Betül Topaklı / Milliyet.com.tr – Bir fabrikada aşçı olarak çalışan Emine Özlü’nün tek isteği fazla kilolarından kurtulmaktı. Arkadaşının teklifiyle internetten zayıflama çayı aldı ve günde iki bardak içmeye başladı. Bayılma şikayetiyle doktora giden 45 yaşındaki kadına karaciğer yetmezliği tanısı konuldu. Karaciğeri iflas etmişti ama başvuru yapılmasından 6 saat sonra kadavradan yapılan nakille yaşamayı tutunmayı başardı. Aslında bu üzücü, istenmeyen sorunun kökeninin daima olumlu bilime karşı bilimsel kriterleri karşılamayan, ne olduğu belirsiz, asla standartları tanımlanamamış bitkisel casusların alternatif olarak sunulma isteğinin yattığını söyleyen İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. A. Emre Yıldırım, “İyi bir hedefe ulaşmak için, güvenli ve riskleri net belirlenmiş olan bir yolla güvenilirliği ve risk belirteçleri tam tanımlanamamış yollar arasında yanlış olanı seçmek veya seçmek zorunda kalmak üzücü olandır” dedi.
“Dünya genelinde fazla kilo ile obezite, önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor ve günümüzde her geçen gün giderek görülme sıklığı da artıyor. Beraberinde getirdiği kronik hastalıklar yaşam kalitesini azalttığı gibi erken ölüme de neden olabiliyor. Obeziteden kurtulmak ve sağlıklı vücut kitlesine ulaşmak çok önemli. Ancak bunun için nasıl mücadele edilmesi gerektiği sağlık profesyonelleri tarafından belirlenmeli. Yani bir tabip ve diyetisyenle çağdaş delile dayalı tıbbın ışığında temel sağlık kurallarını göz önünde tutarak, öncelikle hastaya zarar vermeden sağlıklı kilo kaybını sağlamak gerekir. Bu gayeye ulaşmak için birkaç metot bulunuyor. Kalori kısıtlayan diyetler ve egzersiz içeren yaşam şekli değişiklikleri, kalori alımını azaltarak harcanan enerjiyi artırmak ve böylece kalori açığı oluşturmak için en güvenli ve kolay sistemlerden biridir. Başarılı olunamadığı durumlarda kilo verdirici ilaç tedavileri, endoskopik tedaviler ve gerekli durumlarda cerrahi tedaviler uygulanabilir.” – İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. A. Emre Yıldırım
‘İLK ETKİLENEN ORGAN KARACİĞER’
Yeni moleküllerin keşfiyle birlikte ilaç tedavi alternatiflerinin başarılı sonuçlar ve tolere edilebilir yan etkiler sunmasının, son günlerde bu yolların popülaritesinin artmasına yol açtığına değinen Prof. Dr. A. Emre Yıldırım, “Bu artış, büyük hasta kümelerini içeren çok merkezli çalışma sonuçlarıyla destekleniyor. Bu popülarite beraberinde alternatif yollar aramaya ve sunulmaya neden oldu. Zayıflama çayları, bitkileri, karışımları gibi birçok umut vaat eden ve ulaşımı kolay denetlenmemiş ürünler piyasada bulunuyor. Bunların hiçbirinin bilimsel kurallara uygun çok merkezli, denetimli çalışmaları yok. Karaciğer, bağırsaklarda emilen birçok maddeyi adeta bir filtre gibi süzdüğü, temizlediği, metabolize ettiği için bedene sindirim yoluyla giren zararlı bir maddeden ilk etkilenen organ olması doğaldır. Bu unsurun toksik dozları karaciğerin yapısını bozarak akut bir yetmezliğe neden olması sonucunda meydana gelen kalıcı değişiklikler ancak organın değişmesi yani organ nakliyle mümkün oluyor. Bu haber çok nadir gibi görülse de hemen hemen tüm gastroenteroloji uzmanlarının başından böyle kötü bir hadise geçmiştir. Ancak her hasta bu haberdeki gibi nakil talihine ulaşmayıp maalesef vefat edebiliyor” diye konuştu.
KAYBEDİLEN SIVI, YALANCI KİLO KAYBINA NEDEN OLUYOR
“Söz konusu zayıflama çayı gibi bileşiklerin bilimsel çalışmaları olmadığı için içerisindeki hususların ne olduğu, kaç miligram içerdiği hangi organ ile metabolize edildiği, toksik dozunun ne olduğu bilinmiyor” diyen Prof. Dr. A. Emre Yıldırım, “Birçoğu temelinde idrar söktürücü (diüretik) etkisiyle erken devirde sıvı kaybına neden olarak yalancı bir kilo kaybını beraberinde getiriyor ve sonra bu sıvı kaybı diğer organları kötü etkiliyor. Önce karaciğeri ve ona bağlı olarak böbrekler, beyin, akciğer, pankreas gibi hayati organları son derece sarsarak kritik bir halk sağlığı sorunu haline getiriyor” açıklamasını yaptı.
