34,3885$% 0.04
36,5460€% 0.01
2.878,09%0,21
4.880,00%0,24
19.522,00%0,24
2.607,53%0,32
9.226,86%-0,54
ANKARA – ABD seçimleri dünyanın genelinde büyük bir yankı buldu. Donald Trump’ın ikinci sefer başkanlık biletini almış olması beraberinde ayrıntılı tahlilleri gündeme getiriyor. Trump’ın başarısını önceki periyodundan ayıran ne? Hangi bölümlerden nasıl oy alabildi? Demokrat Parti nerede yanlış yaptı? İşçi kentleri neden Demokratlardan uzaklaştı, bunun tarihi arka planında hangi faktörler etkili? Partilerin seçmen kalıpları nasıl değişti? Trump Amerika’da siyasetten bürokrasiye nasıl bir yol haritası vaat ediyor? Bu soruları ve ABD seçimlerini Dr. Kaya Akyıldız ile konuştuk.
Akyıldız’a göre Demokratların çalışan sınıflardan uzaklaşması, seçilebilecek aday mottosuna sarılması, Cumhuriyetçilerin woke kültürü aşağılamalarına anlamlı bir cevap üretememeleri, sağcı seçmene tatlı gözükmek adına verdikleri ödünler seçmende olumlu bir karşılık bulmadı ve Trump’a bir zafer hediye edildi.
İlk olarak seçimlerde Trump’ın kazanmasının yanında genel oy artışında da Cumhuriyetçilerin oylarının arttığı görülüyor. Bu neden önemli, bize ne söylüyor?
Doğru. Şu şerhi düşerek başlamama izin verin lütfen: Bu söyleşiyi yaptığımız tarih itibariyle (7 Kasım 2024) elimizde kesinleşmiş seçim sonuçları yok ve dolayısıyla gelir seviyesine, ırk-cinsiyet-yaş gibi değişkenlere göre tabakalandırılmış seçmen davranışı haritaları da çıkmış değil. Var olan bilginin bir kısmı sandık çıkış anketleri ve sayılan oylara istinaden yapılmış kısıtlı projeksiyonları içeriyor.
Trump’ın kazandığı iki seçimi de görmüş biri olarak bir burada durumu anlamamıza yardımcı olabilecek bir benzetme yapmama izin verin: 2016 seçimleri 14 Mayıs, 2024 seçimleri ise 28 Mayıs gibi bir tat bıraktı ağızlarda. 2016 önemli bir şaşkınlık ve nasıl oldu bu duygusu yaşatmıştı, 2024 ise kimseyi o kadar da şaşırtmayan tersi olsa Demokratlar açısından büyük bir sevinç dalgasına yol açacak bir seçim gibi geçti. Bu noktadan sonra şunlar söylenebilir: 2020 başkanlık seçiminde Biden’a verilen kabaca 80 milyon oya Harris’in yaklaşamayacağı açık şekilde görülüyor. Gerçi daima geç sayılan Kaliforniya oyları girildiğinde bu rakam epey yükselecek olsa da Demokratların cephesinde önemli bir gerileme olduğu aşikar. 2020’de Trump 74 milyon oy toplamıştı, 2024’te 3 milyonluk bir kayıp yaşamış görünüyor, natürel onun da oyları Batı kıyısında oyların sayımı bittiğinde artacaktır.
