34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
2.705,79%1,29
9.549,89%1,94
Mahfi Eğilmez
Merkez Bankası (TCMB) Para Siyaseti Kurulu’nun (PPK) son toplantısından sonra açıklanan karar metninde yer alan tabirlerden yola çıkan bazı yorumcular politika faizinde Aralık toplantısında indirim yapılacağı izlenimi edindiklerini yazdılar. Bazı analistler ise Aralık ayında bir faiz indirimi yapılması gerektiğini öteden beri savunuyorlar. Yorumlarımı izleyenler hatırlayacaktır ben de Eylül ayı enflasyon verisi açıklandıktan sonra bir iki puanlık bir faiz indirimi yapılmasını önermiştim. Eylül ayı enflasyon verisinin enflasyonun düşüşü hakkında gösterge olacağı fikriyle bunu söylemiştim. Eğer Ekim başında enflasyon yüzde 40 dolayına inmiş olsaydı o zaman faizin bir iki puan indirilmesi doğru olacaktı. Çünkü beklendiği şekilde düşen bir enflasyonda carry trade yoluyla faizden yüksek para kazananlara daha fazla kaynak aktarmanın anlamı yoktu.
Ne var ki enflasyon beklendiği şekilde düşmedi, düşmeyeceği de ortaya çıktı. Bunun üzerine 20 Eylül 2024 günlü ve Faiz İndiriminin Zamanlaması başlıklı yazımda şöyle yazmıştım: “Bütün bunları göz önüne aldığımızda Türkiye’de Merkez Bankası’nın (TCMB) faizi ne kadar müddetle yüksek tutacağının karşılığını bize üçüncü çeyrek büyüme oranı gösterecek. Onu da 29 Kasım 2024 tarihinde göreceğiz. Bu veriler açıklandıktan sonraki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı 26 Aralık tarihinde olacak. Bu toplantıdan önce TCMB’nin politika faizini indirmesi için öncü göstergelere göre üçüncü çeyrek büyümesinin sıfıra, dördüncü çeyrek beklentisinin eksiye (küçülmeye) doğru gittiği kanısına varması ve siyasetçinin de aynı kanıda olması gerekir diye düşünüyorum.”
TCMB, Kasım başlarında, enflasyondaki düşüş zayıflığından hoşnut olmadığını vurguladıktan sonra yılsonu tahminini yüzde 38’den 44’e yükseltti.
PPK’nin 21 Kasım tarihli toplantısı sonunda açıklanan karar metninde geçmiş toplantılardaki karar metinlerinden farklı bazı ifadeler yer aldı. Örneğin bir önceki toplantıda enflasyonun ana eğiliminde yükseliş gözlendiği belirtilmişken bu son toplantı metninde enflasyonun ana eğiliminde düşüş olduğu vurgulanıyor. Maliye siyasetinin para siyasetiyle eşgüdümünün artmış olmasına yapılan vurgu tahminen de PPK karar metninin en önemli parçası. Çünkü şimdiye kadar karar metinlerinde maliye siyasetiyle ilgili bir cümle yer almamıştı. Maliye siyasetinin para siyasetini destekleyici şekilde yönetilmediği üstü kapalı imalarla TCMB yetkililerinin yaptığı konuşmalarda ifade edilmişti.
Ekonomide daralma eğilimi belirginleşirken sanayicilerin, KOBİ yöneticilerinin ve esnafın şikâyetleri de giderek artıyor. Reel sektör olarak isimlendirilen bu kesimde yer alanların birden fazla satışların düşmesi dolayısıyla kârlarının azaldığını dile getiriyor ve bu nedenle de asgari ücretin geçmiş enflasyona değil beklenen enflasyona göre artması gerektiğini öne sürüyor ve bu gerçekleşmediği takdirde eleman çıkarmak zorunda kalacaklarını ifade ediyor. Buna karşılık asgari ücretliler, emekliler ve ücretlilerin birden fazla aldıkları ücretle geçinemediklerini öne sürüyor ve fiyatlarının en az geçmiş enflasyon kadar artırılmasını talep ediyor.
Türk siyasetçisinin büyüme ile enflasyon arasındaki uzun periyotlu tercihi büyümeden yanadır. Kısa periyotta enflasyonu düşürmeye yönelik önlemler alınmasına rıza gösterse de orta – uzun periyotta enflasyonla uğraşmayı bırakıp büyümeyi kollamaya yönelir.
Enflasyon, beklendiği şekilde düşmüyor. Şimdi baz etkisi ötesinde bir düşüş eğilimi ortaya çıkmadı. Baz etkisi dışında bir düşüş ortaya çıkmadan faizin düşürülmesi bu kademede pek doğru görünmüyor. Anketlere dayalı beklentiler de enflasyonun hükümetin ve TCMB’nin tahmin ettiği seviyelere gerilmeyeceğini ortaya koyuyor. Öte yandan enflasyonu mazeret ederek fiyatlarda ortaya çıkan satın alma gücünün tekrar yerine konulmaması da işçi kısma kolay açıklanabilecek bir durum değil. Ne var ki böyle bir artış üstte değinildiği gibi reel sektörü ayağa kaldırıyor. Hükümet ise bu iki taraflı baskı arasında sıkışmış görünüyor.
TCMB’nin, Hükümete destek olmak amacıyla Aralık ayında faizi iki puan indirmesiyle reel sektörü sakinleştirmesi, Ocak ayında Hükümetin asgari ücreti yüzde 35 oranında artırarak emekçilerin reaksiyonunu bir nebze olsun azaltması ve böylece sermaye ile emeği asgari müşterekte buluşturması sürpriz olmaz.
Bu yazı Mahfi Eğilmez’in kişisel blogundan alınmıştır
“Doğal besine ulaşmanın bir yolu var!” |
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bosch Otomotiv, Almanya’daki 5 Bin 550 Çalışanını İşten Çıkartıyor