32,8950$% 0.26
35,8605€% 0.69
2.521,41%0,82
4.090,00%0,36
16.755,00%3,40
2.382,85%0,50
10.932,18%1,76
Antalya’da eşine ait yerde 2016 yılında çiftçiliğe başlayan emekli Doktor İbrahim Bodur, 90 dönüm yerde ektiği eserlere komiteciler düşük fiyat verince belediyelere yarı fiyatına satma değerine teklif götürdü. Belediyelerden de olumlu cevap alamayan Bodur, ürünleri kökleyerek üretime ve severek yaptığı çiftçiliğe son vermeye hazırlanıyor. Bodur, Ben bu işi epey inceledim, gelenlerin hepsi birbirleriyle irtibatlı. Bir süre sonra bu meyve ne olacak elimde kalacak kanısıyla ucuz pahalı demeden veriyorsunuz, gerçekten o denli yaptım. Topladım baktım ki hiçbir şey olduğu yok, eserinizi belli bir değerde satamıyorsanız ve bu sistem böyle olmayı bir türlü değiştiremiyorsa; o zaman dayanma gücünüzün sonuna gelmişsiniz demektir dedi.
Antalya’da Korkuteli ilçesi Kargın Mahallesi’ne eşine ait araziyi değerlendiren emekli Dr. İbrahim Bodur, tarım alanına Antalya’nın coğrafik işaretli Korkuteli Karyağdı Armudu, karpuz, salçalık domates ve biber ekti. Eserlerin ekim yerinin planlaması için büyük çaba harcadığını anlatan Bodur, emek verdiği tarım dalında maddi karşılık bulamayınca, seraları sürmek için kullandığı iki buçuk milyon pahasındaki traktör ve makineleri de elinden çıkarmaya hazırlanıyor.
Üretim sonuca ulaştırmadı
Bodur, Eşime ait buralar, 7 seneyi aşkın vakittir bu işi yapıyorum. Eşim pek ilgilenemiyordu, ben ilgileneyim istedim, o sırada da idarenin ’Tarlalarınızla ilgilenin’ tavsiyesi üzerine bir şeyler yapalım diye başladık. Buraya yerleşme manasında kanunların izin verdiği bir yapılanma yaptık, sonra bu bahçeyi revize ettik, tek tek ne ekelim diye karar verdik, burada ekili olan ağaçlar Ankara armudu eski ismiyle karyağdı armudu. Bütün ağaçların yerlerini tek tek haritacıya tespit ettirdim, aralıkları muhakkaktır. Onları tek tek tarzına uygun ektirdim. Beş sene boyunca bunlar zati meyve vermiyor, aynı çocuk gibi büyütüyorsunuz, her sene ilaçlıyorsunuz, her yılın sonunda buduyorsunuz, bunların hepsi büyük bir maliyet, beş sene sonra ufak ufak meyve vermeye başlıyor. 7 ila onuncu sene arası asıl meyveyi vermeye başladığı zaman, 7-8 sene hiç verim almadan yapabileceği zor bir iş. Ama yedinci senede de görüyorsunuz ki siz ne üretirseniz üretin sonuca varamıyorsunuz diye konuştu.
Komisyoncular masrafın yarısını teklif etmedi
Ektiği ürünler tarım yerinde yetişmeye başlayınca haldeki komitecilere götürdüğünü ama besinleri değerinde satamadığını söyleyen Bodur, alıcıların çok düşük fiyat teklif ettiğini belirtti. Bodur, Geçtiğimiz yıl buradaki bütün meyveleri yöntemine uygun topladık, onlar traktörle soğuk hava depolarına taşındı, orada beklemeye başladık, görücüye çıkıyor, alıcılar masrafının yarısını bile vermiyor. Ben bu işi epey inceledim, gelenlerin hepsi birbirleriyle irtibatlı. Bir süre sonra bu meyve ne olacak elimde kalacak kanısıyla ucuz pahalı demeden veriyorsunuz, hakikaten o denli yaptım. Topladım baktım ki hiçbir şey olduğu yok, eserinizi belli bir değerde satamıyorsanız ve bu sistem böyle olmayı bir türlü değiştiremiyorsa; o zaman dayanma gücünüzün sonuna gelmişsiniz demektir dedi.
100 ton karpuz elinde kaldı
Emekli Doktor İbrahim Bodur, armut, domates, biber karpuz ektiği tarım toprağında geçtiğimiz sene 100 ton karpuzun elinde kaldığını söyleyerek, satılan eserle çiftçinin elinden çıkan eserin fiyatı arasında uçurum olduğuna dikkat çekti. Bodur, şöyle devam etti:
“Karyağdı armudu, bunun dışında salçalık domates ve biber ektik, herkesin mecburi aldığı ürünler. Masrafını çıkarıp da biraz arttığı zaman oh bu sene zarar etmedik bakıyoruz, yani zarar etmemek kazandık gibi anlaşılıyor. Ayrıca tonlarca karpuz ektik önceki sene, Antalya’da kilosu 15-20 TL’ye satılan karpuzu biz burada 75 kuruşa satamadık, 100 ton karpuz tarlada kaldı. Sistemin yaşaması için bizim oradan para kazanmamız gerekiyor, karpuzun kilosuna gelirken baktım, 15-20 TL’ye satıyorlar, buradaki çiftçi kilosunu 10 TL’ye satsa ihya olur. Ama o çiftçi bunu satamaz yani o parayı alamaz vermezler. Zira asıl parayı ortadaki alıcılar komiteciler onlar kazanıyor, izin vermezler.