’20 YIL SONRA CUMHURİYETÇİLER GENEL OYDA DEMOKRATLARI GEÇTİ’
2024 seçim sonuçları şu açıdan da dikkatte paha; Soğuk Savaş’ın bitişinden bu yana gerçekleşen hiçbir başkanlık seçiminde, 2004’teki seçim hariç, Cumhuriyetçiler genel oyda Demokratlar’ı geçemiyordu. Bu durum kimi Demokratlar’ın şöyle düşünmesine de vesile oluyordu: ‘Yaşadığımız demografik değişimle bir arada herhangi bir Cumhuriyetçi adayın genel oyda bir Demokrat adayı geçmesi bir daha mümkün olmayacak. Teksas gibi eyaletlere Kaliforniya gibi Demokrat eyaletlerden göçen seçmenle bir arada güneydeki Cumhuriyetçi kaleleri de yıkacağımız günler yakındır.’ Son seçimin berhava ettiği niyetlerden biri de bu oldu, çünkü Trump, Harris’i genel oyda da geçti. Bu sonucun nasıl olup da ortaya çıktığı ayrıntılı biçimde analiz edilecektir, ancak açık olan Harris tarafındaki seçmenin sandığa yöneliminde bir düşüşün oldu.
‘SONUÇLARIN DAĞILIMI TRUMP’IN ÖNCEKİ SEÇİME GÖRE DAHA İYİ PERFORMANS ORTAYA KOYDUĞUNU GÖSTERİYOR’
Trump’ın 2020’ye kıyasla her bölgede, ırk-cinsiyet ve demografide oyunu artırdığına dair tahliller okuduk…
Evet, ben de bu minvalde bir görsel tahlile denk geldim sizinle konuşmadan az önce ve buradaki oy artış okları haritasına özellikle odaklandım. Bizdeki karşılığını tam bilemediğim, bazen milyonlarca bazen bir kaç bin kişinin yaşadığı, yüz ölçümü vs. bakımından büyük farklılık arz eden idari ünite olan county bazında bir görselleştirme yapılmış. Seçimler de genelde county ölçeğine bakılarak analiz yapılır ve Trump’ın bir önceki seçime göre daha iyi bir performans gösterdiği sonucu çıkıyor. Trump oy oranını county seviyesinde de arttırmış.
‘DEMOKRATLARA MEYLEDEN AZINLIKLARIN EĞİLİMİNDE ORANSAL KAYIPLAR VAR’
Genel oy oranı ve Trump’ın aldığı oylar dikkate alındığında sanki klasik Cumhuriyetçi Parti seçmeninin ötesinde farklı kısımlara uzanılmış gibi. Bu nasıl oldu?
Evet, partilerin destekçilerinde dikkat çekici bir değişim var. Bu konuda daha ayrıntılı, bilgiyi daha incelikle analiz eden çalışmalar çıktıkça daha net biçimde konuşabileceğiz elbette, ancak çok kabaca klâsik olarak Demokratlara meyleden azınlık kümelerin bu eğiliminde de oransal kayıplar olması gerektiği akla yatkın. Cumhuriyetçiler beyaz erkek ve bayanlardan izafî olarak yüksek oy alırdı. Bu seçimde Trump’ın ulaşamadığı bölümlere de ulaşmaya başladığı ve buradan oy devşirdiği makul bir çıkarım gibi görünüyor.
‘İŞÇİ KENTLERİ OLARAK BİLİNEN BÖLGELER TRUMP’A OY VERDİ’
Peki demokratlar neden bu oyları alamadı? İşçi kentlerinde de önemli kayıplar var. Bunun arka planında ne yatıyor?
İlk sonuçlar bu söylediğinize ek olarak coğrafik kayışın da sürdüğüne işaret ediyor. Batı kıyısındaki ve Kuzeydoğu tarafındaki eyaletler ağırlıklı olarak Demokrat kimliklerini koruyor. Bahsettiğiniz işçi kentleri Great Lakes Region olarak anılan bölgedekiler olmalı, burası aynı zamanda Amerikan ağır endüstrisinin kalbi olan yerdi ve Reagan’la başlayan sanayisizleşme sürecinin en sert yaşandığı bölgeydi. Terkedilmiş, resmen kapatılıp çürüyen fabrikaları sebebiyle buraya pas kuşağı deniyor. Aslında buralar mavi yakalıların, sendikalı işçi sınıfının mukim olduğu bölgelerdi ve bu seçimde Trump’a önemli destek verdiklerini görüyoruz.
