DOLAR

32,5743$% 0.17

EURO

35,2808% 0.48

GRAM ALTIN

2.469,67%0,27

ÇEYREK ALTIN

4.013,00%-0,15

TAM ALTIN

16.078,00%-0,13

ONS

2.359,07%0,14

BİST100

10.730,15%0,45

Akşam Vakti a 20:44
Bursa HAFİF YAĞMUR 28°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Bursa Gündem Haber
  • Ekonomi
  • Memur Sen’e Bağlı Ofis Memur Sen Manisa Şube Başkanı Murat Özkan, Hükümetin Tasarruf Önlemleriyle Kamu Görevlilerini Mağdur Ettiğini Söyledi

Memur Sen’e Bağlı Ofis Memur Sen Manisa Şube Başkanı Murat Özkan, Hükümetin Tasarruf Önlemleriyle Kamu Görevlilerini Mağdur Ettiğini Söyledi

ad826x90

Memur Sen’e bağlı Ofis Memur Sen Manisa Şube Başkanı Murat Özkan, hükümete davette bulunarak, “Sinekten yağ çıkarılacaksa da bunun yeri ve kaynağı kamu vazifelilerinin kazanılmış hakları olmamalıdır.” dedi.

Tasarruf önlemleri kapsamında memurların haklarının kısıtlandığına dikkat çeken Memur Sen’e bağlı Ofis Memur Sen Manisa Şube Başkanı Murat Özkan, hükümetin tasarruf adı altında kamu çalışanlarını mağdur ettiğini söyledi.

Kamuda uygulanacak tasarruf önlemleri paketi hakkında sendikalar olarak itirazlarını içeren maddeleri zaman içerisinde paylaştıklarını anlatan Özkan, “Kamu görevlisi arkadaşlarımızın karşı karşıya kaldıkları onlarca çözüm bekleyen sorunlardan, tahlili kolay ve bunun için kamu idaresi tarafından sözleri verilmiş, gecikmesi kangrene neden olabilecek, acil çözüm bekleyen, kamu çalışanlarının tümünü ya da ekseriyetini etkileyen öncelikle 1. dereceye gelmiş devlet memurlarına 3600 ek gösterge verilmesi, Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilen toplu sözleşme ikramiyesinin yeniden verilmesi, yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılması, fahiş kira artışları ve yaşanılan hayat pahalılığı karşısında devlet memurlarına yapılacak kira yardımı, fazla çalışma ile resmi tatil ve bayram günlerinde yapılan çalışmaların karşılığının ödenmesi, tasarruf önlemleri kapsamında iptal edilecek olan servis hizmetinin devamının sağlanması formundadır. 3600 ek gösterge konusu ilk kez 6. Dönem Toplu Sözleşme’de karara bağlanan, ilk olarak 4 meslek kümesiyle sonlu tutulan ve 7. Dönem toplu mukavelede ‘1. dereceye yükselmiş kamu vazifelilerinin 3600 ek göstergeden yararlanması konusunda yetkili Konfederasyon olarak Memur-Sen’le ortak çalışma yapılması’ şeklinde karara bağlanan ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından meydanlarda defaatle sözü verilen bir konudur. 7. Dönem Toplu Mukavelesinden 9 ay ve verilen kelamlardan 1 Yıl geçmiş olmasına rağmen hala herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Toplu Sözleşme ikramiyesi, ilk toplu sözleşme yani 2012 Yılından itibaren var olan HAK’tır. Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yüzde 2 sınırlaması sebebiyle AYM’ye başvurması sonucunda 2024 Mart ayında bir bütün olarak iptal edilmiştir. İptal sonrası Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının ‘kamu vazifelilerinin kazanılmış haklarını kimseye yedirmeyecekleri’ beyanları sonucunda en kısa zamanda çözüme kavuşması beklentimizken, ilk torba maddede yer almadığını görmek derin bir hayal kırıklığına neden olmuştur. Toplu Sözleşme İkramiyesinin geri verilmemesi, karşılığı 2024 bütçesinde yer alan 330 TL’nin sendika üyesi her bir kamu görevlisinin cebinden çıkması anlamına gelmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından AYM kararının bir fırsat olarak kıymetlendirilmesi Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük bir devletin yöneticilerine hiç yakışmamıştır. Sinekten yağ çıkarılacaksa da bunun yeri ve kaynağı kamu vazifelilerinin kazanılmış hakları olmamalıdır. Kamuda Yardımcı Hizmetler Sınıfında yaklaşık olarak 110 bin devlet memuru görev yapmaktadır. Bunların ekser çoğunluğu, bu hizmet sınıfındaki işlerden daha çok Genel Yönetim Hizmetleri ve Teknik Hizmetler Sınıfının görev alanına giren işlerde istihdam edilmektedir. 657 Sayılı Kanunun ilk hazırlandığı yıllarda YHS çalışanı tarafından yapılan işler, halihazırda işçiler eliyle görülmektedir. Net olarak tanımlanmamış bu vazifelerin farklı statü ve ücret kümelerinde yer alan kişiler tarafından yapılması kaçınılmaz çatışmalara ve memnuniyetsizliğe neden olmaktadır. YHS günümüz gerçekleri ve muhtaçlıkları dikkate alınarak ortadan kaldırılmalı ve bu hizmet sınıfında görev yapan memurlar, eğitim durumları ve görev alanları temel alınarak GİH ya da THS’na geçirilmelidir.” dedi.

