34,5569$% 0.15
36,1789€% -0.17
2.980,47%0,64
5.073,00%0,60
20.232,00%0,62
2.685,81%0,53
9.367,77%3,72
Almanya’dan çıkıp kısa sürede dünya çapında bir ikili olan pop folk grubu Milky Chance, MIX Şenlik kapsamında İstanbul’da dinleyicileriyle buluşacak. Vokalist ve gitarist Clemens Rehbein, basçı ve perküsyoncu Philipp Dausch ve grup üyelerinden Antonio Greger ve Sebastian Schmidt’ten oluşan kümenin ‘Stolen Dance’ isimli single parçaları 2013’te viral bir hit oldu.
Pop folk grubu Milky Chance ile müziklerini, mesleklerini ve müzik bölümünü konuştuk.
Kariyeriniz boyunca kümenizin müziği nasıl evrildi? Başlangıçtan bugüne kadar müziğinizi şekillendiren en büyük değişimler neler oldu?
Başlangıçta her şey çok daha ‘DIY’ (Kendin yap) üslubundaydı ve teknik olarak daha sonluydu, bu da müziğin sesini etkiledi. İlk başlarda sadece bir mikrofon, bir bilgisayar ve bir gitarımız vardı, hepsi bu. Bugün ise birçok enstrüman ve ekipmanla dolu, üzerinde oynayabileceğimiz büyük bir profesyonel stüdyomuz var, yani çok daha fazla seçeneğimiz bulunuyor. Müziğimiz daha katmanlı ve daha karmaşık hale geldi, ilk albümümüz daha sadeydi. Bugün şuurlu olarak kendimizi sonlandırmamız ve bir müzik ya da düzenleme için en iyi fikri bulmaya çalışmamız gerekiyor. Sadelikten hoşlanıyoruz ama bu kadar çok mümkünlük varken buna bağlı kalmak çok daha zor.
“Stolen Dance” dünya çapında büyük bir başarı yakaladı. Bu başarı sizi nasıl etkiledi ve mesleğinizde nasıl bir dönüm noktası oldu?
O müzik bizim için dünyaya açılan kapıydı ve hala öyle. Her şeyi başlattı ve bunun için çok minnettarız.
‘ŞARKI YAZIMIMIZ DAHA OLGUN BİR HALE GELDİ’
Şarkılarınızı besteleme süreciniz nasıl gelişiyor? İlham aldığınız isimler veya gruplar var mı?
Bence müzik yazımımız daha olgun ve daha kesin hale geldi. Bence bu, olduğumuz yerle otomatik olarak ve bilinçsizce aynalanıyor. Hangi perspektiflerden baktığımız, dünyayı nasıl anladığımız, şeyleri nasıl gördüğümüz, nasıl hissettiğimiz… Hepsi orada, bazen daha fazla bazen daha az. Aynı bir günlük gibi. 30 yaşındayken yazdıklarınız, gençken yazdıklarınızdan farklı olur.
Kariyerinizde karşılaştığınız en büyük zorluklar neler oldu?
Dünya çapında turnede olan bir grupken ve çocuklarınız varken yaratıcı olmak için huzur ve dinlenme bulmak gerçekten bir meydan okuma. Daima bir denge kurma çabası.
‘MÜZİK ENDÜSTRİSİNİN ÜZERİNE KURULU OLDUĞU TEK ŞEY SANATÇILAR’
Müzik dünyası daima değişiyor. Sizce önümüzdeki 10 yıl içinde müzik nasıl bir evrim geçirecek? Bu değişime nasıl ayak uydurmayı planlıyorsunuz?
10 yıl sonra nereye gideceğini gerçekten bilmiyorum. Muhtemelen kimse bilmiyordur. Bugünlerde her şey o kadar hızlı hareket ediyor ki, birkaç ay içinde dünyayı ele geçiren bir sonraki büyük uygulamanın ne zaman geleceğini bilemezsiniz. 15 yıl öncesine bakarsanız gerçekten akıl almaz. O zamanlar Spotify yavaş yavaş yükseliyordu, şimdi ise müzik sanayisinin tamamen onun üzerine kurulu olduğunu hissediyorsunuz. Ama bu doğru değil. Müzik endüstrisinin üzerine kurulu olduğu tek şey sanatkarlar ve onların yaptığı müzik. Onlar sonsuza kadar kalacak. Diğer her şey, dağıtım, pazarlama araçları, sosyal medya uygulamaları vs. değişecek, tahminen de sadece gelip geçecek.
Dijital platformların müzik sektöründeki etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Streaming çağı, müzik üretim ve dağıtım biçiminizi nasıl değiştirdi?
Şarkı yazma ve yapım stilimizin değişmediğini umuyorum. Dağıtım elbette değişti. İnsanların müziği nasıl tükettiği ve müzik için nasıl ödeme yaptığı bizim elimizde olan bir şey değil.
Sahnedeki enerji ve performans sizin için ne kadar önemli? Hayranlarınızla olan etkileşim sahneye çıkarken sizi nasıl etkiliyor?
Bence işin özü de bu. Ayrıca tamamen kontrol edemeyeceğiniz bir şey, bu da her gösteriyi eşsiz kılıyor. Biz duygusal insanlarız, robot değiliz. Sahnede ve sahnenin önündeki insanlar konseri etkileyebilir. Hiç kimse bir şovun nasıl sonuçlanacağını tahmin edemez.
‘İSTANBUL’A GERİ DÖNECEĞİMİZ İÇİN ÇOK HEYECANLIYIZ’
İstanbul’da sahne almak sizin için nasıl bir deneyim? Türkiye’deki dinleyicilerden nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Son orada olduğumuzda kusursuz vakit geçirdik. İnsanlar olağanüstüydü ve çok misafirperverdi. İstanbul’a geri döneceğimiz için çok heyecanlıyız.
Türkiye’deki performansınız sırasında unutamadığınız bir anınız var mı?
Bir kezinde Türk kıyısında bir şenlikte çaldık. Gerçekten hoştu ve şenliğin genel atmosferi süperdi. Maalesef ismini unuttum…
‘ALTIN GÜN’Ü ÇOK SEVİYORUM’
Türkiye’den tanıdığınız veya dinlediğiniz müzisyenler/gruplar var mı?
Altın Gün’ü çok seviyorum, sanırım Türk-Hollandalı bir grup. Ama müzikler Türkçe. Gerçekten kusursuz şeyler yapıyorlar. Ayrıca olağanüstü bir canlı performansları var.
Yakın gelecekte dinleyicilerinizi bekleyen projeler var mı? Yeni müzik, işbirlikleri veya sürprizler olacak mı?
Sürekli yeni müzikler üzerinde çalışıyoruz ve çok yakında yeni müziklerimiz olacak.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Büyük Balkabağı Valsi