34,3326$% -0.09
36,2385€% -0.29
2.843,18%0,01
4.841,00%0,25
19.363,00%0,25
2.566,23%-0,28
9.420,42%1,29
T24 Kültür Sanat
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde 2009 yılında başlatılan kazılarla ortaya çıkarılan Juliopolis Antik Kenti’nde, bu yıl yapılan hafriyatlarda işlik (atölye) ve ‘Hollanda florini’ sikkesi bulundu. Daha önce 790 mezar ile birlikte kilise, sur ve kanal bulunan kentte ortaya çıkarılan yeni yapı ve sikke, MS 11’inci yüzyılda terk edildiği tarih sayfalarında yer alan bölgedeki yaşamın aslında MS 16’ncı yüzyıla kadar sürdüğünü ortaya koydu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın müsaadesiyle Anadolu Medeniyetleri Müzesi başkanlığında 2009 yılında Ankara Nallıhan’daki Çayırhan Mahallesi’ne bağlı Gülşehri mevkiinde başlatılan hafriyat çalışmalarında Juliopolis Antik Kenti’nin bir kısmı ortaya çıkarıldı. Dönem dönem sürdürülen hafriyatlarda daha önce 790 mezar ile birlikte kilise, sur ve kanal bulundu. Geçen yıl yeniden başlatılan son dönem hafriyat çalışmasında deri işlemede kullanıldığı tahmin edilen işlik (atölye) ve Hollanda florini bulundu. Bu yeni buluntular, MS 11’inci yüzyılda terk edildiği tarih sayfalarında yer alan bölgedeki yaşamın aslında MS 16’ncı yüzyıla kadar sürdüğünü ortaya koydu.
“Kentin kıymetinin 16’ncı yüzyılda devam ettiğini gördük”
Kazı çalışmalarında görev alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde arkeolog Tolga Çelik, 2023 yılında kentin dokusuyla ilgili çalışmalara başladıklarını belirterek, “Kazılar sonucunda göl kıyısından başlayan ve bizim nekropole (mezarlık) doğru uzanan yapıda, kentin kamusal yapıları ve bunun yanı sıra da kullanmış oldukları yerleri tespit ettik. Bizim Juliopolis ile ilgili olarak tarihçede 11-12’nci yüzyıldan sonra tarihin tozlu sayfalarına terk edildiği belirtilen alanın aslında 15-16’ncı yüzyılda, özellikle 16’ncı yüzyılda Hollanda florini sikkesiyle kentin ehemmiyetinin hala devam ettiğini gördük” dedi. Çelik, bölgede yürüttükleri çalışmalarda Bizans dönemine ait sikkenin de ortaya çıkarıldığını belirtti.
“Kentte bir zenginleşmeden bahsedebiliriz”
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdür Yardımcısı Mustafa Metin, su altında kalmış olan kentin sosyal ve kültürel hayatına, ekonomik hayatına dair pek çok ipucunun mezarlık, kilise ve sur gibi yapılarla elde edildiğini söyledi. Metin, “Yaklaşık 790 adet mezarda çalıştık. Ama bu mezarların bir kısmı maalesef antik çağda, bir kısmı çağdaş çağda tahrip edilmiş. Bu mezarlardan ele geçen buluntular, o periyottaki hayatı, kalitesini, kültürel durumunu, zenginliğini gözler önüne seriyor. Özellikle MS 1’inci yüzyılın sonundan itibaren, 2’nci yüzyılda ve 3’üncü yüzyılın ortalarına kadar kentte bir zenginleşmeden bahsedebiliriz. Bunu da orada ele geçen yapıtlardan biliyoruz. Buradaki zenginleşmenin kaynaklarda da tanımı geçiyor. Örneğin 111 yılında Bithynia Valisi Genç Plinius, burada trafiğin yoğun olduğunu, gelen geçenin çok olduğundan bahsediyor. Bu da bize Avrupa’dan gelip, Juliapolis üzerinden Ankara’ya, Ankara’dan da güneye giden önemli bir askeri yol ve daha sonra bir Hacı Yolu olduğunu gösteriyor. Bu yolda da insanların yoğun seyahat ettiğini ve bu seyahatlerden dolayı da kentin zenginleştiğini söyleyebiliriz” dedi.
“Tiftikle, yünle alakalı bir yapı”
Metin, yeni ortaya çıkarılan atölyede hafriyat çalışmalarının sürdüğünü söyleyerek, “569 yılında büyük bir yangın sonucu yapının terk edildiğini görüyoruz. Bu yapının ne olduğuna dair araştırmalara baktığımızda, bunun deriyle, tiftikle veya yünle alakalı bir yapı olduğunu düşünüyoruz. 569 yılında yanmış ve tahminen de uzun süre kullanılmış bu yapıda özellikle bölgede meşhur olan Ankara keçisinin eski ataları diyelim, onları ve hayvancılıkta koyunlardan, keçilerden elde edilen yünlerle bir arada, burada böyle bir yapının olmuş olabileceğini düşünüyoruz” diye konuştu.
Metin, kentin Baraj Gölü altında kalan kısmında çalışma yapmanın mümkün olmadığını, su altı kameralarıyla yapılan çalışmaların da çok sağlıklı olmadığını söyledi. Metin, “Suyun altındaki görüntü bozukluğu ya da imgenin çok kısa aralıklı olması nedeniyle görüntülemenin sağlanamadığını söyleyebiliriz. 2009 yılından bugüne devam eden hafriyatlarda; değerli madenlerden yapılmış takılar, deri kıyafetler, sandaletler, çok miktarda cam, bronz eserler, çeşitli ameliyat aletleri, katiplerin kullandığı yazıcılar ve kandiller gün yüzüne çıkarıldı” dedi. (DHA)
Eserleri infial yaratan Sayna Soleimanpour: Ben neden kadın cinayetlerini güzelleyeyim? |
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Son 20 Yılda Türkiye’ye 12 Bin Eser İadesi Sağlandı