Kaldırımda 2 Kişiyi Öldürdü, Tahliye Edildi!

Etimesgut ilçesi 1’inci TBMM Caddesi’nde, 26 Şubat’ta; Mehmet Can Dandin‘in denetimini yitirdiği 06 AEG 869 plakalı otomobil, kaldırımda yürüyen Süleyman Demirel Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Kısmı 2’nci sınıf öğrencisi Umut Can ve ODTÜ Sanayi Mühendisliği mezunu matematik öğretmeni Ekin Sert’e çarptı. Can ve Sert, hayatını kaybederken, şoför Mehmet Can Dandin ve yanındaki 3 arkadaşı kaçtı. Hız sonu 50 kilometre olan yolda 112 kilometreyle gittiği, kavşakta ışık ihlali yaptığı ortaya çıkan ve alkollü olan Dandin, 2 gün sonra polise teslim oldu. Dandin, çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği’nde tutuklanırken, 3 arkadaşı ise özgür bırakıldı.

İDDİANAME HAZIRLANMADAN TAHLİYE

Mehmet Can Dandin, tutuklanmasından yaklaşık 3 ay sonra 22 Mayıs’ta avukatının itirazıyla Sulh Ceza Hakimliği’nce, 500 bin lira teminat bedeli ödemesi kabul edilip, konutu terk etmeme ve yurt dışı çıkış yasağı isimli denetim önlemiyle tahliye edildi. Dandin’in tahliyesinden 2 gün sonra, 24 Mayıs’ta ise iddianame hazırlandı. Dandin hakkında ‘Taksirle vefata ve yaralanmaya neden olmak’ kabahatinden 15 yıla kadar mahpus istemiyle hazırlanan iddianame, Ankara Batı 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilip, dava açıldı. İddianamede Dandin’in, yanındaki 3 arkadaşıyla lokantada alkol aldıktan sonra kiralık arabaya bindiği belirtildi. Mehmet Can Dandin’in, sürat sonunun 50 kilometre olduğu yolda 112 kilometre süratle gittiği, yolun virajlı olması ve alkolün de tesiriyle aracın denetimini kaybettiği ve kaldırıma çıkarak, birbirini tanımayan Umut Can ve Ekin Sert’e çarpıp vefatlarına yol açtığı belirtildi. İsimli tıp raporuna nazaran Dandin’in asli kusurlu olduğu, ölen Ekin Sert ve Umut Can‘ın kusursuz olduğunun anlaşıldığı belirtildi.

‘ADALETTEN YARDIM İSTİYORUZ’

Daha önce araç kullanırken silahla havaya ateş açtığı imgeler ortaya çıkan ve hata örgütü üyesi olduğu da iddia edilen Mehmet Can Dandin’in şimdi soruşturma tamamlanmadan tahliye edilmesi reaksiyon çekti. Ölen Umut Can’ın annesi Hülya Can, tahliye kararına reaksiyon göstererek, “Benim oğlum ve Ekin, kaldırımda yürürlerken hiçbir hataları yokken bir cani tarafından katledildiler. ‘Katledildiler’ diyorum; zira kaza değildi bu, cinayetti. Ancak 3 ay yattı, birçok hatası olmasına karşın dışarıda geziyor. Şu anda tahminen diğer Ekinleri, Umutları öldürecek. Biz adaletten yardım istiyoruz; ‘onlara sığınıyoruz’ dedik, ‘onlara güveniyoruz’ dedik ancak salıverildiler dışarıya, biz bunu istemiyoruz. Herkes cezasını çekmeli. Benim çocuğum mezarda yatıyor. O dışarıda serbestçe geziyor, biz bunu istemiyoruz adaletimizden. Benim çocuğumun hayalleri vardı, gitara çok meraklıydı. ‘Ben müzisyen olacağım’ diyordu” dedi.