‘BERNIE SANDERS GİBİ İSİMLERİN PARTİDEN UZAKLAŞTIRILMASI ÇALIŞANLARDAN UZAKLAŞMAYA NEDEN OLDU’
Bu kayışta pek çok faktör etkili olmuş olabilir. Ama net biçimde Harris’in kampanyasının işini kaybeden, alım gücü, reel ücreti giderek düşen, gelecek korkusu taşıyan ve ağırlıklı olarak beyaz işçi sınıfına dahil bu popülasyonun sıkıntılarına derman olacağına inandıramadığı anlaşılıyor. Genel olarak bu insanların taleplerine cevap veren bir platforma sahip Bernie Sanders gibi isimlerin Demokrat parti seçkinleri, parti ağaları (party boss), partiye rota çizen Obama-Clinton hanedanlıkları, müesses liberal medya, akademi ve kanaat teknisyenleri eliyle boğulması, muallak ve kullanmaktan imtina etsem de neoliberal “seçilebilirlik/seçilebilir aday” yaklaşımıyla uzaklaştırılması etkili oldu derim.
‘MAVİ YAKALILAR DEMOKRATLARIN OY DEPOSUYDU, ARTIK CUMHURİYETÇİLERE OY VERİYORLAR’
O halde daha önce Demokratlara ve Cumhuriyetçilere atfedilen bazı kalıplar işçi kentlerinde de yıkıldı diyebilir miyiz? Neden böyle oldu peki?
Evet, diyebiliriz sanırım. Üniversite mezunu beyaz yakalılar, ki kent merkezlerinde ve çeperlerde çalışıyor ve yaşıyorlar, çoğunlukla Demokratlara oy veriyor. Üniversite okumamış, mavi yakalı sayılabilecek işlerde çalışanların Cumhuriyetçilere yöneldiğini görüyoruz. Geçmişte bu böyle değildi.
1930’lardan yani New Deal’dan beri mavi yakalı bölümler Demokratların oy deposu olmuştur. Ancak, Reagan döneminde Reaganomics ile birlikte emeğin gücü ve temsilinde de aşınma başladı, Sovyetlerin yıkılması ile bir arada emeğin sermaye karşısında güçlenmesine, sağlam durmasına hizmet eden fikirler ve vizyon geriledi. ABD’de ve dünyanın pek çok yerinde işçi partilerinde erimeler ve tasfiyeler görüldü. Nihayetinde bu sürecin sonucunda Demokrat Parti’den işçiler, bu kısımları temsil edenler tasfiye oldu, kenara çekildi, platformları partiyi ikna etmemeye başladı.
Bernie Sanders gibi siyasetçilere “bırakın bu maksimalist programı”, “bize yapılabilir, oluru olan politika teklifleriyle gelin”, “Ütopik olmayın, Cumhuriyetçiler bunları senatodan esasen geçirtmez” diyerek geri çekilmeleri, mevzi kaybetmeleri sağlandı, yenildiler ve bunu üstte bileşenlerini saydığım Demokrat koalisyon başardı temelinde.
‘CUMHURİYETÇİLER BELİRLİ BİR RASYONALİYETEYE GÖRE ZENGİNLERDEN AZ VERGİ ALALIM DİYORLAR’
Gelelim neden böyle oldu kısmına… Şöyle düşünelim: Karşınızda Cumhuriyetçiler var ve bunlar zenginlere, ‘şirketlerin Amerikasına daha az vergi ödeyeceksiniz’ diyor. Bunu saf kötülükle kaim olduklarından değil, zenginlerden daha az vergi alırsan o almadığın vergiyle para kazanacakları işler kurarlar, yatırım yaparlar, iş ve istihdam yaratırlar ve bu da çalışana fayda kanaati (trickle-down economics) sebebiyle, mantıklı olan, rasyonel olan budur diye düşündükleri için öneriyorlar. Fikirlerinin doğal sonuçlarından bazıları çalışanı işten atmanın kolaylaştığı, örgütsüz-sendikasız bir toplum yaratmanın arzulandığı, asgari ücretin kalmadığı bir emek piyasası oluşturmayı içeriyor. Yani şu diyorlar: ‘Bakın hepimiz mutlu oluruz siz bu solcuların laflarına kanmayın.’ Bu kanılara samimi olarak inandıkları, daha müreffeh, daha düzgün bir toplumun bu siyasetlerle yaratılacağına kani oldukları için böyle söylüyorlar.
