34,3869$% 0.47
36,8522€% -0.6
2.968,04%-0,25
4.977,00%-0,14
19.904,00%-0,14
2.684,98%-0,72
9.184,82%2,67
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Mersin Körfezi’nde kirlilik düzeyinin artması nedeniyle meydana gelen köpüklenme için müsilajdan beter yorumunda bulundu.
Mersin Körfezi’nde 1 aydır kıyıya yakın bölgelerde deniz yüzeyinde köpüklenme görülürken suda görüş uzaklığında de azalma yaşanıyor.
AA’ya konuşan Salihoğlu, Yenişehir kıyısı boyunca görülen köpüklenme hakkında, Mersin Körfezi’ni Doğu Akdeniz’de kirliliğin en yoğun görüldüğü bölgelerden biri olarak nitelendirdi.
‘ANCAK 1,5 METRE GÖRÜNÜYOR’
Körfezin kıyılarında şu anda gözle görülür bir kirlilik olduğunu ve buradaki durumun neredeyse Marmara Denizi ile eş paha hale geldiğini aktaran Salihoğlu, Şu anda Mersin Körfezi’nde denize baktığınızda ancak 1,5 metreyi görebiliyorsunuz. Işık geçirgenliği epey düşmüş, çok kirli bir suyla karşı karşıyayız ve bu kirlilik oksijen düzeylerini de düşürüyor. Deniz yüzeyinde köpüklü yapılar, yoğun alg patlamaları var. Şu anda içine girdiğimiz deniz sağlıklı ve keyif veren bir deniz değil. Kirli ve bulanık bir denizle karşı karşıyayız diye konuştu.
Özellikle belli tıptaki alglerin yoğun üremesi sonrası, fizikî olarak akıntı ve rüzgarla bu köpüklenmenin oluştuğunu anlatan Salihoğlu, şöyle devam etti:
Buradaki durum müsilajdan beter çünkü gerçekten inanılmaz bir kirlilik yükü var, şehir kirliliği çok yüksek. Yaz döneminde nüfus artışıyla birlikte evsel atıklar çok yükselmiş durumda. Büyük ırmaklardan, örneğin Seyhan Irmağı’ndan, çok önemli bir kirlilik girdisi var. Ziraî ve endüstriyel kökenli kirlilik de çok yüksek.
Kirliliğin ana kaynağının karasal girdiler olduğunu, şehir deşarjları ile etkisiz veya yetersiz çalışan arıtma tesislerinin de önemli bir rol oynadığını kaydeden Salihoğlu, ırmaklardan gelen yayılı kaynaklı kirlilik yükünün de yüksek düzeyde ve ziraî ve endüstriyel uygulamalardan kaynaklandığını bildirdi.
Mersin Körfezi’ndeki durumun ürkütücü boyutlara ulaştığını ifade eden Salihoğlu, denizin durumuyla ilgili kullanılan kriterlere göre buranın çok kötü veya aşırı kötü düzeylerde olduğu tespitini paylaştı.
Salihoğlu, suyun geçirgenliğinin yani insanların suyu görme kapasitesinin çok düşük, azot ve fosfor yüklerinin ise çok yüksek olduğunu, bu durumun fitoplanktonu aşırı düzeyde artırdığını vurguladı.
‘GÖRÜLMEMİŞ DÜZEYLERDE BİR KİRLİLİKLE DENİZLERE YÜKLENİYORUZ’
Açık bir deniz olan Akdeniz’deki akıntı sisteminin şu anda bu körfezleri temizleyebilecek durumda olmadığı değerlendirmesinde bulunan Salihoğlu, şunları söyledi:
Gerçekten durum çok önemli. Deniz sistemlerini ortadan kaldırıyoruz, tabiri caizse denizleri komaya sokuyoruz. Sıcaklıklar da çok artmış durumda. Yaptığımız ölçümlerde, Mersin şehri kıyılarında deniz suyu sıcaklıkları 34 dereceleri gösteriyor. İklim değişikliğinin ve sıcaklıkların baskısı çok yüksek ve hiç görülmemiş düzeylerde bir kirlilikle denizlere yükleniyoruz. Aynı zamanda balıkçılık faaliyetleri de hiçbir şekilde sürdürülebilir değil.
Enstitü olarak Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Temiz Akdeniz İçin Ekosistem Tabanlı İzleme ve Yönetim Planı Projesi yürüttükleri bilgisini veren Salihoğlu, farkındalık oluşturmaya çalıştıkları bu çalışmada belli bir düzeye geldiklerini ancak bunun yeterli olmadığını, durumun ciddiyetinin artık herkes tarafından anlaşılması gerektiğini dile getirdi.
‘KİRLİLİK İNSAN KAYNAKLI’
Akdeniz’in temiz ve parlak deniziyle ünlendiğini ancak Mersin kıyılarının bu standartlardan uzak olduğunu ifade eden Salihoğlu, kirliliğin dış etkenlerden değil, insan davranışlarından kaynaklandığını belirtti.
Bölgedeki nüfus artışının altını çizen Salihoğlu, turizmin yoğun olduğu her bölgede insan kullanımından dolayı ortaya büyük bir atık yükü çıktığından ve bu atıkların doğru yönetilmesi gerektiğinden bahsetti.
‘SEFERBERLİK YAKLAŞIMIYLA DÜŞÜNMELİYİZ’
Salihoğlu, şu tavsiyelerde bulundu:
Kirliliğin geniş bir alanı kaplaması söz konusu. Şu anda birçok atık, basit bir ön arıtmadan sonra tüm azot ve fosfor yüküyle birlikte denize ulaşıyor. Bunların önüne geçmemiz, bir seferberlik yaklaşımıyla denizlerin üstüne düşmemiz, denizlere daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor. Bir an önce denizlere olan kirliliği azaltmak için bir araya gelmemiz, koruma alanları ilan etmemiz lazım. İyi tarım uygulamalarına geçilmesi ve daha iyi planlama yapılması, endüstriyel atıkların kesinlikle arıtılarak ırmaklara verilmesi şart. Aksi halde, sosyal, ekonomik ve ekolojik kayıplarımız çok fazla olacak.
(ANADOLU AJANSI)
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Piknik Keyfi Acıya Döndü: Kebap Yerken Karnına Şiş Saplandı!