DOLAR

32,6970$% 0.15

EURO

35,1154% 0.03

GRAM ALTIN

2.445,89%-0,06

ÇEYREK ALTIN

3.968,00%-0,42

TAM ALTIN

15.892,00%-0,43

ONS

2.324,44%-0,31

BİST100

10.283,64%-0,58

İkindi Vakti a 17:11
Bursa AÇIK 26°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Bursa Gündem Haber
  • Genel
  • Laiklik Meclisi’nden 2 Temmuz Açıklaması: Sivas Katliamının Karşı Devrim Sürecinin En Alçakça Ataklarından Biri Olduğunu Unutmamalıyız

Laiklik Meclisi’nden 2 Temmuz Açıklaması: Sivas Katliamının Karşı Devrim Sürecinin En Alçakça Ataklarından Biri Olduğunu Unutmamalıyız

ad826x90

Laiklik Meclisi, Sivas katliamının 31’inci yılı nedeniyle “2 Temmuz 1993’de Sivas’ta devletin gözleri önünde planlı bir operasyon ile yobazlar tarafından katledilen 33 yurttaşımızı hürmetle anarken, 31 yıl önce bugün yapılan katliamın, karşı ihtilalin en alçakça ataklarından biri olduğunu hiç unutmamalıyız” açıklamasını yaptı.

Laiklik Meclisi tarafından, Sivas katliamının 31’inci yılı nedeniyle yapılan açıklamada, Türkiye’de, 1923 Cumhuriyetinin tasfiyesinin 1980’lerde siyasi hedef haline geldiği belirtildi. Bunun temel nedeninin, sermayenin yeni birikim rejimine başta işçi sınıflar olmak üzere tüm toplumu ikna etmek olduğu ifade edilen açıklamada, bunun için en başta laiklik ve yurttaşlık esası üzerine kurulu olan anayasal sistemin tasfiye edilmesinin hedeflendiği  vurgulandı.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Bu amaçla 12 Eylül faşist askeri darbesi ve cunta yönetimi ile birlikte ülkemizde dinci gericiliğe yatırım büyük bir hız kazanmış; örneğin eğitimde dinselleşme, Kuran kurslarında patlama yaşanırken, tarikat ve cemaatlerin de önü açılmıştır.

1991 yılında, tarikatların ve cemaatlerin örgütlenmelerini kısıtlayarak anayasadaki laiklik unsurunu koruyan TCK’nın 163. hususu, periyodun Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından, demokratikleşme telaffuzunun peşine takılan muhalefetin büyük çoğunluğunun da desteği ile kaldırılmış, böylelikle tarikat ve cemaatlerin örgütlenmesinin önü açılırken laik Cumhuriyete stratejik bir darbe vurulmuştur. Bununla eş zamanlı olarak, 1990’lı yılların ilk yarısında toplumun Cumhuriyet ve laiklikle bağlarını kesmek için dinci-faşist paramiliter ögelerin da sahneye sürüldüğü devirdir. Uğur Mumcu, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy gibi aydınlarımızın alçakça katledildikleri bu sürecin zirve noktası ise 2 Temmuz 1993’teki Sivas Katliamı olmuştur. Laik Cumhuriyet’in temelinin atıldığı Sivas’ta, paramiliter gruplar bir plan dâhilinde harekete geçirilerek, Pir Sultan Abdal anma aktiflikleri için bir araya gelmiş olan aydın ve sanatkarların kaldıkları otel, ‘Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak’ sloganıyla ateşe verilmiştir. Laik Cumhuriyeti doğrudan hedef alan bu kalkışma sonucunda 33 aydın, 1978 Kahramanmaraş, 1980 Çorum’da olduğu gibi, devletin gözleri önünde planlı olarak katledilmiştir.