‘CUMHURİYETÇİLER ÇALIŞAN FAYDASINA OLAN HİZMETLERİ ŞİRKETLERE KÂR SAĞLAYACAK ŞEKİLDE ÖZELLEŞTİRMEYİ PLANLIYORLAR’
Cumhuriyetçiler, genel sağlık sigortası, emeklilik sistemi, ücretsiz kamusal eğitim, sosyal konut gibi çalışanların çıkarına olan ne varsa, ne kaldıysa artık tamamının yok edilip şirketlerin kâr edeceği, satılabilir hizmetlere dönüştürülmesi planlıyorlar. Demokratlar olarak sizin çalışan sınıfın dayanağını alan, bu sınıfların gözünü diktiği parti olarak bir yanıtınız var mı? Varsa o yanıtınızı topluma ikna edici biçimde anlatabiliyor musunuz? Programınızda Bazı şeyler yazıyor, ama platformunuzu buradan inşa etmekten uzak duruyorsunuz.
Bu da sağcı seçmeni küstürmemek, Cumhuriyetçilerin solcu suçlamalarına maruz kalmamak için yapıldı. ‘Trump isimli otokrat Amerikan demokrasisinin köküne kibrit suyu dökecek, faşist geliyor, bu seçim son seçim olabilir’ tabirlerle kampanya yürütüldü. Bu yolda Liz Cheney gibi sağcı isimlerle bile yol arkadaşlığı yapmakta beis görülmedi. Makul sağcı muhafazakar seçmeni böylece ikna edilebileceği umuldu, yani sağcıya sağcılık satarak oy kazanmaya çalışma…
‘DEMOKRATLAR AZINLIKLARI, KADINLARI, SİYAHLARI KORUMAK İÇİN GEREKLİ CEVAPLARI VEREMEDİ’
Bu arada Cumhuriyetçiler de boş durmuyor ve yılların çabası ile azınlıkların, kadınların, LGBTİQ+ bireylerin dişiyle, tırnağıyla kazandığı mevzileri, araçları yok etmeye, altını oymaya çalıştı. Ancak seçim kampanyasından ne kadınların ne göçmenlerin ne siyahların ne de LBGTİQ haklarının zorlu çabalara dayanan kazanımları, yıllarca uğradıkları ayrımcılığın yok sayılması konusunda Cumhuriyetçilere gerekli cevap verildi. Örneğin bazı erkekler, ‘Kadınlar ve siyahlar hak etmedikleri durumlara sadece bu özellikleri yüzünden geliyorlar, bize haksızlık yapılıyor. Beyaz erkek olduğumuz için suçluluk mu duyalım’ gibi cümleler kuruldu ve bunlara doğru düzgün bir karşılık verilmedi.
Demokrat Parti’nin buradan dönüşü yok mu?
Bu konuda çok iyimser değilim, en azından şimdilik hissiyatım bu. Demokratların gerileyişinde partinin piyasacılığı, orta yolculuğu ve tahminen de çalışan sınıfa ulaşmanın yolu ve yordamı konusundaki kayıtsızlığı önemli rol oynadı. Seçimden hemen sonra Gavin Newsom, Pete Buttigieg gibi isimlerin umut olarak dolaşıma girmesi de karamsarlığımı arttırıyor. Görülen o ki partinin biraz sosyal devlet olma, çalışanların safında durma, onlara dönük bir strateji izlemedeki ürkek siyaseti sürecek gibi.
