DOLAR

32,6997$% -0.18

EURO

35,1717% 0.22

GRAM ALTIN

2.447,47%-0,10

ÇEYREK ALTIN

3.971,00%-1,10

TAM ALTIN

15.912,00%-1,08

ONS

2.321,65%-0,20

BİST100

10.284,81%-3,41

Akşam Vakti a 20:44
Bursa AÇIK 28°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

İslamın Kalbinde Dünyanın En Büyük Buluşması: Hac

ad826x90

 Hac ibadeti birçok dinde görülen, dolayısıyla dinler tarihi kadar kadim bir ibadet. Lakin hac ibadetinin diğer hiçbir dinde İslamiyet’te olduğu gibi etrafında büyük bir kültür ve hafıza oluşturmadığı görülüyor.

İlk kere Hz.Adem tarafından yapılan, Nuh Tufanı’ndan sonra Hz.İbrahim ve Hz.İsmail tarafından temellerinden yükseltilerek yeniden inşa edilen Kâbe’nin bulunduğu Mekke kenti hac ibadetinin merkezi. Mekke’de hac İslamiyet öncesinde de gerçekleştirilen bir ibadetti. İslamiyet ile birlikte hac ibadeti tevhid inancı etrafında yeniden düzenlendi. İslam tarihi boyunca hac ibadeti yeryüzünün farklı yerlerinden Mekke’ye akın akın gelen Müslümanların buluştuğu yeryüzünün en büyük toplantısı olageldi.

İslam öncesi…

Hac İslam öncesi Arap Yarımadası halkları arasında da yerine getirilen bir ibadetti. Cahiliye dönemi olarak isimlendirilen İslam öncesi devirde Mekke’de pagan inancı gelenekleri hükümrandı. Kente gelen hacıların farklı talep ve dileklerini iletmeleri amacıyla yüzlerce farklı put bulunuyordu. Özellikle Hz.İsmail’in öğrettiği hac ibadeti zamanla unutulmuş ve putlar insanların Allah’a ulaşabilme kanısıyla aracı olarak görülür olmuştu. Kurbanlar putların önünde ve onlar ismine kesiliyor, kurbanların kanı bu putlara sürülüyordu. İslam sonrasında da devam eden ve savaşmanın yasak olduğu Haram aylardan olan Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarında bir nevi ateşkes ilan eder bu zaman diliminden Zilhicce ayını hac ibadetini yerine getirmek için değerlendirirlerdi. Kâbe’nin etrafında tavaf yapılması, Hacerülesved’e hürmet gösterilmesi ile Safa ve Merve zirvelerini ziyaret edip burada bulunan putlara ibadet amacıyla hürmet edilmesi cahiliye dönemi hac ibadetinin öne çıkan ritüellerindendi.

İslam ve Hac

Mekke’nin fethi ile birlikte Hz.Muhammed’in(sav) elçiliğinde İslam’da hac ibadetinin nasıl yerine getirileceği peygamberin uygulamaları eşliğinde belirlendi. İslamiyet ile birlikte Kâbe ve civarı ibadet amacıyla orada bulunan putlardan temizlenip arındırıldı ve hac ibadeti de diğer ibadetler gibi sırf Allah ismine, Allah’ı anıp yüceltmek amacıyla yapılmaya başlandı. İslamiyet ile birlikte ilk hac ibadeti Hz.Ebu Bekir’in yönetiminde Hicri 9 / Miladi 631 yılında düzenlenmiş lakin Hz.Muhammed (sav) bu hac ibadetine katılmamıştı. Bunun temel nedeninin, hala Müslüman olmayan kişilerin eski cahiliye adetlerinden biri olarak Kâbe’yi tamamen çıplak olarak tavaf etmeleri olduğu ileri sürülür. 632 yılında, Tevbe Suresi’nde yer alan ayetler doğrultusunda Mekke’ye artık Müslüman olmayanların giremeyeceği kuralı peygamberin görevlendirmesi ile Hz.Ali tarafından duyuruldu. Hz.Muhammed(sav) aynı vakitte vefat ettiği yıl da olan 632 yılı içerisinde ilk ve son haccını yerine getirmek üzere Medine’den Mekke’ye geldi. Vefat ettiği yıl olması nedeniyle de bu hacca Veda Haccı, hac esnasında verdiği süper hutbesine de Veda Hutbesi adı verildi.

