35,4431$% 0.27
36,3540€% -0.47
3.064,19%1,06
4.989,00%0,70
19.895,00%0,69
2.690,37%0,80
9.910,61%-0,90
Müjde Işıl – Bazen sinemanın meselesi ya da başına gelenler, sinemanın önüne geçer. Muhammed Resulof imzalı “The Seed of the Sacred Fig/Kutsal İncirin Tohumu” bunun iyi bir örneği. Tahminen sadece ‘İran’daki yasaklara muhalif’ olarak tanımlanıp hürmet duyulacak bir film iken direktöre ve grubuna uygulanan cezalar, onu bir anda dünya çapında sansür karşıtı bir özgürlük simgesine dönüştürdü.
Geçen sene Altın Palmiye’de yarışacak filmlerden biri olarak açıklanması ile adı daha sık duyulmaya başlanan “Kutsal İncirin Tohumu” için İran’ın sansür kuralları çoktan işlemeye başlamıştı aslında. Önce film takımına İran’dan çıkış yasağı getirildi. Sonrasında oklar Muhammed Resulof’a çevrildi. “Kutsal İncirin Tohumu”nu izinsiz çekmesi, ülkenin güvenliğine karşı suç işlemesine rağmen film çekmeye devam etmesi ve sinemadaki aktrislerin başörtülerini kurallara uygun takmadığı münasebetleriyle yargılanıp suçlu bulundu. Sekiz yıl hapis ve kırbaç cezası verildi. Sistemle daima mücadele eden, muhalefetini sürdüren, daha evvelce de yasak ve cezalara maruz kalan Resulof, sonunda ülkesini terk etme kararı aldı. Sosyal medya hesabından yaya olarak kaçtığı görüntüyü paylaşan Resulof “Dünyanın her köşesinde sizi ve karanlık rejiminizi tarihin derinliklerine gömmeyi sabırsızlıkla bekliyorlar.
İşte o zaman anka kuşu gibi o topraklardan yeni bir hayat başlayacak” diye not düştü. Almanya’dan sığınma hakkı alan Resulof, sinemasının Cannes’da gerçekleşen prömiyerine katıldı. Heyet, sineması anadallarda ödüllendirecek kadar beğenmese de bu çabayı karşılıksız bırakmadı ve ödül listesinde olmayan özel bir ödül ile taltif etti Resulof’u. Almanya da sineması Oscar’a yolladı.
Kurban mı yoksa suçlu mu?
Film, birbirinden ayrışan iki kısımdan oluşuyor. İlk kısımda terfi almış bir soruşturma hâkimi, onun eşi ve iki kızı arasındaki ilgiyi izliyoruz. Ülkede kadınların başını çektiği protestolar onları da etkiliyor. Anne kızlarını, babalarını zorda bırakmayacak şekilde örtünmeleri, sosyal medyadan sakınmaları konusunda uyarırken kızların, vicdanlarının sesini dinlediğini ve hemcinslerini desteklediğini görüyoruz. Anne-baba yanılgılar yapmakla birlikte kötü insan değiller. Bu kısımda Resulof, İran’daki başörtüsü protestolarının gerçek manzaralarına yer veriyor. İran’da sistemin ailelere, ailelerin de gençlere yaptığı baskıyı gerçekçi ve etkileyici bir şekilde anlatıyor Resulof. Daha önce de direktörle çalışmış Missagh Zareh (baba rolünde), İran’daki protestolara şahsen katılmış Süheyla Gülestani (anne rolünde) aile içindeki gerilimi başarıyla yansıtıyor.
İkinci kısımda film tür değiştiriyor güya. Babanın silahının kaybolması üzerine ailesine uyguladığı şiddet anlatılıyor. İlk kısmın şehir hayatındaki gerilimi, taşrada kovalamacaya dönüşüyor. Doğal atmosferi etkileyici olsa da kayıp silah konusu, sinemanın gerçeklik hissini yok ederken baba karakteri için hedeflenen, ‘kurban mı yoksa suçlu mu?’ ikilemini seyirci nezdinde yaratamıyor. Cannes vakti büyük sükse yapan, İran’daki yasakların simgesine dönüşen “Kutsal İncirin Tohumu”, yakın zamana kadar En İyi Uluslararası Film kolunda Oscar’ın favorisiydi. Fransa adına yarışan “Emilia Pérez”in yükselişi karşısında geri planda kalsa da üzerinde en çok konuşulan İran filmlerinden biri olarak tarihe geçti bile.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
‘İkinci Sineması Hollywood ile Çekeceğiz’
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.