmek, ortak akılla sonuca taşıyabilmek, tahlilleri bulabilmek kavramından bahsediyorum aslında.”
MARMARA BÖLGESİ ELEŞTİRİSİ
İstanbul’da yaşanan su sıkıntısına değinen İmamoğlu, “Biz, İstanbul sorununun özetini şöyle okuyoruz: İstanbul, yaklaşık 16 milyon. Resmi nüfusundan bahsediyorum. Alışılmış faal nüfusu, farklı içeriklerle üst üste koyduğumuzda, bugün tüketilen su ölçüsünden diğer bilgilere baktığımızda, 20 milyona yakın insanı barındıran bir kentteyiz. İstanbul, Marmara’nın bir parçası. Ve Marmara Bölgesi’ne baktığımızda da yaklaşık 26-27 milyon civarında resmi nüfusa sahip bir bölgeden bahsediyoruz. Ve bu bölge, aslında Türkiye’mizin neredeyse 10’da 1’i. Yani Türkiye’nin 10’da 1’inde, Türkiye’nin üç bireyden birisini yaşatıyoruz. Tahminen endüstrisinin yüzde 50’sine yakınını barındırıyoruz. Gayrisafi milli hasılanın oranını siz daha iyi biliyorsunuz. Yüzde 55-60’lara kadar çıkabiliyor bu sayı. Veya ithalat-ihracatta ne kadar devasa bir orana geldiğini görebiliyoruz. Şimdi bu, gerçekten ülkemiz ismine doğru bir gidişat değildir ne stratejik olarak ne jeopolitik olarak ne güvenlik açısından baktığınızda. Dertleri büyük bir olaydır” dedi.
‘ŞEHRİMİZİN GELECEĞİNİ DAİMA BİRLİKTE TARTIŞABİLİYOR OLMAMIZ ŞART’
İstanbul’la ilgili alınan kararlara ilişkin İmamoğlu, “İstanbul’da gerçekten el birliğiyle aklın, bilimin ve özellikle teknik insanların, iyi tecrübeye sahip insanların uzmanlıklarından faydalanmayı başaramazsak, İstanbul’un başına bela olacak ve olabilmesi mümkün, engellemeye çalıştığımız kötü projeleri, bu kentin gündeminden ve bünyesinden uzaklaştıramazsak, tahminen de tarihin dönüm noktası olan bu evrede çok kötü alınacak yöneticiler ve insanlar olabiliriz. Bu bağlamda işte ismine ‘Kanal İstanbul’ diyelim, ismine başka bir şey diyelim; bu çeşit kötülüklerin olmaması için, bizim kentimizin geleceğini daima birlikte tartışabiliyor, konuşabiliyor ve kararlar alabiliyor olmamız kuraldır. İstanbul’un artık ‘mega projeler’, imar rantları, rezerv alanlarının imara açılmasını değil, tam bilakis, az önce de ifade edildiği gibi, İstanbul’daki karbon ayak izi, su ayak izi, İstanbul’un sürdürülebilir bir şehir olması, İstanbul’un dirençli bir şehir olması, İstanbul yaşanabilir bir şehir olması sıkıntılarını çözüme kavuşturmakla yükümlü insanlar olduğumuzun farkındayız. Ve böyle davranmamız gerekir” diye konuştu.
‘TEK YOLUMUZ BUDUR…’
İmamoğlu son olarak şunları söyledi: “Bu kapsamda, inşallah Eylül’de başlangıcı ilan edeceğimiz planlama süreciyle, kentte yer alan bütün dalların geleceğine dair… Bakın; ‘üst ölçek plan’ dediğimiz şey, ‘1/100.000’lik plan’ dediğimiz şey, bir imar tanımı değildir sadece. Sadece bir kısımdır. Ya da yapılaşmayı tarifleyen bir şey değildir sadece. Ya da işte sanayi nerede, konut nerede meselesi değildir tek başına. Aslında 1/100.000’lik ölçek dediğimiz şey, bir kentin anayasasıdır. Kültürünü tarifler, sanatını tarifler, eğitimini tarifler, tabiatını, yaşamını, suyunu tarifler ve bunlara çözüm bulur. Bütün bunları çözebilmenin tek yolu var. Gerçekten akıl yolu ve bilim yoludur. Bundan sapmadığınız zaman, emin olun ekonominiz de iyi olur, dış siyasetiniz da iyi olur, ticaretiniz de iyi olur, endüstriniz de iyi olur, şehirciliğiniz de güzel olur. Bizim de tek yolumuz budur; başka bir yolumuz olamaz. Akıldan ve bilimden şaşmadan, doğru adımlar atarak, İstanbulluya, İstanbul’umuza ve İstanbul’un tarihine, milletimize, memleketimize… Ve hatta diyorum ki; İstanbul’a sorumlu olmak, insanlığa karşı sorumlu olmaktır. İnsanlığa karşı mahcup olmayacağımız güzel bir dönemi İstanbul’umuza var etmek istiyoruz.”
(HABER MERKEZİ)
Adana Büyükşehir Belediyesi Reklam İhalelerinde Fesatlık İddiasıyla Dava Açıldı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.