Baba İbrahim Can da acılarının hala çok taze olduğunu anlatarak, “Acımız hala geçmedi, yıllardır Türkiye’de trafik kazalarının önüne geçilemediğinden bahsediliyor. Cürmü işlemiş sabit olan bir kişiyi, katili 3 ay yatırıp özgür bırakmak mevcut kazalara, cinayetlere, mevcut olaylara davetiye çıkartmaktan diğer bir şey değildir. Bunun tek sorumlusu devlettir, Adalet Bakanlığı’dır. Sen 2 tane fidan üzere genci, hiçbir cürümleri yokken kaldırımda yürürken katlet, ez, 3 ay yat sonra güle oynaya dışarıya çık, gez. Bu hangi adalette var, hangi mantıkta var? Hatalıların en ağır cezayı, gerekli en ağır cezayı almasını talep ediyorum. Benim çocuğumun kanı yerde mi kalacak? Sanık hata makinesi, bir sürü cürmü var, örgüt üyeliği var, magandalığı var” diye konuştu.

‘2 KİŞİNİN CANININ BEDELİ 500 BİN LİRA MIYDI?’

Matematik öğretmeni Ekin Sert’in öğretmen eşi Gözde Sert ise “Eşim ve Umut, Mehmet Can ismi verilen bir cani, bir katil, insanlık dışı biri tarafından öldürüldü. Ancak daha 3’üncü ayını doldurmadan bu adamın dışarı çıktığını öğrendik. Yani bu kişi insan diyemiyorum, sokaklarda o kadar rahat yürüyebiliyor ki, şu an tahminen de Eryaman’da bir öteki Ekin’i, bir öteki Umut’u öldürmek için sokaklarda. Benim eşim hayat dolu bir insandı. Hayatı hoş yaşamayı seviyordu, adaletli olmayı seviyordu, herkes için adaleti arayan biriydi, rastgele bir yerde bir adaletsizlik varsa orada bulunmayı tercih etmeyen biriydi. 2 kişinin canının bedeli 500 bin lira mıydı? Talebim bu insanın bir an önce tutuklu olarak yargılanması, en azından mahkeme sürecine kadar. ‘En ağır cezayı alsın’ diyeceğim; fakat inanın umudum yok. Ancak mahkeme sürecine kadar tutuklu yargılansın ki, Umut’un ailesi, Ekin’in ailesi ve öğrencilerimizin içi ferahlasın. Zira ben kimseye ‘Başaramadık’ demek istemiyorum. Eşimin mezarına gittim kararı duyduğumda; ‘Ekin ben başaramadım’ demek o kadar koydu ki, zira yapamadık. Bizlik bir sorun yoktu, elimizden geleni yaptık, sesimizi de duyurmaya çalışıyoruz fakat olmuyor, başaramıyoruz” tabirlerini kullandı.

‘KARARA İTİRAZ ETTİK’

Ailelerin avukatı Akıner Tosun ise tahliye kararına itiraz ettiklerini belirterek, “Sulh Ceza Hakimliği’nin tahliyeye karar verme münasebeti kanıtların toplanmış olması. Kanıtların hepsinin toplanmış olması tek başına tahliye için kâfi değil. Olayın oluşunu incelediğimiz vakit da sürat hududunu aşıyor. Bu bile şuurlu taksir kararlarının uygulanması için tek başına kâfi bir sebep. Sanığın olay yerinde olan arkadaşları, daha öncesinde alkol aldıklarını lisana getiriyorlar ve her ne kadar kendisi inkar etmiş olsa da arkadaşları şoförün de alkollü olduğunu söylüyor. Olaydan önce sanık kırmızı ışıkta geçme, drift atma biçiminde trafik kurallarını ihlal eden çok sayıda harekette bulunuyor. Sanığın 3 adet katılaşmış cezası varken bu olaydan da tekrar tahliye edilmesi kamunun vicdanını rahatsız etmektedir” diye konuştu.