Belediyeler, yarı fiyatına gıda eserini kabul etmedi
İbrahim Bodur, itinayla yetiştirdiği ürünleri karşılık bulamayınca Antalya ve İstanbul’da hizmet veren belediyeleri arayarak, pazar fiyatının yarısına ürünleri belediyelere satma teklifinde bulunduğunu dile getirdi. Bodur, İstanbul’da bir belediyeyi aradım, ilgili şahıslarla beni görüştürdüler. Oradaki kişiye; ’Bakın benim karpuzum kamyonum var, ben karpuzu kamyona yükleyip getireceğim. Pazarda kaç liraya satılıyorsa yarı fiyatına satacağım, bana sadece şuraya koyun kamyonu deyin getireceğim, bunun maliyetini de üstleneceğim’ dedim. ’Şu an o denli bir uygulamamız yok’ dediler. Antalya’da bir belediyeyi de aradım, ’Bana bir yer gösterin, kendi eserimi oradaki pazarda satılan fiyatın yarı fiyatına satacağım’ dedim. ’Öyle bir uygulama yok burada’ dediler. Yarı fiyata tarladan alıp geleceğim satacağım dediğim zaman o olmuyormuş ifadelerini kullandı.
Yeni kuşak çiftçi olmak istemiyor
Çiftçilik yaptığı arazinin çok verimli bir arazi olduğunu aktaran İbrahim Bodur, durum böyle devam ederse eserlerin parasıyla bile bulunamayacağının altını çizdi. Bodur, şu tabirlere yer verdi:
Bu toprakları ben kazdım, 3 metre kazıyorum altından çikolata gibi toprak çıkıyor. Burası uzunluktan boya iki tane derenin arası ve buraya şayet siz taş ekin, buradan apartman çıkar, o kadar verimli bir arazi. Ama insanlar para kazanamıyor, sistem buna asla izin vermiyor. Ülkede kıtlık açlık olacak ve insanlar biz nerede hata yaptık diyecek. Çok uzun bir vadede değil, küresel ısınmadan sonra bu ülkede bazı şeyleri parasıyla bile bulamaz olacağız, o zaman akıllanmayı öğreneceğiz. Esas önemli olan bir başka konu da bizim yeni neslimizde. Evvelden buradaki çiftçi Osman amcadan sonra onun çocukları torunları devam ederdi, şimdi o da kesildi. Çocukların hepsi üniversitede okuyor, onu bir statü atlama olarak görüyorlar. Burada çalışmayı o okullara gittikten sonra kendilerine yakıştırmıyorlar, böylelikle yeni nesil buradan uzaklaşmış durumda.
Çiftçiliğe de ektiği eserlere de veda ediyor
Uzun uğraşlar ve çeşitli denemeler sonucunda çiftçiliğe veda edeceğini açıklayan İbrahim Bodur, konuşmasını şu şekilde tamamladı:
Çiftçi asla para kazanamıyor, kazansa ben kazanırım. En fazla dayanabilecek olan insan benim, gelecek sene ne yiyeceğim sıkıntısı olmayan bir beşerim. Dolayısıyla şayet ben kazanamıyorsam, hiç kimse kazanamaz bu işten ve buraya gelirken de kendi kendime yemin ettim dedim ki; ’asla pes etmeyeceksin, asla pişman olmayacaksın’. İtiraf ediyorum, pes dedim ve son derecede pişmanım. Buraya yatırdığım parayı bankaya yatırsaydım, bu topraklar beş kez daha satın alacak kadar konuma gelirdim. Kötü olan da bu esasen, çalışıp bir iş yapıp da bundan para kazanamayan bir kişi olması. Ağaçlar o kadar uzun sürede yetişiyor ki güneşin baharında, kışın çamurda budanıyor, bunların hepsi bir emek. Her santimetre karede bir emek var ve bunları ben şimdi yok kararında görüyorum ama burada bir milli servet yatıyor. Eşimle oturduk düşündük ne yapacağımızı, bunu kökletmek için şimdi cebimden ekstra para vereceğim ama ağaçlara kıyamıyorum. En sonunda dedim ki, tarlanın bir kısmını köklemeyelim, yeşillik olsun. Karar evresindeyiz, armut bahçemiz dışında 13 dönüm daha bir yerimiz var, oradaki ağaçları kesin kökleteceğiz, bir hafta on gün içinde süreçlere başlayacağız.
Korkuteli’nde çiftçilik yapan Ramazan Çalışkan ise, Hayvancılık ve çiftçilik yapıyorum. Maliyetler çok pahalı, salçalık domates ekiyoruz, pazarda 20 TL, tüccar 5TL’ye alıyor. Tüccarın eli ayağı değmeden, bizden çok kazanıyor dedi.
Aydın, Bamyada Hedef Yükseltti
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.