DOLAR

34,5847$% 0.12

EURO

36,4084% 1.11

GRAM ALTIN

2.960,92%-1,47

ÇEYREK ALTIN

5.015,00%-1,54

TAM ALTIN

20.009,00%-1,49

ONS

2.642,24%-2,34

BİST100

9.692,77%1,50

İmsak Vakti a 02:00
Bursa PARÇALI AZ BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,5847

EURO 36,4084

ALTIN 2.960,92

BİST 100 9.692,77

İmsak 02:00

Mem Û Zîn ve Kadim Dillerimizden Kürtçe

ad826x90

Mezopotamya, Anadolu’nun çokkültürlü bir bölgesi, birkaç lisanın konuşulduğu bölge edebiyat alanında eşsiz şiir ve ezgileriyle dikkatleri çekiyor. Destanları, şiirleri, ezgileri, halk dansları ve gelenekleriyle çok kültürlülüğün en güzel örneğini oluşturuyor. Tarih boyunca Türkçe’nin yanı sıra konuşulan Arapça, Farsça, Kürtçe, Aramice lisanları birbirinin etkisi altında kalarak sözcük geçişleri ile birbirlerini daha da zenginleştirmiş. Bugüne kadar ulaşan gerek sözlü ya da yazılı bütün yapıtlarıyla ortak bir edebi, sanatsal ve tarihi özellikler ile kültürel mirası oluşturmakta.

Uzun yıllar Kürtçe bazı siyasi iktidarlar tarafında yok sayılmış, yasaklanmış, tahsili engellenmiş ve hak ettiği değeri, saygınlığı ne yazık ki bulamamıştır. Yazılı bir Kürt edebiyatının olmadığı bile iddia edilmiştir. Bugün yaşayan lisanlardan biri olması halklar için büyük bir talihtir. Kürtçe müzikalitesi yüksek, Arapça ve Farsça ile etkileştikçe daha da zenginleşmiş bir lisandır.

Son yıllarda değeri anlaşılmış ve 2010 yılında ilk kez Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Kürtlerin övünç kaynağı olan yapıtlardan biri olan Mem û Zîn Kürtçe harflerle Türkçe çevirisi ile birlikte yayınlanmıştır. Gördüğü ilgi üzerine 2022 yılında 2. baskısı yapılmıştır.

Kürtçe en şiirsel lisanlardan biridir. Yazıya dökülmüş en eski şiir olarak iddia edilen “Le Hevre” Kürtçedir. 1950 yılında İngiliz arkeologlar İran’ın Hewraman kentinde bir mezar taşında bu şiire rastlarlar. Şiiri yazan Borazboz isimli Süryani bir papazdır, şiiri eşi için yazmış olabileceği düşünülmektedir. Şiirin yazılı olduğu mezar taşı bugün hala Londra Müzesi’nde sergilenmektedir. Milattan önce 330 yılında yazıldığı söylenen şiir bugün bile okuyanları cezbetmektedir.

Şiiri çok beğendiğim için paylaşmadan geçmiyorum.

BİRLİKTE

Birlikte geçen günleri özlüyorum
Hele sabah çıkıp gidişimizi
Seninle dağlara çıkar dolaşırdık
Birlikte söylerdik şarkılarımızı
Ben o dağların ruhundan öğrenmiştim
Ta yürekten candan söylemeyi
Hem dağlarda hem kırlarda hem sahralarda
Ey aman, medet aşkın elinden yani
İkimiz tek bir gönül olmuşken
Sonbahar gelip böyle ayırdı bizi
Ancak birlikte olunca küflenmez aşk
Ya bağır bir ses ver ya da uyu haydi.

Borazboz

Mem û Zîn isimli manzum eser günümüze kadar olan süreç içerisinde yüzlerce şair yetiştiren Kürtlerin gurur kaynağıdır. Mem û Zîn klasik Kürt şiirinin en bilinen isimlerinden biri olan Ahmed-i Hani tarafından 1694 yılında yazılmıştır. Mesnevi şeklinde yazılan bu eser hemen hemen 20 dile çevrilmiş ve Türkçeye de 10 ayrı kişi tarafından çeviri edilerek farklı yayınevlerinden kitap olarak yayınlanmıştır. Ezgilere konu olmuş, sineması yapılmış, tiyatro oyunu ve opera olarak sahnelenmiş ve her zaman çok beğenilmiştir. Aruz vezniyle yazılmış yapıtın 10 ve 11 hecelik dizilerle yazılmış çevirileri arasında beyit sayısı farklılıklar göstermektedir. Devrinin Kurmançi lehçesi ile yazıldığı için de Türkçeye çevrilmesi epeyce zordur.