“Bitkisel ürünlerin önemli bir kısmının çok önemli yan etkileri var. Karaciğere en iyi gelen şey sağlıklı istikrarlı bir beslenmeyle birlikte alkol, gereksiz ilaç, destek besin ve aşırı vitaminlerden kaçınmak olacaktır. Örneğin, taze enginar yerine enginar tozu, enginar karışımı, enginar özü gibi içerisinde ne olduğu ne kadar enginar içerdiği bilinmeyen, kimyasal stabilazatörler ile oynanmış destek eserlerini seçmek bile organları ateşe atmaktır. Bunun çağdaş tıpta asla yeri yoktur. Karaciğerinizin buna nasıl karşılık vereceğini önceden bilmeniz çok zor. Birilerinin zarar görmemesi herkese iyi geleceği anlamına gelmiyor. Bu unsurlara karşı her karaciğer ayrı bir aşırı bağışık cevap (abartılı immün yanıt) geliştirebilir. Bu kişinin genetiği ve çevresel faktörlere karşı gösterdiği yangı yanıtı ile bağlı, kişiye özel bir durumdur. Bu nedenle kimilerinde karaciğerde önemli bir etki olmazken kimilerinde toksik hepatit denen durum ortaya çıkabilir ve hatta bunların bazıları da karaciğer iflasıyla sonuçlanabilir.” İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. A. Emre Yıldırım
‘KARIŞIMLAR KALIN BAĞIRSAĞI MOR-MAVİ RENGE DÖNÜŞTÜRÜYOR’
‘Kabızlığa iyi geliyor’ diye sinameki içiliyor, kekik ‘zayıflama çayı’ olarak görülüyor. Ancak tabiatın şifalı baharatlarının da olumsuz sonuçlar doğurduğunu da dikkat çeken Prof. Dr. A. Emre Yıldırım, “Posasıyla veya su çekici özelliğiyle kabızlığa iyi gelen kivi, kuru kayısı, kuru incir, kuru erik gibi meyveler ve yemişler var. Bunların etki düzenekleri ve yan etkileri aşikardır. Bunlarda sorun yok. Biz de klinik pratiğimizde sıkça öneriyoruz. Ancak karışımlar böyle değil. Bu üslup bitkiler tüketen hastalara uygulanan kolonoskopik incelemelerde kalın bağırsağın mor-mavi bir renk aldığını bile görebiliyoruz. Buna tıpta melanosiz koli deniyor. Bırakın karaciğer üzerindeki etkilerini bunun yanında sindirildiği organların rengini bile değiştiriyor” bilgilerini paylaştı.
‘BİTKİ ÇAYI YA DA DESTEĞE TABİP NEZARETİNDE BAŞLANMALI’
Bazı hastalar tarafından her ilacın kimyasal içeriği nedeniyle potansiyel yan tesirlerinin olabileceği düşünülürken alternatif, doğal, bitkisel ürünler gibi tanımlamaların bu eserlerde yan tesirlerin bulunmadığı gibi algılar yaratabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. A. Emre Yıldırım, “Bunları pazarlayan medya ünlülerine, sosyal medya yıldızlarına inanmak ve kolay ulaşmak, öncesi-sonrası görsellerinin cezbedici olması, pazarlama taktikleri ve en değerlisi denetlenmesindeki yasal boşluklar nedenler arasında sayılabilir. Çözüm bilimin ışığında ilerleyen, müspet bilim eşliğinde tedavi uygulayan ve yakından takip eden hekimlerle uzman diyetisyenlerle birlikte doğruya karar vermektir. Hastanın içinde olmadığı, inanmadığı bir tedavinin başarılı olması mümkün değildir. Doğru polikliniklerde yeterli süre içerisinde yapılan muayene ve tedavi planlarının başarıya ulaşması çok daha kolaydır. Bu anlamda ortaya çıkan aksaklıklar insanları daima alternatif aramaya iter. Her alternatif gayeye ulaşan bir doğru B planı olmayabilir. Bitki çayı ya da desteğe kesinlikle bir doktor nezaretinde, içeriği net olarak anlaşılarak, kullanım süresi ve yan etkileri önceden belirtilerek başlanmalı” uyarısında bulundu.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
02:00
02:00
News
Sağlık
Sağlık
Sağlık
Sağlık
Sağlık
Sağlık