2 Temmuz katliamının yargı süreci başlarken, gibisi tüm siyasi cinayet ve katliam davalarında olduğu gibi, üzerini örtmek için ‘adiyen insan öldürme’ davası olarak açılmıştır. 30 yıl boyunca vakte yayılan, ama hiçbir zaman laik Cumhuriyete ve anayasal nizama yönelik bir kalkışma ve Gladyo davası olarak ele alınmayan bu dava da 14 Eylül 2023 tarihinde ‘zamanaşımı’ bahanesiyle düşürülerek, yargı tarihimize yeni bir kara leke olarak kazınmıştır.

Laik Cumhuriyetin tasfiyesine yönelik tüm bu adımlarla, bugün yargı iktidarca ele geçirilmiş, kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırılarak kuvvetler birliği dayatılmış ve ülkemiz ‘yeni rejimin’ tesisinde tehlikeli bir tabloyla karşı karşıya bırakılmıştır. Şeriat davetleri ve eylemleri ile ‘yeni anayasa’ dayatması da karşı ihtilalin son evresinde olduğumuzu ortaya koymaktadır.

“Tarikat ve cemaat uzantıları ile toplumsal yaşamın tamamen ele geçirilmesi hedeflenmektedir”

Diyanet İşleri Başkanlığı şeyhülislamlık makamı gibi yetkilerle donatılarak, laik Cumhuriyetin kazanımlarını hedef alırken; toplumsal çabanın önemli araçları olan kitle örgütleri baskı altına alınarak kuşatılmaktadır. ‘STK’ adı altında tarikat ve cemaat uzantıları iktidar eliyle mali güce kavuşturulurken bürokrasiden, siyasete, iktisattan eğitime kadar devletin, siyasetin ve toplumsal yaşamın bu zihniyet tarafından tamamen ele geçirilmesi hedeflenmektedir. Diğer taraftan ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ ile gelecek jenerasyonların akıl ve bilimle bağlarını kesmek isteyenler, toplumsal hakları ve ilerlemeyi ortadan tamamen kaldırarak yurttaş değil kendilerine biat edecek tebaa yaratmayı hedeflemektedir.

Siyasi iktidarın desteği ile Diyarbakır’da, İstanbul’da, Kocaeli’de ve ülkemizin birçok yerinde laik hayatı hedef alarak halkımıza saldıranlar, yurttaşlık haklarının teminatı olan anayasal tertibi ve laik Cumhuriyeti hedef alan karşı ihtilalin sivil görünümlü paramiliter ögelerinden başka bir şey değildir. Bütün bu ögeler ‘yeni rejimin’ sömürü düzeneğinin gereksinimlerine uygun olarak ülkemizi IŞİD ve Taliban gibisi uygulamalarla yüzlerce yıl öncesinin karanlığına boğmak istemektedir.

“31 yıl önce yapılan katliamın, karşı ihtilalin en alçakça hücumlarından biri olduğunu unutmamalıyız”

2 Temmuz 1993’de Sivas’ta devletin gözleri önünde planlı bir operasyon ile yobazlar tarafından katledilen 33 yurttaşımızı hürmetle anarken, 31 yıl önce bugün yapılan katliamın, karşı ihtilalin en alçakça taarruzlarından biri olduğunu hiç unutmamalıyız.

2 Temmuz’da laiklik ve Cumhuriyet düşmanlarının kumpasları ve saldırıları sonucu kaybettiğimiz aydınlarımızı, yurttaşlarımızı ve canlarımızı hürmetle anıyoruz. Onları anmanın ve yaşatmanın yolu aydınlık, laik, özgür ve eşit bir cumhuriyet uğraşının yükseltilmesiyle mümkündür.

Laiklik Meclisi, bu nedenle ülkemizin laik Cumhuriyete sahip çıkan tüm yurttaşlarını laiklik çabasını yükseltmeye çağırıyor.”

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Sağlık Bakanlığı’nda Zaman Teslim! Yeni Bakan Memişoğlu Görevi Koca’dan Devraldı

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.