‘DEMOKRATLARIN SOSYAL DEMOKRAT BİR PROGRAMA SAHİP OLMASI ZOR GÖRÜNÜYOR’
Demokratlar sosyal demokrat bir programa sahip çıkabilir mi derseniz, hem parti takımları, hem de bağışçıların kompozisyonu dikkate alındığında kolay değil. Yine de önümüzdeki 4 yıl sonunda makro ekonomik göstergelerin çok ikna edici olmayacağını düşünüyorum ve o durumda Demokratlar adaylarının platformundan bağımsız biçimde seçimi kazanma bahtı var. Bir kısır döngüdeyiz: Solmuş gibi duran parti, çalışan sınıf için adım atmaktan korkuyor ve sağ popülist parti solcuymuş gibi duran ve yerine getirmeyeceği talepleri çalışanlara vaat ederek iktidara geliyor. İktidarda sağ popülist parti her şeyi daha da kötü hale koyup iktidarı solcuymuş gibi görünen partiye bırakıyor. Sonra solcuymuş gibi duran parti bölüşüm sıkıntısına pek girmeden makro dengeyi buluyor ama sorun çözülmediği için sağ popülist parti tekrar iktidara geliyor. Bu çember bir noktada kırılır, umarım felakete doğru kırılmaz.
‘TRUMP YARGIDAN BÜROKRASİYE KENDİNE YAKIN İSİMLERLE TAKIMLARI DOLDURACAK’
Demokratların cephesinde bunlar yaşandı. Nihayetinde Trump günün sonunda seçimin kazananı oldu. Trump ne yapacak? İzlediği yol Amerikan sistemini nasıl etkileyecek?
Trump başkanlığı kazanırken Cumhuriyetçilerin de Senato’da ve galiba Temsilciler Meclisi’nde de çoğunluğu ele geçirdi. Bu aslında ABD’nin denge-fren düzeneği olarak özetlenen iktidar mimarisinde hele de Trump gibi biriyle önemli sorunlar yaşanacağı anlamına gelir. Liderin yetkileri ve yapabilecekleri bu iki düzenekle sonlandırılıyordu, ancak buralarda da artık Cumhuriyetçi çoğunluk var. Öte yandan yargı ayağında da gücünü pekiştirmesine yarayacak bir öge var. Trump geçmiş döneminde Anayasa Mahkemesi’ne atamalar yapmıştı. Benzer biçimde buraya en az iki atama daha yapması bekleniyor.
‘ELON MUSK, PETER THIEL GİBİ İSİMLER ÖNEMLİ VAZİFELERE GELEBİLİR’
Buysa, yasama ve yürütmenin yanına yargıda da gücün Trumpist olması anlamına geliyor. Benzer biçimde Project 2025 olarak anılan bir proje var. Elon Musk, Peter Thiel gibi çok vahim niyetlere sahip teknoloji baronlarına önemli misyonlar vermesi bekleniyor. Ayrıca bürokraside de Trump’a sadık takımların bütün kilit takımları doldurması beklenmeli ve bu takımların öyle pek hak hukuk, kapsayıcılık kaygısında olmayacakları akılda tutulmalı. Trump ilk başkanlık döneminde hazırlık yapmadığı için takımlarını oluşturması zaman almıştı, bu sefer daha kendinden emin ve hızlı hareket edecek. Bu bahsettiğimiz her gelen otokratın kendine yakın isimlere takımlar vermesi, takımları kendine yakın isimlerle doldurması. Yani Trump’a özgü değil, ama Trump da herhangi bir otokrat değil.
Kaya Akyıldız kimdir?
ODTÜ’deki lisans eğitiminin ardından Bilkent Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2011 yılında ABD’deki Binghamton Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. 2011-2023 yılları arasında Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. 2023 sonbaharından bu yana New York kentinde yaşıyor ve çalışıyor.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
İran Kontaklı Olduğu İddia Edilen Kişi Trump’a ‘Suikast Planı’ Yapmakla Suçlandı