Asırlar boyunca Hac

Hz.Muhammed’in (sav) ardından gelen dört halife devrinde de hac ibadeti Mekke’ye giriş, kalış ve çıkışı düzenleyen kurallar ile devam etti. Emeviler ve Abbasiler periyodunda hacıların yol güvenliklerini sağlamak ve şehirde konaklamalarını düzenlemek amacıyla birçok önlem ve düzenleme yapıldı. Meşhur Abbasi halifesi Harun Reşid’in eşi Melike Zübeyde Bağdat’tan Mekke’ye uzanan bir hac yolu inşa ettirdi. Bu hac yolu üzerinde belli menzillerde konaklama yerleri inşa edildi. Tekrar yol boyunca hac yolcularının su ihtiyacını karşılamak üzere kuyular açıldı. Moğol istilası devrinde harap olup kaybolan Ayn Zübeyde Hac Yolu, Osmanlılar periyodunda Mekke’de geriye doğru iz sürülüp tekrar bulundu ve kısmen ihya edildi. Hint İslam coğrafyasından Mezopotamya’ya, Endülüs’ten Afrika, Kafkasya ve Balkanlara uzanan geniş İslam dünyasının onlarca farklı beldesinden milyonlarca hacı adayının en büyük hayali kutsal topraklara ulaşıp İslamiyet’in beş temel kaidesinden biri olan hac ibadetini yerine getirebilmekti.

Hac ve Türkler

İslamiyet’in iki kutsal kenti Mekke ve Medine’ye İslam tarihi boyunca hizmet etme erdemi Araplar ile birlikte Türkler tarafından yerine getirildi. Kâbe’nin kapısı için özel olarak yapılan ilk örtüyü merkezi Mısır’da bulunan Memluk Devleti kraliçelerinden Şecereddür dokutmuştu. Memluk ve Osmanlı devletleri için iki kutsal kente hizmetkâr olmak, bu kentlerin bakımlarını, orada yaşayanların ihtiyaçlarını karşılamak başlı başına bir varlık nedeniydi bu devletler için. Tarih boyunca çabucak tüm Müslüman Türk devletleri kutsal topraklarla ilgilendiler ve hac yollarını korumak için gayret gösterip, Hicaz halkına hac devirlerinde armağanlar gönderdiler. Mekke ve Medine’ye hizmet etmeyi kurumsallaştırıp yüzlerce yıl boyunca yerine getiren devlet ise kuşkusuz Osmanlı Devleti’ydi.

Osmanlı dönemi Hicaz

Osmanlıların kutsal topraklarla olan bağı Sultan Yıldırım Bayezid, II.Murad ve Fatih Sultan Mehmed periyotlarına kadar uzanır. Fetihleri duyuran zafernameler eşliğinde çok sayıda değerli hediye ve ödenekler Hicaz halkına dağıtılmak üzere iki kutsal şehire gönderilirdi. Bununla bir arada Osmanlıların hac hizmetlerini düzenli hale getirmeleri Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sonrası Hicaz bölgesinin de yönetimine başlamaları ile gerçekleşti. Yasal Sultan Süleyman ile birlikte Hac seferleri Surre Alayları ile birlikte düzenlenmeye başladı. Aylarca süren meşakkatli hac seyahati esnasında konaklama menzilleri düzenlendi. Farklı hac yollarından gelenler için su kuyuları, barınma yerleri ve güvenlik ögeleri oluşturuldu. Surre Alayı’ndan sorumlu Surre Emini Osmanlı dönemi hac seyahatinin en üst seviye vazifelisiydi. En önemli vazifesi ise her sene hac devrinde yenisi ile değiştirilen ve asırlarca İstanbul’da dokunun Kâbe örtüsünü, hacıları ve oraya gönderilen hediye ve sadakaları güvenli bir şekilde yerine yeni Medine ve Mekke’ye ulaştırmaktı. Osmanlı dönemi boyunca Mekke, Medine ve Kudüs ile ilgili çok sayıda vakıf da kurulmuş ve bu vakıflar aracılığı ile kutsal toprakların tüm gereksinimleri en küçük ayrıntılarına kadar takip edilip karşılanmıştı.

Arefe ve Bayram

Hac ibadetinin en özel günü kuşkusuz geride bıraktığımız cumartesi günü, yani Arefe günü olan dündü. Dünyanın yüzlerce farklı noktasından gelen milyonlarca inananın bir araya gelip vakfe yaptığı Arafat Meydanı ve Cebel-i Rahme’deki (Rahmet Dağı) dün tüm Müslümanlar haccın en önemli görevini yerine getirip hacı oldular ve bugün kurbanlarını kesip bayrama giriyorlar. İslam dünyasının, başta Filistin ve Doğu Türkistan olarak özgürleştiği, barışın yaşandığı kaç sağlıklı, güzel bayramlara. Kurban Bayramımız mübarek olsun.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Görgüsüzler ve Cahiller!

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.