38,0415$% 0.04
41,4051€% -0.51
3.678,08%-0,64
6.019,00%0,33
24.004,00%0,33
3.023,48%-0,67
9.044,64%-7,81
DOLAR 38,0415
EURO 41,4051
ALTIN 3.678,08
BİST 100 9.044,64
İmsak 02:00
Müjde Işıl – Almanya’da yaşayan Türker Süer, kısa sineması “Kardeşler”de, biri hapse düşmüş başkası saygın bir avukat olan iki erkek kardeşin, babalarının vefatından sonra yaşadıkları çalkantıyı anlatmıştı. İlk uzun metrajı “Gecenin Kıyısı” için benzer temanın askeriyede geçen versiyonu denebilir. Yine iki erkek kardeş, üzerlerinde baba gölgesi ve tahlilsiz görünen çatışmalar…
İkisi de asker olan Sinan ve Kenan, Ergenekon soruşturmasında suçlanmış, bir zamanlar ordunun kahramanı olan bir komutanın oğulları… Emir komuta zincirine sıkı sıkıya bağlı Sinan’a, kardeşi Kenan’ı askeri mahkemeye teslim etme görevi verilir. Yola çıktıkları gece 15 Temmuz’dur ve kendilerini kaotik bir ortamın içinde bulurlar.
Dünya prömiyerini Venedik Orizzonti Extra’da yapan “Gecenin Kıyısı”, Türkiye’deki ilk gösterimini gerçekleştirdiği 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde Yılmaz Güney Mükafatı, En İyi Kurgu (Rainer Nigrelli), En İyi Erkek Oyuncu (Ahmet Rıfat Şungar) ödülleri ile dönmüştü. Hem senaryosu hem de çekim tercihleriyle son devrin en dikkat çekici üretimlerinden biri oldu. Şimdiye kadar 15 Temmuz konulu sinemalara (“Börü” ve “15/07 Şafak Vakti”) baktığımızda hamasetin öne çıktığını görüyoruz. “Gecenin Kıyısı” ise ferdî zıtlıkları 15 Temmuz ile birleştiriyor. Zıt karakterde ve tarafta görünen iki kardeşin o geceki hesaplaşmalarına odaklanıyor.
Büyük sözler söylemiyor
“Gecenin Kıyısı” her ne kadar 15 Temmuz’u fon olarak kullansa ve Ergenekon gibi gerçekte yaşanmış olaylara, imajlara yer verse de politik açıdan büyük sözler söylemekten imtina ediyor. Aslında karakterlerinin nerede durduğu konusunda gayet politik bir içeriğe sahip. Ama öyküyü politik eksende derinleştirmeden, seyircinin kendi imasını oluşturabileceği bir tabanda yol alıyor; karakterlerinin ruh hâlini öne çıkarıyor. Sinan’ın itaati ile Kenan’ın isyanının çatışmasını izliyoruz sinemada. Süer karakterlerle seyircinin özdeşleşme yaşamadan onlara dışarıdan bakmasını amaçlamış gibi. Sinan’ın suçsuz yüzüne karşın yanlış adımlar atması, Kenan’ın sert simasına karşın doğru sorular sorması bunu ispatlar nitelikte. Süer iki kardeşi, kendi doğrularıyla hayatta kalmaya çalışan sistem kurbanları olarak yorumluyor. Sinan’ın eşi Eda ise erkekler dünyasındaki en mantıklı karakter olarak öne çıkıyor. Yanlışları evirip çevirmeden söyleyiveriyor.
Absürt güldürü gibi başlayan, sonrasında adım adım tansiyona dönüşen sinemanın tekinsiz atmosferinde, görüntü yönetmeni Matteo Cocco’nun payı çok büyük. Açılarla oynayan, kahramanlarının yakın ve genel planlarında tedirginliğini anbean hissettiren Cocco, bir yandan karakterlere dışarından bakmamızı sağlarken bir yandan da onların sıkışmışlık hislerine görsel açından tercüman oluyor.
Bir nevi düşman kardeşleri canlandıran Ahmet Rıfat Şungar ve Berk Hakman’ın performansı, sinemanın en önemli artılarından. Hem sima hem de hayata bakış açısından birbirine tezat görünen kardeşler, kan bağının zorlayıcılığını ve aynı zamanda kopamayacak kadar güçlü oluşunu başarıyla yansıtıyorlar.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Terk Edilmiş Bilimsel Bir Olağanüstü: Kola Süper Derin Sondaj Kuyusu