Vakfın Yönetim Kurulu ismine yazılı açıklama yapan Hacımüftüoğlu, ilmi ve ahlaki üsluba uymayan, irfani kıymetlerden uzak fikirlerin sahte kamuflaj ve ambalajlarla sunulmasının gerçekleri asla değiştiremeyeceğini, belli bir amaç için sanal olarak bir araya getirilmiş birkaç kişinin “ilahiyatçı” sıfatını kullanmalarının ilahiyat topluluğunu ziyadesiyle üzdüğünü belirtti.
‘ESEFLE KINIYORUZ’
Prof. Dr. Hacımüftüoğlu, “Yüce dinimiz İslam’ın kararlarını hafife alan ve onun mukaddes kitabı Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetini bölgesel ve tarihi olarak nitelendiren ve ilahiyatçılık kimliğini istismar ederek yapılan her türlü açıklamayı esefle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Gerek ilahiyat hocalarını temsil gerekse ilmi yeterlilik bakımından salahiyeti olmayan şahısların yaptığı ve bundan sonraki beklenen açıklamaların hiçbir ilmi pahasının olmadığına dikkati çeken Hacımüftüoğlu, zaman zaman denenen ve toplumsal infiale sebep olan bu tıp çıkışların ülke kamuoyuna karşı yürütülen provokasyonlara hizmet edeceğini bilinmesini istediklerini kaydetti.
TESADÜF OLMADIĞI VURGULANDI
Prof. Dr. Hacımüftüoğlu, ilahiyat ve İslami ilimler fakültelerinde binlerce akademisyen, yaygın ve örgün din eğitimi kurumları ile Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatlarında dini ilimler alanında on binlerce hoca efendi dururken dini kıymetler ve hassasiyetler konusunda sabıkalı, kifayetsiz ve ehliyetsiz kişilerin, bu cins provokatif ve ifsat edici beyanatlarla ortaya çıkmalarının, dini değerleri küçültmek suretiyle toplumu kutuplaştırma uğraşlarının ve rencide etmelerinin rastlantısal olmadığını vurguladı.
Hicr müddetinde yer alan “Şüphesiz o Kur’an’ı biz indirdik ve onu koruyacak da elbette biziz.” biçimindeki ayeti aktaran Hacımüftüoğlu, “En büyük beceri haddini bilmektir. Herkes tarafından bilinmelidir ki yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim ve onun hayata tatbiki anlamına gelen İslam, ilahi teminat altındadır. Hiç kimse onu tebdil, tağyir ve tahrif edemez.” değerlendirmesini yaptı.
20:44