Mem û Zin, Ehmedê Xanî, Çev. Mustafa Öztürk, 304 syf., Çınaraltı Yayınları, 2024

Eserin son çevirisini yapan Mardin Artuklu Üniversitesi Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mustafa Öztürk çeviri konusunda hayli başarılı. Arada Farsça ve Arapça sözcükler olmasına rağmen rahatlıkla okunuyor. Zorlanmalarda sayfa sonlarındaki dipnotlar imdada yetişiyor.

Eserde Mem ve Zîn’in aşkı ile birlikte toplumsal sorunlarla ilgili beyitler de göze çarpıyor. Felsefî görüşler, siyasî öğütler, tavsiye, tenkit, serzenişlere de yer verilmekte. Ahmed-i Hani halkına doğru yolu, fazileti, tefekkürü, sabrı öğütlemekte.

Hem ışığı var hem karanlıktır insân

Hem yakın sana hem uzaktır insân

Ahmed-i Hani

Eser güya 1700’lü yıllarda dünya edebiyatında trend olan epylliayı da anımsatıyor. Vezin ile yazılması, 10 heceli cümleleri ve kulağa beğenilen gelen ritmik süslemeleriyle birçok lisanda rastlanan epylliaya, stanzalara benzerliği ile anılıyor. Örnek olarak ilk aklıma gelen Shakespeare’in Venüs ile Adonis’i, Gılgamış Destanı, Homeros’un yapıtları, Arapların meşhur Leyla ile Mecnun’u ve daha birçok eser sayılabilir. Doğal ki Mem ile Zîn’in özgün tarafı imkansız aşkı değil, felsefî, ilmî ve tarihi bilgileri kapsaması. Örneğin şair kitabı neden yazdığını şu beyitlerle ne kadar güzel anlatıyor;

Ta ki âlem demesin, Kürt milleti,
Asılsız, köksüz; bilmez marifeti

Çeşitli milletler, kitâp sâhibi
Ama bir tek Kürtlerin yok nasîbi

Hem demesin ki ehl-i nazar yine
Kürt, amaçlamadı aşkı kendine

Kürt edebiyatının en önemli yapıtı olan Mem û Zin’in konusu büyük bir aşk öyküsü, aslında iyi ve kötü karakterleri üzerinden hayatı anlatıyor. Birbirlerine âşık olup da engellenen, bir türlü kavuşamayan vefatlarından sonra başka bir dünyada bir araya gelen Mem ile Zîn’in aşkını bakın nasıl anlatıyor:

Aşk, âteştir; deri ise Tıp Dağı’dır
Gönül, o nâr ve parıltının ağacıdır

Göğüs, bir kandîl; kor âteş, çırâdır
Cân, onun yağı, fitili cefâdır

Gönül şîşedir, o çırâ da özünde
Sır, modüldür, yayılmıştır bütünde

Bütünüyle, baştan ayağa kadar
Kalp huzûru o âteşle yandılar

Bu yapıtla ilgili ilginç bulduğum iki nokta şu; bu aşk olayı 1451 yılında yaşandığı halde Ahmed-i Hani’nin yapıtını 250 yıl sonra Cizre’ye geldiğinde kaleme alması. O güne kadar Dengbejler tarafından sözlü olarak jenerasyondan jenerasyona taşınmış efsane haline gelmiş aşk kıssası nihayet yazıya dökülüyor. Diğer ilginç olan nokta ortadan 572 yıl geçmesine rağmen bugün hala Cizre’de birbirine kavuşamayan Mem ile Zîn için yas tutulması ve mezar ziyaretlerinin yapılmasıdır. Siyah çarşaflar giyen Cizreli kadınlar Mem ile Zin için böyle giyindiklerini söylerler. Siyahlara bürünmekle halâ yasta olduklarını ifade etmeye çalışmaktadırlar. Sevgi, hürmet insandan insana geçen, yaşayan bir histir.

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Majestelerinin Yeni Mem Û Zîn’i

HIZLI YORUM YAP