34,5658$% 0.08
36,2967€% 0.16
2.994,98%1,13
5.089,00%0,43
20.290,00%0,57
2.698,21%1,00
9.349,54%-0,19
Kemal Kılıçdaroğlu, Karar Gazetesi’ne yazdığı yazıda, devleti adaletle direktörün önemine vurgu yaptı, Kamu Özel Sektör İşbirliği Modeli’yle yürütülen projelerin bu haliyle Türkiye’de kamu kaynaklarının belli kısımlara aktarılmasında bir araç haline geldiğini belirtti. Kılıçdraroğlu’nun Karar’da kaleme aldığı “Ahlaksızlığın kurumsallaşması” başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:
“Devleti soyulacak organa dönüştürmek istiyorsanız, yapacağınız işin denetim dışında kalmasını sağlayacaksınız. Saray iktidarı da bunu yapıyor. İşi Saray’dan alanlar kamu kontrolünün dışında, hesap vermeksizin dilediklerince devlete fatura kesebiliyorlar… Ben bunlara ‘5’li çeteler’ diyordum… 5’li çetelerin KÖİ yatırımlarını tercih etmelerinin temel nedenleri şunlardır.
1. KÖİ projeleri 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılmamaktadır. Daha doğrusu KÖİ’de bizim anladığımız anlamda bir ihale yoktur. Belirleyici tek organ BOP Eşbaşkanlığı yapan Saray, yani Erdoğan’dır.
2. Şirketlerin görevlendirilmesiyle, yetkili komisyonların seçimi, çalışma yordam ve asılları ile değerlendirme kriterleri konusunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Gerek de duyulmamıştır. Çünkü 5’li çetenin talepleri ve bu taleplere destek münasebetler 5’li çete tarafından hazırlanmaktadır.
3. Bu projelerde görevlendirmelerin neredeyse tamamı aynı şirketlere dönüşümlü olarak verilmektedir. Yani kimin, kimden sonra hangi işi alacağı bilinmektedir. Dolayısıyla bu işin aktörleri arasında asla bir rekabet söz konusu değildir.
4. İmzalanan kontratlar ise ticari sır gerekçesiyle kamuoyu ile paylaşılmamaktadır. Çünkü devletin nasıl soyulduğunu kimse bilmemelidir. Soyguncuların daima maskeli olduğunu hepimiz biliriz.
5. Mukavelelerde sıklıkla ve ihaleyi fesada uğratacak şekilde değişikliklere gidilmektedir. Bu değişiklikler de şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmamaktadır. Doğrudur. Çünkü hiç kimse ‘ben devleti şöyle soyacağım’ diye açıklama yapamaz.
6. Bu projeler kapsamında kamu ve özel sektör arasında istikrarlı bir risk paylaşımı yapılmamaktadır. Görevlendirmeler ‘kârlar özel, zarar kamusal’ mantığıyla gerçekleştirilmektedir. Bu esasen soygunun ana mantığı… KÖİ Projesi alıp da zarar eden bir şirket var mı? Biz boşuna mı 5’li çeteler diyoruz. Dolayısıyla kamunun üstlendiği riskler kurum ve proje bazında önemli farklılıklar göstermektedir. Bu da soygunun tabiatı gereğidir.
7. Finansman şartları, Hazine gibi bu alanda teknik yeterliliği olan bir kurum tarafından değil, projeyi uygulayan kurumlarca belirlenmektedir. Bu da soygun anlayışının bir gereğidir. Çünkü Hazinedeki liyakatli bürokratlar – yurtseverler, bu soyguna asla izin vermezler.
8. Ancak Hazine’nin görüşüne başvurulmayan projelerin ’kredi garantileri’ ise yine Hazine’nin omuzuna yüklenmektedir. Gerçekten mevcut veriler çerçevesinde (2022 sonu itibariyle), Hazine’nin bu projeler nedeniyle ’borç üstlenim taahhüdü’ 14 milyar dolar civarındadır. Düşünün, yabancılar da bu soygunu biliyor, ancak kredilerin geri ödenmesinde soygunculara güvenmiyorlar. Yabancılara garantiyi de soyulan devletin hazinesi veriyor.
9. Daha acı olanı ise önemli fiyatlara ulaşan bu harcama kalemleri bütçenin ve dolayısıyla TBMM kontrolünün dışında tutulmuştur. Bugünkü Parlamentonun ne derece işlevsizleştirildiğini anlatacak bundan daha güzel bir örnek bulamazsınız. Ak(!) Parti ve MHP Milletvekilleri gelecekte çocuklarının yüzüne nasıl bakacaklar? TBMM’ye bu yapılanları sanki nasıl açıklayacaklar?”
(ALINTI)
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
AKP’li İsimden Tepki Çeken Açıklama: 32 Milyon Çalışanın, 16 Milyon Emekliye Bakması Sürdürülemez