“Büyükşehir tazminatı olmalı”

Açıklamasında yapılması gerekenlerden de bahseden Özkan, “Bir türlü durdurulamayan hayat pahalılığı, var olan enflasyonist ortam sonucunda oluşan fahiş kira fiyatları özellikle büyükşehirler ve kıyı kentlerinde kamu vazifelilerinin istihdam ve vazifede tutulmasını zorlaştırmakta, buralarda görev yapanlarında maaşlarının yarıdan fazlasının ev kirasına gitmesine neden olmaktadır. Bu nedenle, öncelikle büyükşehirlerde görev yapan kamu işçisine büyükşehir tazminatı olmalı, müteakiben gibisi olumsuz ekonomik kaidelerin görüldüğü diğer vilayetlere de devlet memuru aylık katsayısına bağlanarak kira tazminatı olmalıdır. 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununda kamu vazifelilerinin fazla çalışma saat ücreti 10 TL olarak belirlenmiştir. Toplu Sözleşme kazanımlarıyla bu meblağ 50 TL’ye çıkabilmektedir. En yüksek hali bile emeğin karşılığı olmaktan çok uzaktır. Sayın Cumhurbaşkanımıza sunumu yapılan son vergi reformunda yer alan ve Hazine ve Maliye Bakanlığının vergi toplayıcılar için ön gördüğü 280 TL/saat fazla çalışma ücreti bu gerçeğin itirafı olması ve makul sayının tespiti açısından değerlidir. Ayrıca, günün 24 saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde vardiya tarzıyla çalışan 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanları, koruma ve güvenlik görevlisi vb. Devlet memurlarının resmi tatil, idari izin ve bayram tatillerine denk gelen çalışmaları normal çalışma olarak kabul edilmekte, bu çalışmalar karşılığı her hangi bir ilave ücret ya da izin verilmemektedir. Kamu ya da özel kesimde bu işi yapan işçi statüsünde ki kişiler, çalışma mesailerine göre özellikle idari izin, resmi tatil ile dini bayram günlerinde yaptıkları çalışmalar karşılığı, 1, 2 hatta 3 kat zamlı mesai ücreti almakta, devlet memuru ve sözleşmeli olarak bu görevi ifa edenler ise, bu ve gibisi haklardan faydalanamamaktadır. Kamu görevlisi arkadaşlarımızın da, bu vakitlerde yaptıkları çalışmalar için fazla çalışma olarak değerlendirilip farklı bir fazla çalışma ücreti ya da farklı bir ilave izin verilmek suretiyle çalışmalarının kıymetlendirilmesi gerekmektedir. Hak, adalet ve demokrasi şuuruyla vazifemiz; temsil ettiğimiz tüm kamu vazifelilerinin haklı taleplerinin sesi olmak için çalmadık kapı bırakmamak ve maddelerin tanımladığı görev, sorumluluk ve müsaadeler çerçevesinde bugün itibarıyla bu taleplerimiz için hareketlilik sürecini başlatıyoruz. Daha önce de böyle bir süreci yaşadık; yollara, meydanlara indik ve gayretimiz sonrası kazandık. Şimdi yeniden ülke genelinde bir eylem takvimini bugün itibarıyla başlatıyoruz. Bu eylem sürecini de siz değerli basın mensupları aracılığıyla teşkilatımıza, kamu çalışanlarımıza ve kamuoyuna açıklıyoruz.” şeklinde konuştu.

“Yürüdük yine yürürüz”

Murat Özkan açıklamalarını şöyle tamamladı: “Geçtiğimiz hafta Tüm Türkiye genelinde Ofis Hizmet kolunda bulunan 51 kurum ve kuruluşta 350 bin kamu çalışanı ile omuz omuza bir hafta boyunca taleplerimizi içeren kokartları yakamızda taşıyacağımızı açıkladık ve bugüne kadar da taşıdık. Bu hafta aksiyonumuz ise ülke genelinde, bütün şubelerimizce gerçekleştireceğimiz kitlesel basın açıklamalarımız ve taleplerimizi içeren imza kampanyasını başlatmaktır. Belirlediğimiz tarihe kadar bu taleplerimizin gerçekleşmemesi halinde, yürüme eylemi gerçekleştireceğiz. 3600 Ek gösterge talebimizi, 3 milyon 600 bin adım atarak Bolu’dan Ankara’ya yürüyerek tekrar gündeme taşıyacağız. Yürüdük, yine yürürüz. Kâfi ki, kamu vazifelilerinin kazanımları gasp edilmesin. Kâfi ki, kamu vazifelilerinin haklı talepleri kazanıma dönüşsün. Elimizden alınan kazanımlarımız geri verilinceye, taleplerimiz kazanıma dönüşene kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.” – MANİSA

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

4 Devinde Türkiye Şaşkınlığı! Hepsi Birden Geri Çekti

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.