32,5766$% 0.18
35,2712€% 0.45
2.469,17%0,25
4.006,00%-0,20
16.041,00%-0,19
2.358,26%0,11
10.815,62%1,25
Memur Sen’e bağlı Ofis Memur Sen Manisa Şube Başkanı Murat Özkan iktidara davette bulundu.
“Kamu görevlisi arkadaşlarımızın karşı karşıya kaldıkları onlarca çözüm bekleyen sorunlardan, tahlili kolay ve bunun için kamu idaresi tarafından sözleri verilmiş, gecikmesi kangrene neden olabilecek, acil çözüm bekleyen, kamu çalışanlarının tümünü ya da ekseriyetini etkileyen öncelikle 1. dereceye gelmiş devlet memurlarına 3600 ek gösterge verilmesi, Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilen toplu sözleşme ikramiyesinin yeniden verilmesi, yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılması, fahiş kira artışları ve yaşanılan hayat pahalılığı karşısında devlet memurlarına yapılacak kira yardımı, fazla çalışma ile resmi tatil ve bayram günlerinde yapılan çalışmaların karşılığının ödenmesi, tasarruf önlemleri kapsamında iptal edilecek olan servis hizmetinin devamının sağlanması halindedir. 3600 ek gösterge konusu ilk kere 6. Dönem Toplu Sözleşme’de karara bağlanan, ilk olarak 4 meslek kümesiyle hudutlu tutulan ve 7. Dönem toplu mukavelede ‘1. dereceye yükselmiş kamu vazifelilerinin 3600 ek göstergeden yararlanması konusunda yetkili Konfederasyon olarak Memur-Sen’le ortak çalışma yapılması’ şeklinde karara bağlanan ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından meydanlarda defaatle sözü verilen bir konudur. 7. Dönem Toplu Kontratından 9 ay ve verilen kelamlardan 1 Yıl geçmiş olmasına rağmen hala herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Toplu Sözleşme ikramiyesi, ilk toplu sözleşme yani 2012 Yılından itibaren var olan HAK’tır. Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yüzde 2 sınırlaması sebebiyle AYM’ye başvurması sonucunda 2024 Mart ayında bir bütün olarak iptal edilmiştir.
“KAÇINILMAZ MEMNUNİYETSİZLİĞE NEDEN OLUYOR”
İptal sonrası Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının ‘kamu vazifelilerinin kazanılmış haklarını kimseye yedirmeyecekleri’ beyanları sonucunda en kısa zamanda çözüme kavuşması beklentimizken, ilk torba maddede yer almadığını görmek derin bir hayal kırıklığına neden olmuştur. Toplu Sözleşme İkramiyesinin geri verilmemesi, karşılığı 2024 bütçesinde yer alan 330 TL’nin sendika üyesi her bir kamu görevlisinin cebinden çıkması anlamına gelmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından AYM kararının bir fırsat olarak kıymetlendirilmesi Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük bir devletin yöneticilerine hiç yakışmamıştır. Sinekten yağ çıkarılacaksa da bunun yeri ve kaynağı kamu vazifelilerinin kazanılmış hakları olmamalıdır. Kamuda Yardımcı Hizmetler Sınıfında yaklaşık olarak 110 bin devlet memuru görev yapmaktadır. Bunların ekser çoğunluğu, bu hizmet sınıfındaki işlerden daha çok Genel Yönetim Hizmetleri ve Teknik Hizmetler Sınıfının görev alanına giren işlerde istihdam edilmektedir. 657 Sayılı Kanunun ilk hazırlandığı yıllarda YHS çalışanı tarafından yapılan işler, halihazırda işçiler eliyle görülmektedir. Net olarak tanımlanmamış bu misyonların farklı statü ve ücret kümelerinde yer alan kişiler tarafından yapılması kaçınılmaz çatışmalara ve memnuniyetsizliğe neden olmaktadır. YHS günümüz gerçekleri ve muhtaçlıkları dikkate alınarak ortadan kaldırılmalı ve bu hizmet sınıfında görev yapan memurlar, eğitim durumları ve görev alanları temel alınarak GİH ya da THS’na geçirilmelidir.”
”BÜYÜKŞEHİR TAZMİNATI OLMALI”
“YÜRÜDÜK, YİNE YÜRÜRÜZ”
Murat Özkan açıklamalarını şöyle tamamladı: “Geçtiğimiz hafta Tüm Türkiye genelinde Ofis Hizmet kolunda bulunan 51 kurum ve kuruluşta 350 bin kamu çalışanı ile omuz omuza bir hafta boyunca taleplerimizi içeren kokartları yakamızda taşıyacağımızı açıkladık ve bugüne kadar da taşıdık. Bu hafta hareketimiz ise ülke genelinde, bütün şubelerimizce gerçekleştireceğimiz kitlesel basın açıklamalarımız ve taleplerimizi içeren imza kampanyasını başlatmaktır. Belirlediğimiz tarihe kadar bu taleplerimizin gerçekleşmemesi halinde, yürüme eylemi gerçekleştireceğiz. 3600 Ek gösterge talebimizi, 3 milyon 600 bin adım atarak Bolu’dan Ankara’ya yürüyerek tekrar gündeme taşıyacağız. Yürüdük, yine yürürüz. Kâfi ki, kamu vazifelilerinin kazanımları gasp edilmesin. Kâfi ki, kamu vazifelilerinin haklı talepleri kazanıma dönüşsün. Elimizden alınan kazanımlarımız geri verilinceye, taleplerimiz kazanıma dönüşene kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.”
Türk Fındığı Cezayir’de Tanıtıldı